Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/673 E. 2021/514 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA… TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/386 Esas – 2021/599
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/386 Esas
KARAR NO : 2021/599

HAKİM : ….
KATİP :….
DAVACI : ….

DAVALILAR : …
DAVALI : …

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 20/10/2008
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı …Yönetim A.Ş. (Alacaklı…A.Ş. Ve TMSF’ye halefen) vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. İle dava dışı… Bilgisayar…Ltd. Şti. arasında 26/02/1999 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden adı geçen şirketin kredi kullandığı, söz konusu sözleşmeye davalılardan …’ın kefil olarak imza attığı, kredi borcunun süresinde ödenmediğini, adı geçen bankanın TMSF’ye devredildiğini, ödenmeyen kredilerin alacaklı banka tarafından kat edilerek kat tarihi olan 05/02/2001 itibariyle bakiye banka alacağının tahsili amacıyla Ankara… Ticaret Mahkemesi’nin 2002/266 D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, ardından Ankara … Müdürlüğünün 2002/456 E. (Dosya Yenilenmekle: 2007/490 E.) sayılı dosyası ile asıl borçlu şirket ve davalı kefil … ve diğer kefiller aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davalılardan kefil … bakımından kesinleştiğini, alacaklı … A.Ş. ile TMSF arasında imzalanan alacak temliki sözleşmesi uyarınca TMSF’ye ve bilahare TMSF ile davacı …Yönetim A.Ş. Arasında imzalanan 15/03/2006 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmesi uyarınca TMSF tarafından; TMSF’nin aynı zamanda hissedarı ve kurucu ortağı olduğu davacı şirkete temlik edildiğini, davacı / alacaklı tarafından icra dosyasında talep açılarak dava konusu taşınmaz kaydına haciz şerhi konulmasının talep edildiği ancak icra müdürlüğünce gönderilen haciz tezkeresine…Tapu Müdürlüğünce verilen cevapta, haciz talep edilen taşınmazın tümünün davalı / borçlu … adına kayıtlı iken 28/04/2005 tarih ve 7383 yevmiye sayılı işlemle dava konusu … sayılı B blok Zemin Kat 2 numaralı dubleks meskenin davalılar… ‘a satıldığı gerekçesiyle haciz talebinin reddedildiğini, dava konusu satış ve tasarrufların açıkça alacaklı davacıyı ızrar ve mal kaçırma amacı ile yapılmış olup iptalinin gerektiğini, İİK’nın 277, 278 vd. Maddeleri gereğince dava konusu taşınmazın batıl olan satış tasarruflarının davacı şirket yönünden iptaline, İİK 283. Maddesi hükümlerine göre davacı şirkete davaya konu taşınmaz üzerinde Ankara … Müdürlüğünün 2007/490 E. Sayılı dosyasından cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisinin tanınmasına, dava konusu taşınmazın İİK 277. Maddesi gereğince Ankara … Müdürlüğünün 2007/490 E. Sayılı dosyasına konu ve takip tarihi itibariyle ve faiz ve masraflar hariç kefalet limiti olan 3.657.568,36-YTL’sine ulaşan alacak tutarı kadar ihtiyaten haczine karar verilmesinin talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılardan … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı …’ın davacı tarafa borçlu olduğu hususunu bilmediğini, aralarında akrabalık ilişkisi bulunmadığını, müvekkilleri ile diğer davalı … arasındaki ilişkinin tamamen satıcı – alıcı ilişkisi içinde geliştiğini, müvekkillerinin…ilçesinde bulunan bir emlak komisyoncusu aracılığıyla vekaletnameye istinaden alım – satımı gerçekleştirdiğini, her ne kadar tapu da temlik değeri 36.000,00-TL olarak gösterilmiş ise de gerçek bedelin 80.000,00-TL olduğunu, 35.000,00-TL ve 45.000,00-TL olarak … ve onun talimatı ile eşi … hesabına satış bedelinin ödendiğini, müvekkillerinin taşınmazı iyi niyetle satın aldıklarını ve satın aldıkları tarih itibariyle de satış bedelini de rayiç değer üzerinden ekte sunulu banka kayıtlarından gözükeceği üzere ödediklerini, taşınmazın edinilmesinin ivazsız olduğu ve bağış niteliğinde olmadığının ortada olduğunu, taşınmaz satın alınmadan önce Maliye Bakanlığı Çankaya Vergi Dairesinin kamu alacağı haczi nedeniyle önce haczin fek edilerek taşınmazın bu şekilde satın alındığını, herhangi bir biçimde mal kaçırma kastı içermediğini, müvekkillerinin taşınmazı 25/05/2006 tarihinde satış yolu ile temlik ettiklerini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan … cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER:
Ankara … Müdürlüğünün 2007/490 E. Sayılı dosyası, … A.Ş. Kayıtları, TMSF kayıtları, davacı şirket kayıtları, …Belediye Başkanlığı kayıtları, …Tapu Müdürlüğü kayıtları, tapu kaydı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava Ankara …. ‘de açılmış, adı geçen mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda, 06/03/2008 tarih ve 2007/601 E. 2008/73 K. Sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verildiği, dosyanın mahkememizin 2008/567 Esasına kaydedildiği, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 21/10/2008 tarih ve 2008/567 -518 E. K. Sayılı kararı ile mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Ankara … ATM’ye gönderilmesine karar verildiği, bunun üzerine dosyanın Yargıtay … Dairesi’ne gönderildiği, … Dairesi’nin 30/04/2018 tarih ve 2018/1437 – 3262 E. K. Sayılı kararı ile; ” Ankara …Mahkemesince, 4389 sayılı Bankalar Kanununa 4672 sayılı Kanun ile eklenen 14/5-d maddesi gereğince, bu davaların (l) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Ankara… Ticaret Mahkemesince ise, her ne kadar Ankara …Mahkemesince 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümleri gerekçe gösterilerek dosya mahkememize gönderilmiş ise de; dava ve karar tarihinden çok önce, 01.11.2005 tarihinde 5411 sayılı yeni Bankacılık Kanunu Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 5411 sayılı Bankacılık Kanununun görev ve yetkili mahkemeye ilişkin 142. maddesinde “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması hâlinde, bu davalar (I) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür.” hükmü getirilmiştir. 1 ve… Ticaret Mahkemelerinin görev alanı yeni kanun ile daraltılarak tüm bankalar yerine sadece fon (TMSF), fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankalar tarafından açılacak davalar ile sınırlandırılmıştır. Bu itibarla somut olayda; fon, fon bankası ya da faaliyet izni durduran bir banka olmayan … A.Ş. tarafından açılan tasarrufun iptali davasının yürürlükteki Bankacılık Kanunu gereği mahkememizde görülmesini gerektirir herhangi yasal bir neden bulunmaması karşısında görev hususu genel hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
4389 sayılı Bankalar Kanununun 14/5-d maddesi 12.05.2001 tarihli ve 4672 sayılı ve daha sonra 12.12.2003 tarihli ve 5020 sayılı Kanunlarla değiştirilerek, “Bankalar ile fon ve bankaların iflas idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür…” şeklini almıştır. Madde metnindeki “bankalar” ifadesi 4672 sayılı Kanun ile eklendiğinden bankalar ile fon ve bankalarının İflas İdaresi tarafından açılacak hukuk davalarının çözüm yerinin yasada belirtilen ticaret mahkemeleri olacağı kabul edilmişse de daha sonra yürürlüğe giren 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesi; “Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesinde bakılır, o yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür.” hükmünü getirmiştir.
5411 sayılı Bankacılık Kanununda 4672 sayılı Kanun ile eklenen “Bankalar” sözcüğü yasa metninden çıkarıldığına göre, kanun koyucunun ihtisaslaşma sağlanarak hükümlerde doğruluk ve yargılamaya hız kazandırmak istemiş olduğu anlaşılmakla, sadece “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına birden çok asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde l ve… Ticaret Mahkemelerinin bakacağı sonucuna ulaşılır. Ancak 4672 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde göreve ilişkin 4389 sayılı Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasına 4672 sayılı Kanun ile eklenen (d) bendi hükmünün bu Kanunun yürürlüğünden önce açılan davalar bakımından uygulanmayacağı belirtilmiştir. 4672 sayılı kanununun 16. maddesine göre yürürlük tarihi 12.05.2001’dir.
Somut olayda; dava, tasfiye halinde…Bankası A.Ş. tarafından 24.10.2007 tarihinde. 4672 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra açıldığından, davanın Ankara… Ticaret Mahkemesince bakılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Ankara… Ticaret Mahkemesinin YARGI YERÎ OLARAK BELİRLENMESİNE ” gerekçesi ile yargı yeri olarak mahkememizin belirlenmesi üzerine, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek, yargılamaya devam edilmiştir.
Dava, 2004 sayılı İİK’nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyi niyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nın 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza, İİK 280/1’e göre “Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastının ve İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının araştırılması gerekmektedir.
Davacı taraf dava dilekçesinde; dava dışı asıl borçlu… Bilgisayar… Ltd. Şti. tarafından genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan kredi borcunun ödenmediğini, davalı …’ın bu krediye kefil olduğunu, ödenmeyen kredi borcu nedeniyle Ankara … müdürlüğünün 2007/490 E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalı … bakımından kesinleştiğini, adı geçenle ilgili olarak haciz talebinde bulunulduğunu, ancak …’ın 28/04/2005 tarihinde maliki bulunduğu davaya konu … sayılı B blok Zemin Kat 2 numaralı dubleks meskenini diğer davalılar…. mal kaçırma gayesiyle devrettiğini belirterek, söz konusu tasarrufun iptali ile taşınmaz bakımından Ankara … müdürlüğünün 2007/490 E. Sayılı dosyası bakımından, cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı … cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkememizce davaya konu taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılarak, taşınmazın değerinin belirlenmesi için…Nöbetçi AHM’ye talimat yazılmış olup, İnşaat Mühendisi bilirkişi Muharrem Mutlu tarafından düzenlenen 27/05/2019 tarihli rapor ve 28/12/2020 tarihli ek rapor dosya arasına sunulmuştur. Alınan rapor ve ek rapor da; davaya konu taşınmazın satış tarihi olan 28/04/2005 tarihi itibariyle değerinin 113.053,88-TL dava tarihi itibariyle değeri ise 144.739,14-TL olarak belirlendiği görülmüştür.
Harita Mühendisi bilirkişi Osman Karakaş tarafından sunulan 27/05/2019 tarihli rapor dosya arasına alınmıştır.
…Tapu Müdürlüğünden alınan tapu kaydı ve akit tablosuna göre, davaya konu … sayılı B blok Zemin Kat 2 numaralı dubleks meskenin; A ve B bloktan oluşan 3’er katlı ev ve arsası niteliğinde olduğu, 1472 m2 büyüklüğünde olduğu, dava konusu taşınmazın 20/05/1999 tarihinde davalı … tarafından …’tan satın alındığı, daha sonra davalı … tarafından 28/04/2005 tarihinde ise davalılar … (1/2 Hisse) ve…. (1/2 Hisse) toplam 36.000,00-TL bedelle satıldığı, adı geçenler tarafından da dava dışı Safioğlu…’a 25/05/2006 tarihinde 40.000,00-TL bedelle satışının yapıldığı, halen taşınmazın adı geçen adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından UYAP ortamında dosyaya sunulan 08/03/2021 tarihli dilekçesi ile ve ayrıca 22/01/2020 tarihli ve 12/10/2021 tariihli duruşmalardaki beyanında, dava tarihinden sonra malik olan kişiyi davaya dahil etmeyeceklerini, davanın dava konusu taşınmazın devir tarihindeki reel değeri olan 113.053,88-TL nakdi tazminat üzerinden müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, somut olay değerlendirildiğinde; dava dışı… Bilgisayar… Ltd. Şti.nin … A.Ş.’den 26/02/1999 tarihli GKS’ye istinaden kullandığı kredi borcunu ödememesi nedeniyle kredi borcunun kat edildiği, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle Ankara … Müdürlüğünün 2007/490 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, kredi borcundan dolayı davalı …’ın kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, davalı … bakımından takibin kesinleştiği, alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulduğu, …Tapu Müdürlüğü tarafından davalı … adına kayıtlı olan davaya konu taşınmazın 28/04/2005 tarihinde diğer davalılara 36.000,00-TL bedelle devredildiğinin bildiriliği, mahkememizce talimat yoluyla alınan bilirkişi raporlarına göre devir tarihi itibariyle taşınmazın bedelinin 113.053,88-TL olarak belirlendiği, taşınmazın tapuda kayıtlı satış bedeli ile bilirkişilerce belirlenen bedeli arasında bir kattan fazla fahiş miktarda fark bulunduğu, tasarrufun borcun doğumundan daha sonra gerçekleştiği, öte yandan davalılar …. ‘ın taşınmazı 25/05/2006 tarihinde dava dışı…’a 40.000,00-TL bedelle devrettiği, davacı tarafça davaya taşınmazı devralan 3. Kişiye karşı devam edilmeyeceğini ve davanın mevcut davalılara karşı tazminat olarak devam edileceğinin bildirildiği, buna göre yukarıda belirtilen yasa maddeleri ve açıklamalar gereğince, tasarrufun iptali koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılarak, ispatlanan davanın kabulüne karar verilip, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın KABULÜ ile; toplam 113.053,88-TL tazminatın müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 7.722,71-TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre 14.690,12-TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan 3.523,60-TL yargılama giderinin müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip ….
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır