Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/695 E. 2021/201 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/695 Esas – 2021/201
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/695 Esas
KARAR NO : 2021/201

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.08.2012 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın davacıya çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, …’ın kusurlu olduğunu, … plakalı aracın davalı sigorta tarafından 600040128540000 poliçe numaralı ZMMS ile sigortalandığını, 01.03.2019 tarihinde teslim edilen sigorta başvuruna karşın davalı sigorta şirketi tarafından talebin karşılanmadığını belirterek, 4.500,00 TL daimi maluliyet tazminatının sigortaya başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sorumluluğun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında gerçek zararın tazmin edilebileceği, zamanaşımı itirazı olduğunu, geçerli bir başvurunun söz konusu olmadığını, delillerin tebliğ edilmediğini, kusur oranlarının uzman kişiler tarafından tespiti gerektiğini, müterafik kusur oranında indirim yapılması gerektiğini, kaza nedeniyle elde edilen gelir ve tazminatların zarardan indirilmesi gerektiğini, genel şartların dikkate alınması gerektiğini, sigorta şirketinin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranında sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, sigorta poliçesi, hastane kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi (Sürekli iş göremezlik) tazminat istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu Kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, davalı sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacaktır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile 13/08/2012 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile yaya olan davacıya çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında davacı yayanın yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.500,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 01/03/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istemli olarak işbu belirsiz alacak davasını açtığını bildirmiştir.
Davacı vekili talebini, 16/02/2020 tarihli talep arttırım dilekçesi ile toplam 20.735,16-TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde belirttiği nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Oluşan kaza nedeniyle … CBS’nin … Sor. Numaralı dosyası ile soruşturma açıldığı, söz konusu dosyada alınan 10/09/2012 havale tarihli olup, uzman jandarma kıdemli çavuş … tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ile kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın kusur ve kural ihlalinin olmadığı, öte yandan davacı yaya …’nın 2918 sayılı KTK’nın 68/1-c (yaya yollarında geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya bunları saygısızca kullanmaları yasaktır.) maddesinde belirtilen kuralı ihlal ettiğinden tamamen kusurlu olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Yine söz konusu soruşturma dosyası içeriğinde yer alan ve trafik bilirkişi … tarafından düzenlenen 23/11/2019 tarihli uzman görüşü / bilirkişi raporunda; Kazanın oluşumunda …’ın ve …’nın 2918 sayılı yasanın 47/1-d maddesindeki kural ihlalleri nedeniyle % 50 oranında yarı yarıya kusurlu olduklarının belirlendiği görülmüştür.
Kusur oranının belirlenmesi için dosya Ankara ATK Grup Başkanlığı’na gönderilmiş olup, alınan 24/03/2020 tarihli kusur raporunda sürücü …’ın tamamen kusursuz olduğu, davacı …’nın % 100 oranında tamamen kusurlu olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Kusur raporları arasında çelişki oluşması nedeniyle bu defa dosya Kara Yolları Fen Heyeti’nden oluşan 3’lü bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler ….tarafından düzenlenen 15/06/2020 tarihli rapor ile;
*Kaza tespit tutanağına göre, olayın meydana geldiği … üzerinde, olay günü semt pazarı kurulu olduğu, sürücü …’ın, yönetimindeki otomobil ile semt pazarı kurulu olan Çiftlik Sokağı takiben dikkatsiz ve tedbirsizce seyir halinde iken, No:… önlerine geldiğinde yolun sağında, sol yan kapağı açık vaziyette olan kamyonetinin sol yan tarafında, bir müşteriye kavun satışı yapmak için taşıt yolu üzerinde dikkatsiz ve tedbirsizce durmakta olan davacı yaya …’nın ayağına, aracının sağ arka tekerlek kesimi ile çarptığının belirlendiği,
*Davacı yaya …’nın, kavun satmak için yönetimindeki kamyonet ile semt pazarı kurulan … Sokağa gelip, aracını yolun sağına park ettikten sonra, kavun satışı sırasında bulunduğu yerin taşıt yolu olduğunu dikkate almamakla, semt pazarı kurulması nedeniyle yaya trafiğine açık olan … Sokağın aynı zamanda araç trafiğine de açık olduğu hususunu dikkate almamakla, aracının sol yan tarafında taşıt yolu üzerinde bulunduğu sırada kendisine yaklaşan araçların, yolun kenarında park halindeki araçlar ve davranmakla meydana gelen olayda birinci derecede (% 70) kusurlu bulunduğu,
Dava dışı sürücü …’ın ise; yönetimindeki araç ile semt pazarı kurulan … Sokakta seyir halinde iken çok daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, seyir halinde olduğu yol her ne kadar taşıt trafiğine açık ise de kurulan semt pazarı nedeni ile taşıt yolu üzerinde yaya trafiğinin de bulunduğu hususunu dikkate almamakla, ön ilerisinde yolun sağında satış yapmak için bulunan kamyonetin açık kapağının yanında bulunan davacı yayayı gördüğünde ses cihazı ile uyarmamakla, hiçbir tedbir almadan tamamen dikkatsiz ve tedbirsizce, satış yapmak için kamyonun solunda, taşıt yolu üzerinde bulunan davacı yayaya yakın mesafede seyretmekle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52. Maddesi (b) bendi hükümlerine aykırı dikkatsiz ve tedbirsizce davranmış olması nedeniyle 2. Derecede (%30) kusurlu bulunduğu, belirlenmiş olup, mahkememizce söz konusu heyet raporu bilimsel verileri içermesi, dosya kapsamına uyumlu olması ve denetime elverişli olması nedeniyle mahkememizce hükme esas olarak alınmıştır.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı tarafından düzenlenen 28/03/2019 tarih ve 2019/241 numaralı rapor ile kaza nedeniyle davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının % 17,2 olarak belirlendiği, anlaşılmıştır. Mahkememizce söz konusu rapor hükme esas alınmıştır.
Aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen 04/12/2020 tarihli rapor ile; tarafların kusur oranı, davacının kaza nedeniyle uğradığı maluliyet, davacının kaza tarihindeki asgari ücret düzeyindeki geliri ve diğer tüm hususlar dikkate alınarak düzenlenen raporda; Davacının davalı taraftan toplam 20.735,16-TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep hakkının bulunduğunun belirlendiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi (sürekli iş göremezlik) tazminat istemine ilişkin olduğu, olay tarihi olan 13/08/2012 günü dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davacı yaya …’ya çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında davacı yayanın yaralandığı, aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği, poliçe limitinin kişi başına 225.000,00-TL olduğu, kaza nedeniyle davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının % 17,2 olduğunun maluliyet raporu ile belirlendiği, kazanın oluşumunda davacı yayanın % 70 oranında, dava dışı sürücü …’ın % 30 oranında kusurlu olduğunun bilirkişi heyet raporu ile belirlendiği, davacının kaza tarihi itibariyle gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğu, tüm bu veriler ve davacının yaşı ve diğer tüm hususlar göz önüne alınarak, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaba göre davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik maddi tazminat miktarının 20.735,16-TL olarak belirlendiği, alınan raporların bilimsel verileri içermesi ve denetime elverişli olması nedeniyle mahkememizce hükme esas alındığı, davalı sigorta şirketinin; ZMMS poliçesine istinaden Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, davacının davadan önce 01/03/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin başvurudan itibaren 8 gün sonrası olan 11/03/2019 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulünün gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, dava dilekçesi ve talep arttırım dilekçesi dikkate alınarak, davanın kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın KABULÜ ile; toplam 20.735,16-TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 11/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 1.416,42-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.372,02-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça yapılan 2.237,00-TL yargılama gideri ve dava açılırken peşin olarak yatırılan ve mahsup edilen 44,40-TL harç olmak üzere toplam 2.281,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
6-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle DAVALIDAN 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2021

Katip 185833
¸

Hakim 42715
¸