Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/445 E. 2022/166 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/445 Esas
KARAR NO : 2022/166

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – …..
3- … – … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – ….

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA:
Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı icra takipçisi arasında 18.12.2018 tarihinde ….” adresindeki dükkân ile davalının “…” markasıyla fastfood faaliyetlerinin yürütülmesi için FRANCHIS sözleşmesinin imzalandığını, davacılar bu sözleşmede üzerlerine düşen tüm mükellefiyetlerini eksiksiz olarak yerine getirdiklerini, ancak davalının icra takipçisi her ne kadar iş bu sözleşmeyi akdetmiş ise de bu sözleşmenin gereklerini yerine getirmemek maksadı ile akdedilen sözleşmede belirtilen, merniste görülen veya başkaca bildirilmiş adresinin bulunmadığını ve sözleşme koşullarını eksik veya hiç yerine getirmediğini, davalının toplumda güvenilen, beğenilen ve sevilen bir marka olarak “ …” markası ile “… İhtiyaç Mad. Gıda San. ve Tic. A.Ş.” ile Franchis sözleşmesi akdedilmiş olmasına rağmen; Sözleşmeden kaynaklı koşullara dayanarak davalının bu hakları farklı şirketlere devri veya anlaşmalar yaparak en son … GIDA A.Ş. şirketinden davacıya faturalandırma yapıldığını, bu durumların da markaya olan güveni azaltmayı bırakın tamamen ortadan kaldırdığını, Davacılarca işletilmekte olan “Ankara Cemal Gürsel Cad. Cebeci” adresindeki “…” dükkânı tüm bu olumsuz koşullar ve covit-19 salgın sürecinde kapalı olmasına rağmen sık sık ödemeler istenildiğini, davacıların iş yapamaması hatta devlet tarafından salgın nedeniyle dükkânın kapalı tutulması durumunda bile işçi ücretleri, kira ödemesi mal alım ve diğer giderleri karşılayamaz hal alacak şekilde kazançlarının düşmesinin hiçe sayıldığını, tüm bu olumsuzlukları da dikkate alarak davalı icra takipçisine karşı Ankara 16. Noterliğinin 26.06.2020 tarih ve 08531 yevmiye sayılı ihbar ile taraflar arasındaki Franchis sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini, fesih ihbarını haricen öğrendiğini, davacıların ise franchis sözleşmesi akdedildiği zaman davalıya teminat olarak 20.02.2019 düzenleme ödeme tarihi boş bir bonoyu davalı tarafa verdiklerini, davalı taraf bu bononun 50.000,00 TL’lik kısmı için Ankara … ATM.nin 2020/114 D. İş sayılı dosyasında aldığını, ihtiyati Haciz Kararını Ankara … Müdürlüğünün 2020/6017 Sayılı dosyası ile haciz işlemini başlattığını, davacıların menkullerini haczedip yediemine teslim ettiklerini, davalının hukuka aykırı olarak tüm teminata konu olan 300.000,00 TL’lik bonoyu yeniden aynı icra dosyası ile icra takibine koyarak davacılara ödeme emrini tebliğ ettiğini, vade kısmı boş bırakılan kambiyo senedi özelliği taşımayan bono için yeniden haciz işlemlerine başlatmasının kötü niyetli olduğunu, davacıların davalıya karşı teminat senedini için icra takibi başlatılmasına sebep bir borcunun olmadığını, Bu nedenlerle, davacıların davalıya Ankara … Müdürlüğünün 2020/6017 İş ve E. Sayılı dosyasına konu olan keşidecisi davacılar, alacaklısı davalı gözüken 20.02.2019 düzenleme 01.07.2020 ödeme tarihli ve üzerinde teminat olduğu belirtilen 300.000,00 TL’lik bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, haczedilen menkul ve paraların davacılara iadesine, davalının kötü niyetli olarak yaptığı takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı, 14.07.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dosyasından davalı şirkete gönderilen tebligatın 17.05.2021 tarihinde muhtara yapıldığı, ancak muhatap şirket olup şirketin çarşıda olduğunu yazılması ve şirketin çarşıda olmasının mümkün olmadığını, davalı şirkete gönderilen dava dilekçesi tebliğinin usule aykırı olduğunu, iş bu davanın davacıları ile “… …, …” arasında 18.12.2018 tarihinde “Protokoldür” başlıklı bir sözleşme yapıldığını, davanın iş bu sözleşmeye ve Ankara 16. Noterliğinin 26.6.2020 tarihli feshi ihbara dayalı Ankara … Müdürlüğünün 2020/6017 E. sayılı dosyasının dayanağı olan senet hakkındaki bir menfi tespit ve istirdat davası olduğunu, davacı tarafın feshi ihbarına davalıca bir cevap verilmediği, feshi ihbarda bulunmak, sözleşmenin feshedilmesi için yeterli olunmadığını, davalı şirket, davacının dayandığı sözleşmede teminat senedi ibaresinin olmadığını, Ankara … Müdürlüğünün 2020/6017 E. sayılı dosyası ile takibe konulan senedin üzerinde teminat ibaresinin yazıyor olmasının, senedin teminat senedi olarak kabulü anlamına gelmediğini, Yargıtay HGK.nun 24.02.2010 T. 2010/19-67 E. – 2010/99 K. ve Yargıtay … HD.nin 2005/14419 E. 2006/676 K. Sayılı kararına göre; “Senedin teminat olduğunu iddia eden borçlunun, bu iddiasını yazılı olarak ispat etmesi gerekir.” şeklinde olduğunu, davalı şirket 18.12.2018 tarihli protokol ile birlikte davacılardan teminat senedi almadığını, 18.12.2018tarihli protokolün taraflarından biri de … olduğunu, bu kişinin davacı olmadığını, davacılardan …Rest. Tic. Ltd. Şti. 18.12.2018 tarihli protokolün tarafı olmadığını, takip konusu senetinde avalist olduğunu, dolayısıyla …Rest. Tic. Ltd.Şti.’nin taraf olmadığını, franchise sözleşmesine konu …’in, diğer tüm şubelerde hala etkin ve faal olduğunu, ancak 18.12.2018 tarihli protokolün frachise alan tarafın … tabelasını kaldırdığını, faaliyetine kendiliğinden son verdiğini, bu nedenlerle davanın reddine ve %20 icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Ankara … Müdürlüğünün 2020/6017 E. Sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Davanın, İİK 72. madde hükümlerine göre açılmış menfi tespit istemli olduğu, uyuşmazlığın; taraflar arasında Franchise sözleşmesi bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacı tarafça davalı tarafa teminat amacıyla bono verilip verilmediği, bu bononun taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı şekilde doldurulup, icra takibine konu edilip edilmediği, bu kapsamda Ankara … Müdürlüğünün 2020/6017 E sayılı dosyasında davacının davalı tarafa borçlu olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu, senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 18/01/2019 tarihli Franchise sözleşmesi ve daha sonra 15/02/2019 tarihli ek protokol düzenlendiğini, sözleşme ve ek protokole göre davacının davalı tarafa 300.000,00-TL bedelli bonoyu teminat maksatlı olarak verdiğini ancak davalı tarafın sözleşme hükümlerine uymadığını ve sözleşmeyi feshettiğini, kötü niyetli olarak vade kısmı boş bırakılan bononun Ankara … Müdürlüğünün 2020/6017 E. Sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini belirterek, söz konusu bono ve icra takibi dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, ayrıca haczedilen menkul ve paraların müvekkiline iadesine, ayrıca kötü niyetli davalının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibe konu senedin teminat senedi olmadığını, senedin davacı tarafın iddia ettiği gibi franchise sözleşmesi ve ek protokole istinaden düzenlenmediğini, aradaki ticari ilişkiye istinaden düzenlendiğini, sözleşmenin imzalanma tarihinin 18/01/2019 olduğunu, davacının bu senedi 31/01/2019 tarihinde ticari defterlerine kaydettiğini ancak senedin tanzim tarihinin 20/02/2019 olduğunu, öte yandan davacının dava açma yetkisinin bulunmadığını, senet üzerinde sadece teminat yazmasının senedi teminat senedi haline getirmeyeceğini, senedin illetten mücerret olduğunu, davacının iş yerini terk etmiş olması nedeniyle sözleşmenin fiilen ayakta olmasa da hukuken halen atakya olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı tutum ve davranışları nedeniyle eğer senet teminat senedi olarak kabul edilecek ise bu defa sözleşmede kararlaştırılan cezai şart ve maddi zararların tespitinin gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Ankara … Müdürlüğünün 2020/6017 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davalı/alacaklı … İhtiyaç Maddeleri Gıda San. A.Ş. tarafından davacı/borçlu …Restoran Gıda San. Tic. Ltd. Şti., … ve … … aleyhine ” 20/02/2019 düzenleme tarihli 01/07/2020 vade tarihli 300.000,00-TL bedelli bono” dayanak gösterilerek, 300.000,00-TL asıl alacak, 1.469,18-TL işlemiş faiz, 900,00-TL bono komisyonu olmak üzere toplam 302.369,18-TL alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle, rapor düzenlenmek üzere dosya Mali Müşavir bilirkişi Yalçın Kotanoğlu ile Nitelikli Hesap bilirkişisi Gülşah Yeşiloğlu Çoban’a tevdi edilmiş olup, alınan 24/01/2022 tarihli raporda; davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde; defterlerin yasal koşulları taşıdığı ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, icra takibine ve davaya konu bononun davacının (320.01) kod numaralı satıcılar hesabı muavin defterinde 31/01/2019 tarih ve 01 nolu yevmiye maddesi ile kayıtlı olduğu, öte yandan davalının 2019 ve 2020 takvim yıllarına ilişkin defterlerinin yasal koşulları taşıdığı ve delil olma niteliğine haiz olduğu, davalının ticari defterlerinde dava konusu senedin davalının 2019 yılına ait (120) kod numaralı alıcılar hesabında kayıt edilmediği, 2020 yılına ilişkin defterlerin ise ibraz edilmediğinden incelenemediği, sonuç itibariyle davalının (120.76) kod nolu alıcılar hesabı muavin defter dökümüne göre davalının davacıdan herhangi bir alacağının kalmadığının görüldüğünün belirlendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça iddia olunan ve dosyaya sunulan 18/01/2019 tarihli FRANCHİSE SÖZLEŞMESİ incelendiğinde; taraflarının … İhtiyaç Maddeleri… A.Ş. (Kısaca … – Franchise veren) ile …Restoran Gıda… Ltd. Şti. (Franchise alan) olduğu, sözleşmenin konusunun franchise verenin; yiyecek ve içecek sağlanması alanında hizmet faaliyetleri gösteren bir kuruluş olup, franchise alanlara hizmet sağlanması amacıyla şimdiye kadar edindiği bilgi birikimi, mesleki deneyimler ve ticari hakları ile kişi ve kuruluşlara franchise vermek, zincir mağaza olarak genişlemek istediği, aynı şekilde franchise alanın bu amaçla … tarafından verilecek yetkiler doğrultusunda ticari faaliyette bulunmak istediği, bu konuda tarafların tam bir mutabakata vardıkları, bu mutabakatın taraflar arasında franchise işletmesine ilişkin imzalanan tek anlaşma olduğu, taraflar arasında bu anlaşmadan önce imzalanan başka bir anlaşma var ise de geçerliliğini yitirdiği, Sözleşmenin 4.3 maddesinde yapılacak işin; … tarafından üretilen veya tedarik edilen tüm ürünlerin yine …’in belirlediği tarz ve biçimde … markasının ve öğrenilmiş teknik bilgisini ticari faaliyetlerde franchise alanın sözleşmede belirlenen adres ve sözleşme koşullarına uygun şekilde belirlenen süre içerisinde kullanması olduğu, Sözleşmenin teminat başlıklı 10. Maddesinde iş bu anlaşmanın imzası ile birlikte franchise alan, …’e 300.000,00-TL teminat senedi vermeyi kabul ettiği, sözleşmede garantör / asıl borçlu olarak … ve … …’ın da imzalarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Yine, dosyaya sunulan 15/02/2019 tarihli ek protokol isimli belgenin 13. maddesinde ise; franchise sözleşmesindeki tüm maddelere, edinimlere teminat olarak 300.000,00-TL senet alınacağı ve senedin 3. şahıslara ciro edilemeyeceğinin franchise veren … ile franchise alan …, … … ve dava dış… tarafından imzalanan söz konusu belge ile kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Ankara … Müdürlüğünün 2020/3017 Esas sayılı dosyasına konu edilen senette “teminaten ahzolunmuştur” ibaresinin bulunması ve 18/01/2019 tarihli franchise sözleşmesinin teminat başlıklı 10. maddesinde “İşbu anlaşmanın imzası ile birlikte franchise …’e 300.000,00 TL. teminat senedi vermeyi kabul eder” ve 15/02/2019 tarihli ek protokolün 13. maddesinde “franchise sözleşmesindeki tüm maddelere edimlere teminat olarak 300.000,00.-TL senet verilecektir” hükümlerinin bulunması sebebiyle, 20/02/2019 tarihinde dava konusu senedin franchise sözleşmesindeki edimlere teminatten düzenlendiği ve bu suretle dava konusu senet ile franchise sözleşmesi arasında illiyet bağı olduğu, öte yandan sözleşmenin henüz feshedilmediği yönündeki davalı savunması da dikkate alındığında davalı tarafça teminat senedinin henüz davacı tarafça talep edilebilme koşullarının oluşmadığı hususlarının davacı tarafça ispatlandığı sonucuna varılarak mevcut dosya kapsamı ve delil durumu itibariyle menfi tespit talebi bakımından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın KABULÜ ile; Davaya konu Ankara … Müdürlüğünün 2020/6017 E. Sayılı dosyasında davacının davalı tarafa takibe konu senet dolayısıyla borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacı tarafça haczedilen menkul ve paraların müvekkiline iadesine yönelik talebi bakımından harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Alınması gereken 20.493,00-TL harçtan dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5.123,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 15.369,75-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 5.123,25-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 29.450,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yapılan 1.573,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
9-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın KABULÜNE karar verilmiş olması nedeniyle 1.320,00-TL’sinin DAVALIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸