Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/211 E. 2022/729 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/211 Esas – 2022/729
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/211 Esas
KARAR NO : 2022/729

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI …
DAVALI :…
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/04/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat (sigorta ödemesine dayanan rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili, davalı şirketin malik ve işleteni olduğu… plakalı aracın müvekkili tarafından 03/05/2017-2018 tarihleri arasında trafik sigorta poliçesi ile sigorta örtüsüne alındığını, araç sürücüsü dava dışı … idaresindeyken Şaşmaz Bulvarı varyantına gelmeden damperi açık vaziyette seyredip yolun karşısından karşıya demir direklerle sabit trafik yön levhalarına çapması nedeniyle levhaların aracın üzerine düşerek kazaya neden olduğunu, kendisinin de yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalı şirket yetkililerince olay yeri yol üzerinde levha kaldırma işlemleri yapılırken gerekli önlemlerin alınmaması sonucu davalıya ait sigortalı bu aracın kendiliğinden hareket edip … plakalı araca, bu aracın da …plakalı araca, anılan aracında önce … ve sonrada … plakalı araca çarparak hasarlanmalarına neden olduğunu, müvekkili şirket tarafından … plakalı araç için …Sigorta A.Ş’ye 6.102,00 TL … plakalı araç için Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 17.923,97 TL ve … plakalı araç için de… Sigorta A.Ş’ye 15.184,00 TL ödeme yapıldığını, tazminatın davalının eyleminden sorumlu olduğu sürücünün kasti bir hareketi veya ağır bir kusurundan kaynaklandığını, davalının KTK’nın 95 ve Sigorta Genel Şartları’na aykırı davrandığını ileri sürerek, toplam 39.209,00 TL alacağın ödenme tarihlerinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının 28/03/2018 tarihinde 2,316,00 TL, 30/01/2018 tarihinde 12.868,00 TL, 22/03/2018 tarihinde 17.923,97 TL ve 26/02/2018 tarihinde de 6.102,00 TL ödediğini, istemin zamanaşımına uğradığını, esasen de rucu koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
KANITLAR:Kazaya dair 20/11/2017 tarihli kaza tespit tutanağı düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalıya ait… plakalı araç, 12/08/2017-12/08/2018 tarihlerini kapsar şekilde davacı tarafından trafik sigorta poliçesiyle sigorta örtüsüne alındığı belirlenmiştir.
10/01/2020 tarihli Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağının sunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketinin düzenlediği 529604417-1 poliçe numaralı hasar dosyası getirtilmiştir.
Aktüerya hesap bilirkişisi ile makine mühendisinden oluşturulan bilirkişi kurulundan kök ve ek raporlar alınmış, bu raporlarda, …Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak; … plakalı araca ilişkin (hasar ve hasar giderimiyle ilgili belgelerin de yer aldığı) hasar dosyası ile bu araç için Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından …Sigorta A.Ş.’ye yapıldığı belirtilen 6.102,36.-TL tutarlı ödemeye ilişkin ödeme belgesinin istenmesi gerektiği, Allianz Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak; … plakalı araca ilişkin (hasar ve hasar giderimiyle ilgili belgelerin de yer aldığı) hasar dosyası ile bu araç için Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından… Sigorta A.Ş.’ye yapıldığı belirtilen 15.184,.-TL tutarlı ödemeye ilişkin ödeme belgesinin istenmesi gerektiği bildirilmiştir.
Davacı vekili ödeme bilgileri ile tarihlerini 17/10/2022 tarihli dilekçesiyle bildirmiş, davalı vekilini ödeme tarih ve miktarlarıyla teyit etmiştir.
GEREKÇE:Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın neden olduğu üçüncü kişiye ödenen tazminatın, 2918 sayılı KTK’nın 95 ve ZMMS Genel Şartları B.4.a maddesi uyarınca rucuan tahsili istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davalıya ait aracın davacı tarafından geçerli şekilde ZMMS poliçesiyle sigorta örtüsüne alındığı, anılan davacı aracının dava dışı sürücünün kullanımındayken damperinin indirilmeden kullanılması nedeniyle trafik levhasına çarptığı, kazanın meydana geldiği, kendisinin yaralandığı, olay yerinden ambulansla hastaneye kaldırıldığı, aracın kaza yerinden kaldırılması sırasında hareket etmesi sonucu başka araçlara çarptığı ve bu araçların da başka araçlara çarpması sonucu çoklu kazanın oluştuğu, davacının zarar gören üçüncü kişilere farklı tarihlerde ödemeler yaptığı, tazminatın sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana geldiği, davalının akde aykırı davrandığı, ödediği tutarların rücu koşullarının oluştuğunu iddia ederek işbu davasını açtığı, davalının zamanaşımı def’inde bulunduğu, esasen de rücu koşullarının bulunmadığını savunduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki çekişme, davacı trafik sigortacısının, zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatın akidi sigortalısına rücu etme koşullarının olup olmadığı, istemin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı sigortacı ile davalı sigorta ettiren arasındaki akdi ilişkinin koşullarını oluşturan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi Genel Şartları’nın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu hakkı başlıklı B.4.a maddesinde tazminatı gerektiren olayın, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise sigortacının bu hususu zarar görenlere karşı ileri süremeyeceği ve fakat ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Poliçede yer alan bu şart, esasen KTK’nın 95 nci maddesi düzenlemesinin poliçeye yansıtılmış bir hükmüdür.
Davacının trafik sigortacısı, davalının ise sigorta ettiren tacir bulunması ve uyuşmazlığın da sigorta sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle mahkememiz görevli kabul edilmiş, akide dava açıldığından tarafların aktif ve pasif dava ehliyetlerinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Başta zamanaşımı süresi olmak üzere davayla ilgili sürelerin hesaplanmasında pandemi nedeniyle kabul edilen 7226 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınmıştır.
Davalı vekili süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Öncelikle zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi gerekmektedir. Kaza, ödeme ve dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 73. maddesi ile “birlikte sorumluların” rücu isteminde zamanaşımı süresi özel olarak belirlenmiş olup, TBK 73/1. maddede zamanaşımı süresi ve sürenin başlamasının esasları; “Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yine, KTK’nın 109/4. maddesi ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları C.8. maddesi 4. fıkrasında da rücu zamanaşımı süresi düzenlenmiş olup; “Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” şeklinde ve TBK 73. maddedeki düzenleme ile aynı yönde olacak şekilde düzenlenmiştir. Gerek TBK, gerekse KMAZMMSGŞ’da, motorlu araç kazalarında birlikte sorumluların birbirlerine rücu edebilmeleri için öngörülen süre, sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl olarak düzenlenmiş olup, KTK’nın 109. maddesindeki uzamış zamanaşımı süresinin zarar sorumlularının birbirlerine karşı açacakları rücu davalarında uygulanamayacağı açıktır. O halde, davacının 30/01/2018 tarihinde ödemiş olduğu 12.868,00 TL tazminat ile 26/02/2018 tarihinde ödediği 6.102,36 TL tazminatın rucuan tahsili istemine ilişkin davası, dava açılış tarihi esas alındığında 2 yıllık zamanaşımına uğradığı sonucuna varılmış, anılan tutarlar itibariyle davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının diğer istemlerinin incelenmesine gelince; davacı taraf zararın, davalının eyleminden sorumlu olduğu sürücüsünün kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana geldiğini ileri sürmüştür. Dava konusu olayda dava dışı sürücünün aracın damperini indirmeden trafikte hareket etmesi tam kusurlu olduğunu gösterir. Ancak, tam kusur, ağır kusur anlamına gelmemektedir. Ağır kusur, asli kusur değil, kasta yaklaşan bir kusur olması gerekmektedir. HGK’nın 10/12/2003 gün, 2003/11-756-743 sayılı kararında da ilamında da ağır kusur, hal ve şartların yüklediği özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya hareket tarzı emreden kurallara tam bir aldırmazlık, bağışlanması kesinlikle olanaksız irade eksiliği olarak kabul edilmiştir. Öte yandan, davranışı kasti bir hareket olarak da değerlendirilmemiştir. Zira, tek taraflı meydana gelen kazada dava dışı sürücünün kendisi de ağır yaralanmıştır. Kazada tam kusur olmasına rağmen bir öngörememe hali mevcut kabul edilmiş, kurtarma esnasında meydana gelen kazada da tam bir dikkatsizlik hali mevcut olup, yine kasti bir davaranış ve ağır kusur tespit edilmemiştir. O halde, davacının zamanaşımına uğramayan ödemeleri bakımından da rücu koşulları oluşmamıştır.
Bu durum karşısında, davacının davasının kısmen zamanaşımı kısmen de esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının 30/01/2018 tarihinde ödendiği ileri sürülen 12.868,00 TL ile 26/02/2018 tarihinde ödendiği bildirilen 6.102,36 TL’lik kısmının zaman aşımı süresi içerisinde açılmadığından dolayı, diğer kalan kısmının ise esastan reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 669,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 588,9‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/11/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır