Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/300 E. 2021/350 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/300 Esas
KARAR NO : 2021/350

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından Erzurum ATM’ye sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında 27/12/2017 tarihinde akdedilen eser sözleşmesi ile Erzurum İli Dumlu Mahallesinde bulunan Erzurum Ceza İnfaz Kurumu yapım işi kapsamında parmaklıklı pencere boya ve döküm petek boya imalatlarının işçiliklerinin yapılması ve sözleşme alanında öngörülmeyen işlerin de yapılması için anlaştıklarını, müvekkilinin söz konusu yapım işi kapsamında uzman ekip sorumlusu olduğunu, ancak davalı şirket tarafından sözleşmenin haksız ve kötü niyetli olarak 24/04/2019 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin kendisinin ve bünyesinde bu yapım işi için çalışan işçilerin sigorta çıkışlarının feshin ardından verildiğini ve işin yapılmasının davalı tarafça devamlı şekilde engellendiğini, müvekkilinin, anılan sözleşme imzalandıktan sonra, beklenmeksizin işe başladığını ve eksiksizce her iş bitirim teslim tutanağında da görüleceği üzere zamanında bitirilmesi gereken tüm işleri fazlası ile tamamlayıp teslim ettiğini,ayrıca fesih yaptığı tarihte, üstlendiği yapım işinin yaklaşık % 70’ini tamamladığını, yapılan bu fesih nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, bu nedenlerle şimdilik 10.000 Tl alacağın davalı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine, Eser sözleşmesinin feshi gününden hükmün kurulacağı güne kadar kompresörün müvekkilince çalıştırılamadığı her gün için 120 TL’nin davalı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine, mahkememiz aksi kanaatte ise terditli olarak tüm bedeli müvekkilince karşılanan, sözleşmenin haksız feshi ile beraber davalı şirkette bırakılmak zorunda kalınan 3 adet kompresörün bedelinin davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesine, 25 DV 447 plaka sayılı aracın, müvekkilince karşılanan yıllık tamir ve bakım giderlerinin tazmin edilip, aracın değer kaybının davalı tarafça karşılanmasına, müvekkili lehine 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, müspet zarar kapsamında müvekkilinin mahrum kaldığı kârın belirsiz alacak mahiyetinde değerlendirilip davalı tarafça tanzim edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yetki şartı kararlaştırdıklarını, Ankara Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işleri tamamlamadan işi bıraktığını, davacının tüm iddialarının soyut ve gerçeği yansıtmadığını, talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, 30/01/2020 tarih ve ….K. Sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verildiği, tarafların istinaf yoluna başvurmaması üzerine kararın kesinleştirilerek mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Davanın, davacı ile davalı arasında düzenlenen 27/12/2017 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklandığı, söz konusu sözleşme ile Erzurum ili Dumlu Mahallesinde bulunan Erzurum Ceza İnfaz Kurumu Yapım İşi kapsamında Parmaklıklı Pencere Boya ve Döküm Petek Boya İmalatlarının işçiliklerinin yapılması ve sözleşme alanında ön görülmeyen işlerinde yapılması için tarafların anlaştığı, taraflar arasındaki ihtilafın; sözleşmenin davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak feshedilip edilmediği, tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, fesih nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, sözleşme kapsamındaki işlerin yapımının davalı tarafça engellenip engellenmediği, bu kapsamda davacının maddi ve manevi zararının oluşup oluşmadığı, noktasında olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı taraf, taraflar arasında sözleşmenin 13. Maddesine göre yetki şartı bulunduğunu belirterek, yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Ancak, bir örneği dosya arasında bulunan ve tarafların kabulünde bulunan söz konusu eser sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin 13. maddesinde ”Anlaşmazlığın esasına ilişkin maddi hukuk kuralları Türk Hukukuna tabii olacaktır. TAHKİM yeri Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleridir.” hükmü yer almaktadır.
Her ne kadar Erzurum ATM’ce sözleşmenin 13. Maddesi hükmü yetki şartı olarak değerlendirilmiş ise de; Söz konusu madde hükmünde yetki şartına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, maddenin tahkim ile ilgili hususları içerdiği açıktır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 17. Maddesine göre; tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılabilir hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Kanunun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19. Maddesinde; “(1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.
(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
(3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.
(4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, her ne kadar Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından, taraflar arasında yetki şartı bulunduğu gerekçe gösterilerek yetkisizlik kararı verilip, dosya mahkememize gönderilmiş ise de; tarafların kabulünde bulunan eser sözleşmesinin 13. maddesindeki hükmün “yetki şartı”nı içermediği, tahkime ilişkin olduğu, bu anlamda 6100 sayılı HMK’nın 17 ve 18. maddeleri hükümlerine uygun şekilde yetki şartının varlığı ve davalı tarafın aynı Yasanın 19. Maddesine uygun şekilde yetki itirazının bulunduğundan söz edilemeyeceği, bu nedenle Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkiye ilişkin söz konusu kararının mahkememizi bağlayıcı mahiyette olmadığı, sonuç olarak açılan iş bu davada Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, mahkememizin karşı yetkisizliğine dair, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Mahkememizin karşı YETKİSİZLİĞİNE,
2-Kararın istinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde 6100 sayılı HMK’nın 21.maddesine göre yetkili mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesine resen gönderilmesine,
3-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama giderlerinin yetkili mahkeme tarafından karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır