Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/270 E. 2021/522 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/270 Esas
KARAR NO : 2021/522

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … ….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2020
KARAR TARİHİ : 10/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Ankara… Müdürlüğü’nün 2019/12324 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı vekilince 08/10/2019 tarihinde itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını, davalıya ait işyerinin İSG kanunu gereği iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma zorunluluğunun bulunduğunu, bu sebeple taraflar arasında iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile iş yeri hekimliği sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile taahhüt edilen hizmetin ifası amacıyla her ay düzenli olarak işyerine gidildiği ve gerekli kontrol ve inceleme yapıldığını, bunu kanıtlar nitelikte raporlar düzenlendiğini, ancak buna rağmen borcun ödenmediğini beyanla Ankara… Müd+ürlüğü’nün 2019/12324 E. sayılı icra dosyasına haksız yere yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili 14/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin müvekkilinden alacaklı olduğu iddiasıyla açılan davanın haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, dosyaya sunulan iş güvenliği uzmanlığı ve iş yeri hekimliği sözleşmelerinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, davacının satışını yaptığını iddia ettiği hizmeti eksiksiz ve kusursuz şekilde teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin davacıya borcunun ve taahhüdünün bulunmadığından bahisle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı yanın takibe dayanak gösterdiği 2019 dönemine ait 9 adet faturadan kaynaklı bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise tutarı, faturalara konu hizmetin yerine getirilip getirilmediği hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Ankara …. İcra Dairesi’nin 2019/12324 esas sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 2019 yılına ait faturalar dayanak gösterilerek toplam 3087,65 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından yasal süre içerisinde borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, akabinde yasal 1 yıllık süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Taraf şirketlerin ticari defterleri ve vergi kayıtlarında inceleme yapılması amacı ile dosya re’sen seçilen mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup, dosya kapsamına alınan 13/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; süresi içerisinde ticari defterlerin bulunduğu açık adres ve iletişim kurulacak kişinin bilgilerinin sunulmaması nedeniyle davalı taraf yasal defterlerinin incelenemediği, davacının kullanmış olduğu, 2019 yılı yasal defterinin ilgili mevzuat hükümlerine uygun şekilde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, bu sebeple, davacının yasal defterlerinin sahibi lehine delil teşkil edebileceği, dava konusu 9 adet faturanın bulunduğu davacı taraf yasal defterlerine göre, taraflar arasında Ocak/2019 tarihinden itibaren süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, dava konusu olan 9 adet faturanın tutarının aylık 5.000,00 TL’nin altında olması sebebiyle davacı ve davalı tarafça verilen form Ba-Bs’lerde bildirilmesine gerek bulunmadığı, dava dosyasında bulunan 25.01.2019 tarihli iş yeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesinin davalı tarafından imzalandığı, ancak, 02.07.2019 ve 04.02.2019 tarihli iş yeri hekimliği sözleşmelerinde davalı imzası bulunmadığı, davacı tarafından sözleşmelerin e-devlet üzerinden yapılması sebebiyle ıslak imzalı olmasına gerek bulunmadığının beyan edildiği, davacıya ait iş yerinde yapılan ziyaretlere ilişkin 09.02.2019, 14.03.2019, 24.04.2019 ve 29.05.2019 tarihli tutanakların iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve davacı tarafça imza altına alındığı, davacı taraf yasal defter kayıtlarına göre davacı tarafından davalı adına düzenlenen 9 adet fatura karşılığında davalı tarafından yapılan herhangi bir ödemeye rastlanılmadığı, davacı tarafından 20.09.2019 tarihli yevmiye kaydı ile davalıdan olan alacağının “128 Şüpheli Ticari Alacaklar” hesabına kaydedilmek suretiyle muhasebeleştirildiği, bu şekilde; davacı taraf yasal defterlerine göre davacının davalıdan 2.907.16 TL tutarında 9 adet faturadan kaynaklı alacağının bulunduğu sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile, davacı yan ticari defterlerine göre 9 adet faturadan kaynaklı toplam 2.907.16 TL tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın kesin süre içerisinde ticari defterlerin bulunduğu yer ve iletişim bilgilerini sunmadığı, bu suretle HMK 220/3,222.maddeleri uyarınca ticari defterlerini ibraz etmekten kaçınmış sayıldığı, dava konusu olan 9 adet faturanın tutarının aylık 5.000,00 TL’nin altında olması sebebiyle davacı ve davalı tarafça verilen form Ba-Bs’lerde bildirilmesine gerek bulunmadığı, her ne kadar davalı vekili dosyaya sunulan sözleşmeler altında müvekkili şirketin imza ya da kaşesinin bulunmadığını ve bu nedenle sözleşmeleri kabul etmediklerini beyan etmiş ise de, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ait 16/03/2021 tarihli yazı ile davaya konu sözleşmelerin İSG-KATİP’te(iş sağlığı ve güvenliği kayıt,takip ve izleme programı) kayıtlı olduğunun bildirildiği, e-devlet üzerinden akdedilen sözleşmelerde şirkete ait imza-kaşe bulunması zorunluluğunun olmadığı ve bu suretle sözleşmelerin geçerli olduğu sonucuna varılmakla, davalı tarafça borcun sona erdiğine dair yasal herhangi bir delil sunulmadığından, takibe konu asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne dair kayıt sunulmadığından, takip dosyasında işlemiş faize ilişkin talep yerinde görülmemiştir.
Diğer taraftan alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle likit olduğu, İİK 67. maddesinde düzenlenen koşulların oluştuğu dikkate alınarak davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2019/12324 esas sayılı takibe vaki itirazın 2.907,16 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 2.907,16 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %20’si oranında (581,43 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 198,58 TL harcın, peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 144,18 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2907,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 180,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 925,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 871,45 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
9-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.242,78 TL’sinin davalıdan, bakiye kalan 77,22 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde iş bu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
Bilirkişi Ücreti : 750,00 TL
Posta Masrafı : 113,40 TL
Başvurma Harcı : 54,40 TL
Vekalet Harcı : 7,80 TL