Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/480 E. 2021/834 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/480 Esas
KARAR NO : 2021/834

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 17/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından işletilen … isimli şahıs şirketinin “…” markasını kullanarak, gelişimi hedefleyen kişi, kurum ve şirketlere ilişkin olarak şirket içi pozisyon ihtiyacı bulunması halinde işe alım ile ilgili mülakat süreçleri ile iş başvurularının değerlendirilmesi ve süreç tasarımları konularında hizmet ve destek sağlayan, insan kaynakları ile yönetim danışmanlığı firması olduğunu, davalının davacı müvekkilinden danışmanlık hizmeti talep edildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalıya mail yoluyla teklif metninin iletildiğini, davalı çalışanı …. tarafından müvekkiline “….” konulu mailin gönderildiğini, bu mailin içeriğinde… Holding’in acil personel ihtiyacı olduğu ve müvekkilinden iş başvurusu yapan adaylarla görüşerek uygun görülen adayların kendilerine yönlendirmesinin talep edildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından 3 hafta boyunca haftada ortalama 3 gün… Holding merkezinde bizzat çalışılarak adaylarla görüşüldüğünü, 15.01.2019 tarihinde, davalı şirketin insan kaynakları müdürlüğü pozisyonu için, adaylardan …. ile mülakat yapıldığını ve… Holding yetkilisinin adayı beğenmesi üzerine davalı şirket tarafından müvekkilinden adayın referans araştırmasının yapılmasının talep edildiğini, davalının bu talebi üzerine müvekkili tarafından aday …’ya ilişkin olarak detaylı referans araştırılmasının yapıldığını, …Yazılım Şirketi, Bileşim A.Ş. gibi bir çok şirketin yöneticileri, muhasebe müdürleri ile teker teker görüşme sağlanarak adaya ilişkin tespit edilen referans görüşlerinin 16.01.2019 tarihinde… Holding’e mail yolu ile iletildiğini, anılan mail içeriğinde, olumlu referanslar da göz önünde tutularak, insan kaynakları müdürü pozisyonu için adaya müvekkili tarafından davalı adına 7.000,00 TL. net ücret teklifinde bulunulduğunu, teklifi kabul eden adayın, 21.01.2019 pazartesi günü işbaşı yapacağının bildirildiğini, ayrıca bu mailde müvekkili tarafından, adayın işe alım süresince dair hizmetleri için, adayın yıllık brüt ücretinin (131.000,00 TL.) %15’i olan 19.650,00 TL. + KDV tutarının davalıya faturalandırılacağının da bildirildiğini, aday …’nın 21.01.2019 tarihinde 7.000,00 TL net ücret ile “… Holding”de İnsan Kaynakları Müdürü pozisyonunda işe başladığını, müvekkili tarafından gerçekleştirilen ve yukarıda detaylandırılan danışmanlık hizmetine istinaden, … Holding’e gönderilen 03.12.2018 tarihli teklif metninin yatırım maliyeti başlıklı kısmında yer alan ücret tablosu ve 07.12.2018 tarihli sözleşmenin hizmet bedeli başlığını taşıyan 5. Maddesinde belirtildiği gibi, işe alım süreci desteği için verilen danışmanlık hizmeti için iş teklifini kabul eden kişi başına adayın iş teklifini kabul etmesini takiben işe alınacak çalışanın 1 yıllık brüt ücret paketinin %15’i +KDV oranındaki hizmet bedeli için müvekkili tarafından 04.02.2019 tarihli ve 19.650,00 TL tutarlı açık faturanın düzenlenerek davalı şirket yetkilisi Müge BIÇAKÇI’ya 05.02.2019 tarihinde imzası karşılığında teslim edildiğini, kesinleşen fatura bedelinin tahsili amacı ile Ankara …Müdürlüğü’nün 2020/1775 E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle; takibe vaki itirazın iptali, takibin devamı ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … ile müvekkili firma arasında personel temini için sözleşme imzalanmadığını, dava dilekçesi ekindeki sözleşme örneğinin müvekkiline sunulmadığını, bahsi geçen sözleşme ve içeriğinde yer alan ücretin de müvekkili tarafından kabul edilmediğini, müvekkili şirketin personel ihtiyacını karşılamak üzere sadece holding merkezinde 3 kişilik insan kaynakları biriminin mevcut olduğunu, bunun dışında yine merkezde 10 kişilik ve ayrıca şantiye ve santrallerde ise ihtiyaca göre muhtelif sayılarda personel biriminin çalışanının mevcut olduğunu, dolayısı ile müvekkilinin objektif olarak … tarafından verildiği iddia edilen hizmete ihtiyacının olmadığını, bu hizmeti yerine getirmek için oldukça fazla personelin mevcut olduğunu, buna rağmen …’ın personel bulma konusunda yardımcı olma talebi üzerine, insan kaynakları birimi tarafından kendisine açık pozisyonların bildirildiğini, uygun aday bulup, adayın şirketçe kabul edilmesi halinde kendisi ile çalışılacağının bildirildiğini, bu sebeple kendisine davalı tarafından sunulan e-postada da belirtildiği gibi hukuk müşaviri-Avukat – Finans Müdürü ve Mali Müşavir ihtiyaçlarını belirten bir listenin gönderildiğini, …’a gönderilen listede “İnsan Kaynakları Müdürü” ihtiyacının belirtilmediğini, kendisinden bu yönde bir hizmet talep edilmediğini, talep edilen pozisyonlara ilişkin her hangi bir aday bulunamadığından davacı ile çalışılmadığını, … her ne kadar müvekkili şirkette insan kaynakları müdürü pozisyonunda çalışmış ise de aranan vasıflı kişinin, müvekkilinin insan kaynakları personeli tarafından ve müvekkilinin üye olduğu “Kariyer.Net” platformu üzerinden bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Ankara …Müdürlüğü’nün 2020/1775 E. Sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 05/02/2019 tarihli fatura dayanak gösterilmek suretiyle toplam 23.187,00 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun yasal süre içerisinde borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya re’sen seçilen nitelikli hesap bilirkişisine tevdi edilerek davalı şirket kayıtlarında da yerinde inceleme yapılmak sureti ile ön inceleme tutanağında belirtilen uyuşmazlık noktaları hususunda, ayrıntılı denetime açık rapor düzenlenmesi istenilmiş olup, 26/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının davalı şirket adına tanzim ettiği 04/02/2019 tarih ve 8 no’lu 23.187,00 TL. tutarlı açık faturanın davalı şirket çalışanı Müge BIÇAKÇI’ya 05/02/2019 tarihinde imzası karşılığında teslim edildiği, davacının davalı şirket adına tanzim etmiş olduğu 04/02/2019 tarih ve 23.187,00 TL tutarlı faturanın, davalı tarafından 2019/Şubat ayına ilişkin Ba-Bs formlarına dahil edilmediği, davacının defter beyan sistemine göre oluşturduğu işletme defterinde gelir ve giderlerini kayıt altına aldığı, davacının davalı şirket adına tanzim ettiği 04.02.2019 tarih ve 8 nolu 23.187,00 TL. tutarlı açık faturadan dolayı davalıdan 23.187,00 TL. tutarında alacaklı olarak görüldüğü, davalının ticari defterlerinde ise, davacının davalı şirket adına tanzim ettiği 04.02.2019 tarih ve 8 nolu 23.187,00 TL. tutarlı faturanın kayıtlı olmadığı bildirilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
“Sözleşme ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.
TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür,” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 2021 yılı itibariyle 4880,00 TL geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle 4.880,00 TL’den aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
HMK 222. maddeye göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1978/11-1147).

Somut olayda; davacı taraf davalı şirkete personel alımı amacıyla danışmanlık hizmeti verdiğini, edimlerini yerine getirdiği halde davalı tarafın ödeme yapmadığını iddia etmiş davalı taraf ise davacı ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, böyle bir hizmetin verilmediğini savunmuştur. Tarafların ticari defterleri bilirkişi marifetiyle incelenmiş olup, taraf defterlerinin birbiri ile uyumlu olmadığı, dava ve takibe konu faturanın davalı defterinde yer almadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf akdi ilişkiyi kabul etmediği için, borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve davalı tarafından teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması davalıyı borç altına sokmayacaktır. Bu durumda davacı yanın akdi ilişki bulunduğunu ispat etmesi gerekmekte olup, bu hususta yazılı delil sunamayan davacıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılmış olup, davacı vekilinin katıldığı 4 no’lu celse de, yemin deliline dayanmadıklarını beyan etmesi nedeniyle, davacı yanın, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu ispat edemediği ve bu suretle davalının takibe vaki itirazında haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olmakla, davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin olarak alınan 280,04 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 220,74 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
Bilirkişi Ücreti : 750,00 TL
Posta Masrafı : 111,50 TL
Başvurma Harcı : 54,40 TL
Vekalet Harcı : 7,80 TL