Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/104 E. 2021/855 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/104 Esas – 2021/855
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/104 Esas
KARAR NO : 2021/855

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : …..
DAVALILAR : ……

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/10/2017 günü saat 16.00 sıralarında Ankara-Samsun Karayolu’nun 26. Km.’sinde Kırıkkale istikametinden Ankara istikametine seyir halinde bulunan … yönetimindeki … Plakalı kamyon önünde seyreden sürücülüğünü …’ın yaptığı Erkan Şeker’in malik olduğu … çekici ve çekiciye bağlı … Dorse ile çarpışması sonucunda ölümlü ve hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, kazanın vuku bulduğu yerde trafiğin tek şeritten çift yönlü olarak verildiğini, kaza sonucunda vefat eden …’nın araç sahibi … adına kayıtlı … Plaka numaralı bakımı yapılmamış, fren durumu iyi olmayan 2005 model kamyonu çamur taşınmak üzere araç malikinin eşi … tarafından günlük 80.00 TL ücretle kendisine teslim edilmiş olduğunu, araç sahibinin olayda Yo 4/8 oranında kusurlu olduğunu, tır sürücüsü …’ın Yo 4/8 oranında kusurlu olduğunu, olayın meydana gelmesinde olay sonucu vefat eden …’nın kusurlu olmadığını, sağ tarafta yolun kenarında25 cm kadar park edilmeyecek yere park eden tır sürücüsü …’ın kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, Ankara başsavcılığının tahkikat aşamasında tir sürücüsü … ve sürücünün yanındaki eşya taşıyıcı …’ınsağa çekili halde duran tıra, tır seyir halinde iken dorseye çarptığını söylemiş olduğunu ve gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, doğru olmuş olsa bile fren izi olması ve arkadan dorsesine kamyon girmiş ise ve tır seyir halinde ise 20 metrede durması mümkün olmadığını, kızaklaması gerektiğini ve kaldırıma 25 cm mesafede park yapması mümkün olmadığını beyanla fazlaya ait talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydiyle şimdilik 25.000,00 TL Manevi Tazminatın ve 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan…A.Ş. Yönünden Sigorta Poliçesi limitiyle sorumlu olmak kaydiyle olay tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizleri yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken mütesselsilen tahsil ve tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER:
Kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/176866 soruşturma numaralı dosyası, tanık beyanları, 9.4.2021 tarihli bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen kusur raporu, tüm dosya kapsamı
GEREKÇE:
Dava, Trafik kazasından kaynaklanan maddi ( destekten yoksun kalma tazminatı) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; 27.10.2017 günü … sevk ve idaresindeki … plakalı ticari kamyonu ile Kırıkkale istikametinden Ankara istikametine doğru seyir halindeyken kilometre 25+500 e geldiğinde aracının ön kısmıyla yol yapımı çalışması nedeniyle yavaş olan trafikte önünde seyreden ve dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde olup dava dışı … ‘in maliki olduğu … plakalı çekici ve çekiciye bağlı … plakalı Dorse ile çarpışması sonucunda oluşan kazada …’nın öldüğünü, …’nın kullanmış olduğu aracın malikinin davalı … olduğunu, aracın bakımının yapılmadığı, fren durumunun iyi olmadığını, bu nedenle kazanın oluşumunda sorumlu olduğunu, kazaya karışan ve maliki Erkan Şeker olan çekici ve çekiciye bağlı Dorsenin ZMMS sigorta poliçesini düzenleyen davalı…A.Ş. Ninde sorumluluğunun bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00 TL manevi ve 5.000 TL maddi tazminatını talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dava, Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, adı geçen mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda 17.10.2019 tarih ve 2019/792/596 E/K sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmekle yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/176866 soruşturma numaralı dosyası incelendiğinde; müştekiler … şüphelinin … olduğu taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçu dolayısıyla yapılan soruşturma sonucunda Adli Tıp kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı, Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 05.07.2018 tarihli kusur raporuna göre; olay tarihi olan 27.10,2017 günü saat 16:00 sıralarında sürücü … yönetimindeki 06FF1629 plaka sayılı kamyon ile D-200 kara yolu üzerinde Kırıkkale istikametinden Ankara istikametine seyrederek olay yerine geldiğinde ön ilerisinde aynı yöne seyreden sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı çekiciye bağlı 50DH362 plaka sayılı yarı römorka arkadan çarpması sonucu …’nın ölümü ile sonuçlanan maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, kamyon sürücüsü …’nın yönetimindeki araç ile seyri sırasında yola gereken biçimde dikkatini vermediği, trafiğin iki yönlü olarak sağlandığı yolda aracının hızını mahal şartlarına göre ayarlamadığı, bu haliyle ön ilerisinde seyir halinde olan çekiciye tehlikeli şekilde yaklaşıp çekiciye bağlı yarı römorka arkadan çarpmasıyla meydana gelen olayda dikkatsiz tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğu, öte yandan çekici sürücüsü …’ın ise yönetimindeki araç ile trafiğin iki yönlü olarak sağlandığı mahalde nizami biçimde seyredenek olay yerine geldiğinde arkasında aynı yöne seyreden sürücü Kasım yönetimindeki kamyonun aracına bağlı yarı römorka arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda, oluş üzerine etken, hatalı tutum ve davranışı olmadığından sonuçta atfı kabil kusurunun bulunmadığının belirlendiği görülmüştür.
Davacı tarafça bildirilen tanık … mahkememizce dinlenmiş; tanık beyanında aynen; “Ben olay tarihinde şu an ismini unutmuş olduğum Çorumlulara ait bir firmada çalışıyordum. Benim çalıştığım firma Ankara’da hafriyat ve kanal temizleme işini yapıyordu. Bu kapsamda daha çok … ile iş yapıyordu. Davacının eşi olan … ise benim çalıştığım firmada şoför olarak görev yapıyordu. … ile aynı firmada birlikte çalışıyorduk. Olay günü Kasım ile birlikte yedik, içtik. Hasanoğlan – Lalahan tarafından yükü doldurduk, hafriyatı yükledik. Kasım kendi aracı ile benim önümde seyir halindeydi. Bende başka bir araçla onu takip ediyordum. Kasım rampada yükle birlikte giderken Gökçeyurt mahallesi mevkiinde Trabzon Ekmek Fırınının karşısındaki hafriyat döküm alanı yolunda rampada araç durdu, aracı geri geri kaçırdı. Bende kendisine ne olduğunu telefonla sorduğumda frenim tutmuyor diye bu durumu bir gün önce patrona söylediğini, bana söyledi. Patron Kasım’ın durumu bu şekilde anlatmasına rağmen fren balatalarını yaptırmamış, ben Kasım’a vitesi belli bir seviyede tut yavaş yavaş gidip yükü boşaltalım diye konuştuk, dikkatli bir şekilde gidip yükü boşalttık. Kasım benden önce yükleme alanına geri gitti. Bende yükümü boşalttıktan sonra yükleme alanına geri döndüm. Kasım benden önce tekrar aracına hafriyat yüklemiş, çünkü patron (Aracın sahibi …) kendisine bir sefer daha hafriyat götüreceksin diye söylemiş, bunun üzerine Kasım aracını yüklemiş, yine aynı döküm alanına giderken Samsun – Ankara istikametinde döküm alanına giderken dumanların çıktığını gördüm, önümde duran tır ile …’nın kullandığı aracı gördüm. Kasım’ın kullandığı araç öndeki tırın arkasından çarpıp tırın altına girmişti. Ben bizzat kazanın olduğu anı birebir görmedim ancak kazadan hemen sonra olay yerine vardım. Kasım kazanın etkisiyle yaralanmıştı, can çekişiyordu. Kaldıramadım, bana bir şey söyleyemedi. Can çekişiyordu. Kucağımda öldü. Çarpma anını gören kimse var mıydı bilmiyorum ancak kimse o gün şahitlik yapmak istemedi.
Benim görüşüme göre, o gün kazanın olduğu yerde yol çalışması vardı. Yol iki şeritten tek şeride indirilmişti. Bu sebepten geçişler kontrollü bir şekilde tek şerit üzerinden yapılıyordu. Yol Samsun – Ankara istikametinde düz yol şeklindeydi. Akan bir yoldu. Şehirler arası yoldu. Kaza sonucunda Kasım’ın kullanmış olduğu araç öndeki çekicinin yarısına kadar altına girmiş vaziyetteydi. Normal şartlarda arkadan çarpan bir aracın öndeki aracın altına girmesi çok normal değildir. Benim görüşüme göre öndeki araç normal olmayan bir şekilde fren yapıp durduğu için arkadan gelen … başka bir kazaya sebebiyet vermemek için sağa sola manevra yapmadan kendini feda edip, öndeki çekiciye vurmak zorunda kalmış ve kendisini başkaları için feda etmiştir. Yoksa öndeki araç hareket eder vaziyette olsaydı Kasım’ın vurduğu araçla öndeki çekicinin ileri doğru savrulması gerekirdi. Benim bunca yıllık yol ve şoförlük tecrübem var. Oluşan kazada ben bu anlattığım şekilde olayı yorumladım. Bir de kaza olur olmaz belki 3-5 dakika içinde kaza yerine vardığım için olay yerini ilk gören kişilerden birisi olduğumdan olayı, durumu daha net bir şekilde gördüm. Bana göre kusur …’nın kullandığı aracın frenlerini zamanında …’nın uyarısına rağmen yaptırmayan …’nın kullandığı aracın malikinde, yine …’nın kullandığı araca da o gün hacminden daha fazla yük atılmış olması nedeniyle buna sebebiyet veren aracın sahibi …’dedir. Ayrıca …’nın çarpmış olduğu öndeki tırın da yol çalışması bulunan tek şeride düşürülen yolda anormal bir şekilde kurallara aykırı olarak yolun ortasında birden durması sebebiyle kaza meydana geldiğini düşünüyorum , benim kendi yorumum bu şekildedir. Bölge trafik ekipleri geldiğinde …’nın işçi olarak çalışmasına dair SGK kaydının olmadığı, …’nın kullandığı aracında sigortasının bulunmadığı ortaya çıktı, …’nın kullandığı aracın sahibi aracına o anda sigorta yaptırmak için görüşmeler gerçekleştirdiğine de telefon görüşmeleri yaptığına da şahit oldum. … hatta benim patronum Mehmet Bey’e olay ile ilgili şahitlik yapmasın yoksa onun hayatıyla oynarım diye beni de tehdit etmiş, ancak ben Allah için konuşacağımı bildiklerimi anlatacağımı söyledim.
Olaydan sonra trafik ekipleri ve savcı da olay yerine geldi. Yapılan incelemeler sırasında …’nın kalp krizi geçirdiği için bu şekilde kaza olduğu şeklinde konuşmalar işittim. Ben ifade vermek istediğimi bilgim olduğunu oradaki polis memurlarına ve görevlilere söyledim. Oradaki görevliler ve polisler ifadeye gerek yok. Gerek duyarsa seni yazdırırlar çağırır ifadeni alırız. Bu yüzden de olay ile ilgili olarak o anda tanıklık yapamadım. Kimse beni dinlemedi. Orada beni kayda almadılar. Beni dinleselerdi. Mahkeme de anlatmış olduğum hususları ve bildiğim her şeyi orada ayrıntılı bir şekilde tüm görevlilere ayrıntılı bir şekilde izah ederdim. Ancak söylememe rağmen kimse benim beyanımı almadılar. Beni olay anında ve sonrasında kimse dinlemedi. Olaydan sonra … Kasım’ın eşine gelerek dava açma sana şu kadar para vereyim vs diye teklifte bulunmuş ancak o kabul etmemiş, tırın sahibine de aynı şekilde söylemiş, halbuki …’ün herhangi bir masraf yaptığını duymadım. Benim bilgim bundan ibarettir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Taraflarca ileri sürülen diğer delillerde toplanmak suretiyle bu defa dosya Karayolları fen heyetinden oluşan üçlü kusur bilirkişisine tevdi edilmiş olup düzenlenen 9.4.2021 tarihli raporda; müteveffa sürücü …’nın yönetimindeki kamyon ile seyir halinde iken, daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, Ön ilerisine azami dikkatini vermemekle, yol çalışması nedeni seyir halinde olduğu yol bölümünde trafik tek şeritten verildiğini dikkate alarak hızını azaltmamakla, aracının hızını, aracin yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamakla, ön ilerisinde kendisi ile aynı yöne doğru seyretmekte olan TIR ile arasında güvenli bir mesafe bırakması gerekirken, aksine emniyetli takip mesafesinden daha yakın mesafede takip etmekle, önünde seyir halinde olan TIR’a tehlikeli yaratacak şekilde yaklaşmakla, ön ilerisine azami dikkatini vermemesi ve yakın takibe bağlı olarak yönetimin kamyonun ön kesimi ile önünde seyir halinde olan TIR’ın arka kesimine mevcut seyir hızı ile çarpmakla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52. maddesi (a), (b) ve (c) bendi ile 56. maddesi (c) bendi hükümlerine aykırı davranarak, aynı Kanun’un 84. maddesinde belirtilen asli kusurlu “arkadan çarpmakla” meydana gelen olayda tamamen kusurlu bulunduğu, öte yandan dava dışı sürücü …’ın yönetimindeki TIR ile olay yerinde nizami olarak seyir halinde iken, arkasından dikkatsiz ve tedbirsizce gelen müteveffa sürücü yönetimindeki kamyonun arkadan çarpmasına maruz kaldığı olayda; olayın oluşumu ile illiyetli herhangi bir dikkatsizliği ve tedbirsizliği bulunmadığı ve olayda kusursuz olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Buna göre somut olay incelendiğinde; olay tarihi olan 27.10.2017 günü davacının murisi olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyon ile D-200 karayolu üzerinde Kırıkkale istikametinden Ankara istikametine seyrederek olay yerine geldiğinde ön ilerisinde aynı yöne seyreden ve dava dışı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı çekiciye bağlı … plaka sayılı yarı römorka arkadan çarpması şeklinde davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, kazada davacının murisi …’nın öldüğü, gerek soruşturma dosyasında ve gerekse mahkememizce belirlenen karayolları fen heyetinden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden alınan kusur raporuna göre; yukarıda açıklanan rapor ile de belirlendiği üzere, davacının murisi …’nın kullandığı aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamakla 2918 sayılı Karayolları Trafik kanununun 52/a,b,c bendi ile 56/c maddesi hükümlerine aykırı davranarak ve aynı kanunun 84. Maddesinde belirtilen kusurlu hallerden “arkadan çarpma” şeklinde meydana gelen olayda tamamen kusurlu olduğu, kazanın oluşumunda dava dışı sürücü …’ın kusurunun bulunmadığı, ayrıca kusur raporunda davalı …’ün kaza nedeniyle herhangi bir kusurunun bulunduğuna dair bir belirleme olmadığı gibi davacı tarafça bu yönde herhangi bir delil sunulmadığı, bu nedenlerle kazanın oluşumunda tüm kusurun davacının murisinde olması nedeniyle davacı tarafın tazminat talep etme hakkının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 102,47-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 43,17-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre;
a)Maddi tazminat talebi bakımından belirlenen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
b)Manevi tazminat talebi bakımından belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
6-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın REDDİNE karar verilmiş olması nedeniyle DAVACIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2021

Katip….
¸

Hakim…..
¸