Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/538 E. 2021/532 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/538 Esas
KARAR NO : 2021/532
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 17/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin özellikle inşaat sektöründe kullanılan plastik ürünlerin üretimi, satışı, pazarlanması, inşaat taahhüt işleri, inşaat malzemesi alım ve satımı vb. alanlarda faaliyet gösterdiğini, bu faaliyetler kapsamında davalı şirketin sipariş ve talebi üzerine müvekkilinin davalı şirkete çeşitli tarihlerde mal satıp bunlara dair faturaları da düzenleyerek davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirket tarafından müvekkilince düzenlenen hiçbir faturanın iade edilmediğini, davalı şirketin faturalardan kaynaklanan cari hesap borcunu ödememesi nedeniyle, alacağın tahsili amacıyla Ankara … Dairesi’nin 2020/6448 sayılı dosyasında başlatılan takibin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından yapacağı yapı işlerinde kullanılmak üzere, davacı şirketten standartlara ve yapılacak işlere uygun ölçü olan 2.50 metre uzunlukta malzemenin siparişinin verildiğini, davacı şirketçe gönderilen malzemelerin ise standartlara ve sipariş verilen ölçüye uygun olmayan, tahminen 2 metre uzunlukta olup, müvekkilinin yapmış olduğu taahhüt işlerinde kullanılamayacak nitelikte dolayısıyla müvekkili şirketin işine yaramayacak ölçüde kısa olduğunu, davacı şirketçe müvekkili şirketin vermiş olduğu siparişin dışında ölçüye sahip ayıpla malın hiçbir şekilde kullanılmadığını, söz konusu malzemeden ötürü müvekkili şirketin beklediği faydanın ortadan kalktığını, davacı şirkete standarda uygun ve sipariş verilen ölçülerde malzemenin yeniden gönderilmesi için defalarca talepte bulunulduğunu, satıcı davacı şirketçe bu değişimin yapılmadığını, söz konusu malzemelerin davacı şirkete teslim amacıyla imalat fabrikasına müvekkil şirket çalışanlarınca satıcı, davacı şirketçe şantiyeden geri alınmayan ürünleri kendi çabaları ile davacı şirketin kapısına kadar götürdükleri halde davacı şirketçe ayıplı malların çeşitli bahanelerde kabul edilmemesi üzerine geri getirildiğini, müvekkili şirketçe taahhüt edilen işlerin yürütülmesi için 2,50 metre uzunluğundaki malzemelerin başka şirketlerden temin edilerek şantiyede imalatta kullanıldığını, satın alınan ayıplı malların halen müvekkili şirketin malzeme deposunda muhafaza edildiğini, satıcı şirketçe istenildiğinde geri alınabileceğini belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Ankara … Dairesi’nin 2020/6448 sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı(alacaklı) şirket tarafından, davalı(borçlu) şirket aleyhine cari hesap ekstresi ve faturalar dayanak gösterilmek suretiyle, 15.957,28 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 ticari faizi ile birlikte tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun yasal süre içerisinde borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, akabinde takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı alacaklı tarafından yasal bir yıllık süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Tarafların ticari defterleri ve vergi kayıtlarında inceleme yapılması amacı ile dosya re’sen seçilen mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup, dosya kapsamına alınan 20/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında alım satıma dayalı ticari ilişki bulunduğu, usulünce tutulmakla sahibi yararına delil olma özelliği taşıyan davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre, davacı tarafından davalıya 23.172,74 TL tutarında emtia satıldığı, iade faturası ile birlikte 7.215,46 TL tahsilat yapıldığı, buna göre davacı şirketin 11/08/2021 olan takip tarihi itibariyle 15.957,28 TL bakiye alacağının bulunduğu, VUK’nun 359. sıra no’lu genel tebliği uyarınca belirlenen mal ve/veya hizmet alış ve satışlar KDV hariç 5.000 TL üzerindeki tutarın (ay içerisindeki bir veya birden fazla fatura toplam tutarı) vergi dairesine bildirimi zorunlu olup, her iki yan tarafından 5.000 TL üzerinde olan faturaların BA, BS formları ile beyan edildiğinin görüldüğü bildirilmiştir.
Dava İİK’unun 67. maddesine dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafın cari hesap ilişkisinden kaynaklı bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine istinaden davalı tarafa gönderilen malın ayıplı olup olmadığı, davacı tarafça ifanın gereği gibi yerine getirilip getirilmediği hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir(HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir,
Ayrıca her iki tarafın 5.000 TL üzerinde olan faturaları BA, BS formları ile ilgili vergi dairesine beyan ettiği anlaşılmakla, taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğu ve malın teslim edildiğinin kabulü gerekmiştir. Her ne kadar davalı taraf malın ayıplı olduğunu beyan etmiş ise de; ayıp ihbarında bulunduğuna dair yasal herhangi bir delil sunmamıştır. TBK 223.maddesi uyarınca; ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” Açıklanan kanun maddesi ışığında ayıp ihbarında bulunmayan davalının satılan malı teslim edildiği şekliyle kabul etmiş sayıldığı sonucuna varılarak, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve alacağın likit olduğu ve yasal koşulların oluştuğu gözetilerek davacı lehine alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE, Ankara … Müdürlüğü’nün 2020/6448 esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Kabul edilen alacağın %20’si oranında (3.191,45 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1090,04 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 192,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 897,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 192,64 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 996,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
Posta Masrafı : 134,00 TL
Başvurma Harcı : 54,40 TL
Vekalet Harcı : 7,80 TL