Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/395 E. 2022/195 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/395 Esas
KARAR NO : 2022/195

HAKİM : … …
KATİP : … …

MAHKEMEMİZİN İŞ BU 2020/395 ESAS SAYILI ASIL DOSYASI BAKIMINDAN:

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2020

BİRLEŞEN ANKARA 5. ATM’NİN 2021/130 E. SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN:

DAVACI : …

DAVALI :…
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden
Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DOSYA BAKIMINDAN:
DAVA:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ve ara beyanlarında özetle; …Endüstriyel Ürünler İç Dış Ticaret İnşaat ve Sanayi A.Ş. ile davalı … Mobilya Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş. arasında, 2016 yılından beri ticari ilişkiler çerçevesinde davalı şirkete mal ve hizmet satışından doğan faturalar kesildiği, bedellerinin ise sadece bir kısmı tahsil edilebildiği, faturalardan 29.02.2020 tarihli KDV dahil 24.780 TL tutarındaki “Yüzey Hazırhk ve Tamirat Uygulaması (malzeme ve işçilik) ile Akrilik Esaslı Astar ve Kendiliğinden Yayılan Tesviye Şapı Uygulamasına (Malzeme ve İşçilik)” dair GIB2020 000000014 nolu fatura ile her biri 160 TL olan 25 Kg.lık 5 kutu “sıva malzemesi -dış cephe boya-akrilik macun 11 satış bedeli 944 TL olan C- 228842 nolu faturanın bedeli işlerin 2019 yılı Mart ayında bitirilip teslim edilmesine rağmen bugüne kadar ödenmediği, borçlu ile ticari ilişküerin iyi niyetle devam edebilmesi adına fatura bakiyesinin ödenmesi için davalı şirket yetkilileri ile defalarca görüşmeler ve internet ortamında yazışmalar yapıldığı, ticari iyi niyet çerçevesinde bir yıldan uzun bir süre beklendiği. Bakiye alacağın tahsili için Ankara 47. Noteriiğinden ihtarname gönderilmiş ise de, alacağın ödenmemesi üzerine fatura alacaklarının tahsili için Ankara … Müdürlüğünde 2020/5863 dosya noTu takip ile, 24.780 TL asıl alacak, 19.03.2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun gereğince işlemiş 1.135,75 TL ticari avans faizi, 944 TL asıl alacak ve 43,27 TL işlemiş ticari avans faizi ile birlikte toplam 26.903,02 TL üzerinden 29.06.2020 tarihinde her iki fatura alacağı için icra takibi başlatıldığını, davalı şirket, borcunu red ve inkarla, 14.07,2020 tarihinde ödeme emrine itiraz etmiş ise de, itirazlarının hukuki dayanağı bulunmadığı, zira takibe konu faturalardaki malzemeler ile yapılan işçilik ve imalatlara, yazılı hiç bir itirazlarının olmadığı ve yapılan tüm imalatlar 2019 yılı Mart ayında tamamlanıp borçlu şirkete teslim edildiği, bitirilen işlerin tesliminden 1 yıldan daha uzun bir süre geçmesine rağmen borçlu tarafından icra takip tarihine kadar hiçbir yazılı itirazın sunulmadığını, itiraz edilmeyen bu işler için noter ihtarnamesi ile birlikte fatura iade edildiğini, 24.780 TL’lık faturaya konu11 Self-Levellıng Tesviye Şapı Uygulaması” işi için müvekkil şirketin yetkili mintan … tarafından, internet ortamından mail ile gönderilen 07.03.2019 tarihli 29 TL /m2 teklif fiyatı, davalı şirketin yetkili miman …tarafından 08.06.2019 tarihli cevap maili ile “Balgat Mağaza Z Kat self -levelling ile vermiş olduğunuz teklif akrilik astar ve self-levelling malzeme + İşçilik 27,00 TL + KDV uygundur. İş bitiminde çıkartılacak metraja göre anlaşılan birim fiyat üzerinden ödeme yapılacaktır” şeklinde gayet açık ve net bir şekilde kabul edildiği, Borçlu şirket takibe konu faturalardan 21.03.2019 tarihli 5 kutu “sıva malzemesi -dış cephe -boya-akrilik macun” satışı bedeli olan 944,00 TL ‘lik faturayı itirazsız kabul ederek ticari defterlerine işleyip kaydettiğini, davalı şirket ile tüm fatura ve ödemelerin cari hesap şeklinde çalışıldığını (TTK 89 ve devamı maddeleri), gelen banka havalelerinin cari hesap ekstresine kaydedildiğini, icra takibinden önce Ankara 47. Noterliğinden borçlu şirkete gönderilen 03,03.2020 tarih ve 06361 nolu ihtarname ile; “…29.02.2020 tarih ve … Fatura no’lu c-Arşiv Fatura ile şirketiniz adına kesmiş olduğumuz 24.780,00 TL fatura borcunuzu ve tarafımıza hala ödememiş olduğunuz başka faturadan kalan 3.575,00 TL borcunuzu işbu ihtarnamenin tarafınıza tebliğinden itibaren en geç 8 gün içerisinde Garanti Bankası Yıldız Şubesi hesabımıza ödemenizi, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı” hususlarının ihtar edildiğini, ihtarnamede bahsedilen 3.575,00 TL fatura bakiyesi 2020/5864 dosya no’lu diğer bir icra takibine konulan 424 ABD Dolarının İhtarname tarihindeki $/TL karşılığının (424 $ x 6.2051 TL =2,631 TL) ve 2020/5863 no’lu icra takibine konu edilen 944 TL’lık 21.03.2019 C228842 nolu faturadan kalan bakiyenin toplamı olduğu (2.631 TL + 944 TL = 3,575 TL) 11.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği belirtilen bu ihtarnameye cevaben davalı borçlu şirket tarafından gönderilen 11.03.2020 tarihli ihtarnamede 3.575,00 TL’lık bakiye fatura alacaklarına da hiçbir itirazda bulunulmadığını, davalı borçlu şirketin arabulucu toplantısında anlaşmaya yanaşmamış ise de, 424 $ tutarındaki bakiye fatura borcununun 2020/5864 nolu icra dosyasına yattığı belirtilerek; haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine İİK 67. maddesi gereğince %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalıdan bir alacağı olmadığı gibi aksine davacıya verdiği zararlar nedeniyle davalıya borçlu olduğunu, imalatı yaptığını ispat yükünün davacının üzerinde olduğunu, davacının imalatı yaptığını ispatlayamadığını, taraflar arasında akdi bir ilişkinin olmadığı, davacı ile davalı arasında yazılı ve/veya sözlü olarak takip konusu faturada yazılı işler ile ilgili olarak kurulmuş bir akdin bulunmadığı ve takip konusu faturanın davalının defterlerinde kayıttı olmadığını, davacının hizmeti verdiğini, imalatı yaptığını, davacı ile davalı arasında bir akit olduğunu yazılı bir delille ispatlamakla yükümlü olduğunu, uyuşmazlığın niteliği ve miktarı itibariyle tanıkla ispatı kabul etmedikleri, nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2017/394 E, 2018/3129 K. Sayılı 10.09.2018 tarihli içtihadında “Dava, eser sözleşmesinden doğan iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazdı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir, 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapddıklan zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikıbinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz İspat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyemi fatura, ile de sözleşme ilişkisinin İspatı mümkündür.” denildiğini, salt fatura düzenlenmiş olmasının alacağın varlığını ispata elverişli ve yeterli olmadığı, nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2017/5488 E. 2019/3410 K. 22.05.2019 sayılı içtihadında da “Davalının salt fatura düzenlemesi alacağın varlığım ispata yeterli olmayıp, faturada belirtilen hizmetlerin yerine getirildiğini dayanak belgelerle ispatlaması gerekir. Sözleşmede hüküm bulunması hizmetlerin yerine getirildiğini ispata yeterli değildir.” denildiği, davacının e-posta çıktısı olduğu iddiasıyla dava dilekçesinin ekinde sunduğu metinde adı geçen …davacı şirket adına sözleşme kurmaya yetkili olmadığını, davacının dava dilekçesinin ekinde e-posta çıktısı olduğunu belirterek sunduğu metinde yazılı olan e-posta adresi Korhan Karaman’m şahsi e-posta adresi (hotmail uzantılı) olup …’nin kurumsal maili olmadığı için davalı şirketi bağlayıcı olmadığı, Karhan Karaman’ın şahsi e-postasından fiyat teklifi alması, sözleşmenin kurulduğunu ve işin eksiksiz, ayıpsız ve kusursuz şekilde teslim edildiğini ispata yeterli ve elverişli olmadığını, fiyat teklifi almak veya teklif edilen fiyatı onaylamanın sözleşmenin kurulduğunu ispata yeterli olmadığı gibi sözleşmenin kurulduğu ispatlansa bile işin düzgün şekilde yapılarak teslim edildiğini ispatlamaya elverişli olmadığını, …adlı kişiye hiçbir zaman şirketi temsil ve ilzam yetkisi verilmediğini, kabul anlamına gelmemek üzere sözleşme ilişkisinin kurulduğu varsayılsa bile tek başına bu durum davacının takip konusu alacağı talep etmesine yeterli olmadığını, davacı ile davalı arasında daha önceki yıllarda bir kısım işler olduğunu, davacının bu kapsamda davalıya … Mobilya Balgat Mağazasında “Cephe Totem ve Kapı Sövesi Poliüretan Kaplama Uygulaması” hizmetim ifa etmeyi üstlendiği. Ancak davacının işi anlaşmaya uygun teslim etmediği gibi işin ifası sırasında davalıya zarar verdiği, söz konusu “Cephe Totem ve Kapı Sövesi Poliüretan Kaplama Uygulamasının” teknik anlamda renk ve su geçirimsizlik olarak iki farklı fonksiyona hizmet ettiğini, davacının, bu uygulamanın yapılabilmesi için … Mobilya’dan alt yapıya dair birtakım taleplerde bulunduğunu, ilk olarak uygulamanın yapılacağı yüzeylerin taşıyıcı karkası işveren firma tarafından oluşturulacak, daha sonra bu karkas sistemi su geçirimsiz bir cephe paneliyle (boardex) giydirilmesinin kararlaştırıldığını, uygulamanın yapılabilmesi için, yüklenici firma tarafından cephe panellerinin ince sıva ile pürüzsüz, bir şekilde kaplanması ve birtakım cepheye ait gönye ve şekil problemlerinin giderilmesinin talep edildiğini, davalının davacının bu taleplerini yerine getirdikten sonra davacının teknik uzmanının şantiye alanına davet edilerek yapılan uygulamaların istenilene uygun bir şekilde hazırlandığının teyit edildiğini ve akabinde davacı şirket yetkilisi …’nun yaptığı incelemelerden sonra yüzey hazırlıklarının uygun olduğunun bildirildiğini, fakat daha ilk uygulama tamamlanma aşamasındayken işin o zamana kadar bitirilmiş kısımlarında yüzey çatlamaları ve yapılan kaplamalarda lokal kopmalar meydana geldiğini, davacı şirket ve davalı şirkete ait teknik personelin bu durum üzerine bir toplantı yaparak kullanılan malzemelerin üreticilerine ait teknik personel desteği istemeye karar verildiğini, kullanılan ürünlerin firmalarına ait teknik personelin, uygulamanın hatalı olduğuna kanaat getirmiştir ve davacıyı nasıl uygulama yapması gerektiği konusunda bilgilendirdiğini, davacının bu teknik bilgiler doğrultusunda tekrar işbaşı yaptığını fakat uygulama esnasında bir önceki uygulamaya dair hataların tekrarlandığının görüldüğünü, davacı elemanlarının davalı yetkilileri tarafından uygulama esnasında uyarıldığını ancak sonucu görebilmek için uygulamaya devam ettirilmesini talep etmeleri üzerine buna müsaade edildiğini, fakat bu ikinci uygulama da bir önceki seferde olduğu gibi yine başarısız sonuç verdiğini ve işin davalıya teslim edilemediğini, ancak davacının hatayı düzeltmek için bir uygulama daha yapma talebinde bulunduğunu, üçüncü uygulamanın yapılması için bir onay daha verildiğini, süreç gerçekleşirken davacı firmanın başka taşeronlar tarafından yapılan ve sorunsuz teslim alınan diğer uygulamalara kalıcı zararlar verdiğini, zararın kapsamı ve tekrar yapılmak zorunda kalınan imalatlarını cephe totemi yapılırken, teras katına dökülen epoksi reçine astara zarar verildiğini, Epooco firmasına yapünlan poliüretan coating renk uygulamasının terasta bulunduğu, imalatı yapan firma (Epocco) yetkilisinin sahaya davet edildiğinde zarar gören yüzeyin ancak bir kazıma işlemiyle giderilebileceğinin bildirildiğini, buna istinaden görselliği etkileyen hiçbir renk ya da teknik detay değiştirilmeden 400 m2 uygulamanın baştan yapılmak zorunda kalındığını, aynı epoksi reçinenin teras parapetleri üzerinde bulunan elektrostatik toz boyanın metal harpuştaların üzerine dökülmesi sonucu dökülen bölgedeki metal harpuştaların yenileri ile değişiminin yapılması gerektiğini, uygulamayı yapan firmanın malzemenin muhteviyatı gereği yeniden yapılmasını ön gördüğünü, ancak bu uygulamanın lokal olarak gerçekleştirilebileceği için revizyonun kısmî bir şekilde uygulandığını, bu iş için, revizyon nedeniyle ikinci kez bedel ödendiğini, giriş bölümü kapı sövesinde ilk yapılan uygulamanın kaldırılması amacıyla kullanılan spiral makinası temas etmemesi gereken alüminyum yüzeylere temas etmiş ve üzerindeki boyanın tamamen çıkmasına sebep olduğunu, alüminyum doğramanın üretim ve montajını yapan APS alüminyum teknik yetkilisi sahaya davet edilmiş ve tahribat gören doğramanın tadilatının yeniden yapımının zamansal ve maddi yönlü daha pratik ve doğra bir yöntem olduğuna karar verilerek yapılan ikinci uygulamanın firma tarafından ikinci kez fatura edildiğini, davacının verdiği zararlar nedeniyle, alt yapıya dair kullanılmış olan dış cephe panelleri ve yüklenici firma tarafından talep edilmiş olan pürüzsüz ince sıva uygulamasının zayi olduğunu, bu uygulamayı yapan … inşaat yetkilileri ve teknik personeli tarafından zayii olan uygulamalar tutanak altına alındığını, davacının istediği yüzey hazırlık çalışmaları için maliyete katlandığı halde işin sonunda farklı bir yöntem ile cephe totemi ve söve yapılmış, dolayısıyla davacının kusuru ile yüzey hazırlık çalışmaları için olması gerekenden fazla ve mükerrer bedeller ödenmek zorunda kalındığını, cephe panelleri ve sıvası sökülürken alüminyum doğrama montajı yenilenirken yapılan cam ham maliyetleri, moloz atımları ve gelen işçi yevmiyelerinin davalıya ait maaşlı personel tarafından gerçekleştirildiği için personele fazla/mükerrer ödeme yapmış olmaktan kaynaklı zararlarının olduğunu belirtilerek, takip konusu alacağa mesnet olarak davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı için davacının takipteki alacağı talep edemeyecek olması nedeniyle davanın reddi, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesi hususları arz ve talep edilmiştir.
BİRLEŞEN ANKARA 5. ATM’NİN 2021/130 E. SAYILI DOSYASINDA;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline karşı Cephe totem ve kapı sövesi poliüretan kaplama işlerini üstlendiğini, 3 adet uygulamaya rağmen işlerin teslim edilemediği ve ilaveten mevcut imalatlara verilen hasarlar nedeniyle müvekkilinin zararına sebebiyet verdiği belirtilmiş ve asıl davada cevap dilekçesinde yer alan zarar kalemleri sayılarak; ikinci defa yaptuılmak zorunda kalınan imalatlar, alüminyum doğrama, moloz atım bedelleri ve şirket çalışanlarına ekstra ödenen ücretlerinin asıl davada davacı alacağının bulunması durumunda hesaplanacak bedelden birleşen dava kapsamındaki zararlarının mahsup edilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya zarar verdiği iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını, cephe totem ve kapı sövesi poliüretan kaplama uygulaması hakkındaki zarar iddialarını kabul etmediğini, takas – mahsup talebinde bulunduğunu, teras katındaki zemin uygulaması hakkında zarar uygulamasını kabul etmediklerini, davacı tarafın iddia ettiği alüminyum doğramaların ve camların söküm maliyet ve zararlarının müvekkili şirketle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin işini teslim etmek amacıyla boya türünü poliüretandan dış cephe akrilik boyaya çevrilerek sorunu ortadan kaldırma önerilerini yüzeyde ısrarla poliüretan boya ile bitiş istediğini belirterek reddettiğini, bu uygulamayı başka bir firmaya yeniden yaptıracağını belirttiğini, netice olarak davacının kendisinin fikir değiştirip vazgeçmesi nedeniyle mevcut sistemi komple değiştirip, kompozit kaplama işlemi uyguladığını, davacının müvekkil şirkete işini bitirip teslim etme şansı vermeyerek uygulama sistemini komple değiştirmesinden ötürü fazla ve mükerrer bedeller ödemiş ise sonuçlarına ve söküm, moloz, hammaliye vb ile mağazasının açılmasındaki gecikme maliyetlerine kendisinin katlanması gerekeceğini, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların ticari defter ve belgeleri, keşif, bilirkişi raporu ve ek raporları, Ankara … Müdürlüğünün 2020/5863 E. Sayılı dosyası, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, asıl dosyada eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemli olarak İİK 67. Madde hükümlerine göre açılmıştır.
Davacı vekili, asıl dosyada dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalı şirketin (… Mobilye … Mağazası’nda) ”cephe totem ve kapı sövesi poliüretan kaplama uygulaması” işi yönünden sözleşme yapıldığını, bu kapsamda müvekkili tarafından edimlerin yerine getirildiğini, karşılığında 29/02/2020 tarih ve … Numaralı toplam bedeli 24.780,00-TL olan ve ayrıca 21/03/2019 tarih ve C/228842 numaralı olup toplam bedeli 944,00-TL olan iki adet fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, bu hususta Ankara … Noterliğinin 03/03/2020 tarih ve 06361 numaralı ihtarnamesi ile davalının ihtar edildiğini ancak ödeme yapılmaması üzerine davaya konu Ankara … Müdürlüğünün 2020/5863 E. Sayılı dosyası ile söz konusu iki fatura dayanak gösterilerek genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiğini belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ile % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Asıl dosyada davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde belirttiği nedenlerle asıl davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen Ankara … ATM’nin 2021/130 E. Sayılı dosyasında ise; Davacı … Mobilya San. Ve Tic. A.Ş., davalı … Grup Endüstriyel… A.Ş. aleyhine davacı … Mobilya’nın … Mağazası’nda ”cephe totem ve kapı sövesi poliüretan kaplama uygulaması” işinin yapımı sırasında davalının davacıya zarar verdiğini, işi anlaşmaya uygun teslim etmediği gibi işin ifası sırasında müvekkilinin zararını karşılamadığı gibi aleyhine de icra takibi başlattığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu kapsamda oluşan müvekkili zararının şimdilik 1.000,00-TL’sinin avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili özetle; cevap dilekçesinde belirttiği nedenlerle birleşen davanın reddini talep etmiştir.
Somut olay incelendiğinde; asıl ve birleşen davada, aradaki uyuşmazlığın; eser sözleşmesinden kaynaklandığı, davacı tarafça ”Yüzey Hazırlık ve Tamirat Uygulaması (Malzeme ve işçilik) ile Akrelik Esaslı Astar ve Kendiliğinden Yayılan Tesfiye Şapı Uygulamasına (Malzeme ve işçilik)” dair sözleşme bulunduğu, bu hususta davacı/karşı davalı … Grup A.Ş. adına …, davalı/karşı davacı … Mobilya adına ise …arasında yapılan e-mail yazışmalarının bulunduğu, asıl davada bu eser sözleşmesi nedeniyle davacı tarafın edimlerini yerine getirdiğini ancak iş bedeli olarak düzenlenen 2 adet fatura bedelinin ödenmediği ileri sürülerek buna istinaden icra takibinin başlatıldığının ileri sürüldüğü, birleşen dosyada ise; … Mobilya tarafından açılan davada … Grup A.Ş. tarafından eser sözleşmesi kapsamında yapılan işler sırasında … Mobilya birleşen dosya davacısına zarar verildiği belirtilerek; hatalı imalatlar sebebiyle dava dışı yüklenici şirketlere en az ikişer defa yeniden yaptırılan imalatların bedeli olarak 400,00-TL, cephe panelleri ve sıvası sökümü sırasında alüminyum doğrama montajı yenilenirken yerinden çıkarılan jumbo camların takma çıkarma cam hammaliye maliyetleri olarak 200,00-TL, bu işlemler sırasında ortaya çıkan moloz atım maliyeti olarak 100,00-TL, moloz atımı için görevlendirilen davacı şirket çalışanlarına ödenen ekstra ücretlerin tazmini için 100,00-TL yoksun kalınan kar tazminatı olarak 200,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL tazminat talebinde bulunulduğu, buna göre uyuşmazlığın; taraflar arasında eser sözleşmesi düzenlenip düzenlenmediği, var ise şartları, tarafların eser sözleşmesindeki edimlerinin yerine getirip getirmediği, asıl davada davacı tarafın ödenmeyen fatura alacağının bulunup bulunmadığı, birleşen davada ise … Grup A.Ş. tarafından eser sözleşmesinin hükümlerinin yerine getirilmesi sırasında … Mobilya’ya zarar verilip verilmediği, bu hususta tarafların ticari defter ve belgelerinde kayıt bulunup bulunmadığı noktasında olduğu anlaşılmaktadır.
Borç doğuran sözleşmelerden birisi olan “eser sözleşmesi’’, uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte olan ve uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
TBK’nın 12/1. maddesine göre sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir.
Bu düzenleme gereğince kural olarak sözleşmeler ve bu arada eser sözleşmeleri yasada aksi düzenlenmedikçe, hiçbir şekle bağlı olmayıp, sözlü veya yazılı yahut resmî biçimde yapılabilir. Yalnız, sözlü olarak yapılan sözleşmelerin, ileride bir uyuşmazlık çıkması ve taraflardan birinin bu sözlü sözleşmeyi veya bazı hükümlerini yadsıması (inkâr etmesi) hâlinde, diğer taraf bu sözleşmeyi ispat zorluğu ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle hiçbir şekle bağlı olmayan eser sözleşmelerinin yazılı yapılması, kanıtlama kolaylığı sağlar. HMK’nın 200/1. maddesinde de; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri iki bin beş yüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gereğine işaret edilmiştir.
Eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı kural olarak yazılı veya kesin delillerle ispatlanmalıdır. Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin HMK’nın 200 vd. maddelerindeki düzenlemelerin sonucu olarak sözleşme ilişkisinin kurulması hukukî işlem niteliğinde olduğundan, eser sözleşmesine dayalı bir davada; davalının akdi ilişkiyi inkâr etmesi hâlinde, ispat yükü davacının üzerinde olup, sözleşmenin kurulduğunu davacının kural olarak yazılı delille veya ikrar, yemin, ticari defterler gibi diğer kesin delillerle ispatlaması gerekir. Yazılı delille (senetle) ispat zorunluluğu bulunan bu durumda tanık dinlenebilmesi için HMK 200/2. maddesine göre karşı tarafın tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmesi, HMK 202. maddesinde düzenlenen delil başlangıcının olması ya da HMK 203. maddesinde sayılan istisnalardan birinin bulunması gerekir. Yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte, sözleşmenin varlığını ortaya koyan, karşı tarafın ya da onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan, sözleşme ilişkisinin kurulduğuna delalet edecek teslim belgesi, fatura, tutanak veya başka bir iş nedeniyle yapıldığı kanıtlanamayan ödeme belgelerinin bulunması halinde, sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür.
Eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu sabit olduğunda; eseri fen ve sanat kurallarına, yasal mevzuatına, sözleşmesine ve amaca uygun yapılarak iş sahibine teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını, alacağın istenebilir olduğunu ispat yükü yüklenicidedir. İşin teslimi “maddi olay” niteliğinde olduğundan davacı yanca her türlü yasal delille ve bu kapsamda tanık delili ile kanıtlanabilir (Yargıtay … Hukuk Dairesi, 20.04.2010, 2010/858-2293). İş sahibi ise kararlaştırılan iş bedelini ödemek yükümlülüğü altındadır.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıbı öğrenir öğrenmez gecikmeksizin yapılması gerekir.
Taraflarca ileri sürülen delillerin toplanabilmesi ve tanıkların dava konusu yerde dinlenebilmesi amacıyla mahkememizce refakate bir İnşaat Mühendisi bir Mali Müşavir bilirkişi alınarak, 19/03/2021 tarihinde keşif yapılmıştır.
Keşif esnasında taraf tanıkları dinlenmiştir. Buna göre:
Tanık … keşifteki beyanında aynen; ”Ben davacı … Grup A.Ş.’de 2008 yılından beridir ve halende Endüstri Mühendisi olup, uygulamalı işlerden sorumlu genel müdür yardımcısı olarak görev yapıyorum. Bu nedenle tarafları tanıyorum. Tanıklığa engel bir durumum bulunmamaktadır. Bana okunan asıl davadaki dava dilekçesi ile birleşen dosyadaki kayıtları anladım. Bahsedilen uyuşmazlık konusu bildiğim kadarıyla şu şekildedir. Taraflar arasında davalı … Mobilya’nm Konya yolu üzerindeki iş yerinin zemin, 1. Katların zemininin parlak beton işini üstlendik, taraflar arasında zemin ve 1. katın yapımı ile ilgili olarak yazılı sözleşme vardır. Burası sözleşmeye uygun şekilde tamamlanmıştır. Ve parası da davalı … Mobilya tarafından ödenmiştir. Ancak, daha sonra aynı iş yerinin 2. Katının da zeminin kendiliğinden yayılan şap uygulaması ve tesfiye edilmesi işini davacı üstlenmiştir. Bununla ilgili yazılı bir anlaşma yoktur. Ancak davalı şirketin yetkilisi …tarafından mail yöntemiyle onay verilmiştir. Bu nedenle yazılı bir sözleşme yoktur. Davalı şirketin yetkilisinin mail ile onayı vardır. Davacı şirketin işin nasıl yapılacağına ilişkin mail yoluyla teklifi vardır. Davalı tarafta bunu kabul etmiştir. Bu maillere göre davacı şirket işe başlamıştır. İşi taraflar arasındaki anlaşmaya göre tamamlamıştır. Ancak davalı taraf ödeme yapmamıştır. Bu iş yapılırken binanın herhangi bir yerine herhangi bir şekilde zarar verilmedi. Ancak davalı … Mobilya bu işe başlamadan önce davacı şirketin binanın ön cephesinde yapmış olduğu boya işi dolayısıyla binaya zarar verildiğini, bu nedenle 2. Kat için davacının yapmış olduğu iş bedelini ödemeyeceğini, iş tamamlandıktan sonra davacıya söylemiştir. Davacı şirket tarafından fatura kesilip davalı tarafa gönderilmesine rağmen davalı taraf başka bir işten dolayı verilen zarar ileri sürülerek fatura bedeli ödenmemiştir. Yoksa icra takibine konu edilen faturada belirtilen iş ile ilgili olarak taraflar herhangi bir sorun yoktur. Davacı tarafta işi aradaki sözleşmeye uygun şekilde tamamlamıştır. Ben dava konusu faturada belirtilen işin ne şekilde yapıldığım ve davalı tarafın zarar iddiasında bulunduğu yerleri mahkemeye gösteriyorum dedi.
Gösterilen kısımlar mahkeme heyeti ile birlikte gezildi. Görüldü. Bilirkişilere inceleme yaptırıldı. Notlar aldırıldı. Tanık devamla:her ne kadar davalı taraf başka bir iş yaparken binanın girişindeki kapıya ve yukarıdaki zemine davacı tarafın zarar verdiğini iddia etmekte ise de bu şekilde bir olay yaşanmamıştır. Bunlar davalı tarafın iddia etmiş olduğu hususlar uyarı olarak dahi davacı şirkete bildirilmemiştir. Yazılı veya sözlü bir bildirimde bulunulmamıştır. Herhangi bir düzeltme istenilmemiştir. Çatıdaki zemine küçük çaplı hasarlar, boya sıçramaları olmuştur. Ancak bunun için 400 m21ik alanın yeniden yapılması davacı şirketle ilgili değildir. Hatta biz işi yaparken 3. Kişi şirketlerin vermiş olduğu zararları ve hatalı uygulamaları da bedelsiz olarak düzelttik, bu nedenle davalı … Mobilya’nm zarara uğradıkları yönündeki iddiaları doğru değildir. Biz davalı … Mobilya’nm iddia etmiş olduğu hususlarla ilgili olarak sorunu başka bir yöntem ile çözmeyi önerdik ancak kabul görmedi. Bizde başka bir işlem yapmadık, bir bedel de talep edilmedi. Benim bilgim bundan ibarettir dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu:2016 yılından beri davalı şirket ile davacı şirket olarak çalışmamız mevcuttur. O dönemlerden itibaren tüm iş ve işlemlerde onayda vs …davalı şirketi temsil etmiştir. Yetkili temsilcisi diye biliyoruz. Tüm işlerde sorunsuz olarak hallolmuş, ödemeleri de almıştık, dava konusu işte de böyle olmuştur. … İnşaat’ın yapmış olduğu hatalı imalatları da davacı şirket olarak biz düzelttik, Epocho firması da çatıdaki zemini düzelttiğini iddia etmektedir. Aslında poliüretan malzeme olduğu için rütüşle, tadilatla rahatlıkla kapatılabilecek iken 400 m2 alanı yeniden yapması bize göre doğru değildir. Poliüretan boyalar dış cephede kullanılmasının dayanıklı olmaları ve renk değiştirmeleri olmamasıdır. Bu nedenle küçücük bir yer için yama gibi gözükmemesi adına tüm alanın yeniden yapılması bize göre değildir. Alüminyum doğramadaki zarar bakımından ise spiral işini davacı şirket yapmadı. Davacı şirket alüminyum doğramalardaki daha önce yapılan hatalı işlemleri düzeltti. Davacı şirketin alüminyum doğramalara zarar vermiş olması mümkün değildir. Bizim işimiz davacı şirket olarak sadece boya işiydi. davalı vekilinin beyanı üzerinde soruldu: Davalı olan müşterimizin 3. Kişilerin yapmış olduğu hatalı işlemlerden dolayı yardımcı olmak istedik, işçilik konusunda bedelsiz olarak yardımcı olduk, ancak malzemeyi davalı almıştır. Sadece işçiliğini davacı taraf bedelsiz yapmıştır. Binanın giriş kapısındaki kapı sövesinin boya işinin yapılmasından önce yüzeyin düzgün bir şekilde bize teslim edilmesi gerekiyordu. Gelip tetkik ettiğimizde yüzeydeki dalgalanmaları gördük, Korhan Karaman’ı uyardık, kendisi daha önce o işi yapan 3. Kişi firmaya düzeltme yaptırdı. Tekrar bakıp incelediğimizde tekrar sıkıntı olduğunu gördük, davalı şirketin yetkilileri bu haliyle siz boya işini yapın bir bakalım dediler. Biz işi yaptıktan sonra görüldü ki olmuyor. Ondan sonra biz devreye girdik malzemeyi siz alın gerekli düzeltmeyi biz yapalım diye teklif ettik, düzeltmeleri yapıp, ondan sonra tekrar boya yaptık. Poliüretan boyanın zemine tam uyumlu olmaması nedeniyle ve altta malzeme değiştiğinden şişiklikler meydana geldi. Son kattaki poliüretanı dış cephe akrilik boya ile değiştirdiğimizde alttaki düzgün olmayan boya ile düzelebileceğini görüştüğümüz boya firmalarının söylemesi üzerine bizde bu konuyu …ile görüştük, kendisi kabul etmedi. Bizde hiçbir bedel talep etmeden bu şekilde zemindeki olduğu gibi bıraktık, bedel de talep edilmedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Davut Koç keşifteki beyanında aynen ” TANIK BEYANINDA: 2013 yılının Eylül ayından beri ve halen davacı şirkette muhasebe ve finans sorumlusu olarak çalışıyorum. Bu nedenle tarafları tanıyorum. Davacı firmanın davalı firma ile 2016 yılından beri ticari ilişkisi vardır. Malzeme satıyoruz, dekoratif işlerini yapıyoruz. Bu işleri de davalı adına …yapmaktadır. Bildiğimiz kadarıyla davalı şirketin bu işlerde yetkilisi Korhan Karaman’dır. Davacı şirket ile davalı şirket arasında güven esasına dayalı ticari ilişki bulunduğundan yapılacak işler ile ilgili olarak mail ortamında teklif gönderilir. Karşı taraf onay verirse işe başlanır. Dava konusu olayda da bu şekilde olmuştur. Teknik boyutlarını bilemiyorum. Ancak üzerinde keşif yaptığımız iş ile ilgili olarak dava konusu iş yapılıp, tamamlanmıştır. Ancak davalı taraf teslimi almakta direnmişlerdir. Mail ve telefonlarımıza çıkmamışlardır. Davacı şirket faturayı kesip davalı tarafa noter yoluyla göndermiştir. Ancak davalı taraf faturayı reddetmiştir. Teknik detaylarını bilmiyorum ancak davalı taraf fatura bedelini ödemek istememektedir. Sebebini bilemiyorum. Benim bilgim bundan ibarettir. İşin teknik boyutlarını az önce dinlenen tanık … daha bilir dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine; Tanık beyanı kısmında zarar iddiasını beyan etmiştir. Ancak zapta geçmemiştir. Bu husus tekrar sorulsun dedi
Tanık beyanında: Davacının davalıya daha önce yapmış olduğu iş dolayısıyla zarar verip vermediğini bilmiyorum. Ancak işin bitirilmediğini, davacının işi tamamlamasına davalının izin vermediğini biliyorum dedi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Lütfi Bora Temizsoy keşifteki beyanında aynen ” TANIK BEYANINDA: Ben davacı şirketin kurucularındanım. Daha sonra hisselerimi devrettim. Şu an şirketle bir ilgim yoktur. Haricen dışardan davacı şirketin aile şirketi olması nedeniyle danışmanlık yaptığım zamanlar oluyor. Taraflar arasında davalı iş yerinin zemin, 1. Ve 2. Katının yapımı ile ilgili olarak iş yapılmıştır. Bununla ilgili olarak davacı taraf teklifte bulunmuş, davalı tarafta bunu kabul etmiştir. …davalı tarafın yetkilisi ve temsilcisidir. Taraflar arasındaki bu anlaşmaya göre davacı şirket işi usulüne uygun, anlaşmaya uygun şekilde tamamlamış, teslim etmiştir. Zemin ve 1. Katın parası bildiğim kadarıyla ödenmiştir. Ancak 2. Kata ilişkin olarak bedel ödenmemiştir. Buna ilişkin fatura düzenlenmiştir. Bedeli ödenmeyince icraya verilmiştir.
Öte yandan … Mobilya’nın savunmasında belirttiği ve birleşen dosyada bahsettiği ve zarara uğradığı işlerle ilgili olarak da şu şekilde beyanda bulunabilirim. … Grup A.Ş. Davalı şirketin iş yerindeki giriş kapısı ve yanındaki kısımla ilgili boya işini üstlenmiştir. Daha önceden üstlenen firmalar işi usulüne uygun olarak yapmamış durumdaydı. … Grup firması önceki şirketlerin yanlış yapmış olduğu şirketlerin işini düzeltmekle işe başladı, önceki firmalar soğuk ve yağışlı havalarda işe başlamış, betoman denilen malzeme kullanılmış, ek yerlerinde derz ve sıva vardı. Soğuk ve yağışlı mevsimde işe başlandığından suyu çeken nesnelerin içlerindeki suyu atmaları için havaların ısınmasına ve zamana ihtiyaç olmasına rağmen bu işlem hızlıca bitirilmeye çalışıldığından zeminde sıkıntılı durumlar vardı. İşçilik hataları vardı. Davacı firmadan bu konuda yardım talep edildi. Bozuk olan zeminlerin yüzeyine davacı firma tarafından akrilik esaslı sıva ile düzeltme yapıldı. Bunun üzerine de davalı firmanın talepleri doğrultusunda giriş bölümünde siyah, totem bölümünde turuncu olmak üzere poliüretan bazlı boya yapılması davalı şirket tarafından istendi. Bu işlemler bitirildikten sonra havaların ısınmasına denk gelen mevsimde güneş ışınlarının tesiri ile siyah olan bölümler içeride hapis kalan su buharının buharlaşması nedeniyle boya yer yer çatladı. Turuncu bölümde sıkıntı olmadı, siyah bölümde sıkıntılar oldu. Biz burada bir hata olduysa tamir etmek amacıyla yaptığımız işin arkasında durmaya çalıştık, başka bir sıva malzemesiyle yeniden bir uygulama yapıldı. Çimento bazlı Akfın marka sıya-ifc^kjar-düzeltme yapıldı. Bunun üzerine epoksi reçine esaslı astarda yapıldı. Bunun üzerine de geçirgenliği daha fazla olan boya yapılmasını davalı tarafa teklif ettik, onlar poliüretan yapılması konusunda ısrar ettiler, tekrar poliüretan boya yaptık. Sıkıntılar bir miktar sonra daha az seviyede sıkıntılı yüzey tekrar ortaya çıktı. Biz sorunu çözmek için tekrar uğraştık, ancak davalı taraf işi tamamlamamıza izin vermedi. Davacı şirketten sonra farklı bir uygulama yapıldığını şu an zeminde görebiliyorum. Detayına hakim değilim. Sonuç olarak bana göre davacı firmanın yanlış yapmış olduğu şey olarak şu söylenebilir. Katmanlar arası geçirimsizlik ile ilgili bir yanlış tercihte bulunulmuş olabilir. Daha sonra bu hata telafi edilmeye çalışılmıştır. Davalı taraf tam telafiye izin vermemiştir. Davacı şirket ile davalı şirketin sahipleri telefonda görüşüp, anlaşmak istemişlerdir. O zaman ki borç 25 bin TL civarındaydı. Davalı 6.000,00-TL ödeyelim kapatalım dedi. Davacı kabul etmedi. Davalı başka işlerde telafi ederiz dedi. Benim bilgim bundan ibarettir dedi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …keşifteki beyanında aynen ”2014 yılından 2017 yılına kadar davalı şirkette şantiye sorumlusu olarak görev yaptım. 2017 yılından sonra ve halende davalı şirketin danışmanı olarak görev yapıyorum. Benim davalı şirketi temsil ve imza yetkim yoktur. Ancak taraf şirketler arasında güvene dayalı 2016 yılından beri ticari ilişki, alış – veriş vardır. Benim temsil ve imza yetkim olmamasına rağmen taraflar arasındaki ilişkide güvene dayalı olarak dava konusu olan işin yapımı konusundaki mailler doğrudur. Tarafımca davalı şirket adına atılmıştır. Binanın zemin, 1. Kat ve 2. Kat zemininin yapımı işi davacı şirkete verilmiştir. Taraflar arasında buna ilişkin yazılı bir sözleşme yoktur. Sadece mail yoluyla teklif ve tarafımca atılan kabul maili vardır. Teknik detaylar şahit numune üzerinden yapılmıştır. Bana gönderilen mailin alt evraklarında işin detayına ilişkin kayıtlar mevcuttur. Buna istinaden ben kabul maili attım. Bu kayıtlar dışında başka kayıt bulunmamaktadır. Binanın zemini ile ilgili zemin kat ve 1. Katın işi teslim edilmiş, parası da ödenmiştir. Bir ihtilaf kalmamıştır. Ancak 2. Kat işi yapılıp, burası da teslim edilmiştir. Faturası davacı tarafça kesilip, gönderilmiştir. Ancak davalı taraf faturayı kabul etmemiştir. Sebebi şudur; davacı firmanın eş zamanlı olarak almış olduğu binanın dış cephesinin yapımı ile ilgili bir iş vardı. Bu iş de binanın giriş kapısındaki bordeks dış cephe paneli yapımı ve üzerindeki ince sıvası davalı tarafça yapılıp, boyama işinin yapılması için davacı firmaya sunulması şeklindeydi. Davalı şirket bu işin alt yapısını 3. Kişi firmalara yaptırdı, boyaya hazır vaziyette davacı firmaya teslim etti.
Davacı taraf aradaki sözleşmeye göre kendisine teslim edilen kısmın kaplama ve boya işini yapmış, ancak daha henüz sahadan ayrılmadan dahi yapılan işte sorunlar ortaya çıkmış, kabarmalar, çatlamalar ve yüzey dökülmeleri oluşmuştur. Davacı firma süpervisörleri sahaya davet edip, bir hata bulunup bulunmadığını sormuştur. Kullanımlarda bazı yanlışlıklar tespit etmiştir. İşlem tekrar başa döndü. Davacı taraf 2. Kez süpervisörlerin söyledikleri şekilde bu defa yapmaya başladılar. 2. Uygulamanın sonucunda da yine benzer bir sonuç ortaya çıktı, iş başarısız oldu. Davacı taraf 3. Defa kendi ini siy ıtifıyle denemek istedi. Ben bu şekilde devam edilmesine müsade etmedim. Ancak taraf şirketlerin sahipleri kendi aralarında konuşup, anlaştılar. Ve davacı taraf buna istinaden işe devam etti. Aynı işi 3. Kez tekrar sahada uygulamaya başladı. Bu uygulamanın sonucu da başarılı olmadı. Bize bu uygulama ile ilgili herhangi bir ücret alınmayacağı, fatura kesilmeyeceği söylendi. Davacı şirkette buradaki zaman kaybı ve bazı alt yapılar için kullanılan ve yapılan giderler için vermiş olduğunuz emeği hoş göreceğimizi söyledik, ancak yapılan bu 3. İşlem sırasında iş davacıya teslim edilmeden önce 3. Kişilerin yapmış olduğu işlere davacının zarar verdiğini belirledik, özellikle binanın üst katındaki teras katının zeminine zarar verildiği anlaşıldı. Bu kısım 3. Kişi firmaya tekrar baştan yeniden yaptırıldı. Ayrıca giriş kapısı ve küpeştelerin zarar gördüğünü tespit ettik, oralar tekrar 3.Kişi firmalara yeniden yaptırılıp, fiyatları davalı şirket tarafından yeniden ödenip, masraf edilmiştir. Buna ilişkin kayıtlar davalı şirkette mevcuttur. 3. Kişi firmalarda bu yönde tekrar davalı iş yerine çağırılarak tespitler yaptırılmıştır. Gerekli düzeltme ve yeniden yapım işlemi tamamlanmış ve bu konuda davalı taraf ödeme yapmıştır. Benim bilgim bundan ibarettir, dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Teras katta davacı tarafın totemde yapmış olduğu çalışma sırasında teras katın zeminine yer yer zarar verilmiştir. 3. Kişi firma keşfe çağırıldığında zeminin yamalı bir şekilde olmasının mümkün olmadığını belirtmesi üzerine zemin 3. Kişi firmanın önerisi üzerine tekrar yeni baştan yaptırılmıştır. Davacı şirkete bu konudaki sorunlar bildirilmiş ancak sorunu gidermeleri kendilerinden istenmemiştir. Aşağıdaki diğer sorunlu imalatlar nedeniyle kendilerine böyle bir teklifte bulunmamıştır. Sorunsuz olarak bize daha önce teslim eden 3. Bir firmadan yapılması istenmiştir. Benim bilgim bundan ibarettir dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: Davacı tarafın ilk 3 denemesi başarısız olunca davalı firma tekrar davacı tarafa şans vermek istemedi. Bu yüzden daha önce işi yapan 3.Kişi firmalara işi yaptırdı dedi. Benimf pilgim/m ndan ibarettir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Serdar Kaplan keşifteki beyanında aynen ”Ben davalı … Mobilya ile şu an üzerinde keşif yapmış olduğumuz binanın poliüretan ve terastaki işlerini yaptım. Yaptığımız işe ilişkin tüm kayıtlar … mobilyanın kayıtlarında mevcuttur. Sözleşmesi, faturası vs her şey mevcuttur. Ben bu işleri yapıp teslim edip, paramı aldım. Yaklaşık 2-3 ay sonra davalı firmadan bana tekrar telefon geldi. Telefona istinaden yerine gidip baktığımda yüzeylerde reçinelerin döküldüğünü gördüm. Dağınık bir şekilde döküldüğü için zeminde lokal bozulmalar oluştuğunu tespit ettim. Bu nedenle çatıdaki, zemindeki bu bozulmaların lokal olarak giderilmesi mümkün olmadığından tekrar baştan 400 m2’lik alanı cooting kaplama boya ile yeni baştan hasarları giderdim. Yeniden masrafı çıktı, faturalar şu an aklımda değil ancak … mobilyanın kayıtlarında bunlar mevcuttur. Benim şirketim …Endüstriyel Zencinler… Ltd. Şti.’dir. Ben yapmış olduğum iş bedelini … Mobilya’dan aldım. Benim bi Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Çatıdaki alanın yer yer zarara uğradığını, hasar gördüğünü belirledik. Bunların boya ile yamayla çözülmeye çalışılması zeminde kötü bir görüntüye yol açacaktı. Boya farklılığı olacaktı. Bu boyanın özelliği pürüzsüz olması, derz bulunmaması ve zeminde tek parça olarak yekpare görünmesidir. Bu yüzden yama yapılması bariz belli olur. Bu da zemini kötü gösterir. Bu sebepten dolayı tekrardan tüm zemin boyanmıştır. Bana göre yama yapılması ve hasarlı alanların tamir edilmeye çalışılması görsellik olarak uygun olmazdı. Bu yüzden işi yeni baştan tetoardan yaptık dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık… keşifteki beyanında aynen ” Benim… isimli şahıs firmam vardır. Davalı firmanın boya, sıva, alçıpan vs işlerini alırım. Bunları yapıyorum. Davalı firmanın dış cephe, bordeks ve alçıpan işini yaptım, teslim ettim. Parasını aldım. Yaklaşık 2-3 ay sonra davalı firma beni arayarak dış cephenin alçıpan bordeks bölümünün bozulduğunu, tekrar yapmam istendi. Bende bu işleri tekrar yaptım ve davalı şirkete teslim ettim. Faturalarımız ve ilgili kayıtlar … Mobilyanın kayıtlarında mevcuttur. Dosya arasında bulunan faturanın hepsini bu iş için kesmedim. 2-3 bin TL civarında idi. Üzerinden 2-3 sene geçmiştir. 56.000,00-TL’lik fatura ilk yapmış olduğum işe ilişkindir. Daha sonrasında yapmış olduğum işe ilişkin olarak da başka yaptığım işler için kestim. İşlerimde devam ediyordu. Sonuçta daha sonra ki bozulma nedeniyle yapmış olduğum iş miktarı tam olarak 3.000,00-TL civarında tutmuştur. Bu kayıtlar davalı tarafın defter ve belgelerinde bellidir. Benim bilgim bundan ibarettir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Ferhat Akgün keşifteki beyanında aynen ”Ben davalı … Mobihsa’nın alüminyum doğrama imalatı işlerini yaptım. İşi yapıp davalı firmaya teslim ettim, paramı da aldım. Faturamı kestim. 1,2 ay sonra davalı firmadan telefon geldi. Gidip kontrol ettiğimde ürünlerin üzerinde spiral izleri gördüm. Tamir edilebilecek ürünler değildi. Yeniden yapmak zorunda kaldım. Ve davalı tarafa teslim ettim. Şu an tam miktarını hatırlamıyorum ancak davalı şirketin ticari defter ve belgelerinde bunlar mevcuttur. Faturalarla bellidir. Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Bana davalı şirketin temsilcisi Korhan Karaman’ın söylediğine göre davacı şirket tarafından boya vs işlemler yapılırken bunlara zarar verildiği, kesim işlemleri yapılırken spiralden sapmalar olup, doğramaların çizildiği, bu nedenle zarar gördüğü, derin çizikler oluştuğu, boya ile kapatılamayacağı şeklinde idi. Ben tam olarak buna kimin sebebiyet verdiğini bilemiyorum ancak davalı şirketin yetkilisi bu şekilde söylediği için bizde doğramaları tamiratı mümkün olmadığından yeniledik. Davalı vekilinin talebi üzerinde soruldu: Giriş kapısının üzerindeki büyük jumbo camlar tarafımızca sökülüp, doğramaların yenisi takıldıktan sonra camlar yeniden monte edilmiştir. En az 6-7 kişi bu işi yaptık, dolayısıyla malzeme ve işçilik olarak yapmış olduğumuz işin faturasını davalı firmaya bildirdik, buna ilişkin teknik detaylar ve kayıtlar davalı firmada mevcuttur dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Anıl Ören keşifteki beyanında aynen ”Davalı … Mobilya’da 2018-2020 tarihleri arasında iç mimar olarak görev yaptım. Bu n edenle taraflar arasındaki uyuşmazlığı biliyorum. Davacı firma ile davalı firma, davalı firmanın üzerinde keşif yapmış olduğumujz binanın zemin, 1. Ve 2.Katlarının zemininin civalı şap döküm işlemi ve zemin ve 1. Katta beton zemininin silinip cila uygulanması işi ve dış cephede de totem ve kapı sövesinin üstüne kaplama yapılması ve boyanması hususlarında anlaşma yapılmıştır. Zemin ve 1. Kata ilişkin iş tamamlanmış, teslim edilmiştir. 2. Kata ilişkin iş de tamamlanmıştır. Sorun giriş kapısının sövesinde ve totemin üst kaplamasında ortaya çıkmıştır. Hatayı davacıya bildirdik, şantiyeye gelip gittikçe davacının yetkilileri de görmekteydi. Kullandıkları ürünün süpervisörünü de çağırdılar. Onlarda malzemenin yanlış kullanıldığını söyledi. Malzeme değişikliği yapıldı. Tekrar uygulama yapıldı. 2. Uygulamada da buna rağmen bir hata oluştu. O süreçte ben işten ayrıldım. Başka taşeronların düzeltmeler yaptığını duydum. Davalı şirketteki diğer çalışmaya devam eden arkadaşlarımdan duydum. Yine davalı şirketin taşeron firmalarından da bu şekilde duyumum olmuştur. Geçerken gördüğüm kadarıyla da üzerindeki kaplama malzeme de tamamen değişmiştir. Davacı vekilinin talebi üzerinde soruldu: işi davacıya teslim etmeden önce 3. Kişi taşeron firmaların yapmış olduğu işlerde ufak tefek hatalar vardı. Ancak onları da … Grup’un yetkilisi olan … bize giderebileceğini ve işi bu şekilde tamamlayabileceğini söyledi, bu şekilde işe devam edildi dedi. Benim bilgim bundan ibarettir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişiler İnşaat Mühendisi Hüseyin Karadağ ve Mali Müşavir Zeliha Özkan Bağ tarafından düzenlenen 09/08/2021 tarihli rapor ile yapılan keşif, tanık beyanları, dosya kapsamına sunulan diğer deliller, tarafların incelenen ticari defter ve belgelerine göre;
Davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, asıl dosyada takibe konu oluşturan 2 adet faturanın davacı taraf ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu, 31/12/2020 tarihi itibariyle davacının davalıdan 32.386,67-TL alacak bakiyesinin mevcut olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın 2019 ve 2020 yılına ait defter ve belgelerinin süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil ettiği, asıl dosyada davanın dayanağını oluşturan icra dosyasına konu 21/03/2019 tarih ve 228842 numaralı 944,00-TL bedelli faturanın davalı defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu ancak 29/02/2020 tarihli ve 24.780,00-TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, 01/01/2020 açılış fişi 3.344,82-TL bakiye borcunun 20/08/2020 tarihinde Ankara … Dairesi’nde yapılan 4.050,00-TL ödeme sonucu borcu bulunmadığı, 31/12/2020 tarihinde davalı defter kayıtlarında davacıdan 705,18-TL alacak bakiyesinin mevcut olduğunun kayıtlı olduğu, tarafların ticari defter ve belgelerinin birbirini teyit etmediği, ticari defterler arasındaki farkın;
*Davalı … MOBİLYA SANAYİ VE DIŞ TİCARET A.Ş’nin 31.03.2019 Tarihinde defter kayıtlarında mevcut olan L Dönem Kur farkt işlemi 3.880,52 TL’ nin, Davacı …ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER İÇ-D1Ş TİCARET İNŞAAT VE SAN. A.Ş’nin kayıtlarında olmamasından,
* Davacı …ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER İÇ-DIŞ TİCARET İNŞAAT VE SAN. A.Ş/nin düzenleyerek defter kayıtlanna aldığı 29.02.2020 Tarih,… numaralı 24.780,00 TL faturanın Davah … MOBİLYA SANAYİ VE DIŞ TİCARET A.Ş’nin kayıtlarında olmamasından kaynaklandığının tespit edildiğini,
Buna göre, asıl davada davacının talep edebileceği imalat bedelinin 24.780,00-TL, birleşen davada davacının talep edebileceği zarar bedelinin 4.894,01-TL olarak hesaplandığı görülmüştür.
Taraf vekillerince bilirkişi raporuna yönelik itirazda bulunulması üzerine, birleşen dosya yönünden yapılan itiraz mahkememizce yerinde görülmekle, birleşen dosya bakımından dosya tekrar bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, alınan 17/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporda özetle; ileri sürülen tüm itiraz nedenleri değerlendirilmiş sonuçta, asıl raporda belirtilen hususlarda herhangi bir değişiklik bulunmadığı belirlenmiştir.
Asıl dosyada davanın dayanağını oluşturan Ankara … Müdürlüğünün 2020/5863 E. Sayılı dosyasında; davacı/ birleşen dosya davalısı …Endüstriyel… A.Ş. tarafından davalı/birleşen dosya davacısı … Mobilya San.. A.Ş. aleyhine 29/02/2020 tarih ve … Numaralı toplam bedeli 24.780,00-TL olan ve ayrıca 21/03/2019 tarih ve C/228842 numaralı olup toplam bedeli 944,00-TL olan iki adet fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, bu hususta Ankara 47. Noterliğinin 03/03/2020 tarih ve 06361 numaralı ihtarnamesi dayanak gösterilerek, asıl alacak ve fer’ileri dahil toplam 26.903,02-TL yönünden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, buna ilişkin ödeme emrinin borçluya 08/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içinde 14/07/2020 tarihinde borca itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği, alacaklı tarafından İİK’nın 67. Maddesi hükümlerine göre 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde asıl davanın açıldığı, buna göre asıl dava yönünden dava şartlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı ile toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; asıl ve birleşen dosyada dava, asıl dava ve birleşen davada, aradaki uyuşmazlığın; eser sözleşmesinden kaynaklandığı, davacı tarafça ”Yüzey Hazırlık ve Tamirat Uygulaması (Malzeme ve işçilik) ile Akrelik Esaslı Astar ve Kendiliğinden Yayılan Tesfiye Şapı Uygulamasına (Malzeme ve işçilik)” dair sözleşme bulunduğu, bu hususta davacı/ karşı davalı … Grup A.Ş. adına …, davalı/karşı davacı … Mobilya adına ise …arasında yapılan e-mail yazışmalarının bulunduğu, bu yazışmaların delil başlangıcı vasfında olduğu, bu kapsamda dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunduğunu ve asıl dosyada davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirip sözleşme konusu işi davalıya teslim ettiğini ispatladığı,
a) Asıl dosyada; davacı tarafça eser sözleşmesi bakımından yerine getirilen edimler dolayısıyla 29/02/2020 tarih ve 24.780,00-TL faturanın düzenlenerek karşı tarafa tebliğ edildiği, davacı tarafın ticari defter ve belgelerinde söz konusu faturanın kayıtlı olduğu, buna göre davacı tarafın söz konusu fatura bedelini talep hakkının bulunduğu, davalı tarafın bu faturaya yönelik itirazının yerinde olmadığı, öte yandan icra takibine konu edilen 21/03/2019 tarihli ve 944,00-TL bedelli fatura bakımından ise; faturanın ”Sıva malzemesi – dış cephe – boya – akrilik macun” satış bedeli için düzenlendiği, ancak akrilik malzemenin nerede kullanıldığının davacı tarafından açıklanmadığını, birleşen davaya konu olan totem ve kapı sövesinde de akrilik esaslı dış cephe kaplama malzemesi yer aldığından söz konusu malzemelerin totem ve kapı sövesi akrilik kapsamında kullanıldığının kabulünün halinde, bu durumda söve ve totem imalatlarının davacı tarafından yanlış uygulandığı ve sonuç alınamadığı, imalatların tamamen kaldırılarak başka imalatlar ile değiştirildiği, yerindeki imalatın alüminyum kaplama olduğu göz önüne alındığında davacının bu faturadan kaynaklı olarak alacak talebinde bulunamayacağı sonucuna varılmakla, 944,00-TL bedelli fatura yönünden davacı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, asıl dava yönünden davanın 24.780,00-TL fatura asıl alacağı ile bunun işlemiş faizi olan 1.135,75-TL üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.
b)Birleşen dosya ise; … Mobilya tarafından açılan davada … Grup A.Ş. tarafından eser sözleşmesi kapsamında yapılan işler sırasında … Mobilya birleşen dosya davacısına zarar verildiği belirtilerek; hatalı imalatlar sebebiyle dava dışı yüklenici şirketlere en az ikişer defa yeniden yaptırılan imalatların bedeli olarak 400,00-TL, cephe panelleri ve sıvası sökümü sırasında alüminyum doğrama montajı yenilenirken yerinden çıkarılan jumbo camların takma çıkarma cam hammaliye maliyetleri olarak 200,00-TL, bu işlemler sırasında ortaya çıkan moloz atım maliyeti olarak 100,00-TL, moloz atımı için görevlendirilen davacı şirket çalışanlarına ödenen ekstra ücretlerin tazmini için 100,00-TL yoksun kalınan kar tazminatı olarak 200,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL tazminat talebinde bulunulduğu, alınan bilirkişi raporu ve 2. Ek raporda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davalı …A.Ş. tarafından, davaya konu eser sözleşmesinin ifası sırasında hatalı imalatlar sebebiyle zarar gören ve yeniden yaptırılmak zorunda kalan imalatların bedelinin 4.894,01-TL olarak hesaplandığı,
2-Öte yandan, cephe panelleri ve sıvası sökümü sırasında alüminyum doğrama montajı yenilenirken yerinden çıkarılan jumbo camların takma çıkarma cam hammaliye maliyetleri, bu işlemler sırasında ortaya çıkan moloz atım maliyeti, moloz atımı için görevlendirilen davacı şirket çalışanlarına ödenen ekstra ücretlerin tazmini için ödenen miktar talepleri ile ilgili olarak alınan bilirkişi raporu ve ek raporları ile de belirlendiği üzere; mevcut dosya kapsamı ve delil durumu ve tarafların ticari defter ve belgelerine göre, çizilen ve hasar gören konuya ilişkin başkaca herhangi bir fotoğraf, hasarı ispatlar maddi bir delilin olmadığı, alüminyum kapının değiştirildiğine ilişkin başkaca bir delilin ileri sürülmediği, her üç talebinde alüminyum doğramanın yenilenmesine ilişkin olup, alüminyum doğramanın yenilendiğine ilişkin dosya kapsamında iddiayı ispatlar şekilde delil bulunmadığı,
3-Yoksun kalınan kar bakımından ise; davalı/birleşen dosya davacısı tarafından her ne kadar iş yerinin geç açıldığı ve kardan mahrum kalındığı iddia edilmiş ise de iş yerinin ne kadar geç açıldığı, zararının ne kadar olduğu hususlarının somut delillerle ortaya konulmadığı, taraflar arasında söve ve totemin epoksi boya ile yapılması ile ilgili yazılı bir anlaşma ve bu anlaşmaya dayalı cezai bir müeyyideye yer verilmediği, bu nedenle yoksun kalınan kar tazminatı talebinin ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılarak, birleşen dosya yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilip, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
A-Mahkememizin işbu (2020/395 Esas) asıl dosyası bakımından;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile; davaya konu Ankara … Müdürlüğünün 2020/5863 E. Sayılı dosyası bakımından davalı tarafın itirazının kısmen İPTALİ ile takibin 24.780,00-TL asıl alacak ve 1.135,75-TL faiz olmak üzere toplam 25.915,75-TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alacağın (25.915,75-TL) % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.770,30-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 324,92-TL harç ve ıslah ile alınan 77,00-TL harç olmak üzere toplam 401,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 1,368,38-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 401,92-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 987,27-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE
7-Davacı Temgrup …A.Ş. tarafından yapılan 2.875,92-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 2.810,84-TL’sinin davalıdan alınarak adı geçen davacıya VERİLMESİNE,
Bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın KISMEN KABULÜNE karar verilmiş olması nedeniyle 1.271,56-TL’sinin DAVALIDAN geriye kalan 48,44-TL’sinin DAVACIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,

B-Birleşen Ankara 5. ATM’nin 2021/130 E. Sayılı dosyası bakımından;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile; toplam 4.894,01-TL’nin (400,00-TL’sinin dava tarihinden itibaren, bakiye 4.494,01-TL’sinin ise ıslah tarihi olan 02/12/2021 tarihinden itibaren) avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 306,99-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 59,30-TL ile ıslah ile alınan 77,00-TL harç olmak üzere toplam 136,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 170,69-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 170,69-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4.894,01-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE
6-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın KISMEN KABULÜNE karar verilmiş olması nedeniyle 1.164,52-TL’sinin DAVALIDAN geriye kalan 155,48-TL’sinin DAVACIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/03/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır