Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/530 E. 2023/57 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/530 Esas – 2023/57
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/530 Esas
KARAR NO : 2023/57
HAKİM : … 42715
KATİP :….

DAVACI :….
DAVALI :….

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında 15/10/2018 tarihli ve 371721015949-0 numaralı Yurtdışı Zorunlu Paket Seyahat Sağlık Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, müvekkilinin seyahat ettiği Hollanda’da 21/12/2018 tarihinde fenalaşıp, acil olarak hastaneye kaldırıldığını, bu duruma ilişkin olarak müvekkili tarafından 9.790,98 Euro masraf yapıldığını, müvekkilinin sigorta poliçesine istinaden davalıya 21/05/2019 tarihinde başvuruda bulunduğunu ancak davalı tarafça poliçenin özel şartlar ve istisnalar bölümünde yer alan hükme göre davacının hastalığının kapsam dışı olduğu, bu nedenle ödeme yapılamayacağının müvekkiline bildirildiğini belirterek, yanlış değerlendirme sonucu reddedilen 9.790,98 Euro (Tedavi Masrafı) bakımından şimdilik 20.000,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, ödeme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde 30/10/2018 – 30/01/2019 vadeli 371721015949 poliçe numaralı Yurtdışı Zorunlu Paket Seyahat Sağlık Sigorta poliçesinin düzenlendiğini, davacı tarafın başvurusu üzerine 301900016261 numaralı hasar dosyasının açıldığını, yapılan değerlendirme sonucunda sigortalı davacının 21/12/2018 tarihinde karaciğer sirozu ve karaciğere ait toplar damar ve dallarında tromboz tanısı ile tedavi olduğunun anlaşıldığını, davacının 19/11/2018 tarihinde yurt dışına çıktığının tespit edildiğini, şikayete ilişkin tedavinin ise 21/12/2018 tarihinde başladığını, yurt dışında bulunulan 32 günlük süre içerisinde karaciğer sirozunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, önceden tanısı konmuş olsun yada olmasın karaciğer sirozunun yıllar içerisinde oluşabilecek bir hastalık olduğunun uzman doktor görüşü ile de belirlendiğini, buna ilişkin raporun sunulduğunu, poliçenin özel şartlar ve istisnalar bölümüne göre talebin kapsam dışı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, tedavi evrakları, SGK kayıtları, hastane kayıtları, ATK raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Davanın, taraflar arasında yapılan 15/10/2018 tarihli 371721015949-0 numaralı Yurtdışı Seyahat Sağlık Sigortası kapsamında davacının yurt dışında yapmış olduğu sağlık giderleri talebine ilişkin olduğu, davacı tarafça yapılan başvurunun davalı tarafça reddedildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın söz konusu sigorta kapsamında davacının yapmış olduğu sağlık giderlerinin talep edilip edilemeyeceği hususuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı sigorta şirketi nezdinde Yurtdışı Zorunlu Paket Seyahat Sağlık Sigorta poliçesi yaptırdığını, davacının yurt dışında seyahatte iken rahatsızlandığını, bu kapsamda tedavi gördüğünü, tedavi gideri olarak yapılan harcamanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00-TL’lik kısmını davalı taraftan talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin sigorta poliçesi kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Buna göre, somut olay değerlendirildiğinde; davacının yukarıda belirtilen yasa hükümleri ile de görüleceği üzere, davanın TTK’nın 4. Maddesinde veya özel kanunlarda düzenlenen hususlara ilişkin olmadığı, bu nedenle mutlak ticari dava olarak da değerlendirilemeyeceği, diğer yandan davacının tacir olmadığı, tüketici konumunda olduğu bu haliyle uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle ticaret mahkemesinin görevli olmadığı tüketici mahkemesinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davanın dava şartı (görev) yokluğundan usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Ankara BAM 3.H.D.’nin 01/1202021 tarih ve 2020/1377 E, 2021/2531 K sayılı, Ankara BAM 23.H.D.’nin 09/10/2019 tarih ve 2019/1623 E, 2019/1554 K sayılı emsal kararları).
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın dava şartı (Görev) yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili… Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkeme tarafından karara BAĞLANMASINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/01/2023
Katip …
¸

Hakim ….
¸