Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/509 E. 2023/333 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/509 Esas – 2023/333
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/509 Esas
KARAR NO : 2023/333

HAKİM …
KATİP ….

DAVACI ….

DAVALI ….

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile, … Güllük 12 derslikli İlkokul yapım işi ve … Merkez 16 derslikli ortaokul işinde ince imalat işlemlerinin yapılması konusunda 20.05.2019 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme konusu işlerin süresinde tamamlanarak karşı tarafa teslim edildiğini, müvekkilinin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini ancak hakedişlerin eksik olarak ödendiğini, karşılıklı olarak kesin hesap yapılmadığını, sözleşmede imalat için birim fiyat 10 TL/m3 olarak belirlenmiş olmasına rağmen 4 TL/m3 şeklinde ödeme yapıldığını, saten perdah alçısı, perlitli sıva alçısı karışımı ile düzeltme sıvası işi yapıldığını, bedelinin ödenmediğini, döviz ve altın fiyatlarındaki artışlar ve Covid 19 nedeniyle ekonomik şartların değiştiğini ve inşaat malzemelerinde fahiş fiyat artışları nedeniyle büyük maddi zarara uğradığından fiyat farkı talep ettiğini, sözleşme uyarınca hakkediş sonucu düzenlenecek faturadan 75-90 gün sonraya çek verilmesi gerekirken daha sonraki tarihlerde ödeme yapıldığı için vade farkı alacağı doğduğunu, açıklanan nedenlerle ıslah ve alacak artırımı hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL fiyat farkı alacağının arabulucuk görüşmelerinin olumsuz olarak sonuçlandığı 23.09.2020 tarihinden itibaren avans faiziyle, 100 TL sözleşmeye göre ödenmesi gerektiği halde ödenmeyen alacakların 23.09.2020 tarihinden itibaren avans faiziyle, 100 TL geç ödeme nedeniyle vade farkı alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca sözleşme kapsamındaki işleri sabit birim fiyatlarla yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, taşeron olan davacının işin ifası esnasında hiçbir şekil ve koşulda yeni hak ve fiyat talep edemeyeceğinin açıkça belirtilmiş olduğunu, sözleşmenin 6. maddesinde yapılan her imalatın fiyata dahil olduğu, herhangi bir fark ödemesinin söz konusu olamayacağını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede kesin vade bulunmadığını, sözleşmenin 9. maddesinde idarenin işverene ödemeyi yaptıktan sonra, aylık hakkediş sonucu kesilecek faturadan 75-90 gün sonraya taşerona çek verileceğinin belirlendiğini, davacı tarafından hiçbir hakedişe ve kesin hakedişe ihtirazi kayıt konmadığını ve itiraz edilmediğini, 03.08.2020 tarihli tutanak ile müvekkili şirketin ibra edildiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi talep ve beyan etmiştir.
Mahallinde keşif icra edilmek suretiyle, davaya konu eser sözleşmesi kapsamında ve sözleşme dışında davacı taşeron firma tarafından yapılan imalatların tespiti, eksik ya da ayıplı iş olup olmadığı hususunda, re’sen seçilecek harita mühendisi, inşaat yüksek mühendisi ve eser sözleşmelerinden anlayan nitelikli hesap bilirkişisi aracılığıyla rapor tanzimi için … Nöbetçi ATM’ne talimat yazılmış olup; … 1. AHM’nin 2021/109 talimat sayılı dosyası kapsamında mahallinde keşif icra edilmek suretiyle düzenlenen 17/02/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava dilekçesinde belirtilen yapım işlerine ait sözleşme bedelleri ve yapım işi kapsamında düzenlenmiş hakedişler incelendiğinde; Y.15.140/4 pozu kapsamında gerçekleştirilen işlerden 8 009.86 TL, ÖBF.002 pozu kapsamında gerçekleştirilen işlerden 13 000.00 TL olmak üzere toplam 21.009.86 TL eksik hak ediş düzenlendiğinin tespit edildiği bildirilmiştir.
… 1. AHM’nin 2022/14 talimat sayılı dosyasında alınan 18/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının yüklendiği iş ile ilgili davalı tarafından yapılan ödemelerin geç yapıldığı iddiası nedeniyle vade farkı alacağının doğduğunu, davalı tarafın taraflar arasında yapılan sözleşmede sabit birim fiyat ile iş yapılacağını, sözleşmede kesin vade bulunmadığının belirtildiğini, Ticaret Kanunu’nun 1530. maddesinde, borçlunun temerrüdünün bu koşullarından, özellikle muacceliyet ile ihtar koşulu açısından değişiklikler yapıldığını, buna göre, Kanun’daki ifadeyle “mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde” para borcunun ifa edileceği tarih belirli veya kesin vade biçiminde belirlenmemişse borçlu, kural olarak faturanın borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda ayrıca ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğini, ayrıca tarafların para borcunun ifa edileceği tarihi (muacceliyeti) serbestçe belirleme yönündeki özgürlükleri de bu hükümle kısmen sınırlandırıldığını, Buna göre para borcunun vadesinin, kural olarak altmış günlük süreyi aşacak biçimde belirlenemeyeceğini, Mahkemece dava konusu olayda geç ödemeler ile ilgili Türk Ticaret Kanunu’ nun 1530. maddesi ilgili hükümleri uygulanması kanaatinde olunduğunda buradan hareketle, davacının yüklendiği iş ile ilgili düzenlenen hakedişlere ait fatura tarihleri üzerine 60 gün eklenerek davalının yaptığı ödeme tarihlerine göre T.C. Merkez Bankasınca belirlenen Avans Faiz Oranlarına göre hesaplama yapılmış olup, yapılan hesaplama sonucunda; hakediş (fatura) toplamı 4.764.878,31 TL, işlemiş faiz 137.508,54 TL, toplam 4.902.386,85 TL, ödenen 4.677.292,99 TL, kalan 225.093,86 TL, ödemenin faizden düşen kısmı 137.508,54 TL, ödemenin ana paradan düşen kısmı 4.539.784,45 TL, kalan Faiz 0,00 TL, kalan ana para 225.093,86 TL olduğu, davacının alacağının 225.093,86 TL olarak hesaplandığı, davalının yaptığı ödemelerin öncelikle hesaplanan işlemiş faizden düşüldüğü, yapılan ödemeler sonucunda işlemiş faiz tutarının yapılan ödemeler ile kapandığı, ana paradan alacaklı kaldığı, tarafların ticari defter kayıtlarının birbiri ile uyumlu olmadığı, tarafların muavin defter kayıtlarına göre davalı BETPA davacı EVY’ den 40.414,86 TL alacaklı olduğunu, davacı EVY, davalı BETPA’ dan 87.585,32 TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halelleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerektiğini, tarafların ticari defterleri birbiri ile uyumlu olduğu takdirde taraf lehine delil olabileceğini, bu nedenle tarafların alacak iddialarını ispat yükümlülüğünün kendi üzerlerinde olduğu bildirilmiştir.
Davacı yan ticari defterlerinin incelenmesi amacı ile mahal mahkemesine talimat yazılmış olup; Kocaeli 2. ATM’nin 2021/74 talimat sayılı dosyasında alınan 15/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamında yapılan incelemede taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin dosyaya sunulan 20.05.2019 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, davacının ticari defter tutma zorunluluğunun bulunduğu ve ticari defter tuttuğu, defter tasdiklerinin zamanında yapıldığı, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu, davacı defterlerine göre dava tarihi itibariyle davacının, davalıdan 87.585,32 TL tutarında alacaklı olduğu, Mahkemece bir vade farkına hükmedilmesi durumunda hesaplanan vade farkı tutarının 70.436,33 TL olduğu, ana para artı vade farkı toplamının 87.585,32 TL + 70.436,33 TL = 158.021,65 TL olduğu bildirilmiştir.
Davalı taraf ticari defterlerinin incelenmesi suretiyle düzenlenen 26/10/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davanın, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinden kaynaklı fiyat farkı, hak ediş bedeli, vade farkından oluşan alacak istemine ilişkin olduğu, yapılan davalı ticari defterlerinin incelenmesinde, davalının ticari defterlerinin kanuna uygun olarak tutulmuş olduğu, davacı yanca düzenlenen tüm fatura bedellerinin bir kısmının banka aracılığı ile nakit, bir kısmının ise çek verilmek suretiyle ödendiği, davacının davalıdan faturalardan kaynaklı herhangi bir hak ediş alacağı bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5. ve 10. maddesinde, davacı taşeronun sözleşme konusu işi sabit birim fiyatlarla yapacağı fiyat farkı talep edemeyeceği düzenlendiğinden, davacının fiyat farkı talebine ilişkin alacak hakkı bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.maddesinde, idareden tahsil edildikten sonra aylık hak ediş sonucu kesilecek faturadan 75-90 gün sonraya taşerona çek verileceği düzenlendiği, davacı taşeron EVY İnşaat Danışmanlık Ltd. Şti. tarafından ödemelerin geç yapılmasından kaynaklanan alacak talebine ilişkin bir ihtirazı kayıt bulunmaksızın 03.08.2020 tarihli Tutanak başlıklı belge ile, hakkedişlere ilişkin faturalardan kaynaklanan bakiye alacağının ödenmesi üzerine herhangi bir cari hesap alacağı kalmadığının beyan edildiği, davalı ticari defter incelemelerine göre faturalardan kaynaklı bakiye alacağın davacı taşerona ödenmiş olduğu ve ödemelerin geç yapıldığına veya itiraza yönelik dosya kapsamında bir belgeye rastlanılmadığından davacının vade farkı talebine ilişkin bir alacağı bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacı tanığı YASİN ÇİĞDEM katılmış olduğu oturumda; “ben davalı firmada Ekim 2017, Mayıs 2020 tarihleri arasında teknik ofis müdürü olarak çalıştım, davacı firma ile iş yaptıkları dönemde de hak ediş belgeleri ve ilgili kayıtları ben düzenledim, inşaat sahasından gelen iş ilerlemesine ilişkin kayıtlara istinaden düzenlenen hak ediş belgeleri üst yönetime sunulur ancak bu aşamada şirket yetkilileri “ben hak edişi ödemem, bu kadar imalatı vermem, bu fiyattan ödemeyi yapmam” gibi beyanlarda bulunurlardı, bende hatta vicdanen rahatsız olduğum için şirket yetkilileri ile sıkıntı yaşadım, inşaat malzemelerinin bedellerinde piyasa rayicinin altında göstererek ödemeleri yapmayı istedi, çalıştığım dönem için çek ödemelerinde vadesinde ödemeler yapılmadı, 120 -180 gün arasında kaymalar oldu, bunun sonucunda da vade farkı hesaplaması yapıldı ancak üst yönetim bunu da kabul etmedi, benim işten ayrıldığım dönemde davaya konu ilkokul hazır haldeydi, geçici kabule hazır haldeydi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak(fiyat farkı, hakediş bedeli, vade farkından kaynaklı) istemine ilişkin olup, taraflar arasında davacı taşeron firmanın sözleşme kapsamında yüklendiği edimleri ifa ederek teslim ettiği hususunda ihtilaf olmamakla birlikte, uyuşmazlığın davacının eksik ve ayıplı imalatı bulunup bulunmadığı, edimin süresinde ifa edilip edilmediği, bu suretle iş bu sözleşme kapsamında davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, var ise tutarı ve sözleşme dışı yapılan işlerin bedelinin tahsilinin gerekip gerekmediği hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen 20/05/2019 tarihli eser sözleşmesinin 5.maddesi;
“Taşeron, sözleşme kapsamındaki işleri işveren ile arasında akdedilmiş olan ana sözleşme ve eklerine uygun olarak sabit birim fiyatlar ile yapmayı kabul ve taahhüt eder. Taşeron, işin ifası esnasında hiçbir şekilde ve koşulda yeni hak ve fiyat talep edemez. Taşeron, iş bu sözleşmenin imzalanmasından sonra gerek iş süresi içerisinde gerekse herhangi bir şekilde uzayan süre içinde, taahhüdünün tamamen ifasına kadar geçecek süre zarfında “fiyatların yükselmesi, mevcut vergilerin artırılması, yeni vergiler, resim ve harçlar konulması veya vergi oranlarının değiştirilmesi, malzeme ve işçilik ücretlerinin artması vb.” gibi sebeplerle fiyatın arttırılmasını, uyarlanmasını vs. talep etmeyecektir. İşin miktarı işverenin isteği doğrultusunda artar veya azalır. Taşeron artış veya azalıştan dolayı herhangi bir hak talep edemez, işi işbu sözleşme koşullarına yerine getirmek zorundadır. İşin sonunda kesin hesap aşamasında metrajlar yeninden hesaplanıp +/- dengesi sağlanacaktır. Yapılan imalatların yerinde ölçüsü esas alınacaktır.”
Sözleşmenin “Sözleşme Bedeline Dahil Olan Giderler,” başlıklı 6. Maddesi, “…Taahhüdün (İlave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlar dahil) yerine getirilmesine ilişkin ulaşım, sigorta, vergi, stopaj, resim ve harç giderleri, işçilik, seramik ve mermer malzemesi dışındaki tüm ana malzemeler ve tüm sarf malzemeler, akaryakıt, kaine ekipman, iaşe, koltuk ambarı vs. gibi tüm giderler bu sözleşme birim fiyatlara dahildir. İlgili mevzuat uyarınca hesaplanacak Katma Değer Vergisi, sözleşme bedeline dahil olmayıp işveren tarafından taşerona ödenecektir.”
Sözleşmenin “Ödeme yeri, Şartları ve Teminat,” başlıklı 9. Maddesi, “Sözleşme bedeli, (İlave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlara ilişkin bedel dahil) İşverenin Muhasebe Müdürlüğü tarafından aşağıda öngörülen plan ve şartlar çerçevesinde ödenecektir. Hakedişler, Yapım İşleri Genel Şartnamesinde düzenlenen esaslar çerçevesinde düzenlenir ve işverence onaylandıktan sonra taşeron tarafından fatura kesilir. Tahakkuk eden tutardan KDV, Gelir Vergisi tevkifatı ile işverenin taşeron adına yapmış olduğu ödemeler (yemek, telefon, motorin, araç kira bedelleri vs.) kesilir. İşveren taşeronun hakedişini İdare kendi hakedişini onaylandıktan sonraki ilk 10 gün (on) günü içerisinde yapar ve onaylar. Hakedişinden %5 emanet kesintisi yapar. Taşeron hakedişinden teminat, işveren tarafından yapılan ödemeler, kanuni kesintilere yapıldıktan sonra Taşeronun SGK, KDV, Tahakkuk ve tahsilat makbuzlarının işverene ihraz edilmesine müteakip tahakkuka bağlanır. İdare işveren ödemeyi yaptıktan sonra aylık hakediş sonucu kesilecek faturadan 75-90 gün sonraya taşerona çek verilecektir.”
Sözleşmenin “Fiyat Farkı” başlıklı 10. Maddesi;
“Taşeron gerek sözleşme süresi gerekse uzatılan süre içinde sözleşmenin tamamen ifasına kadar, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerde artışa gidilmesi veya yeni mali yükümlülüklerin ihdası gibi nedenlerle fiyat farkı verilmesi talebinde bulunamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı tarafından sunulan 03/08/2020 tarihli “TUTANAK” başlıklı belge incelendiğinde;
“İşveren BETPA İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Ltd. Şti taahhüdü altında yapılan ve Şirketimiz EVY İnşaat Danışmanlık Ltd. Şti. ‘nin taşeron olarak görev aldığı …/Güllük 16 derslik okul projesi işinde İşveren tarafından yapılan hakedişler doğrultusunda tarafımızca mal ve hizmet faturaları düzenlenmiştir. İşveren tarafından yapılan hakedişlere ilişkin bu faturaların karşılığı bedelleri tarafımıza nakit ve çek olarak yapılmış ve söz konusu faturalardan kaynaklanan bakiye alacağımızı iş bu tutanağın imzalanması akabinde tarafımıza ödeyecektir. Bu kapsamda ödemenin tarafımıza y
apılması akabinde Taşeron EVY İnşaat Danışmanlık Ltd. Şti. olarak şirketimizin herhangi bir cari hesap alacağı kalmamıştır.” şeklinde olduğu tespit edilmiştir.

Yapılan yargılama, toplanan deliller ve yukarıda açıklanan sözleşme maddeleri kapsamında; davacı taşeronun herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan imza altına aldığı 03/08/2020 tarihli tutanak ile, davalı işveren tarafından yapılan hakedişlere ilişkin faturaların bedellerinin taraflarına nakit ve çek olarak yapıldığı ve söz konusu faturalardan kaynaklanan bakiye alacağın ödenmesi akabinde davacı taşeronun herhangi bir cari hesap alacağı kalmayacağının beyan ve ikrar edildiği, usulüne uygun tutulmuş taraf ticari defterlerine göre, davalı işverenin, davacının fatura olarak yansıttığı tüm hakediş ödemelerini yaptığı, bu suretle davacı taşeronun bakiye hakediş alacağının kalmadığı tespit edildiği gibi, davacının vade farkına dayalı alacağının da bulunmadığının anlaşıldığı, yine tarafların serbest iradeleri ile imza altına aldığı 20/05/2019 tarihli eser sözleşmesinin 5. ve 10.maddesi kapsamında davacı taşeronun hiç bir koşulda fiyat farkı talebinde bulunamayacağının düzenlendiği, bu kapsamda davacının fiyat farkına ilişkin talebinin de yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-D
avanın REDDİNE,

2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,

6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/05/2023

Katip …
¸

Hakim…
¸