Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/380 E. 2021/838 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/380 Esas – 2021/838
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/380 Esas
KARAR NO : 2021/838

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI :…..
VEKİLİ :….

DAVALI :….
DAVALI :…..

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/08/2020
KARAR TARİHİ : 17/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın idaresindeki … plakalı araçla müvekkiline ait park halindeki … plakalı araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu ve müvekkiline ait aracın Pert hale geldiğini, … plakalı aracın trafik sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından aracın piyasa rayiç değeri üzerinden müvekkiline ödeme yapılması gerekirken davalı sigorta şirketi tarafından araç sovtaj bedeli olarak 63.566,00 TL, pert araç piyasa değeri olarak ise 16.100,00 TL olmak üzere müvekkiline 79.666,00 TL tutarında bir ödemenin yapılmış olduğunu, oysa aracın kazasız gerçek piyasa rayiç değerinin 105.000,00 TL civarında olduğunu, açıklanan nedenlerle şimdilik 1.000,00 TL maddi zararın davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine trafik sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu belirtilerek, taraflar arasında 24/06/2020 tarihinde mutabakat sağlanarak ibraname imzalandığını ve bu bağlamda davacıya toplamda 79.666,00 TL ödemenin yapıldığını, dolayısıyla da davacının gerçek zararının karşılanmış olduğunu ve açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın kusuru olmayıp kazanın yol kusurundan kaynaklandığını, keza müvekkili sürücünün yolu frenle inmesine rağmen hakimiyetini kaybettiğini, müvekkilinin kazanın gerçekleştiği yolda hız yapmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla yolun yapım ve bakımından sorumlu kurumun kusurlu olduğunu, davacıya ait aracın kaza öncesi ikinci el değerinin kaza tarihine göre belirlenmesi gerektiğini ve bu değerin de davacının iddia ettiği gibi 105.000,00 TL olmayıp çok daha düşük olacağını, davacıya ait aracın ticari araç olmamakla davacının kazanç kaybının da söz konusu olmayacağını, dolayısıyla davacının araç yoksunluk kaybı talebinin de yerinde olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dava, 30/05/2020 tarihinde gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile hasara uğrayan davacıya ait 06 BAG 202 plakalı aracın piyasa rayiç değerinin altında, davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı iddiasıyla, eksik yapılan ödeme nedeniyle şimdilik 1000.00 TL maddi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranı, davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi kapsamında ve davalı …’ın araç sürücüsü sıfatıyla sorumlu oldukları maddi zarar tutarı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
23/06/2021 tarihli kusur uzmanı ve makine mühendisi bilirkişiye ait raporda özetle; davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.’nun 47/d., 52/b. ve 84/I. maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait …. plakalı araç sürücüsünün ise kazanın oluşumunda izafe edilecek herhangi bir kural ihlali olmamakla kusursuz olduğu, davacıya ait 06 BAG 202 plakalı aracın Pert-Total durumunda ve hasar tutarının da 31.434,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa 79.666,00 TL ödemenin yapılmış olduğunun tarafların kabulünde olmakla, davacının davalılardan bakiye hasar tazminatı talebinin müştereken ve müteselsilen (95.000,00 TL – 79.666,00 TL) = 15.334,00 TL olacağı, davacının ikame araç yoksunluk kaybının 3.375,00 TL olacağı bildirilmiştir.
13/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle, kök raporda değişikliğe gidilmediği bildirilmiştir.
Davacı vekili 12/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, 15.334 TL bakiye hasar tazminatı ile 3.375 TL ikame araç yoksunluk kaybının davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davacıya ait araca davalı sigorta şirketine sigortalı aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıya ait aracın hasarlandığı, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin mahsup edilmesi suretiyle, reel piyasa koşularına göre bakiye araç hasar bedelinin 15.334,00 TL olduğu hesaplanmıştır. Anayasa Mahkemesi 17/7/2020 tarihinde E.2019/40 numaralı dosyada, Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği bu nedenle sigorta genel şartlarına göre yapılan hesaplamaya itibar edilmeyerek gerçek zararın belirlenmesinde Yargıtay içtihatları da dikkate alınarak reel piyasa şartlarına göre yapılan hesaplama yöntemi ile zarar hesabı dosyaya uygun görülmüştür. Kazada davalı sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği görülmüş raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır. Bu suretle oluşan zarardan davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi kapsamında, diğer davalının araç sürücüsü sıfatıyla sorumlu oldukları kanaatine varılmış olup, davalı sigorta şirketine yapılan ön başvurunun tebliğine ilişkin kayıtların sunulmadığı, bu nedenle davalı sigorta şirketinin dava tarihinden önce davacıya yaptığı ödeme tarihi(24/06/2020) itibariyle temerrüde düştüğü, diğer davalının ise kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilerek, temerrüt tarihinden taleple bağlı kalınarak yasal faiz işletilmek suretiyle ıslah dilekçesi doğrultusunda davacının araç hasar bedeline ilişkin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Diğer taraftan davacının dava dilekçesinde araç yoksunluk kaybından kaynaklı bir talebi yer almamaktadır. Kural olarak; dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Ne var ki; ıslahla kastedilen, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır (HGK’nın 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 E.- 2011/453 K.sayılı ilamı). Bu nedenle, davacının dava dilekçesinde netice-i talep olarak bakiye araç hasar bedelini talep etmesi, araç yoksunluk kaybından kaynaklı talebinin bulunmaması ve ıslah yolu ile dava konusunun genişletilemeyeceği kanaatine varılarak, davacının araç yoksunluk kaybından kaynaklı tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
15.334,00 TL hasar bedelinin davalı sigorta şirketi yönünden 24/06/2020, davalı … yönünden kaza tarihi olan 30/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının araç yoksunluk kaybından kaynaklı tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 1047,46 TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak alınan 357,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 690,06 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla)
4-Davacı tarafından yatırılan 357,40 TL peşin harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,(davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla)
6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 3.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, (red sebebi ortak olduğundan tek vekalet ücretine hükmedilmiş olmakla)
7-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1089,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 892,70TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
9-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1081,87 TL’sinin davalılardan müteselsilen, 238,13 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2021

Katip …..
¸

Hakim ….
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
Posta Masrafı : 227,00 TL
Başvurma Harcı : 54,40 TL
Vekalet Harcı : 7,80 TL