Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/388 E. 2021/297 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/388 Esas
KARAR NO : 2021/297

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ELK. TEM. HİZ. İNŞ. TAAH. GIDA NAK.TİC.SAN.LTD. ŞTİ. adına … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas dosyası ile konkordato başvurusunda bulunulduğunu, 19/09/2018 tarihinde müvekkilleri hakkında Geçici mühlet kararı verildiğini ve 18/12/2018 tarihinde de geçici mühlet kararının iki (2) ay süre ile uzatıldığını, 19/02/2019 tarihli duruşmada ise … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas dosyası ile müvekkili şirket hakkında 1 yıl süre ile Kesin mühlet kararı verildiğini, daha sonra … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas dosyasının 19/06/2020 tarihli duruşması ile de davacı müvekkili şirketin konkordato tasdik talebinin kabul edildiğini, İİK 294 maddesinin emredici hükmü gereği rehinle temin edilmemiş alacaklara faiz yürütülemeyeceğini, aynı şekilde Geçici Mühletin sonuçları, ilânı ve bildirimi başlıklı İİK 288. maddesinin ise “…Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur….” hükmünü ihtiva ettiğini, buradan hareketle … Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden verilen 19/09/2018 tarihli Geçici Mühlet Kararından sonra rehinle temin edilmemiş alacaklara faiz yürütülemeyeceğini, buna rağmen bu hususun açıklığa kavuşması için taraflarınca 30/07/2019 tarihinde … Ticaret Mahkemesi … E.sayılı dosyasına talepte bulunularak mahkemeden İİK 294’e göre rehinle temin edilmemiş alacaklara faiz işletilmesinin duracağı yönünde karar verilmesini istediklerini; Mahkemenin 05/08/2018 tarihli ara kararında ise, “Geçici ve kesin mühletin kesin sonucu olan HMK’ nın (İİK denilmek istenilmiş) 294/2 maddesi gereğince kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesinin duracağından kanunen sonuç bağlanan hususta ayrıca mahkemece karar verilmesinde hukuki yarar bulunmadığından yeni bir karar verilmemiştir.” denildiğini, İcra İflas Kanunu’ nun 294. Maddesine göre faiz yürütülmeme başlangıcı olarak kesin mühlet tarihi yazılmış olsa da İİK 288. Maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğurduğu açık bir şekilde bildirildiğini, uygulama açısından da incelenecek olursa İİK 294 te yer alan “icra takibi başlatılamayacağına” dair hükmün geçici mühletten başlatıldığını, geçici mühlet tarihinden sonra ancak kesin mühlet tarihinden önce başlatılmış takiplerin de iptal edildiğini, bu kapsamda, İİK 294 hükmü gereğince, konkordato mühleti içerisinde iken müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takiplerinin mahkeme kararları ile iptal edildiğini, … Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasına sunulan ve tasdik edilen projede “faiz ödeneceğine dair” herhangi bir husus belirtilmediğini, aksine yapılacak ödemelerin faizsiz olarak hesaplandığını, yani İİK 294. Maddesinde yer aldığı üzere tasdik edilen projede faiz ödenmemesi ile ilgili olarak”aksine hüküm” olmadığını, açık kanun maddeleri ve hatta bununla ilgili alınmış mahkeme kararına rağmen davalının faiz işletmeye devam ettiğini, yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine ise … Müdürlüğü … Esas Numarası ile 18/09/2018 tarihinden sonra işletilen haksız ve hukuka aykırı faizin iadesi için ilamsız icra takibi başlattıklarını, takibin her ne kadar ilamsız takip olsa da hem kanun hükmüne, hem de … Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasından verilen 05.08.2019 tarihli karara dayandığını ve icra takibinin açıklamalar kısmında ayrıntı verilmiş olmasına rağmen söz konusu icra dosyasına itirazda bulunulması üzerine takibin durduğunu, davalı (borçlu) … BANK A.Ş.(…. A.Ş)’ den çeşitli tarihlerde rehinle temin edilmemiş krediler kullanıldığını, bankadan alınan ekstrelerde 19.09.2018 tarihinden itibaren 454.701.00 TL haksız faiz kesintisi yapıldığını tespit ettiklerini, söz konusu faizin, faiziyle birlikte (takip tarihi itibariyle toplamda 539.966.78 TL olarak) taraflarına iadesi gerektiğini, ana borcu da kapanmayan müvekkili şirketin açıkça zarara uğratıldığını, davalı tarafça icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali için 2019/13673 Başvuru Numarası ve ve …. Dosya Numarası ile Ankara Arabuluculuk Merkezi’ ne başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamaması nedeniyle iş bu davanın açılma zaruriyeti hasıl olduğunu, kanun hükmü ve mahkeme kararına rağmen fazla alınan faizin iade edilmemesi, başlatılan takibe itiraz edilmesi, sonrasında arabuluculuk aşamasında da uzlaşılmamasının davalının kötü niyetli olduğunun bir göstergesi olduğunu, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, arz ve izah ettikleri sebepler ve re’ sen takdir edilecek tüm diğer sebepler ile birlikte; davalı (borçlu) tarafından haksız ve yersiz olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, bu alacağa 19/09/2018 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesine, davalının (borçlunun) %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmektedir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı/ borçlu şirketin, müvekkili bankadan kredi kullandığını ve kullanmış olduğu krediyi ödememesi üzerine, Ankara …. Noterliği’nin 01.10.2018 tarih ve … yev. nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, işbu ihtarname ile 01.10.2018 tarihi itibariyle 6.032.237,70-TL nakit alacağın ödenmesini ve 46.400,00-TL tutarlı gayrinakit alacağın da depo edilmesinin talep edildiğini, davacı şirketin konkordato davasında geçici mühlet kararı alması ve akabinde de kesin mühklet kararı verilmesi üzerine, davacı/ borçlu şirket aleyhinde icra takibi açılamadığını, konkordato dava dosyasına müdahale talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın İ.İ.K. 294. maddesi gereği geçici mühlet kararının verildiği tarihten itibaren kredi borcuna faiz işletilemeyeceği iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kredi borcu sona ermeyen borçlunun/ davacının, geçici mühlet kararı verilmesi sebebi ile kredi borçlarına faiz işletilememesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi hakkaniyete de aykırı olduğunu, kaldı ki İ.İ.K. 294. maddesinde geçici mühlet kararından itibaren değil, kesin mühlet kararından itibaren faiz işletilemeyeceğinin belirtildiğini, dolayısı ile davacı tarafın iddiası gibi 19.09.2018 değil, kesin mühlet kararının verildiği 19.02.2019 tarihinden itibaren (kabul anlamına gelmemek kaydıyla) faiz işletilmemesi durumunun söz konusu olabileceğini, İ.İ.K. 294. maddesinde; ‘’… kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.’’hükmü yer aldığını, söz konusu madde de rehinle temin edilmemiş ibaresi yer aldığını, müvekkili bankanın işbu kredi alacağı ile ilgili, davacı şirketin alacakları ile ilgili 2 adet temlik sözleşmesi mevcut olduğunu, müvekkili banka alacağının bir anlamda rehinle temin edildiğini, dolayısı ile bu sebeple de İ.İ.K. 294. maddesine geçici mühlet kararının verildiği 19.09.2018, ne de kesin mühlet kararının verildiği 19.02.2019 tarihinden itibaren faiz işletilmeyeceği iddiasının söz konusu olamayacağını, temlikten yapılan tahsilatların da borçlunun borcuna mahsuben tahsil edildiğini ancak yapılan tahsilatların, müvekkili bankanın alacağını tam olarak karşılamaya yetmediğini, müvekkili bankanın alacağının devam ettiğini, ayrıca bir an için iddiaların yasal mevzuata uygun olduğu düşünülse dahi, davacı tarafın alacağının bu tutarda da olmadığını, talep ettikleri alacak kaleminin gerçek tutardan fazla olup reddi gerektiğini, davacı tarafın projenin faizsiz olarak hazırlandığı iddia ederken; dava dilekçesinin üst kısmında da konkordato davasında geçici mühlet tarihine dek faiz işletilebileceğini iddia ettiğini, geçici mühlet/ kesin mühlet tarihine dek zaten faiz işletilmesi gerektiğinin ortada olduğunu, işbu yasal mevzuat kapsamında, faiz işletilmesinin geçici mühlet / kesin mühlet tarihi itibariyle mi olacağının bizzat davacı tarafın beyanlarından da anlaşıldığı üzere açık ve net olarak kesinleşmiş bir uygulamaya sahip olmadığını, dolayısı ile müvekkilinin kötüniyeti olmadığını, davacı tarafın bu tazminat talebinin reddi gerektiğini, temlikten yapılan tahsilatların B.K. 100. Madde doğrultusunda öncelikle faiz ve masraflardan mahsup etme hakları olduğunu, dolayısı ile davacı/ borçludan yapılan tahsilatların öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesi ile yapılacak hesaplama da, davacı/ borçlunun halen müvekkili bankaya borçlu olduğunun ortaya çıkacağını, kaldı ki müvekkili banka tarafından, konkordato projesinde kabul edilen tutar dışında kalan çekişmeli hale gelen alacaklarıyla ilgili … Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, açıkladıkları nedenlerle, tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın tüm yönlerden reddine karar verilmesini, kötüniyetli olan davacı aleyhine % 20 tazminata hükmedilmesini, aleyhe tazminata hükmedilmemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
… Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında, davacı tarafından davalı aleyhine mahkememizin … E. Sayılı dosyasında davacı şirkete verilen geçici ve kesin konkordato mühleti kararı nedeniyle İİK 294. Maddesi gereğince 19/09/2018 tarihinden itibaren rehinle temin edilmiş alacaklara faiz işletilemeyeceği gerekçesiyle 19/09/2018 tarihinden sonra bankanın işletmiş olduğu faizlerin iadesi talebi ile 454.701,00-TL asıl alacak, 85.265,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 539.966,78-TL alacağın tahsili için icra takibinin başlatıldığı, davalı tarafından süresinde ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu ve işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin … E. Sayılı dosyasında açılan konkordato mühleti verilmesi ve konkordatonun tasdiki davasında, 19/09/2018 tarihinde İİK 286. Maddesi gereğince davacı şirkete konkordato geçici mühleti, 19/02/2019 tarihinde 1 yıllık konkordato kesin mühleti verildiği ve yapılan yargılama sonucunda 19/06/2020 tarihinde konkordatonun tasdikine karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Konkordato geçici mühlet kararına rağmen davalı banka tarafından alacağa faiz işletilip işletilmediği, geçici mühlet tarihinden takip tarihine kadar banka tarafından faiz tahsilatının yapılıp yapılmadığı, varsa geçici mühlet tarihinden takip tarihine kadar tahsil edilen faizin miktarı konusundan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilerek, bilirkişiden 19/03/2021 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi kök raporunda, geçici mühlet tarihi ile kesin mühlet tarihi arasında 2.533.967,62-TL ana para, 1.115.268,93-TL faiz ve 55.763,45-TL vergi olmak üzere toplam 3.705.000,00-TL tahsilat sağlandığını, kesin mühlet tarihinden takip tarihine kadar 2.893.558,00-TL ana para, 1.373,33-TL faiz ve 68,67-TL vergi olmak üzere toplam 2.895.000,00-TL tahsilat yapıldığını, toplam tahsilat miktarının 6.600.000,00-TL olduğunu bildirmiştir.
Ek raporda ise bilirkişi, geçici mühlet tarihi itibariyle davacı bankanın alacağının 6.378.979,69-TL ana para, 630.064,32-TL faiz, 31.503,22-TL vergi olmak üzere toplam 7.040.547,23-TL olduğunu, 6.600.000,00-TL’lik tahsilat düşüldükten sonra bankanın 440.547,23-TL alacağının kaldığını, banka tarafından geçici mühlet ile kesin mühlet arasında işleyen faiz için 487.095,89-TL tahsilat yapıldığını bildirmiştir.
Konkordato geçici mühletinin ve kesin mühletinin sonucu olan İİK’nın 294/3 maddesi gereğince, tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
İİK’nın 288/1. Maddesine göre, geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğurduğundan borçluya geçici mühlet kararı verilmesi ile birlikte rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemeyecektir. Tasdik edilen konkordato nedeniyle davacının konkordatoya tabi olan alacağı geçici mühlet tarihi itibariyle mevcut olan alacak miktarıdır. Yapılan tahsilatların bu miktar üzerinden düşülerek bakiye alacağın hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillerden; Davalı bankanın geçici mühlet tarihi itibariyle konkordatoya tabi olan alacağının 7.042.547,23-TL olduğu, alacağın temliki suretiyle yapılan 6.600.000,00-TL’lik tahsilatın konkordatoya tabi olan bu alacak miktarından mahsubu gerektiği, takip tarihi itibariyle davalı bankanın halen 440.547,23-TL alacağının bulunduğu, konkordatoya tabi olan alacaktan fazla tahsilatın yapılmadığı, bu nedenle davacının yapılan tahsilatların faize sayıldığı gerekçesiyle iadesi talebinde haklı olmadığı kanaatine varılmakla, davacının davasının reddine dair, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 59,30-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 6.521,46-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 6.462,16-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 44.048,34-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
7-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle DAVACIDAN 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır