Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/373 E. 2023/379 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/373 Esas
KARAR NO : 2023/379

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (haksız rekabetten kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, davalılardan …’in 21/05/2012-26/05/2017 tarihleri arasında müvekkili şirket bünyesinde çalıştığını, 26.05.2017 tarihinde kıdem tazminatını alarak istifa ettiğini, çalışma süresi içerisinde her yıl sözleşme imzalandığını, anılan davalının müvekkili bünyesinde çalışırken imzaladığı yetkili şube sözleşmesi, güvenlik protokolü ve diğer sözleşmelerde, müvekkili ile rekabet etmemeyi, çalışırken edindiği şirket içi bilgilerle müşteri bilgilerini saklayacağını ve menfaati için kullanmayacağını taahhüt ettiğini, diğer davalıların da bu durumu bildiklerini, hizmet sözleşmesinin devamında davalı …’i sözleşmeyi ihlale ve sona erdirmeye yönlendirdiklerini, daha sözleşme devam ederken çalışan davalının müşteri bilgilerini başka sigorta acenteleriyle paylaştığını, savunmasının alındığını, gerek çalıştığı sürede gerekse iş akdinin sona ermesinden sonra müşteri portföyünü diğer davalılarla paylaştığının tespit edildiğini, bu durumun kayıtlarla sabit olduğunu, ayrılmayı takip eden yıllarda müvekkilinin müşterilerinin azaldığını, TBK’nın özen ve sadakat borcunu ihlal ettiğini, TTK’nın 55 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabette bulunduğunu, işçinin rekabet yasağını da ihlal ettiğini, davalıların birlikte müvekkilini maddi ve manevi zararına neden olduklarını ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, davalıların eylemlerinin haksız rekabet olduğunun tespitine ve men’ine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 40.683,01-TL maddi ve 500,00- TL manevi tazminatın haksız rekabetin ihlal edildiği 26.05.2017 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin 2012-2017 arası davacı şirketin …Şubesi’nde çalıştığını, daha önce geldiği yerden (Jandarma Asayiş Vakfı Sigorta birimi) getirdiği müşteriler ile birlikte, davacı işlerinde ciddi bir iş artış sağladığını, o zaman hiç bir itirazın olmadığını, çok iyi çalıştığı için bir kaç kez ödül ve teşekkür belgeleri aldığını, 3600 prim gününü doldurunca yasal hakkını kullanıp kıdem tazminatını alarak ayrıldığını, ayrıldıktan yaklaşık 10 ay sonra kendi işini kurduğunu, bu kurduğu yeni şirkete de davacı şirketin dava açtığını, 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde o davanın devam ettiğini, gizlilik ile ilgili çalıştığı dönemde …Sigorta isimli başka bir sigorta acentesi ile herhangi bir bağlantısı olup olmadığı, ona müşteri bilgisi verip vermediği gibi sorular yüzünden savunmasının istendiğini, ilgisinin olmadığını bildirdiğini, davacının da savunmayı kabul ettiğini, savunmanın alınmasından sonra 1 yıl daha işe devam ettiğini, müşterilerin davacıdan memnun olmadıkları için başka siğorta şirketlerine gittiklerini, müvekkilinin onları arayıp ayartmasının söz konusu olmadığını, bununla ilgili hiç bir delil bulunmadığını, sadece soyut bir şekilde iddialar olduğunu, müşteri sayısındaki düşüşün müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, bu düşüşün yapılan sözleşmedeki gizlilik ve rekabet maddelerinin hukuka ve yasaya uygun olmadığını, yasaya göre rekabet yasağının işten ayrıldıktan sonra en fazla 2 yıl sürebileceğini, ayrıca davacıya ciddi bir zarar verilmiş olması gerektiğini, müvekkilinin böyle bir konumda bulunmadığını, TBK’nın 420. maddesine göre, sözleşmeye tek taraflı işçi aleyhine konulan şartların geçersiz bulunduğunu, belirsiz, süresi ve kapsamı ile tazminat miktarı belli olmayan cezai şart koyulamayacağını, sigorta aracılık hizmetlerinin karşılıklı güven esasına tabii olduğundan, bir kişinin baskı ya da zorlama yoluyla ya da güvenmediği bir sigorta şirketinden poliçe yaptırmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, davacı yan tarafından sigortalıların arandığına ilişkin somut bir delil sunulamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
KANITLAR:15/05/2019 tarihli Arabuluculuk Son tutanağı sunulmuştur.
Davacı tarafça 02/08/2016 tarihli şirket içi mevzuat güvenlik protokolü, 27/06/2016 tarihli ihtar mektubu, 21/06/2016 tarihli savunma istemi yazısı, iş yeri disiplin yönetmeliği, Mehmetçik Vakfı Sigorta Adına Satış Yapmaya Yetkili Şube sözleşmesi suretleri ibraz edilmiştir.
Ankara 7. ATM’nin 2019/282 Esas sayılı dosyası celbolunmuştur.
Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla davalı …’in sosyal ve ekonomik durum tespiti araştırması yaptırılmıştır.
Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden hakkında tefrik kararı verilen davalılar Yalsan …ltd. Şti ve Timurlar … Ltd. Şti’ne ait sicil dosyaları celbolunmuştur.
Taraf tanıkları dinlenmiştir.
Sigorta mevzuata alanında uzman nitelikli hesap bilirkişisinden kök ve ek raporlar alınmış, anılan raporda; dava dosyasında bulunan belge ve bilgiler, davacı tarafın defter ve belgeleri, tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak 2016-2017 ve 2018 yıllarına ilişkin poliçelerin incelendiği, davacının, davalı …’in çalıştığı acentesindeki müşteri portföyünde olup diğer davalılarca yeni dönemde yapılan poliçelerin belirlendiği, yıllara göre azalmaları tespit ettiklerini, 354 adet poliçeden toplam 40.683.01 TL komisyon tutarının tazminata konu olabileceğini, ancak talep edilen maddi tazminat tutarının 500.-TL olduğunu, maddi tazminat tutarına dava tarihinden itibaren TCMB avans faizi uygulanabileceğini, manevi tazminat talebinin mahkemenin takdirinde olduğunu görüş olarak açıklamışlardır.
Diğer davalılar hakkındaki davanın tefrikine karar verilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davacının sigorta acentesi olarak faaliyet gösterdiği, birden ziyade şubesinin olduğu, davalı …’in de …sorumlusu olarak davacı nezdinde 21/05/2012-26/05/2017 tarihleri arasında çalıştığı, sonrasında ayrıldığı, gizlilik, rekabet etmeme v.s sözleşmelerinin de imzalandığı, davacının, anılan davalının faaliyet gösterdiği dönemde ve sonrasında hakkında tefrik kararı verilen davalılarla iş birliği içinde olarak müşteri portföyünü başkalarıyla paylaştığını, sadakat ve özen yükümlülüğünü, gizlilik sözleşmesini ihlal ettiği, zararına neden olduğunu ileri sürdüğü, davalının iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini savunduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Çekişme, davalının, diğer davalılarla birlikte gerek davacı nezdinde çalıştığı sürece gerekse ayrıldıktan sonra, müşteri portföyünü davalı acenteler ve dava dışı başka acentelerle paylaşarak veya müşterileri yönlendirerek davacının zararına neden olup olmadığı ve eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında noktalarında toplanmaktadır.
Gerek kayıtlardan gerekse kabullerden anlaşılacağı üzere, davalının, davacının çalışanı olduğu, 5 yılı aşkın süredir hizmet sözleşmesinin devam ettiği ve sonra bu ilişkinin sona erdiği hususları dosya kapsamıyla sabittir. Ayrıca, dava dilekçesinde hizmet akdi olan bu davalının gerek hizmet sözleşmesinin devamı gerekse sonrasında müşteri portföyünü TBK ve sözleşmelere aykırı şekilde hakkında tefrik kararı verilen davalı acenteler ile dava dışı acentelerle paylaştığını ve zarara neden olduğunun ileri sürüldüğü de açıktır. Esasen, bilirkişi raporunda da belirlenen poliçelerin tanzimi tarihi de davalının işten ayrıldığı tarihten öncedir. Her ne kadar işten ayrıldıktan sonra davalı işçinin eyleminin devam ettiği ileri sürülmüş ise de iddiaların bir bütün olarak irdelenmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla, esasen davalı işçinin sadakat ve özen yükümlüğünü ihlal edip etmeyeceği tespit edilmelidir.
Bu durum karşısında, davacı işveren ile davalı işçi arasındaki işbu davada her ne kadar haksız rekabet ve rekabet yasağı sözleşmesine dayanılmışı ise de davalı işçinin esas itibariyle hizmet sözleşmesi sırasında sadakat ve özen yükümlülüğüne de dayanıldığı, eyleminin bir bütün olarak değerlendirileceği, ileri sürülen vakıaların sadakat ve özen yükümlüğü kapsamında inceleneceği, işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıklarda iş mahkemesinin görevli bulunduğu, işbu davada ihtisas mahkemesi niteliğindeki iş mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Göreve ilişkin düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce ve kanun yolu incelemesi aşamasında İstinaf Mahkemeleri ile Yargıtay’ca re’sen dikkate alınır.

Bu durum karşısında, davada mahkememizin görevli olmadığı, tüketici mahkemesinin görevli bulunduğu dikkate alınıp, HMK’nın 1, 114-c, 115 ile 7036 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davalı … hakkındaki davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan dolayı usulden REDDİNE,
Görevli Mahkemenin Ankara İş Mahkemesi olduğuna,
Kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın Nöbetçi Ankara İş Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 20.maddesi gereğince kesinleşmeden itibaren 2 haftalık talep süresi içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilebileceğine, aksi halde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğine,
3-HMK’nın 331/2.maddesi gereğince yargılama, harç masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde bu mahkemece değerlendirilmesine, aksi halde mahkememizce dosya üzerinde bu durumun tespiti ile gerekli kararın verilmesine,
Dair, huzurda bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
18/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸