Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/383 E. 2021/36 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİBAŞKANLIĞI
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/383 Esas
KARAR NO : 2021/36

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2020
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 25/05/2015 tarihinde müvekkili sigorta şirketi tarafından teminat altına alınan dava dışı sigortalı …’a ait … Ankara Adresinde kaim taşınmazın bulunduğu sokaktan geçen borçlu kuruma ait ana pis su giderinin (rögarın) tıkanması nedeni ile tahliye olmayan pis suyun, sigortalı konutun bulunduğu binanın merdiven boşluğunda bulunan gider kısmı ile sigortalı konutun tuvalet ve banyo gider kısımlarından geri tepmesi sonucu sigortalı konutta hasar meydana geldiğini, hasarın oluşumunda borçlu kurumun sorumlu ve asli kusurlu olduğunu, meydana gelen olay sebebiyle sigortalı sitede meydana gelen hasarın müvekkili sigorta şirketince tazmin edildiğini,
6102 sayılı TTK’nun 1472.maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi gereğince sigortalıya yapılan ödemenin faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini talep etme haklarının bulunduğunu belirterek,
Müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödenen 4.344,61 TL’nin yapılan başvuruya rağmen davalı idare tarafından tazmin edilmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeni ile durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hüküm olunmasını talep etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle, binaya ait kanalizasyon parsel bağlantılarını deşarj yönetmeliği gereği geri tepmeleri önleyecek çekvalf konulmadığının tespitinin gerektiğini, arıza ihbarı neticesinde müvekkili idarenin ilgili birimlerince mevzuat ve teknik şartlar dahilinde en kısa sürede müdahalenin yapıldığını, müvekkili idarenin ihmalinin bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Dava, TTK’nun 1472.maddesine dayanan rucüen alacak davasıdır.
Yargıtay İBK’nın 22/03/1994 tarih ve 37 E,9K. Sayılı kararında;
…sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye, kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurması gerekir denmiştir.
Buna göre TTK’nun 1472.maddesine dayalı rücuen tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı … şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre, görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, davacı … şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, Davalı … tacir olup, dava dışı sigorta ettiren konut sahibi … gerçek kişi olup, tacir değildir. Bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalı arasında görülmesi gereken haksız fiilden kaynaklı dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında, görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği, davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,
1-Dava konusu uyuşmazlığın niteliği dikkate alındığında mahkememiz görevli olmadığından HMK’nın 114/c maddesi gereğince dava şartlarından olan mahkemenin görevli olması koşulu gerçekleşmediğinden davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 20.maddesi gereğince kesinleşmeden itibaren 2 haftalık talep süresi içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilebileceğine, aksi halde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğine,
4-HMK’nın 331/2.maddesi gereğince yargılama, harç masraf ve giderlerinin yetkisizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde bu mahkemece değerlendirilmesine, aksi halde mahkememizce dosya üzerinde bu durumun tespiti ile gerekli kararın verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 21/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır