Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/465 E. 2021/811 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/465 Esas
KARAR NO : 2021/811

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVALI : … – ….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı-borçlu arasında akdedilen “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Sözleşmesi” uyarınca, müvekkil şirketin davalı-borçlu şirkete iş sağlığı ve güvenliği (osgb) hizmeti sunduğunu, sunulan hizmet karşılığında kesilen 30.03.2016 tarihli 1.416,00 TL, 30.04.2016 tarihli 1.416,00 TL, 30.05.2016 tarihli 1.416,00 TL, 30.06.2016 tarihli 1.416,00 TL, 30.06.2016 tarihli 849,60 TL, 30.07.2016 tarihli 1.734,60 TL, 31.08.2016 tarihli 1.734,60 TL, 30.09.2016 tarihli 1.628,40 TL ve 31.10.2016 tarihli 1.416,00 TL bedelli faturaların düzenlenerek davalıya gönderildiğini, fatura bedellerinin davalı-borçlu tarafından ödenmediğini, davalı şirkete, fatura bedellerinin ödenmesi talepli olarak yapılan ihtarlara da olumlu yanıt alınmadığını, davalı şirket aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün 2016/21487 E.Sayılı dosyası altında icra takibi başlatıldığını, akabinde davalı-borçlu şirketin icra takibine itirazda bulunduğunu ve icra takibin durduğunu, ancak icra dosyasından taraflarına bugüne dek herhangi bir bildirimde bulunulmadığından ve tebligat yapılmadığından dolayı davalı-borçlu şirketin itirazından ancak 12.06.2016 tarihinde haberdar olunduğunu, davalı-borçlu tarafından ne dosyaya ne de haricen taraflarına herhangi bir ödemenin bu güne kadar yapılmadığını, zorunlu dava şartı olduğundan arabulucuya başvurulduğunu ancak davalı şirkete ne telefonla ne de eski/yeni ticaret sicilinde kayıtlı adreslerinden ulaşılmadığından Arabulucu tarafından “Anlaşamama” tutanağı düzenlendiğini, işbu nedenle duran icra takibinin devamına karar verilmesi için itirazın iptali davası açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalı-borçlunun itirazının hukuka ve yasaya aykırı olduğundan itirazın iptalinin gerektiğini, davalı-borçlu şirketin borca itiraz dilekçesinde; takibe, ödeme emrine, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalı şirketin ilgili dönemlerde kendisine düzenlenerek gönderilen fatura içeriklerine itiraz etmemişken yapılan icra takibine itiraz etmesinin müvekkil şirket tarafından anlaşılamadığını belirterek Mahkeme tarafından re’sen tespit edilecek gerekçelerle, dava, talep ve şikayet hakları ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile davalının haksız yere yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin devamına, haksız yere borcunu inkar eden davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER:
Ankara … Müdürlüğünün 2016/21487 E. Sayılı dosyası, Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri, bilirkişi raporu ve ek raporu, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sözleşmesi, tüm dosya kapsamı
GEREKÇE:
Dava, İş sağlığı ve güvenliği hizmet sözleşmesine istinaden düzenlenen fatura bedellerinin ödenmesi için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen 20.02.2016 tarihli iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sözleşmesi uyarınca davacının davalı şirkete iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunduğunu, sunulan hizmet karşılığında kesilen faturalardan 30.03.2016 tarihli ve 1.416,00 TL bedelli, 30.04.2016 tarihli ve 1.416,00 TL bedelli, 30.05.2016 tarihli ve 1.416,00 TL bedelli, 30.06.2016 tarihli ve 1.416,00 TL bedelli, 30.06.2016 tarihli ve 800.49,60 TL bedelli, 30.07.2016 tarihli ve 1.734,60 TL bedelli, 31.08.2016 tarihli ve 1.734,60 TL bedelli, 30.09.2016 tarihli ve 1.628,40 TL bedelli, 31.10.2016 tarihli ve 1.416,00 TL bedelli, faturaların davalıya gönderilmiş olmasına rağmen fatura bedellerinin ödenmediğini bu nedenle başlatılan davaya konu Ankara … Müdürlüğünün 2016/21487 E. Sayılı icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiğini belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davaya konu Ankara … Müdürlüğünün 2016/21487 E. Sayılı incelendiğinde; davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket aleyhine 033754, 021074, 020773, 021564, 021298, 007444, 007175, 006968 ve 006794 nolu faturalar dayanak gösterilerek asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.457,73 TL alacak için genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı buna ilişkin ödeme emrinin davalı tarafa 14.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından 7 günlük yasal süre içerisinde 18.11.2016 tarihinde borca itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, durma kararının davacı alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir kaydın yer almadığı, davacı alacaklı tarafından İİK’nın 67. Maddesi hükümlerine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya mali müşavir bilirkişi Güntekin Çağrı Karapınar’a tevdi edilmiş olup alınan 14.07.2020 tarihli kök rapor ile 13.09.2021 tarihli ek rapora göre; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davalı tarafça ticari defter ve belgelerin sunulmaması nedeniyle incelenemediği, davacı tarafın ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde düzenlendiği ve sahibi lehine delil vasfı taşıdığı, icra takibine konu oluşturan faturaların davacı tarafın ticari defter ve belgelerinde asıl alacak tutarı olarak 13.027,20 TL olarak kayıtlı olduğu, takipte talep edilen işlemiş faiz yönünden ise davalının temerrütüne ilişkin herhangi bir bilgi belgenin bulunmadığının belirlendiği görülmüş olup, rapor ve ek rapor mahkememizce hükme dayanak yapılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan 20.02.2016 tarihli iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sözleşmesine göre; iş verenin davalı … … Limited Şirketi, yüklenicin ise davacı … İş Sağlığı İş güvenliği … A.Ş. olduğu, İşin konusunun mevcud durum analiz çalışmaları ve raporlanması, iş yerinin … OSGB İSG uzmanları / mühendisi tarafından periyodik olarak denetlenmesi ve raporlanması, risk analizlerinin hazırlanması, dokümantasyon yapısının oluşturulması/ iyileştirilmesi 5 Acil durum çalışmalarının yürütülmesi, İSG kurulunun oluşturulması ve iştiraki, yönetici ve çalışanların eğitimleri olduğu, aylık hizmet bedelinin KDV hariç OSGB (iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı) hizmeti çok tehlikeli sınıfta 30 kişiye kadar aylık 1.200 TL, 30 kişinin üzerinde kişi başı 45 TL olarak ekleme yapılacağı ile diğer hususların düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu verilere göre somut durum incelendiğinde; az yukarıda da detaylı olarak açıklandığı üzere taraflar arasında iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme kapsamında yapılan iş bedellerine ilişkin olarak davacı tarafça düzenlenip davalıya gönderilen ve dava konusu icra takibine konu edilen fatura bedellerinin ödenmediği, söz konusu faturaların davacı tarafın ticari defter ve belgelinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere ibraz etmediği, bu haliyle ispat yükü üzerinde olan davalı tarafın sözleşme nedeniyle davacı tarafça düzenlenen fatura bedellerini ödediğini ispatlayamadığı, öte yandan davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir kaydın bulunmadığı, buna göre davalı tarafın fatura bedellerinden kaynaklı asıl alacağa yönelik itirazının haksız olduğu, ancak işlemiş faize yönelik itirazın ise haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak faturalardan kaynaklı asıl alacak olan 13.027,20 TL asıl alacak yönünden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile; davaya konu Ankara … Müdürlüğünün 2016/21487 E. Sayılı dosyasında davalı tarafın itirazının kısmen İPTALİ ile takibin 13.027,20-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alacağın (13.027,20-TL) % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 889,89-TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 162,54-TL harcın mahsubu ile bakiye 727,35-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 162,54-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yapılan 828,20-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 801,70-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
9-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın KISMEN KABULÜNE karar verilmiş olması nedeniyle 1.277,76-TL’sinin DAVALIDAN, geriye kalan 42,24-TL’sinin DAVACIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸