Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/471 E. 2022/514 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/471 Esas – 2022/514
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/471 Esas
KARAR NO : 2022/514

BAŞKAN : …
KATİP : …

DAVACI :…
DAVALI :…
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi sonucunda fatura alacağından kaynaklanan 563.836,89-TL lik bakiye alacak tahsil edilemeyince; müvekkili şirket tarafından …… Müdürlüğü’nün 2020/2040 Esas sayılı dosyasından 563.836,89-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden sonra işleyecek (yıllık) %13,75 faiz oranı ile tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket itiraz dilekçesinde müvekkili ile arasındaki ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte fatura alacağından kaynaklanan borcunu ödediğini herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine , ödeme emrine, takibe konu borca, takip sonrası talep edilen faize, faiz türüne ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini, itiraz üzerine takip durduğunu, davalının itiraz dilekçesindeki itirazları haksız, dayanaksız, usule ve hukuka aykırı olup kötü niyetli olduğunu, davalı borçlunun faize ilişkin itirazlarını da kabul etmediklerini, takip tarihi itibariyle ticari işlerde (avans faizi) uygulanan faiz oranı yıllık %13,75 olduğunu, bu nedenle borçlunun faize ilişkin itirazları da yerinde olmadığını, borçlu ile alacaklı arasındaki iş ticari nitelikli iş olduğunu, bu nedenle takipte ödenmeyen borç için TTK ve TBK’na göre müvekkil şirketin asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans faizi uygulanmasını istemesi hukuka uygun olduğunu, dilekçede ayrıntılı izah edildiği üzere, davalı şirket kötüniyetli olarak borca itiraz etmiş süre kazanmak ve alacaklarını sürüncemede bırakmak için uğraştığını, davalının icra takibine itirazı haksız, borcunu ödemeyi geciktirmeye ve kasıtlı olarak müvekkil şirketi zarara uğratmaya yönelik olup kötü niyetli olduğunu, davalı şirket basiretli bir tacir gibi davranmamış, müvekkili şirkete icra takibine konu olan borcunu ödememiş haksız ve mesnetsiz bir şekilde işbu itirazı yaptığını, tüm bu nedenlerle, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etme zorunluluğu olduğunu, haksız ve kötüniyetli olarak itiraz eden davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf …… Müdürlüğü’nün 2020/2040 esas sayılı dosyası ile 563.836,89 TL’lik fatura alacağına ilişkin müvekkil aleyhine icra takibi başlattığını, taraflarınca bu icra takibine süresi içerisinde itiraz edilmiş ve takip durduğunu, ancak davacı taraf kötüniyetle mahkeme nezdinde görülen işbu itirazın iptali davasını açtığını, karşı taraf her ne kadar davaya konu faturaların ödenmediğini iddiası ile işbu davayı açmış olsa da, müvekkili şirket tarafından davalıya devredilen üç adet taşınmazın satışından elde edilen gelirle söz konusu borç ifa edilmiş bulunduğunu, dilekçesinde ayrıntılı izah edilen kötü niyetle hareket eden Davacı taraf dilekçede belirtilen üç adet taşınmazın mülkiyetinde kalması ve ayrıca üstüne fazladan gelir elde etme gayesi ile yapmış olduğu inançlı işlemden döndüğünü; devir sonrası 1.555.000 TL’nin aylık %1,3 + KDV ile ödenmesini talep ettiğini, ek olarak müvekkili firmanın çaresiz kalması için aslında yarı yarıya ödenmesi gereken tapu masraflarını dahi müvekkil davalı firmaya yüklediğini; devredilen evlerin içinde luzumsüz bir takım tadilatlar yapmış ve bunları da müvekkilin borç kalemine eklendiğini, müvekkili firmanın, davalıya olan borçlarını yaşadığı ekonomik zorluklar nedeniyle ödeyemediğini, bu nedenle teminat olarak verilen evlerin satışı davalı tarafça gerçekleştirildiğini, bahse konu taşınmazlar piyasa değerinden değil Belediye rayiç değeri üzerinden devredildiğini, işbu hususun şikayet konusu olmuş ve sonrasında vergi cezaları gündeme geldiğini, davalı işbu davada olduğu gibi, bahse konu taşınmazları düşük bedelden gösterip devrederek müvekkili bir kez daha zarara uğratmaya çalıştığını, söz konusu taşınmazların satış tarihi itibari ile piyasa rayiç değerlerinin tespiti yapıldığı takdirde, elde edilecek meblağın Müvekkili şirketin davacıya olan borcunun çok üstünde; mevcut borçların tamamını karşılar nitelikte olduğu mahkemece görüleceğini, izah edilen nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, fatura alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
…… müdürlüğünün 2020/2040 esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine toplam 563.836,89 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde ödeme emrine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu ve iş bu davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Davalı tarafça faturalara konu alacağın 3 adet taşınmazın satışından elde edilen gelirle ödendiği, taşınmazların inanç sözleşmesiyle davalıya devredildiği, davalının da bu taşınmazı satarak bedelini tahsil ettiği iddia edildiğinden söz konusu ödeme savunması yeniden inançlı işlem olup olmadığı araştırılmıştır.
Cevap dilekçesinde yazılı delil başlangıcı niteliğinde 19/10/2015 tarihli mail bulunduğu belirtilmiş ise de cevap dilekçesi ekinde söz konusu mailin sunulmadığı tespit edilmiştir.
Davalı vekili söz konusu maili 20/11/2021 tarihli dilekçe ekinde sunmuştur.
Davacı taraf yasal süreden sonra sunulan çıktının delil veya delil başlangıcı olarak değerlendirilmesine muvafakatlerinin bulunmadığına ilişkin 07/01/2022 tarihli dilekçe sunmuştur.
Davalı tarafça sunulan…Elektrik Limited Şirketi borç dökümü ve ödeme planı başlıklı 19/10/2015 tarihli belgede resmi hesap ve tapu hesabı olarak iki ayrı iki hesabın gösterildiği, resmi hesabın dava konusu olan alacağa ilişkin olduğu, tapu hesabının ise teminat olarak verilen üç adet tapu ile ilgili yapılan ödeme ve masrafların dökümünün gösterildiği, belgenin sonunda tüm resmi ve tapu hesaplarına ait tahsilatların bitmesi sonucunda kalan tapunun iade edilmesi konusunda karar alındığının belirtildiği tespit edilmiştir.
Davacı taraf söz konusu taşınmazları dava dışı… ve Ahmet Elmalı’dan 1.555,000,00 TL bedelle tapudan satın aldığını, dava dışı davalı şirketin ortaklarının borcundan dolayı banka ipoteği olduğundan ipoteği kaldırmak ve gayrimenkullerin mülkiyetini takyidatsız devralmak için davacı şirketin gayrimenkullerin değeri olan 1.555.000,00 TL yi bankaya ödediğini savunmuştur.
Celp edilen tapu kayıtlarından 43499 ada 1 parselin 277.000,00 TL bedelli… tarafından davacı şirkete 27558 ada 2 parsel sayılı taşınmazın …tarafından 190.000,00 TL bedelli davacı şirkete ve 25680 ada 5 parsel sayılı taşınmazın… tarafından 135.000,00 TL bedelli davacı şirkete satıldığı ve davacı şirket tarafından da taşınmazların 3. Kişilere devredildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, davalı şirkete ait 3 adet gayrimenkul ipotek fekki açıklamalı ve 1.555,0000,00 TL tutarlı Halk bankasına ait dekont dosyaya sunulmuştur.
Her ne kadar davalı tarafça dava dışı şirket ortaklarına ait taşınmazların inançlı temlikle fatura borcuna karşılık davalıya devredildiği ve davalı tarafından da taşınmazların iade edilmeyerek üçüncü kişilere satıldığından dolayı borcun ödendiği iddia edilmiş ise de davalı tarafından bankaya 1.555.000,00 TL burcu bulunduğunun beyan edilmiş , davacı tarafından bu miktarda Halk bankasına ilişkin dekontun sunulmuş olması , davalı tarafça sunulan 19/10/2015 tarihli ödeme planında fatura alacağının resmi hesap olarak ve 1.555.000,00 TL ve tapu masraflarına ilişkin tapu hesabının ayrı olarak gösterilmiş olması , belgede tapu hesabının ve resmi hesabın ödemesinin ayrı ayrı düzenlenmiş olması dikkate alındığında taşınmazların dava konusu alacağa ödenmesi için teminat olarak verildiğinin davalı tarafından ispat edilemediği kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafından mevcut delillerle ödeme iddiasının ispat edilememesi nedeniyle davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış davalı tarafından yemin delilline başvurulması üzerine davacı şirket yetkilisinin yemin etmesi için İzmir ATM ye talimat yazılmıştır.
Davalı şirket yetkilisi … talimat mahkemesinde “Davalı…Elektrik İnş. Taah. Ltd. Şti’nin yetkilisi… … ‘dan 28/01/2015 tarihinde dava konusu taşınmazları 1.555.000,00 TL bedel ödeyerek tapudan satın aldığıma, davalı şirketin bankaya olan borcundan dolayı üzerinde ipotek bulunan taşınmazlardaki ipoteği kaldırmak ve mülkiyeti takyidatsız devir almak için 1.555.000,00 TL’ yi bankaya ödediğime, ilgili taşınmazları bedel ödeyerek devraldığıma, dava konusu taşınmazları teminat amacıyla ve bedelsiz olarak devralmadığıma, davalı ile gerçekleştirdiğimiz devir işleminin inançlı işlem olmadığına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklinde yemin etmiştir.
Sonuç olarak takibe konu alacağın ödendiği davalı tarafından savunulmuş ise de ödeme iddiasının davalı tarafından ispat edilemediği bu nedenle ödeme emrine yaptığı itirazında davalının haksız olduğu kanaatine varılmakla davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile, …… Müdürlüğünün 2020/2040 esas sayılı dosyasında davalı tarafından ödeme emrine yapılan itirazın iptaline,
2-Takibin aynen devamına,
3-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 si olan 112.767,37 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 38.515,69 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 6.809,75 TL nin mahsubu ile bakiye 31.705,94 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre belirlenen 45.241,84 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 162,95 TL (ilk masraf 62,20 + tebligat +müzekkere + talimat ücreti 100,75 TL) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE
7-Davacı tarafından yatırılan 6.809,75 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya İADESİNE,
8-Artan masrafın karar kesinleştiğnide yatıran tarafa İADESİNE,
9-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/07/2022

Başkan…
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır