Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/778 E. 2021/391 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/778 Esas
KARAR NO : 2021/391

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/01/2015
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/08/2021

DAVA:Davacı … vekili, dava dilekçesinde özetle; 04/11/2014 tarihinde müvekkilinin babası müteveffa …’ın yolcu olarak bulunduğu, davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı …’ın kullandığı … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, müteveffanın Tarım Bakanlığı İlçe Tarım Müdürlüğünden emekli şoför olup aylık gelirinin 1.300,00 TL olduğunu, müvekkilinin babasının vefatı nedeniyle destekten yoksun kaldığını, dava öncesi tazminat istemi ile usulünce davalı şirkete yapılan başvurunun davalı şirketçe ödeme yapılmaması nedeniyle sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile davalı şirketten poliçe kapsamında destekten yoksulluk nedeniyle 500,00 TL maddi tazminatın 05/01/2015 olan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, …’ın vefatından kaynaklı olarak yapılan başvuru neticesinde hasar dosyasının açıldığını, davacı …’ın gönderilen belgelerin incelenmesinden yetişkin ve kendi gelirini elde etmeye muktedir olması nedeniyle babasından destek görmediği ve hatta babasına destek olması gerektiği kanaatiyle destekten yoksunluk tazminatı talep hakkı bulunmadığından talebin reddedildiği, sosyal güvenlik kurumundan müteveffanın ölümünden sonra 1 aylık bağlanıp bağlanmadığının sorulması ile eksik hususların tam olarak belirlenmesi, bilirkişi raporunun alınmasını, talebin haksız olduğu, temerrüte düşmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, davacının desteğinin tek taraflı trafik kazası sonucu ölümü nedeniyle oluştuğu öne sürülen maddi zararın aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı şirketten poliçe kapsamında tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça delil olarak dayanılan belgeler dosyaya sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin olunmuştur.
Davacı … 04/09/1978 doğumlu olup, 24/11/2014 tarihi itibariyle 37 yaşının içerisindedir. Öğreti ve yerleşik yargı kararlarında, Destek; bir başkasının yada başkalarının geçimini, eylemli ve düzenli olarak sağlayan yada geçimine katkıda bulunan yada ilerde geçimini sağlaması, katkıda bulunması kuvvetle muhtemel olan kişi olarak tanımlanmıştır.
Kural olarak anne-babalar çocuklarına onlar reşit oluncaya kadar bakmaya yükümlüdürler. Kaza tarihinde davacı 37 yaşında olmakla, destek alabileceği yaş sınırını geçtiği gibi, sağlık sorunu yada sakatlı olduğu da ileri sürülmemiş, müteveffa babanın davacı kızının geçimini tamamen yada kısmen sağladığı hususunda herhangi bir bilgi ve belgede sunulmamıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra mahkememizce sigorta hukuku ve aktüerya konusunda uzman bilirkişilerden ….’dan 22/02/2016 tarihli rapor, davacının bu rapora yönelik itirazı sonrasında yine sigorta ve aktüer hesap bilirkişisi ….’den 04/04/2016 tarihinde ikinci bir rapor aldırılmıştır.
Söz konusu raporlarda da dosya içeriği ve iddia bütün olarak değerlendirilerek, davacının bir sağlık sorunu yada sakatlığı olduğu öne sürülmediği gibi yaşı itibariyle kendisinin bizzat ölen babaya destek olması gerektiği, babanın desteğine ihtiyacının bulunmadığı şeklinde görüş belirtilmiştir.
İddia, savunma, aldırılan bilirkişi raporları ve dosya içeriği bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı asilin 37 yaşının içerisinde olması, ölen babasının desteğine ihtiyaç duymasını gerektirecek kalıcı bir sağlık problemi yada fiziksem özrünün bulunmaması dikkate alınarak, babasının ölümü nedeniyle testekten yoksunluk nedeniyle tazminat talep edemeyeceği gerekçesi ile 27/10/2016 tarihinde davanın reddine karar verilmiş.
Davacı vekilinin istinaf başvuru üzerine,
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin …. tarihli ilamı ile mahkememiz kararı,
Dava, trafik kazası nedeniyle destek tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından;
Kazanın 04.11.2011 tarihinde meydana geldiği;
Nüfus kaydından davacının 1978 doğumlu olup, 1975 ve 1974 doğumlu iki kardeşinin olduğu, ceza aşamasında davacının beyanında evli olmadığı, ilkokul mezunu olduğu, ev hanımı olduğunun bildirildiği;
Mahkemece hesap bilirkişisinden alınan raporda; yolcu konumunda bulunan müteveffanın kusursuz olduğunu, ölenin kaza tarihinde 65 yaşın üzerinde olduğu davacı kızının 1978 doğumlu olup, 36 yaşından fazla olduğu, fiziki engelinin olmadığı, geçimini temin edebilecek durumda olduğu, davacının ölenin ne şekilde destek olduğunu kanıtlayamadığından destek tazminatı talep edemeyeceği görüşünün bildirildiği ;
Mahkemece de buna dayalı olarak davanın reddedildiği;
Anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 53.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK.’nın 53/3. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Mahkemece, davacının 37 yaşında olması ve kalıcı bir sağlık problemi ya da fiziksel özrünün bulunmaması gerekçesi ile destek tazminatı isteyemeyeceği bildirilerek davanın reddine karar verilmişse de; tek başına fiziksel özrün olmaması ya da sağlık probleminin bulunmaması destek tazminatı verilmemesinin sebebi değildir. Davacı yan dava dilekçesinde mernis kaydına, ceza dosyasına dayanmış olup, ceza dosyasında alınan beyanında ev hanımı olup çalışmadığı, ilkokul mezunu olduğunu bildirdiğinden; davacı ve müteveffaya ait mernis kayıtları getirtilip, müteveffa ile aynı adreste(evde) yaşayıp yaşamadığı, ihtiyaçlarının babası tarafından karşılanıp karşılanmadığı belirlenerek, kaza tarihi itibariyle çalışmadığının tespiti halinde ve annesinin önceden vefat ettiği de gözetildiğinde reşit olmasına rağmen müteveffa babanın fiilen bakımına ihtiyacı bulunacağı belirlendiğinde destek tazminatının hesaplanması gerekecektir.
Mahkemece, davacı tarafça bu hususta bildirilen deliller toplanıp hiç değerlendirilmeden hüküm verilmesi doğru olmamıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca gösterilen delillerden hiç birinin toplanmaması ya da deliller bütünü ile çözüme ulaşılabilecek hallerde bu bütünü oluşturan delillerden “birinin” toplanmamış olması halleri olduğu söylenebilir. Bu anlamda hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerden “birinin” toplanmamasını da 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davacının uğradığı zararın belirlenmesi için destekten yoksun kalma zararının belirlenmesi zorunlu olup yukarıda anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmış olup, yeniden yapılan yargılamada,
Dinlenen davacı tanıklarının beyanı, müteveffaya ait mernis kayıtları ve yapılan zabıta araştırması ile davacının müteveffa desteği ile aynı adreste yaşadığı, ihtiyaçlarının babası tarafından karşılandığı, kaza tarihi itibari ile çalışmadığı anlaşılmakla, davacının müteveffa babanın fiilen bakımına ihtiyacı bulunduğu belirlenmekle,
Aktüerya hesap bilirkişisinden aldırılan 17/02/2021 tarihli gerekçeli ve denetime elverişli raporda, davacının ve desteğin yaşı, müteveffanın geliri gibi unsurlar dikkate alınarak destekten yoksunluk nedeniyle davacının talep edebileceği tazminat tutarı 91.967,90 TL olarak hesaplanmış olup, davacı da bu miktar üzerinden davasını ıslah etmiş olmakla, bilirkişi raporundaki hesaplama hükme esas alınmak sureti ile davanın kabulü cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,
1- Davanın KABULÜ İLE
91.967,90 TL’nin 05/01/2015 olan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 6.282,33 TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak alınan 342,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.939,63 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 12.686,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.901,30 TL ( ilk yargılama gideri, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 342,70 TL peşin ve ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır