Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/431 E. 2021/65 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/431 Esas
KARAR NO : 2021/65

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı/borçlu ile düzenlenen bankacılık hizmetleri ve kredi kartı sözleşmesi uyarınca tahsis edilen kredi kartı borcunu ödememesi üzerine ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının itirazıyla takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, fon bankalarında ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle, icra takibine yönelik itiraz dilekçesi içeriğinden de görüleceği üzere borcun tamamına itiraz etmediğini, ancak yapılan ödemelerde olmasına karşın borcun hesaplama yönteminin açık olmadığını, buna ilişkin detaylı bilgilerin verilmesi amacıyla dosyaya itiraz ettiğini, istenilen icra inkar tazminatının haklı olmadığını belirtmiştir.
Dava, kredi kartı alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemidir.
Davacı banka hakkında … ATM’nin … E. Sayılı dosyası ile iflasına karar verildiği, diğer yandan davacı banka ile davalı arasında bireysel kredi kartı sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafça söz konusu kredi kartının borcun ödenmediği gerekçesiyle dava konusu icra takibinin başlatıldığının ileri sürüldüğü hususları sabittir.
Bilindiği üzere, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesinde “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesince bakılır. O yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemelerinde görülür” düzenlemesi vardır.
Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2.maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır.
Somut olayda uyuşmazlık, banka bireysel kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 10/04/2019 tarihinde açılmıştır. Davalı, tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığa 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. Maddesi hükümlerinin değil, 6502 sayılı Kanunun 73/1 ve 83/2.maddeleri hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, uyuşmazlığın tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Bu nedenle, HMK 114/1-c ve 115 maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Ankara BAM 13.HD’nin 23/01/2019 tarih ve 2019/48-87 E/K sayılı emsal kararı ve aynı dairenin 14.07.2020 tarih ve 2020/824-758 E/K sayılı emsal kararı).
HÜKÜM:Yukarıda açıklana gerekçe uyarınca,
1-Dava konusu uyuşmazlık nedeni ile mahkememiz görevli olmadığından HMK’nın 114/c maddesi gereğince dava şartlarından olan mahkemenin görevli olması koşulu gerçekleşmediğinden davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Ankara Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 20.maddesi gereğince kesinleşmeden itibaren 2 haftalık talep süresi içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilebileceğine, aksi halde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğine,
4-HMK’nın 331/2.maddesi gereğince yargılama, harç masraf ve giderlerinin yetkisizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde bu mahkemece değerlendirilmesine, aksi halde mahkememizce dosya üzerinde bu durumun tespiti ile gerekli kararın verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır