Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/325 E. 2021/716 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/325 Esas – 2021/716
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/325 Esas
KARAR NO : 2021/716

BAŞKAN :….
KATİP :….

DAVACILAR : …..

DAVALI :…..

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/06/2019
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin oğulları …’ın 22.09.2018 tarihinde…. ‘in sevk ve idaresindeki …. plakalı …. firmasına ait otobüsle seyahati sırasında, otobüsün yaptığı kazaya bağlı olarak hayatını kaybettiğini, …’ın vefatı sebebiyle müvekillerinin destekten yoksun kaldıklarını, …’ın kazada bir kusuru olmadığını, …’ın öğretmen olarak çalıştığını ve zorunlu emeklilik yaşının 65 olduğunu, sigorta firmasına 19.04.2019 tarihinde tazminat talebinde bulunduklarını fakat cevap alamadıklarını, davalı ile arabulucuda anlaşamadıklarını belirtmiş; müvekkillerinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması koşulu ile … için 500 TL, Selma Baydan için 500 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın davalıdan tahsilini, hükmedilecek tazminata davalı tarafa 06.05.2019 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 68 S 0462 plakalı aracın… Sigorta tarafından kaza tarihinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, kaza ile ilgili kusur raporu alınması gerektiğini, destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, davacının gelirini kanıtlaması gerektiğini, temerrüt süresinin başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olarak hesaplanması gerektiğini belirtmiş; davanın reddedilerek yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ettiğini belirtmiştir.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat (destekten yoksun kalma) istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay tarihi olan 22/09/2018 günü sürücü …. sevk ve idaresindeki…. Plaka sayılı otobüsün tek taraflı yaralamalı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası yapması sonucunda araç içinde yolcu konumunda bulunan davacıların murisi …’ın ölümüne neden olduğunu, aracın ZMMS Poliçesinin davalı sigorta tarafından yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın 15/06/2018 – 2019 vadeli 307377018 nolu ZMMS Sigorta Poliçesi’nin davalı şirket tarafından yapıldığını, davalı tarafın sigorta poliçesi limiti ve kazalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumluluğunun bulunduğunu, destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, aktüel hesabının değişen gelen şartlar ve KTK madde 94 e uygun olacak şekilde TRH Yaşam Tablosu ve %1.8 Teknik faiz indirimi ile hazırlanması gerektiğini, ticari faiz talebinin yerinde olmadığını, araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Bilindiği üzere, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu Kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, davalı sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacaktır.
Diğer yandan, 6098 sayılı TBK’nın 53. maddesi gereğince, ölüm hâlinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpları zarar sorumlularından tahsilini talep edebilir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. Maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır.
Davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen hasar dosyası ve sigorta poliçesi incelendiğinde davaya konu 68 S 0462 Plaka sayılı otobüsün 15/06/2018 – 2019 vadeli 307377018 nolu ZMMS Sigorta Poliçesi’nin davalı şirket tarafından yapıldığı, poliçe limitinin 360.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazası nedeniyle Körfez Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/28753 Soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma açıldığı, 20/05/2019 tarih ve 2018/5562 Soruşturma nolu, 2019/1734 Karar nolu kararı ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Davaya konu trafik kazası dolayısıyla açıldığı anlaşılan Ankara … . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1022 Esas sayılı dosyasının kayıtları dosya arasına celp edilmiştir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağı incelendiğinde; dosya kapsamındaki krokili kaza tespit tutanağına göre; 22.09.2018 tarihinde saat 03:30 sıralarında dava dışı sürücü belgeli sürücü …. , mülkiyetinin dava dışı ….. temizlik şirketine ait olan ve olay tarihinde davalı… …. sigorta poliçesiyle zorunlu mali mesuliyet sigortalı bulunan 2015 model … marka yolcu otobüsüyle Tem oto yolunda, Sakarya ili istikametinden İstanbul ili istikametine orta şeritten seyrine devamı sırasında olay mahalli olan Hereke mevki …. arkasında aydınlatmanın olmadığı karanlık yolda sürücü ile araçta yolcu olarak bulunan …… ‘ın beyanlarına bağlı olarak otobüsün sağ ön lastiğinin gürültü ile (gümleyerek) patlaması sonucu sürücünün otobüsün sevk ve idaresini kaybederek seyir yönüne göre yolun sağındaki yeşil alana otobüsünün sağ ön kısımları ile çarpıp, sol ön yan kısmı ile devrilerek yeşil alanda toprak ve çalılıklara sürtünerek aracının sol ön köşe kısmının olduğu yerden” de bariyerlere” de saplanarak, sol arka koltuğa kadar 40 cm bariyerin gelerek aracın arkasından çıkması sonucu devirmesi sonucu dava dışı sürücü ile dava dışı 19 yolcunun yaralanıp dava dışı 2005 doğumlu …’ın olay mahallinde, dava konusu davacıların murisleri olan 1990 doğumu … kaza tespit tutanağına göre ilk etapta yaralanıp daha sonra dava dilekçesine göre EKS olmasıyla meydana gelen dava dışı tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce resen belirlenen kusur bilirkişisi Haydar Kökten tarafından düzenlenen 22/10/2019 tarihli asıl rapor ve 15/04/2021 tarihli ek kusur raporu ile; dava dışı sürücü belgeli ve alkolsüz sürücü …. sevk ve idaresindeki olay tarihinde dava dışı…. sigorta şirketi poliçesiyle ihtiyari mali mesuliyet ve davalı… …. sigorta poliçesiyle olay tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigortalı bulunan 2015 model 34 S 0462 plakalı otobüsüyle Sakarya ili istikametinden, İstanbul ili istikametine seyirle olay mahalli olan otoyoldaki yere geldiğinde gerek dosya kapsamı gerekse araçta yolcu olarak bulunan dava dışı …. ve …. ile kendi beyanına göre aracının sağ ön lastiğinin gürültülü şekilde patlamasına bağlı (gümlemesi) aracının seyir ve dengesinin kaybolması neticesi meydana gelen dava konusu ve dava dışı ölümlü, yaralanmalı ve dava dışı maddi hasarlı trafik kazasını engelleyici ve önleyici alacağı hiçbir tedbirin olmaması nedeniyle gerek kaza tespit tutanağında gerekse savcılık makamınca İstanbul adli tıp trafik ihtisas dairesince alınan üçlü bilirkişi kurulu raporunda’da belirtildiği gibi kendisine 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1-b,51,47/d maddelerine göre izafe edilebilecek en ufak bir kusur oranının dahi söz konusu olamayacağından kazanın oluşumunda lastik patlamasının kaza ile arasında illiyet bağının oluşu nedeniyle Tamamen Kusursuz Olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Ancak, 2918 Sayılı KTK’nun 85/1. maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteninin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlemesine; aynı Yasa’nın 86/1. maddesinde ise; işletenin, mücbir sebepten veya zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurundan, zararlı sonucun ileri geldiğini ispat etmesi şartıyla sorumluluktan kurtulacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
İşleten, aracın trafiğe elverişli bir biçimde çıkarılmasını ve yeterli bakımının yapılmasını sağlamalıdır. Frenin veya lastiğin patlaması, rotun çıkması gibi teknik arızalar, yasanın öngördüğü anlamda mücbir sebep olarak nitelendirilemez. Araçta teknik arıza olması, mücbir sebep değil umulmayan hal olarak kabul edilebilir. Çünkü genellikle bu nitelikteki teknik arızaları önlemek ve karşı koymak mümkündür. Eğer karşı konulamıyorsa o işletme konusunda bir eksiklik hatta düzensizlik, bozukluk var ya da o konuda gerekli dikkat ve özen noksan demektir. Kusurun söz konusu olduğu hallerde, mücbir sebepten söz edilemez. İşleten kusurlu bulunmasa da araçtaki bozukluğun neden olduğu kaza sonucu oluşan zarardan sorumlu olacaktır.(Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 24/10/2017 tarih ve 2015/2837 Esas 2017/9532 Karar sayılı emsal kararı).
Buna göre, kusur raporu ve ek raporu hükme esas alınmayıp davacı tarafın herhangi bir kusuru bulunmadığından belirlenen tazminat miktarından kusur bakımından herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Diğer taraftan, dosya aktüel bilirkişi …. ‘a tevdi edilmiş olup, düzenlenen 05/07/2021 tarihli raporda davacı …. ‘ın 235.784,93 TL, davacı …. ‘ın ise 304.515,14 TL destekten yoksun kalma, maddi tazminat haklarının bulunduğu, ZMMS poliçe limitlerinin ölüm ve sakatlanma için kişi başı 360.000,00 TL olduğu, artan mali sorumlulukla ilgili 1.000,00 TL limitin olduğu, çıkan tazminat toplamının bu limitler içinde kaldığının belirlendiği görülmüştür.
Buna göre, mahkememizce bilimsel verileri içeren ve denetime elverişli olup dosya kapsamı ve delillerle uyumlu olan kusur raporu hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili, 07/09/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … için talebini 235.784,93 TL’ye, davacı Selma Baydan için ise 304.515,14 TL’ye arttırmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay tarihi olan 22/09/2018 günü davalı sigorta şirketinden ZMMS Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan ve dava dışı sürücü Mehmet BİŞKİN sevk ve idaresindeki 68 S 0462 Plaka sayılı otobüsün tek taraflı yaralamalı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası yaptığı, kazada davacıların oğlu/murisi/desteği …’ın öldüğü, mahkememizce resen belirlenen kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen ve yukarıda açıklanan kusur raporu ve ek raporunda ve ayrıca Ankara ….. ATM’nin 2018/1022 Esas sayılı dosyasında alınan kusur raporları ile olayın oluşumunda otobüs şoförü Mehmet Bişkin’ in kusursuz olduğunun belirlendiği, kazanın meydana gelmesinde kazalı 68 S 0462 Plakalı otobüsün lastiğinin patlamasının %100 oranında etkili olduğunun belirlendiği, ancak yukarıda yapılan açıklama ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin bu yönündeki yerleşik içtihatlarında aracın işletiminin ya da araç sürücüsünün aracı 3. Kişilere zarar vermeyecek şekilde ihtimamla kontrol ve bakım altında tutmaları gerektiği, lastiğin patlaması gibi teknik arızaların kanunun anladığı anlamda mücbir sebep olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenle işletenin araçtaki bozukluğun neden olduğu kaza sonucu oluşan zarardan sorumlu olacağı sonuç ve kanaatine varılarak Mahkememizce alınan kusur raporuna itibar edilmediği, davacının kusursuz olması nedeniyle belirlenen tazminat miktarından kusur nedeniyle herhangi bir indirim yapılmadığı, öte yandan aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ile davacının gelirinin kaza tarihi itibariyle 1.450,91 TL olarak kabul edilmiş ve TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılmak ve Progresif Rant Yöntemi kullanılarak yapılan hesaplama sonucunda davacı …. ‘ın 235.784,93 TL ve davacı …. ‘ın ise 304.515,14 TL destekten yoksun kalma maddi tazminat talep hakkının bulunduğu, poliçe limitinin ölüm ve sakatlanma için kişi başına 360.000,00 TL olduğu, belirlenen tazminat miktarlarının poliçe limit kapsamında kaldığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketinin belirlenen bu tazminat miktarlarından 2918 sayılı KTK’nın 85, 86 ve 91. Maddeleri hükümleri gereğince ZMMS Poliçesine istinaden sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılarak dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …. ‘ın davasının kabulü ile, toplam 235.784,93 TL destekten yoksun tazminatının dava tarihi olan 10/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davacı …. ‘ın davasının kabulü ile, toplam 304.515,14 TL destekten yoksun tazminatının dava tarihi olan 10/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 36.907,90 TL harçtan peşin ve ıslah harcı alınan 1.882,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 35.024,94 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.882,96 TL peşin ve ıslah harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 44.065,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 1.534,60 TL (ilk yargılama gideri, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin davalından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
8-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın KABULÜNE karar verilmiş olması nedeniyle DAVALIDAN 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2021
Başkan ….
e-imzalıdır
Katip….
e-imzalıdır