Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/444 E. 2022/44 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/444 Esas – 2022/44
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/444 Esas
KARAR NO : 2022/44

BAŞKAN : ….
KATİP : …..

DAVACI : ….

DAVALI :…..

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Demre-Beymenek (Antalya) Kanalizasyon İnşaat işi İhalesi kapsamında işin yaklaşık maliyetinin 30.840.466,63 TL. (KDV hariç) olarak açıklandığını, ihalenin yaklaşık %53 tenzilatla 14.507.442,00 TL (KDV hariç) bedel ile davacı firmada kaldığını, 25.06.2013 tarihinde Davalı İlbank A.Ş. ve davacı firma tarafından sözleşme imzalandığını, işyeri teslimi 03.07.2013 tarihinde yapılarak söz konusu işe başlanıldığını, sözleşme konusu işe ilişkin davalı tarafından teslim edilen tasdikli projede, karayoluna paralel olarak yapılması öngörülen 0500 mm Tik kollektör hattının yapımı için karayollarından gerekli izinlerin verilmediği, kamulaştırmanın yapılamadığını, yer teslim tutanağı C-l maddesinde “palplanşlı ve derinliği fazla olan hatların yapılabilmesi için yol genişliklerinin imar planındaki ölçülere getirilmesi ve kapalı yollatın ivedilikle açılması gerekmektedir” denildiği halde söz konusu hatların vatandaşların mülkü olması sebebiyle imar planına uygun olarak açılmalarının mümkün olmadığmm tespitiyle proje de tadilat yapılması zarureti doğduğunu ve bu gerekliliğin davalı tarafından da kabul edildiğini ve onaylandığını, bu ilave imalatların asıl işten ayrılmasının teknik olarak mümkün olmadığı ve bu imalatların yapılmaması halinde ihale konusu projenin çalışmasının ve işler hale gelmesinin mümkün olamayacağının ilgili mercilerce de kabul edildiği, tadilat projesinin 24.09.2013 tarihinde onaylandığını, tadilat projesi ile iş artışı olduğunu ve bu artışın İller Bankası Genel Müdürlüğü Altyapı Uygulama Dairesi Başkanlığı, İller Bankası…Bölge Müdürlüğü, Antalya Büyükşehir Belediyesi Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü ve davacı olarak tüm taraflarca kabul edilmiş olduğunu, tadilat projesinin yeni imalat kalemleri ve yeni fiyat çalışması yapılması gerekliliğini doğurduğunu ve bu çalışmalann sonucu mutabakata bağlanan bedellerin 14.02.2014 tarihli ve 3 numaralı hakedişe yansıtıldığını, projedeki revizyonlara! devam ettiğini, Kasım 2014 tarihinden itibaren 3 kere daha tadilat yapılması gerektiğini ve bunun neticesi pi[oje onaylan, yeni birim fiyat çalışmalan sonucu tesisin işletmeye açılabilmesi için nihai olarak %15 keşif artışına ¿erek duyulduğunun tespit edildiğini, Antalya Büyükşehir Beilediyesi Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürlüğünce, güzergah izinlerinde yaşanan sorunlardan dolayı kollektör ve şebeke hattı metrajının arttığını ve Kanalizasyon Daire Başkanlığı tarafından talep edilen terfi merkezi ve terfi hattının da bu iş kapsamında değerlendirilecek olması nedeniyle 14.507.442,00 TL olan sözleşme bedelinin 2.176.116,30 TL artırılarak 16.683.558,30 TL’ye çıkarılmasına dair 12.02.2015 tarihinde yönetim kurulu karan alındığını, İller Bankası…Bölge Müdürlüğü’nün ilave ödeneğe ihtiyaç duyulmaksızm ilave imalat bedellerinin karşılanabileceğini belirterek keşif artışına dair uygunluk görüşünü mukayeseli keşif ile birlikte İller Bankası Genel Müdürlüğü’ne gönderdiğini Genel Müdürlük Altyapı Uygulama Dairesi Başkanlığı tarafından cevap yazısmda “imalatların sözleşme bedeli içinde yaptınlarak tesisin geçici kabule hazır hale getirilmesi gerektiğinin” bildirildiğini ve bunun sonucunda İller Bankası…Bölge Müdürlüğü’nün de onaylı iş programında belirtilen süre içinde (10.09.2015 iş bitim tarihi) tesisin geçici kabule hazır hale getirilmesinin davacıya bildirildiğini, İller Bankası…Bölge Müdürlüğü ve ASAT yetkilileri ile eşgüdüm halinde işin geçici kabule hazır hale getirildiğini, davalı Şirketin 09.02.2015 tarihinden 15.05.2015 tarihine kadar herhangi bir hakediş düzenlemediğini, yapılan toplantılar neticesi 14 nolu hakedişin 18.05.2015 tarihinde hazırlandığım, bu hakedişin yapılması ve ödenmesi için yazılı bir beyanda bulunulmasının talep edildiğini, 26.05.2015 tarih ve 1012 sayılı yazılarında imalatların tamamlanacağının beyan edildiğinin fakat hakediş alacağının Davalı Şirket’ce ödenmediğini, davalı şirketin hakedişin ödenebilmesi için önceki yazıdan farklı olarak talep yazısına “iş artışı ile ilgili maddi ve hukuki olarak hiçbir talebimiz olamayacak şekilde kabule hazır hale getirilecektir.” ifadesinin eklenmesini, ödenmeyeceğini bildirdiklerini ve söz konusu ibareyi eklemek suretiyle yazıyı…Bölge Müdürlüğü’ne sunduklarını ve akabinde hakediş ödemesinin yapıldığını, 10.09.2015 tarihinde işi süresinde tamamlayarak 21.04.2016 tarihinde eksiksiz geçici kabülün, 16.05.2017 tarihinde ise eksiksiz kesin kabulün yapılarak tesisin ASAT Genel Müdürlüğü’ne teslim edildiğini, işe ait en son tahakkuka bağlanan 18.05.2015 tarihli 14 nolu hakediş dahil sözleşme fiyatları ile toplam imalat+ihzarat tutan (KDV hariç) 14.345.656,95 TL olduğunu, buna ek olarak, tesisin işletmeye alınarak çalışabilmesini sağlamak için ilave imalat ve eksik ödenen imalat bedelleri, iade edilmesi gereken hakediş kesintileri, sözleşme gereği kesin hakediş aşamasında ödenmesi gereken bedeller ve eksik ödemelerle birlikte sözleşme birim fiyatlan ile KDV hariç 2.541.809.76 TL tutarında ilave kesin hakediş yapılmış olması ile KDV ve fiyat farkı dahil 3.544.860.47 TL ödenmesinin gerekmekte olduğunu, davalı şirkete teslim edilen 28.01.2016 tarihli yazı ekinde bulunan hakedişte kesin hesaba esas imalatlar bildirilmiş olmasına, geçici kabul tarihinden yaklaşık 4 yıl geçmesine, sözleşme konusu iş onaylı projeler gereği de tamamlanmış olmasına rağmen davalıdan kaynaklanan sebeplerle kesin hesabın yapılmadığını, teminatların iade edilmediğini ve bundan dolayı zarara uğradıklarını, 02.06.2020 onay tarihli 225.627,65 TL tahakkuk tutarlı 15- nolu kesin hesap hakedişin davalı şirket tarafından yapıldığını, en geç 10.09.2015 tarihinde yapılmış olması gereken kesin hakediş tahakkuk tutarı KDV ve fiyat farkı dahil 3.544.860,47 TL. olduğunu ve bu hakedişe karşı mevzuata uygun olarak ihtirazi kayıt konulduğunu, kesin teminat mektubunun davalı şirket tarafından iade edildiğini, son olarak, tesisin işletmeye alınarak çalışabilmesini sağlamak için işin onaylı projelerine göre yapılan ve onaylı röleveler ile onaylı işletme projelerine bağlı kalınarak hesaplanan ilave iş kalemleri ve düzenlenen kesin hakediş tutarının yaklaşık %63’üne tekabül eden iş kalemlerine (kabulleri yapılmış bir kısmı ihzarata konulmuş imalatı ödenmemiş paket terfi merkezleri, %40’ı ödenmiş %60’ı ödenmemiş. Sayısal Kanalizasyon (Şebeke) İşletme Planı Hazırlanması imalatı, %95′ i ödenen imalat kalemlerinin bakiye %5 lik kesin hesap teminat kesintisi tutarları) ilişkin eksik ödeme tutarları birlikte hesaplandığında sözleşme birim fiyatlan ile 2.541.809.76 TL (Ağustos 2015/Mart 2013 indeks oranlarıyla fiyat farkı ve KDV dahil tahakkuk tutarının ise 3.544.860,47 TL olması gerektiği) tutarında kesin hakediş yapılmış olması gerekirken davalı şirkete sunulan 28.01.2016 tarihli yazıdan da görüleceği üzere keşif ve metraj artışı ile bu artışların Sözleşme bedeline etkisi açık ve net bir şekilde belirtilmişken buna aykırı düşecek şekilde 225.627,65 TL tahakkuk tutarlı kesin hakediş raporu düzenlendiğini ve bedel üzerinden ödeme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu belirtmiş ve davanın kabulü ile Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4119 Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Demre-Beymenek (Antalya) Kanalizasyon İnşaatı işinin ihalesinin 24.04.2013 tarihinde yapıldığını, 14.507.442,00 TL ihale bedeli üzerinden îlba Mim.lnş.Tur.Nak.Tic.San.Ltd.Şti. uhdesinde kaldığını ve 25.06.2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, işin %90 safhasında iken İller Bankası…Bölge Müdürlüğü’niin, Altyapı Uygulama Dairesi Başkanlığına onaylı fiyatlar ile ASAT Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu Karan ve mukayeseli keşfi gönderdiğini ve sözleşme bedelinin %15’ine tekabül eden iş artışı istediğini, İller Bankası Allyapı Uygulama Dairesi Başkanlığının, sözleşme kapsamında bulunan imalatların %95’inin tamamlanmış olmasından dolayı talep edilen iş artışının uygun olmadığı söz konusu imalatların sözleşme bedeli davacı şirketin İller Bankası…Bölge Müdürlüğü’ne “…iş artışı ile ilgili maddi ve hukuki olarak hiçbir talebimiz olamayacak şekilde kabule hazır hale getirilecektir… ’’şeklinde yazılı bildirimde bulunarak tesis inşaatını tamamlayarak geçici kabule hazır hale getireceğini akabinde işi tamamladığını belirtilen yazı ile de geçici kabul talebinde bulunduğunu, davacı şirketin aynı zamanda Altyapı Uygulama Dairesi Başkanlığı, Antalya Bölge Müdürlüğü ve ASAT Genel Müdürlüğü’ne 10.09.2015 tarihinde sözleşme bedelinin %15’i olan iş artışı dahil ilave işleri tamamladığını, yapılması istenen hatların iş artışını aştığını, taraflarına süre uzatımı verilerek geçici kabülün yapılmasını talep ettiklerini bildirdiklerini, davacı şirketin kayıtlara alman yazısı ile “…iş artışı ile ilgili maddi ve hukuki olarak hiçbir talebimiz olamayacak şekilde kabule hazır hale getirilecektir… ” bildirimde bulunması nedeniyle, Davacı şirkete projeleri hazırlattırılarak inşaatı yaptırılan kısımların bila bedel yaptırılmasında fiyat farkı talep edilmeyeceğine ilişkin taahhütlerin geçerli olduğu ve taahhüdü vereni bağladığını ilişkin emsal karar teşkil eden Yargıtay kararlan olduğunu, Devlet harcamalarında disiplinin sağlanması için belli usûller getirildiğini bu kurallara herkesin uymakla yükümlü olduğunu, bu kapsamda proje dışı kendiliğinden hiçbir iş ve değişiklik yapılamayacağını, iş artışı için öncelikle kanuni şartların yerine getirilmesinin gerekmekte olduğunu ve bu şartların yerine getirilmeden yapılan imalatların sözleşme dışı sayılacağını, iş artışının bedeline sözleşme hükümlerince hak kazanılabilmesi için zorunlu değişiklikleri gösterir keşfin yapılmasını, merciden onay alınmasını, artan işe göre teminat yatırılmasını ve işin ondan ^ sonra yapılması gerektiğini, aksi halde işin sözleşme dışı iş sayılacağını, somut olayda iş artışı için gerekli prosedürlerin yerine getirilmediğini, iş artışı için gerekli onaym verilmediğini ve söz konusu imalatların sözleşme bedeli içinde kalınarak yapılmasının istenildiğinin görüldüğünü, davacı şirketin iş artışı verilmediğini bilerek bu şartlar ile ilave imalat yapmış olduğunu, ayrıca kayıt altına alman yazısı ile de “…iş artışı ile ilgili maddi ve hukuki olarak hiçbir talebimiz olmayacak şekilde kabule hazır hale getirilecektir… ’’şeklinde taahhütte bulunduğunu, bu kapsamda basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü bulunan davacının ilave imalatları bedelsiz yapacağını, hiçbir hukuki ve maddi talepte bulunmayacağını taahhüt etmesi durumunda bu taahhüde bağlı olacağının düşünüldüğünü ve davacının davasında haksız olduğunu beyan etmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesine ilişkindir.
Davacı tarafından Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4119 Esas sayılı dosyasında 3.319.232,82 TL asıl alacak ve faizi olmak üzere toplam 5.472.562,06 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış, takibe itiraz edilmesi üzerine asıl alacak miktarı yönünden iş bu dava açılmıştır.
Davalı tarafından ihale edilen Demre-Baymelek (Antalya Kanalizasyon İnşaat İşine) ilişkin ihalenin davacı uhdesinde kaldığı ve taraflar arasında 25/06/2013 tarihli işe ait sözleşmenin imzalandığı anlaşılmıştır.
Sözleşme kapsamında düzenlenen 15 nolu kesin hak edişe davacının ihtirazı kayıtla imzalandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından 15 nolu hak edişe dahil edilmediği iddia edilen ilave imalat, eksik ödenen imalat bedelleri, iade edilmesi gereken hak ediş kesintileri, sözleşme gereği kesin hak ediş aşamasında ödenmesi gereken bedeller ve eksik ödemelerle birlikte KDV dahil toplam 3.544.860,47 TL ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında düzenlenen 15 nolu hak edişe dahil edilmediği davacı tarafça iddia edilen ilave imalat, eksik ödenen imalat bedelleri, iade edilmesi gereken hak ediş kesintileri, sözleşme gereği kesin hak ediş aşamasında ödenmesi gereken bedeller ve eksik ödemelerden kaynaklanan davacı yüklenicinin alacağının bulunup bulunmadığı, varsa takip tarihi itibariyle alacağın miktarı (faiziyle birlikte) konusundan kaynaklanmaktadır.
Davalı taraf davacının 27/05/2015 tarih ve 1014 sayılı yazısı ile “İş artışı ile ilgili madde ve hukuki olarak hiçbir talebimiz olmayacak şeklinde kabule hazır hale getirilecektir.” bildiriminde bulunması nedeniyle yüklenici alacağının olmadığını savunmaktadır.
Davacı taraf ise geçici hak edişlerin usulüne uygun düzenlenmediğini, hak ediş ödemelerinin eksik yapıldığını, müvekkilinin zor durumundan faydanılarak sözleşmedeki edim dengesinin müvekkili aleyhine bozulduğunu, 14 nolu hak ediş ödemesi için talep edilen ibarenin eklenmesinin müvekkilinin zor durumundan faydanılarak hak ediş ödemesi yapmama tehdidi altında yapıldığını iddia etmiştir.
Mahkememizce davacı tanıkları dinlenmiş, bilirkişi kurulundan 14/10/2021 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi tarafından ayrıntılı olarak davacının zor durumda olup olmadığı ve alacağının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek raporda sonuç olarak; davacının 15 nolu kesin hakedişe usulüne uygun olarak ihtirazi kayıtla imzaladığını, davalı idarenin hak edişleri fatura tarihinden itibaren en fazla 10 günlük bir süreçte ödemiş olduğunu, bu nedenle davalı idarenin ara hakedişleri düzenleme konusunda geciktiği ile ilgili iddianın yerinde olmadığını, davacı şirketin varlıkların borçları karşılama oranı (11.177.356,10 TL / 9.189.335,64 TL =) 1,21 olarak hesaplanmış olduğunu, varlıkların borçlarını karşılama oranının 1’in üstünde olması sebebiyle davacı şirketin borca batık olmadığını, davacı şirketin cari oranının ve asit test oranının (-) eksi olması nedeniyle kısa vadeli borçları ödeyebilme kabiliyetinin bulunmadığını, ancak bu hususun sadece davaya konu … (Antalya) Kanalizasyon İnşaatı işinden kaynaklanmadığını, davacının hakedişlerden kesilen 52.179,07 TL Teminat bedelinin 2016 yılında davalı tarafından davacıya ödendiğini, davacının davaya konu iş için davalı idareye 900.000 TL ve 130.000 TL tutarlarında iki adet teminat mektubu vermiş olduğunu, dosya kapsamındaki evraklar incelendiğinde bu teminatların iade edilmiş olup olmadığının belirlenemediğini, kesin hak edişe itiraz edip dava konusu yapılmış diğer hususlar taraflar arasındaki 14 nolu hakedişin onay tarihinin de 27.05.2015 tarihi olduğu göz önüne alındığında, davalı idarenin hakedişin onayı için, davacının söz konusu yazısına “Bila Bedel” ibaresini eklemesini beklediğini, bu konudaki davacının bir basiretli tacir olarak davalıya yazdığı yazının sonuçlarının değerlendirilerek hareket etmesi gerektiğini belirtmiş, davacının iddia ettiği gibi davalının davacıya bu yazıyı yazması konusunda baskı kurduğu ile ilgili başkaca somut bir delile rastlanmadığını, iş artışının ödenebileceği hususunu takdir etmesi durumunda heyetçe davacının alacağı tutarın 3.034.856,71 TL olarak hesaplandığını, Ankara …..İcra Müdürlüğü’nün 2020/4119 sayılı dosyası 16.06.2020 tarihinde 3.319.232,82 TL asıl alacak, 2.153.329,24 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.472.562,06 TL tahsili için başlatıldığını, İcra takibinde 10.09.2015-16.06.2020 tarihleri arası için avans faiz hesaplandığını, bilirkişi kurulumuz tarafından hesaplanan iş artışı ve fiyat farkı tutarı 3.034.856,71-TL’nin 10.09.2015-16.06.2020 tarihleri arası için işlemiş faizinin 1.956.660,66-TL olarak hesaplandığını, İcra takibinde faiz başlangıç tarihi olarak gösterilen 10.09.2015 tarihinin inşaatın bitim tarihi olduğunu, dosyada davalı şirketin icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgenin dosyada bulunmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilecek olması halinde, asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatının (3.034.856,71-TL x 20 / 100=) 606.971,34-TL olarak hesaplandığını bildirmiştir.
Bilirkişi tarafından iş artışından kaynaklanan asıl alacak tutarı 3.034.856,71 TL olarak tespit edilmiştir.
İşe ilişkin kesin kabul 16/05/2017 tarihinde yapılmış olup, 15 nolu kesin hak ediş 05/05/2020 tarihinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından İller Bankası…Bölge Müdürlüğü’ne sunulan 26/05/2015 tarihli yazıda;
“Taahhüdümüz allında bulunan Demre-Beymelek (ANTALYA) Kanalizasyon İnşaatı işinde; Asat İlgi (a) kararı ile 5 15 keşif artışı yapılarak tesisin tamamlanmasını talep etmiş ve Bölge Müdürlüğü ilgi (b) yazısında uygun görüş İle konu Genel Müdürlüğe iletilmiştir. Firmamız yetkililerinin Katılımıyla Genel Müdürlükte yapılan görüşmelerde bahse konu keşif artışının verilmeyeceği fakat akarlar sağlanacak Şekilde imalatların tarafımızdan yapılması gerektiği bildirilmiş olup konu ilgi (©) yazı ile Bölge Müdürlüğüne ve ilgi (d) yazı ile de tarafımıza bildirilmiştir.
Keşif arlışı kapsamına giren Terfi Merkezlerinin kabulü ilgi (f) yazımıza istinaden 26.02.2045 tarihinde yapılmış ve ilgi (g) ile tarafımıza bildirilmiştir. Hazırlanan sayısal işletme planları ilgi (e) yazımız ekinde sunulmuştur.
İlgi (o) Yazınıza istinaden 10 adet Paket terfi merkezi şantiyeye getirilmiş ve hızlıca montaj çalışmalarına başlanmış olup 5 adet terfi merkezinin montajı tamamlanmıştır. Paket terfiler balplanş çakılarak monte edilmekte, monfajı biten terfi Merkezlerinde terfi hatlarının ve şebeke h atlarının bağlantıları yapılmaktadır.
İş artışı İle ilgili maddi ve hukuki olarak hiçbir talebimiz olmayacak şekilde kabule hazır hale getirilecektir.” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Yazının içeriğinden, davacının iş artışından dolayı yaptığı imalat kapsamında maddi ve hukuki talebinin olmayacağı beyan edildiği tespit edilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 28. Maddesinde “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.
Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Aşırı yararlanma durumunda bunu iddia eden taraf düşüncesizlik, deneyimsizliğin öğrenildiği, zor durumda kalmada ise bu durumun ortadan kalktığı tarihten itibaren 1 yıl içinde ve her halde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak 5 yıl içinde kullanılması yani 28. Maddenin 1. Fıkrasına göre edimin geri verilmesinin veya edimler arasındaki oransızlığın giderilmesinin dava veya takip yoluyla istenmesi gerekir.
Davacı tarafından sunulan 26/05/2015 tarihli yazıdan (27/05/2015 kayıt tarihli) sonra 27/05/2015 tarihinde davalı tarafından 763.559,34 TL ödemenin yapılmış olması nedeniyle davacının varsa zor durumda kalma durumunun ödeme tarihi itibariyle sona erdiği, sözleşmenin devam etmesi nedeniyle zor durumda kalma durumunun mevcut olduğunun kabulü ihtimalinde dahi kesin kabulün yapıldığı 16/05/2017 tarihinde zor durumda kalma durumunun sona erdiğinin kabulü gerekir.
Bu duruma bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde aşırı yararlanma nedeniyle alacağın tahsili için takip yapılması veya dava açılması gerekirken, davacı tarafından takip, 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 2020 yılında yapılmıştır.
Diğer taraftan aşırı yararlanma nedeniyle hakkın 1 yıl içinde kullanıldığının kabulü halinde de aşırı yararlanma nedeniyle edimler arasındaki oransızlığın giderilmesi ve alacağın tahsili talep edilebilmesi için subjektif ve objektif unsurların birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Aşırı yararlanmanın objektif unsuru, edimler arasındaki açık oransızlıktır.
Subjektif unsur ise zarar görenin zayıf durumu (somut olay yönünden zor durumda kalma hali) ve yararlanma (sömürme) kastıdır.
Aşırı yararlanmanın 2. Önemli subjektif şartı, taraflardan birinin diğerinin yani zarar görenin özel durumunu bilmesi ve bu durumdan yararlanmak istemesidir. Buna “yararlanma = istismar = sömürme kastı da denilmektedir. (Prof. Dr. Fikret EREN, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 23. Baskı., Ankara, 2018, S. 440)
Somut olayda toplanan delillere göre, davacıya 26/05/2015 tarihli yazıya iş artışından kaynaklanan iş artışıyla ilgili maddi ve hukuki olarak hiçbir taleplerinin olmayacak şekilde kabule hazır hale getirilecektir ibaresinin davalının yararlanma (sömürme) kastıyla yazdırıldığı iddiasının davacı tarafından ispat edilemediği, bu şekilde Türk Borçlar Kanunu’nun 28. Maddesinde düzenlenen aşırı yararlanmanın subjektif şartının gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, davacının taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamındaki yüklenici tarafından yapılan iş artışıyla ilgili imalatlardan dolayı alacağını talep etmeyeceğine ilişkin davalıya beyanda bulunduğu, davacı tarafından aşırı yararlanmanın koşullarının gerçekleştiğinin ispat edilemediği, bu şekilde alacağın sona erdiği, davacının takip tarihi itibariyle alacağının mevcut olmadığı kanaatine varılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin ve tamamlama yoluyla alınan 29.379,40 TL’nin mahsubu ile fazladan yatan 29.298,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 121.817,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 47,30 TL yargılama giderinin (vekalet harcı ve posta masrafı vs) davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara İADESİNE,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla Harçlar Kanunu kapsamında işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine YAZI YAZILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/01/2022

Başkan…..
e-imzalıdır
Katip …..
e-imzalıdır