Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/369 E. 2022/583 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK İLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/369 Esas
KARAR NO : 2022/583

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azli ve tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 12.08.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı … ile davalı …”’ın 19.01.2016 tarihinde…Ticaret Sicil Müdürlüğünde 391635 sicil numarası ile kayıtlı … Matbaa Basın Yayın ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ni kurduğunu, Şirket ana sözleşmesine göre; iki ortak da şirkette eşit pay dağılımına sahip olduğunu, ikisinin de şirket müdürü olarak belirlendiğini, Davalı …’ın Müdürler Kurulu Başkanı olarak atandığını, müdürlerin şirketi müştereken temsil ve ilzam edileceğinin belirlendiğini, davacının 65 yaşında olduğunu, 2018 yılı sonunda başlayan ciddi sağlık sorunları dolayısıyla şirketin yönetimi veya idaresi ile ilgilenemediğini, Müvekkilinin sağlık sorunlarının hafiflemesi ve hava değişiminden sonra davalı …’ı arayarak şirketin durumu hakkında bilgi almak istediğini, davalının şirketin durumunun iyi olmadığını, iş yapamadığını ve şirkete gelmemesi konusunda da uyarıda bulunduğunu, Şirketin vergi kayıtları ve mali durumu incelediğinde ise davalının yalan söylediğini, davalının şirketi bilerek ve isteyerek zarara uğrattığını, Defterlerin ve diğer vergi vb beyannamelerin 2019 yılı açısından incelendiğinde: Genel yönetim giderinin 2019 yılında 210.000 TL’nin üzerinde olduğunu, bu gider kaleminin iştigal alanı matbaa olan şirketin mal alımından daha fazla olduğunun görüleceğini, Şirketin olağandışı gider ve zarar kalemlerinin 2019 yılında bir önceki yıla göre neredeyse 3 kat arttığını, Davalı tarafından şirket hesabından bankamatik kartıyla sürekli para çekildiğini, paraların nereye ve ne için harcanmış olduğunun belli olmadığını, Davalı şirket müdürü ile aynı soyismi taşıyan …’dan şirketin 142.000 TL alacağı bulunduğunu, 130.000 TL bir gayrimenkul şirketinden alacak söz konusu olduğunu, alacak tahsilatı yok denecek kadar az olduğunu, … nezdinde yapılmış olan tüm işlemlerin hileli olduğunu, Şirketin bir matbaa şirketi olmasına rağmen stok bulundurma oranı çok düşük olduğunu, şirketin ortağa 58.000 TL borcu olduğu göründüğünü, Şirketin 100.000 TL KDV borcu olduğunu, Davacının sağlık durumunun elvermemesi nedeniyle şirket işleri ile bir süre ilgilenemediğini, Şirketin müştereken temsil edileceği ana sözleşme ile belirlenmiş ise de; davalı şirket müdürü karlılığı çok yüksek olan şirketin içini hileli işlemlerle boşaltıldığını, Müvekkilinin de şirket merkezine gidemediğini, şirket defterlerini inceleyemediğini, şirketin çok yüksek karlılıkla iş yaptığının dilekçe ekinde yer alan kurumlar vergisi beyannameleri ile ortada olduğunu, Davalı şirket müdürünün matbaa işi ile iştigal eden şirketin matbaa makinelerini satarak elden çıkardığını, Sayın mahkemeden öncelikle ve ihtiyaten davalı şirket müdürünün tüm yetkilerinin kaldırılması ile birlikte, müvekkili şirket müdürünün şirketi başına şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğuna ilişkin karar alınmasını, Davalının yetkilerinin kaldırılması ile müvekkili şirket ortağı ve müdürü olan …’a tek başına temsil ve ilzama ilişkin yetki verilmesi neticesinde şirket yönetiminde sekteye uğramayacağını, Müvekkili davacı ile davalının şirketteki hisse oranları yarı yarıya olduğu için ortaklar kurulu düzenleyerek bu hususun genel kurulda tartışılması halinde herhangi bir karar alınamayacağının açık olduğunu, TTK’nın 630. Maddesi gereği işbu davayı ikame etme zaruretimiz doğduğunu, Davalının, müvekkilin imzasını taklit ederek müdürler kurulundan karar almadığı tarafımızca bilinmediğini, Tüm şirket defterlerinin ve mali kayıtlarının mahkemeye celbedilerek bilirkişilerce incelenmesini talep ettikleri, şirket defterlerinin incelemeden sonra imzaların müvekkile ait olmadığına ilişkin beyanlarını ayrıca sunacaklarını, Davalı şirket müdürü tarafından şirket malvarlığının değerinin çok altında elden çıkartıldığının öğrenildiğini, Sayın mahkemeden ivedilikle “Acil işlerin yapılabilmesi için tedbiren davalı müdürün yetkilerinin kaldırılması ve tek imza ile şirketin temsili için kendisine yetki verilmesini” talep ettiklerini, Tüm şirket kayıtlarının gönderilmesi için şirket merkezine ivedilikle yazı yazılmasını, cevap verilmemesi halinde tekit müzekkeresi gönderilmesini, Müvekkil şiddet tehdidi nedeniyle şirket merkezine gidememektedir. Şirketin içini kasti olarak hileli hareketlerle boşaltan davalı şirket müdürünün öncelikle tedbiren temsil yetkilerinin kaldırılmasını ve müvekkilin şirketi tek başına temsil ve ilzamına karar verilmesini, yapılacak yargılama sonucunda davalının müdürlükten azlini ve müvekkilin tek başına şirketin temsil ve ilzamına yetkili olduğunun tespitine ve davalının şirkete verdiği zararların iadesine karar verilmesini, Davalı şirket müdürü, şirket mallarını değerinin çok altında elinden çıkarttığını, buna engel olunabilmesi için ivedilikle ihtiyati tedbir kararı ile temsil yetkisinin kaldırılması gerektiğini, Sayın Mahkeme ihtiyati tedbir kararını tensip ile vermeyecekse de; İvedilikle, tensip ile şirket merkezine yazı yazılarak tüm mali kayıtların celbini, Ostim Vergi Dairesine yazı yazılarak tüm vergi beyannamelerinin celbini, Yapı Kredi Bankası Atisan şubesine yazı yazılara tüm banka kayıtlarının celbi ile söz konusu cevaplar geldiğinde dosyanın derhal rapor alınması için bilirkişiye celbine karar verilmesini, Açıklanan nedenlerle ve Sayın Mahkemenin re “sen gözeteceği başkaca sebeplerle; Davanın kabulünü, 6102 sayılı TTK’nin 630/2. Maddesi gereği … Matbaa Basın Yayın ve San. Tic. Ltd. Şti. Müdürler kurulu başkanı Davalının yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin tedbiren kaldırılmasını ve şirket ortağı ve müdürü olan davacı müvekkilin şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili kılınmasını, Yapılacak yargılama sonucunda davalının müdürlükten azlini ve müvekkilinin şirketi temsile tek başına yetkili olduğunun tespitini, Davalı şirket müdürünün şirkete verdiği zararların bilirkişi marifetiyle tespiti ile şirkete iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 09.11.2020 tarihli cevap dilekçesinde; Şirket esas sözleşmesine göre …”ın şirket müdürü, … Müdürler Kurulu Başkanı olarak kabul edildiğini, şirketin sermayesinin 10.000-TL olduğunu, 100 paya ayrılan şirket hisselerinin yarı yarıya şirket ortakları arasında pay edildiğini, Davacı ile müvekkilinin ortak aldıkları karar doğrultusunda şirket ana sözleşmesine uygun olarak görev alanlarını belirlediklerini, buna göre; davacı …” ın ön muhasebeyi ve kasayı tutma, grafik tasarımı ve makine kullanımı alanlarında bilgi sahibi olması nedeniyle üretimde çalışan işçileri yönetme, grafik tasarımı yapılan ürünleri müşteri onayını alarak baskıya hazır hale getirme, davalı müvekkili ise şirket dışında saha çalışması yaparak müşterilerle görüşme ve satış yapma, satışı yapılan ürünlerin teslimatını yapma işlerini üstlendiğini, Müvekkilinin şirketin kurulduğu ilk günden beri müdürler kurulu başkanı sıfatıyla kanuna ve şirket ana sözleşmesine uygun bir şekilde çalışmalarına devam ettiğini, basiretli bir tacir olarak şirketin ve şirket ortaklarının çıkarlarını en iyi şekilde gözettiğini, Ortakların, gerek sicil kaydı gerekse Ortaklar Kurulu Kararı gereği tüm iş ve işlemlerini müştereken yapmaya yetkili olduğunu, müvekkilinin davacının haberi olmaksızın iş ve işlem yapması hem fiilen hem resmen mümkün olmadığını, bu durumun şirketin tüm resmi kayıtları, banka kayıtları incelendiğinde ve şirket merkezinde yapılacak keşifle açıklığa kavuşacağını, İddiaların aksine, davacının geçirdiği kalp ameliyatı sonrasında 3 ay boyunca işe gelmemesi, akabinde yaklaşık 6-7 ay boyunca haftanın belli günleri işe gelerek mesai saatlerinde esnek olarak davranması, görev tanımında bulunan işleri gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle şirketin iş hacminin büyük oranda sekteye uğradığını, üretim yapılamadığını, tüm bu olumsuz durumlara rağmen müvekkili davacının sorumluluğunda olan ve iştigal alanı matbaa, grafik tasarım olan şirket için harici olarak destek aldığını, şirket faaliyetinin sürdürülmesi ve devamlılığı adına gereken tüm özeni göstermediğini, Şirketin işlerinin 2018 yılından itibaren düşüşe geçtiğini, bu düşüşün pandemi sürecinin başlaması ve davacı ortağın sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebiyle bugüne kadar sürdüğünü, davacı yanın iddialarının aksine; şirketin tüm kayıt ve defterleri incelendiğinde kar zarar oranının mevcut piyasa koşullarına göre dengede olduğunu, şirketin karda olduğu, öz sermayesini iş yapmasına yarayacak olan makinelerini, iş portföyünü koruduğu anlaşılacağını, davacı yanın şirketin acz içinde olduğuna dair iddiaları gerçeği yansıtmadığını, Her iki ortağın aile bireylerinden birine birer adet araç satış devri konusunda aldıkları ortak karar neticesinde şirket adına kayıtlı olan 06 … 4217 plakalı araç müvekkilinin oğlu …’a , 06 … 6279 plakalı araç ise davacı şirket müdürünün eşi …’a devredildiğini, … nezdinde yapılan tüm işlemlerin hileli olduğu hususu gerçeği yansıtmadığını, araç devri dışında … nezdinde hiçbir işlem bulunmadığını, araç devirleri, banka hesapları incelendiğinde iddianın asılsız olduğunun anlaşılacağını, iddiaların aksine davacının şahsi kredi kartı borçları nedeniyle şirketin ticari işlerinde kullanılan kredi hesabına banka tarafından bloke konulduğunu, şirkete mal tedarikini sağlayamadığını, şirketin ayakta durabilmesi için tüm emek ve çabayı sarf ettiğini, davacının kusuru ve piyasa koşulları nedeniyle nihayetinde içinde bulunulan pandemi süreci nedeniyle şirketin iş ve karlılık hacmi küçüldüğünü, zira iştigal alanı fatura, irsaliyeli fatura, sevk irsaliyesi, gider pusulası üretimi olan şirketin 2020 yılında e arşiv fatura uygulamasına geçme zorunluluğunun getirilmesiyle birlikte Şirketin mevcut makineleriyle başka işlere yönelme imkanı ve teknolojik yeni makinelerin yatırımı için gerekli iş hacmi ve sermaye bulunmaması nedeniyle de iş kayıpları yaşandığını, Davacı yan, şirketin içinde bulunduğu bu zor durumda sorumluluklarını yerine getirmeyip vergi ve SSK borçlarını görmezden geldiğini, müvekkilin uyarılarına rağmen her av isci maaşlarının ödenmesinden önce kendi maaşını aldığını, Şirket kurulduğu ilk günden pandemi yasaklarının başlangıcı olan 2020 Mart ayına kadar bilfiil faaliyetine devam ettiğini pandemi yasaklarının bitmesinin ardından Temmuz ayının sonuna kadar aralıklı çalışma koşulları ile çalışmalar sürdüğünü, Davacı iddialarının aksine müvekkilinin kendisini defalarca aramasına, çağırmasına rağmen 2020 Eylül ayından beri şirkete gelmediğin, Müvekkilin şirketin matbaa makinelerini satarak elden çıkardığı hususu ise gerçeği yansıtmadığını, ortakların telefon HTS kayıtları incelendiğinde davacının müvekkilin aramalarına yanıt vermediğini, hatta kötü niyetli olarak Temmuz, Ağustos döneminde şirketin faal olduğunu ve kendisinin de fiilen şirkette olduğu süreçte işbu davayı ikame ettiğini Davacı yanın, asılsız iddialar ile müvekkilin yetkilerinin kaldırılmasını, tek başına temsil ve ilzama yetkili olmayı talep ettiğini, bununla birlikte; TTK” da sayılan müdürün haklı azli sebeplerin hiçbiri gerçekleşmediğini, davacı yanın, dilekçesindeki iddialarının aksine, yasal koşulların tamamına uygun olarak çalıştırılan şirketin gelir-giderlerine ilişkin kayıtlar ile fiili durumun bire bir örtüştüğünü, Şirket müşterek müdürü olan müvekkilinin basiretli ve özenli bir tacir olarak şirketin tüm gelir ve giderlerini kayıt altına aldığını, davacı yanın şirketin aktif ve pasiflerine ilişkin tespit isterken; filli durum, fiili aktif malvarlıkları kavramları ile neyi anlatmak istediği de anlaşılamadığını, Davacı yan, şirketin iki ortağı olması nedeni ile genel kurul yapılamadığını iddia etmesine karşın, bugüne kadar genel kurul çağrısında bulunduğunu, şikayet ve taleplerine ilişkin yazılı bir ihtar gönderdiğini kanıtlayamadığını, huzurdaki davanın tespit istemli mi, bir hükmün ifası istemli açılmış anlaşılamadığını, sonuç istem kısmında “davalının şirkete verdiği zararın tespiti ve iadesi” yönünde talepte bulunulduğunu, buna ilişkin harç yatırılmadığını, davanın harç ve masrafları yatırılmaması nedeni ile usulden reddine karar verilmesini, aksi halde davacı yana eksik harcı tamamlamak için kesin süre verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini , açıklanan ve re’sen gözetletilecek nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalması kaydıyla; öncelikle; 09.11.2020 tarihli dilekçe ekinde sunulan vekâletnameye dayanarak duruşmalara davalı vekili olarak kabulünü, dava eda davası hükmünde olup, eksik harçlandırılmaması nedeni ile usulden reddini, haksız ve dayanaksız dava ile talep edilen taleplerin reddini; yine tedbir, delil tespiti taleplerinin reddini; Müvekkili adına talep ettikleri İhtiyati Tedbir Talebinin kabulünü; vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, limited şirket müdürünün azli ve şirkete verilen zararın tazmini talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dilekçesinde açıklanan sebepler nedeniyle davalının şirket müdürlüğünden azli için haklı sebeplerinin olup olmadığı, davalının şirkete zarar verip vermediği, zararın tespiti talebinde davacının haklı olup olmadığı, konusundan kaynaklanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 630/3 maddesine göre, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
Aynı kanunun 626/1 maddesinde ” Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler” ve 644/1-a maddesi atfıyla uygulanması gereken 553/1 maddesinde “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” hükmü bulunmaktadır.
Dava dışı … Matbaa Basın Yayın ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ortaklarının davacı ve davalı olduğu, her iki ortağın da şirketi temsille yetkili olduğu tespit edilmiştir.
Deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, bilirkişilerden 13/08/2021 tarihli kök ve ek raporlar alınmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller, dinlenen tanık beyanlarından; tarafların dava dışı şirketin ortağı ve yetkilisi oldukları, davacının rahatsızlığı nedeniyle bir süre şirkete gitmediği, daha sonra ise ara sıra gittiği, davacının şirketin grafikerlik işi yaptığı, davalının şirketin dışardaki işleriyle ilgilendiği, bilirkişi raporuna göre şirketin akaryakıt zararının 98.539,98 TL olduğu, şirket kasasında bulunması gereken para miktarının 366.715,59 TL olduğu, davalının 22/06/2022 tarihli duruşmadaki beyanına göre kasada para görünmesine rağmen gerçekte paranın mevcut olmadığı, şirketin akaryakıt zararının bulunması ve kasada görülmesi gereken paranın bulunmamasının şirketin zararını teşkil ettiği, bu zararın oluşumundan yönetim kurulu üyesinin TTK 626 maddesi gereğince sorumlu olduğu, bu nedenle TTK 636/3 maddesi kapsamında yöneticinin azli sebebinin oluştuğu, ayrıca TTK 553/1 maddesi gereğince şirket yöneticisinin şirkete verdiği zarardan pay sahiplerine karşı sorumlu olduğu kanaatine varılmakla davacının yöneticinin azli ve şirket zararına ilişkin davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile, … Basın Yayın ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin yöneticiliğinden davalı …’ın azline,
2-1.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile …. Matbaa Basın Yayın ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ödenmesine,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 3.228,3‬0 TL (ilk yargılama gideri ve posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde…Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/09/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır