Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/420 E. 2022/132 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/420 Esas
KARAR NO : 2022/132

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. ……
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/08/2015
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı firma ile davalı firma arasında 18/12/2014 tarihinde yapılan eser sözleşmesi gereğince … Elektromekanik Teçhizat ve Yardımcı Mekanik Sistemleri Mekanik Montaj İşleri sözleşmesinin imzalandığını, davacının sözleşme gereğince üzerine almış olduğu tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşme gereğince davalı tarafça temin edilmesi gereken bir çok teçhizatın temin edilmemesi nedeniyle işin durma noktasına geldiğini, bu hususun davalıya ihtar çekilerek bildirildiğini, yükümlülüklerinin yerine getirmesinin istediğini, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/3 D. İş sayılı dosyası ile müvekkil tarafından yapılan işin tespit edildiğini, keşif ve inceleme neticesinde tespit tarihi itibariyle müvekkil şirketin sözleşmede belirtilen işin %65’ini tamamladığı, yapılan iş karşılığı fatura düzenleyerek davalıya gönderildiği, faturanın iade edilerek ödemenin yapılmayacağının bildirildiği, davalı tarafından yapılan işin ne kadarının yapıldığı hususunda tespit yaptırılarak müvekkili aleyhine sonuç elde etmeye çalıştığını, fatura karşılığı alacağın ödenmemesi nedeniyle icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın kötü niyetten icra takibine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, haksız itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile yapmış oldukları sözleşmenin dava dışı … Enerji ile imzalanan sözleşme kapsamındaki yüklenmiş olduğu işin bir kısmı olan mekanik montaj ve devre alınması işinin yapımı konusunda davalı ile anlaşarak ön sözleşme yaptıklarını, bu ön sözleşme gereğince davacının elemanlarıyla birlikte şantiye sahasında iş başı yaptıklarını, tecrübeli eleman eksikliği, makina ve teçhizat eksikliği, işin fen ve sanat kurallarına uygun yapılmaması, günlük ve haftalık raporların sağlanmaması nedeniyle davacı şirketin sürekli uyarıldığını, davacı şirketin kendilerine ihtarname gönderdiklerini, ihtarnameye yanıt beklemeden işi bıraktıklarını, uzmanlığı bulunmayan bilirkişiler tarafından yapılan işin tespit edildiğini, davacının işin %65’ini bitirmediğini, işi bırakma tarihi itibariyle işin %34.97’sinin bitirildiğini tespit ettiklerini ancak bu kısmında tamamen tamamlanmadığını, bu nedenle davacı firmadan 30.769,15 TL alacaklı olduğunu, açılan davanın reddedilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptaline ilişkin, İİK’nun 67. Maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce celp edilen Ankara …. İcra müdürlüğünün 2015/16113 E. Sayılı icra dosyası üzerinde yapılan incelemede; davacının davalı aleyhine 185.094,80 euro asıl alacak, 349,91 euro işlemiş faizden oluşan TL karşılığı 553.904,79 TL lik takip yaptığı, takibe davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu, itirazın iptali amacıyla eldeki bu davanın yasal süresi içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Davalı ile dava dışı … Enerji Üretim Tic. A.Ş. Arasında yapılan sözleşme gereğince …Barajı ve Hes Elektrik Otomasyon Malzeme Temini ve Elektrik Montaj İşi sözleşmesinin yapıldığı, davalının uhdesine almış olduğu bi işlerden bir kısmının alt taşören olarak davacıya vererek 18/12/2014 tarihli alt taşeronluk sözleşmesinin imzalandığı taraflarca da kabul edilmektedir. Ancak davacı tarafın sözleşme gereğince işi bitirememesi nedeniyle sözleşmenin fesih edildiği, asıl uyuşmazlık konusu olan hususun ise davacının feshe kadar yapmış olduğu işin toplam işin ne kadarı olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık konusu olduğu, davacının yapmış olduğu işe ilişkin olarak bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususunda da taraflar arasında uyuşmazlık meydana getirdiği mahkememizce tespit edilmiştir.
Bu bağlamda sözleşmenin hükümleri gereğince tarafların yüklenmiş oldukları edimleri yerine getirip getirmediği, tarafların yükümlülüklerini ihlal edip etmedikleri, davalı tarafın gerekli teçhizatları sağlayıp sağlamadığı, davacı tarafça kısmi olarak yapılan iş miktarı, davacının günlük ve haftalık raporları ibraz etmemesi sözleşmeye bir aykırılık olarak değerlendirilip değerlendirilmediği ve davacı tarafından yapılan işten kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı ve alacak miktarının taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelini oluşturduğu gerekçesiyle mahkememizce tahkikat yargılaması bu şekilde yürütülmüştür.
Ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlık konuları üzerinde ve dosyamızın içine alınan … Asliye Hukuk Mahkemesi ile Sulh Hukuk Mahkemesinin yapılan işin tespitine ilişkin değişik dava dosyaları ile davalı tarafın yapmış olduğu tespit taraflar arasındaki sözleşme ve diğer tüm delillerle birlikte dava dosyası bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor düzenlemeleri istenilmiştir.
Bilirkişi heyeti dosya içerisinde bulunan bütün belge ve bilgiler ile taraflar arasındaki yazışmalar, tarafların düzenlemiş olduğu belgeler, yapılan ihtarlar hep birlikte değerlendirilerek davacı taşeronun yapmış olduğu imalatların tespit edilmesi talep edeceği bir bedelin bulunup bulunmadığı hususunda gerekli incelemeler yaparak rapor düzenlemişlerdir.
Bilirkişilerin düzenlemiş oldukları raporda da belirttikleri gibi taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin eser sözleşmesi olduğu, eser sözleşmesi gereğince yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan eseri, fen ve sanat kurallarıyla sözleşmeye uygun olarak yerine getirmesinin, iş sahibinin borcu ise meydana getirilen eserin bedelini ödemektir. Götürü olarak ücretin belirlenmesi ise, işin kesin olarak kapsamının tayin edilmiş olması ve bu işin kesin bir bedel karşılığında meydana getirmesine ilişkindir. Götürü ücret yasasına göre sözleşme kapsamına dahil edilmeyen işler için yüklenici ayrı bir ücrete hak kazanır. İcra takibine konulan miktarın … Sulh Hukuk Mahkemesini 2015/3 D. İş sayılı dosyasında hazırlanan bilirkişi raporuna istinaden tespit edilen alacak olduğu, sözleşmenin her iki tarafının tacir olması nedeniyle yapılan sözleşmede işin bir kısmının davacı taraf üzerine bırakıldığını, bunun için ise gerekli teçhizat ve makinaların davalı tarafından getirileceği, makinaların getirilmemesi, işin gecikmesinden her iki tarafın da sorumlu olduğunu, çıkan uyuşmazlıkta tarafların anlaşmaması üzerine davalı tarafın davacı tarafa şantiye sahasına girişinin yasakladığı, davalının bu şekilde davranması nedeniyle davacının ediminin yerine getirmesinin imkansız hale getirdiğini, davalı tarafından usulüne uygun bir sözleşme feshi bulunmamakla birlikte davalı iş sahibinin davranışları nedeniyle sözleşmenin ifa edilmesini imkansız hale getirmiştir.
Bilirkişlerin hak edişlerle ilgili olarak yapmış oldukları tespite pursantaj oranları uygulanmadığı, yapılan iş bedelinin ne şekilde hesaplandığının belli olmadığı, dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinde davacının götürü bedelle almış olduğu işin %36,12 oranın da tamamladığı, yapılan imalat karşılığı, davacının talep edeceği miktarı KDV dahil olmak üzere 111.972 euro olarak tespit etmişlerdir.
Davalı tarafın davacı adına yapmış olduğu Sgk ödemeleri, davacı işçilerine yapmış olduğu harcamalar neticesinde davacının talep edebileceği alacak miktarının 205.767,17 TL olarak hesaplayarak tespit etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, dosyamızın içerisinde bulunan … Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemesinin değişik iş dosyaları, mahkememizce görevlendirilen konusunda uzman bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu teknik rapor hep birlikte değerlendirildiğinde; yapılan taşeronluk sözleşmesi gereğince davacının yapmış olduğu imalat bedelinin, davalı tarafın yapmış olduğu ödemeler ve harcamalar düştüğünde bakiye kalan alacağın 205.412,62 TL olduğu, icra takibinin bu kısım üzerinden yürütülmesine karar verilmiş bu nedenle davanın kısmen kabulüne, icra takibine yapılan itirazın kısmen iptaline karar verilmiş, icra takibine konu alacağın eser sözleşmesinden kaynaklanıyor olması ve likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara BAM … Hukuk Dairesinin 21/10/2019 tarih 2017/1396 esas sayılı kararı gereğince dosya temyiz incelemesi için Yargıtay …Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay …Dairesince 07/07/2021 tarih 2019/3805 esas 2020/2120 karar sayılı kararla “…Davacı, taşeron davalı ile imzaladığı 18.12.2014 tarihli sözleşme ile …2 HES Elektromekanik Teçhizat ve Yardımcı Mekanik Sistemleri Montaj işini KDV hariç 310.000,00 Euro götürü bedelle yapmayı üstlendiğini, davalının işyerine girilmesine izin vermemesi nedeniyle işleri tamamlayamadığını, gerek taraflarınca gerekse davalının yaptırmış olduğu delil tespiti sonucunda işin % 65’in tamamladığının bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, yapılan işi sözleşme bedeline oranlandıklarında 201.500,00 Euro + KDV bedelli iş yapıldığının anlaşıldığını, bundan 1 nolu hakediş için yapılan 44.640,00 Euro ödeme düşüldüğünde bakiye KDV dahil 185.094,80 Euro alacaklarının kaldığını, bu bedel üzerinden başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptâlini talep etmiş; davalı yüklenici, davacının kendi kusuru ile işleri tamamlayamadığını, tespit raporlarını kabul etmediklerini, belirtilen oranda iş yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda % 36,12 oranında iş yapıldığı kabul edilerek götürü bedele oranlandığında 111.972,00 Euro bedelli iş yapıldığı, bundan 1 nolu hakediş ödemesi 44.640,00 Euro düşüldüğünde bakiye 67.332,00 Euro kaldığı, KDV eklendiğinde alacağın 79.451,76 Euro olduğu, bundan davalının davacı adına yaptığı 20.072,99 TL yemek bedeli ve 12.075,15 TL SGK ödemesi mahsup edildiğinde davacının bakiye alacağının 205.412,62 TL bulunduğu, bu miktarın takip tarihi itibariyle Euro karşılığının 68.699,87 Euro olduğu gerekçesiyle bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, davalı yüklenici tarafından dosyaya sunulan 12.06.2015 tarihli bağımsız denetim kurumu TUV Avusturya Türk Ltd. Şti. tarafından hazırlanan raporun dayanak alındığı anlaşılmıştır. Gerek söz konusu özel rapor gerekse hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı taşeronun yaptığı iş yüzdesinin taraflarca imzalanan 1 nolu hakediş eki olan pursantaj oranlarına göre yapıldığı anlaşılmış ise de; söz konusu pursantaj oranlarına sözleşme eki olarak yer verilmediği anlaşıldığı gibi davalı şirket yetkilisi …’in davacıya gönderdiği 31.03.2015 tarihli mailden de bu pursantaj oranlarının tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı, dava dışı iş sahibinin talebi nedeniyle bu şekilde düzenlendiği anlaşıldığından söz konusu pursantaj oranlarına göre iş oranının tespiti doğru olmadığı gibi davadan önce taraflarca yaptırılan delil tespitleri sonucu alınan bilirkişi raporları ile çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi de doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş; taraflarca imzalanan 1 nolu hakediş eki pursantaj belgesi dikkate alınmaksızın dava açılmadan önce alınan tespit raporları da değerlendirilmek suretiyle davacının alacağını tespit etmek için 6100 sayılı HMK’nın 266. maddesine göre seçilecek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor almak, raporlar arasında çelişki olduğu taktirde bu çelişkiyi gidermek suretiyle esas hakkında karar vermekten ibaret olmalıdır… ” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş olup, ara karar gereğince bilirkişi kurulu tarafından 19/04/2021 tarihli kök ve itiraz üzerine alınan 06/12/2021 tarihli ek rapor dosyaya sunulmuştur.
Bilirkişi kurulu kök raporda davadan önce … Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerinde yapılan tespitlerde alınan bilirkişi kurulu raporları değerlendirilerek iş bitirme oranı %64,39 olarak kabul edilmiş ve sözleşme bedeline oranlandığında davacı yüklenici alacağı 199.609,00 euro olarak tespit edilmiştir.
Bu miktardan 1 nolu hak ediş bedeli düşüldükten sonra kalan 154.969,00 euro alacağı %18 KDV oranı uygulandığında 182.863,42 euro alacak bakiyesi bulunmuştur.
Euro alacak 2,99 kur üzerinden Türk lirasına çevrilerek bulunan 546.761,63 TL ‘den SGK ve yemek bedeli düşülmek suretiyle davacının takip tarihi itibariyle alacağı 514.613,49 TL asıl alacak, 740,20 TL faiz hesaplanmıştır.
Bilirkişi kök raporuna … tarafından davacının tamamlama oranını %65 olarak kabul edilmesine kendisi tarafından itibar edilmediği, 38 adet iş kaleminin ayrı ayrı bedellerinin tespiti yerine tamamının toplanarak tamamlama oranı olarak ortalama alınması doğru görülmemiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından ek raporda kök raporda sunulan görüşlerde değişiklik yapılmasını gerektirecek herhangi bir husus tespit edilmediği bildirilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında davacı alacağının dava açılmadan önce alınan tespit raporları değerlendirilmek suretiyle yapılması gerektiği belirtildiğinden ve bilirkişiler tarafından … Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemeleri vasıtasıyla alınan tespit raporları değerlendirilmek suretiyle davacı tarafından işin tamamlanma oranı tespit edildiğinden bilirkişiler tarafından tespit edilen %64,39 oranındaki iş oranı mahkememizce kabul edilmiştir.
Her ne kadar muhalif kalan bilirkişi tüm kalemlerin bedellerinin ayrı ayrı hesaplanarak yapılan iş miktarının tespit edilmesi yönünde görüş bildirmiş ise de Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere işin götürü bedeline yapılmasının kararlaştırılması, götürü bedel işlerde tamamlama oranının yapılan işin tüm sözleşme bedeline oranlanması suretiyle bulunacak olması dikkate alındığında bilirkişinin muhalefet görüşü ve davalı vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Diğer taraftan davalı taraf Avusturya şirketine yaptırdıkları tespit raporunun değerlendirmeye alınmadığını savunmuş ise de Yargıtay bozma ilamında belirtilen dava açılmadan önce alınan tespit raporlarının değerlendirilmesi gerektiğine ve pursantaj belgesi dikkate alınmaksızın alacağın tespiti gerektiğine ilişkin gerekçeler dikkate alınarak davalı vekilinin bu yöne ilişkin savunması da dikkate alınmamıştır.
Davalı taraf icra dosyasına yapılan ödemelerin mahsubunu talep etmiş ise de itirazın iptali davasında davadan sonra yapılan ödemelerin hükmedilen alacaktan mahsup edilmeyip infazda nazara alınması gerektiğinden ödemeler toplam alacaktan mahsup edilmeden infazda nazara alınmasına karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere bilirkişi kurulu tarafından davacının alacağı 514.613,49 TL olarak tespit edilmiştir. Davacı vekili 16/12/2021 tarihli dilekçesi ile takibin 182.863,42 TL ( kök rapordaki asıl alacak miktarı) miktar üzerinden iptalini talep ettiğinden bilirkişi tarafından tespit edilen faiz miktarı hükme esas alınmamıştır. Her ne kadar bilirkişi tarafından Türk Lirası üzerinden hesap yapılmış ise de takip talebinde asıl alacak ve işlemiş faizin euro olarak gösterilmiş olması, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasının talep edilmesi ve mahkememizce 31/05/2017 tarihli önceki kararda hükmedilen euro alacağa ilişkin olarak Yargıtay …Dairesi tarafından bozma kararı verilmemiş olması nedeniyle davacı lehine kazanılmış hak oluştuğundan davacının alacağını euro üzerinden isteyebileceği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle bilirkişi tarafından bulunan 514.613,49 TL lik alacak 2,99 kur üzerinden euroya çevrilmesi sonucu 172.111,53 euro bulunmuştur.
Sonuç olarak, davacının taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında üstlendiği işin %64,39 oranında tamamladığı, işin götürü bedelle yapılmasının kararlaştırıldığı, yapılan işin sözleşme bedeline oranlanması sonucu bulunan 199.609,00 euro + KDV alacaktan 44.640,00 TL lik 1 nolu hak ediş bedeli ve 12.075,15 TL lik SGK ve prim ödemesi ve 20.072,99 TL yemek bedelinin mahsubu sonucu davacının bakiye 172.111,53 euro alacağının kaldığı, takip tarihi itibariyle bu miktar da davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan hak ediş asıl alacağının bulunduğu, ödeme emrine asıl alacak yönünden bu miktarla yapılan itirazında davalının haksız olduğu kanaatine varılmakla itirazın 172.111,53 euro üzerinden iptaline, davacının asıl alacağa ilişkin fazlaya ilişkin isteminin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine, davadan sonra Ankara … İcra müdürlüğünün 2015/16113 esas sayılı dosyasında yapılan ödemelerin infazda nazara alınmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE, Ankara … İcra müdürlüğünün 2015/16113 esas sayılı dosyasında davalı tarafından ödeme emrine yapılan itirazın 172.111,53 euro miktarı üzerinden İPTALİNE,
Takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Davacının asıl alacağa ilişkin fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
3-Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Davadan sonra Ankara … İcra müdürlüğünün 2015/16113 esas sayılı dosyasında yapılan ödemelerin infazda nazara ALINMASINA,
5-Alınması gerekli 35.153,25 TL harçtan peşin alınan 9.459,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.693,94‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 42.780,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 5.893,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 11.132,5‬0 TL (ilk yargılama gideri, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 10.342,81 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-DavaLı tarafından yapılan 244,00 TL yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 17,31 TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 9.459,31 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/03/2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸