Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/198 E. 2021/695 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/198 Esas
KARAR NO : 2021/695

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVALI : … – … …
VEKİLİ :…

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin… adıyla 2010 tarihinden itibaren yayın hayatına devam ettiğini, müvekkili ile davalı arasında “2019 Mahalli İdareler Genel Seçimleri Seçim Tv Ekranı Abonelik Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmeye göre davalının sözleşmedeki ifa yükümlülüğünün yayınlayacağı seçim Tv ekranının internet üzerinden müvekkili şirkete iletilmesi olduğunu, müvekkilinin söz konusu sözleşme bedelini davalı şirkete ödediğini ve sorumluluğunu yerine getirdiğini, ancak tüm Türkiye’de sandıklarının açılmaya başlamasının ardından son derece hızlı veri girişi yapan davalının 23:20 itibariyle veri akışını yaklaşık 13 saate yakın bir süre kestiğini, davalının 01.04.2019 saat 01:07’de internet sitesinde yaptığı açıklama ile, “seçim yayın sistemine sahadan veri akışı gerçekleşmemektedir. Sahadan veya YSK’dan veriler ulaştığında sonuçların aktarımı sürecektir” şeklinde açıklamada bulunduğunu, buna karşın 01.04.2019 tarihinde YSK Başkanının, “…benim müşterim değil, benden veri almıyor. Dolayısıyla Anadolu Ajansına herhangi bir bilgi servisi yapmıyorum” şeklinde beyanda bulunduğunu, davalının internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada, kesintinin kendi kusurundan kaynaklanmadığını, sahadan ve YSK’dan veri akışının kesilmesi nedeniyle abonelerine herhangi bir bildirim yapamadıklarını beyan ettiğini, bu sebeple her ne kadar sorumluluğu YSK’nın verileri ulaştırmayışına dayandırsa da, kusurun nerden kaynaklandığını ispatlamadığı müddetçe verilerin ulaştırılamamasından sorumlu olduğunu, veri akışı kesintisinin İstanbul ili seçim sonuçlarında olduğunu, seçim gecesi ekran başında sonuçların beklendiği bir anda Anadolu Ajansından veri akışının kesilmesi ile müvekkilinin yayınının takip edilmemesine yol açtığı gibi, güvenilirliğini ve itibarını da zedelediğini, davalının sözleşmeden doğan edimlerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirmeyerek davacının hizmet almasına ve dolayısıyla doğru bilgi yayınlama taahhüdü sunduğu izleyicisine karşı sorumluluğunu yerine getirmesine engel olduğunu, veri kesintisinin mücbir sebebe dayanmadığını beyanla taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında, davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranması, yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yerine getirmemesi sebebiyle müvekkili tarafından davalıya ödenen 2.500,00 TL+KDV sözleşme bedelinin alınan hizmetin eksik kaldığı oranda tarafına iadesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, dava harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirket tarafından sözleşmenin gereği gibi yerine getirildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda müvekkilinin 2019 mahalli seçimlerine dair ekran ve verileri yayınlamak üzere davacıya ilettiğini, davacının dilekçesinde yer alan iddiaların ayıba ilişkin olduğunu, tarafların tacir olması nedeniyle davacının dava açmadan önce ayıba ilişkin bildirim yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun seçim tv ekranını abonenin kullanımına sunmak ve 31 Mart 2019 günü sandıklar açılmaya başladıktan sonra ajans merkezine ulaşan sonuçları davalı ile paylaşmak olduğunu, veri akışının sözleşmede yer aldığı gibi oy sayımı bitene kadar davalıya aktardığını, davacı tarafından İstanbul’daki seçim sonuçları hakkında veri akışının bir süre sağlanamadığı iddia edilmiş ise de, sağlıklı veri akışının sağlanamamasının maruz kalınan siber saldırılardan kaynaklandığını, müvekkilinin sorumluluğunun yalnızca eline ulaşan sağlıklı ve tutarlı seçim sonuçlarının abonelere sunulması olduğunu, bu kapsamda da seçim sonuçlarının aktarımı sırasında oyların tamamına yakın bir kısmına ilişkin (% 98,8) sonuçların kendilerine ulaştığını ve eksiksiz bir şekilde davalıya aktarıldığını, siber saldırıların yoğunlaşması sonucu sağlıklı veri akışının sağlanamaması nedeniyle kalan oylarla sınırlı olarak veri aktarımı yapılamadığını, sahadan veri akışının ve oy bilgisinin kendilerine kesintisiz olarak gelmiş olsa dahi, müvekkilinin tüm seçim sandıklarındaki tüm oyların sonucunu vermesinin fiilen de imkansız olduğunu, bu kapsamda ceza evlerinde …muhabirinin bulunmaması sebebiyle YSK verilerinin beklenmesi gerektiğini, ancak YSK açıklama yaptıktan sonra müvekkilinin sonuçları güncelleyerek kesin sonucu verebileceğini, diğer seçimlerde de uygulamanın aynı şekilde olduğunu, örneğin 24 Haziran 2018 seçimlerinde de 25 Haziran gece 01:21’de açıklanan sonuçların % 98,50 olmasına rağmen, 25 Haziran 13:18’de % 99,66 olduğunu, müvekkilinin yalnızca sahadan elde ettiği sonuçları tutarlılığının sağlanarak kamu oyuna ve abonelerine servisini taahhüt ettiğini, kesin ve resmi seçim sonuçlarının aktarımının YSK’nm görevi olduğunu, seçim günü müvekkilinin sistemlerinin yoğun saldırı aldığını, özellikle seçim günü gelen toplamda 40 Gbps büyüklüğündeki dağıtık servis dışı bırakma saldırısı önceki seçimlerde gelen toplam saldırının iki katına ulaştığını, kendilerine gelen tutarsız ve yanlış veriler sebebiyle sistem hatalı veri alarmları vermiş ve sahadan sağlıklı veri sağlanamaması sonucunda da belirli bir süre aktarım yapılamadığını ve müvekkiline elinde olmayan sebepler dolayısıyla yaşanılan gecikme için herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini, Ankara ve Gebze veri merkezinde çalışan …sayfasına çok sayıda farklı kaynak ıp adresinden saldırı girişimleri tespit edildiğini, saldırı girişimlerin tespit edildiği Rusya, Çin, Ukrayna, Brezilya, Kolombiya, Endonezya, Cezayir gibi ülkelerden …servisine gelen trafiğin kesilmesi ile saldırıların durdurulabildiğini kabul anlamına gelmemekle birlikte veri akışının aktarımında yaşanan sorun nedeniyle davacının herhangi bir zararının bulunmadığını, davacı tarafından oluştuğu iddia edilen zararın açıklanamadığını, davacının veri akışının kesilmesi nedeniyle ticari itibarının zarar gördüğü ve güvenilirliğinin zedelendiği iddiasının tamamen afaki olduğunu, gerçeğe ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, yargılama masraf ve giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dava davalının hizmet sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediği iddiası ile davacı tarafından ödenen sözleşme bedelinin alınan hizmetin eksik kaldığı oranda iadesi istemine ilişkin olup; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının, taraflar arasında akdedilen 24/04/2019 tarihli sözleşmeden kaynaklanan edimlerini gereği gibi yerine getirip getirmediği, 31 Mart 2019 seçimlerinde veri akışında yaşanan kesinti nedeni ile davalıya kusur atfedilip atfedilemeyeceği, kesintinin mücbir sebepten kaynaklanıp kaynaklanmadığı, söz konusu kesinti sebebi ile davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğradı ise miktarı, davacının ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya re’sen seçilen bilişim alanın da uzman bilirkişi ile, nitelikli hesap bilirkişisine tevdi edilerek, uyuşmazlık noktaları hususunda ayrıntılı denetime açık rapor düzenlenmesinin istenilmiş olup, dosya kapsamına alınan 06/09/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacının tespit edilebilir, somut bir maddi kaybının bulunmadığı, davalı tarafın sunduğu belgelerden siber saldırı sonucunda hizmet sunumunda yaşanan kesintilerin net olarak anlaşılmadığı, hizmet sunumunda yaşanan kesintilerin davacının nasıl bir zarara uğradığının dava dosyasına sunulan belgelerden tespit edilemediği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede siber saldırıların oluşturabileceği kesintilerin yaşanması durumunda ortaya çıkabilecek zararların tespit ve tazmininde nasıl bir yol izleneceğinin bildirilmediği, siber saldırıların sebep olduğu kesintilerin tazmin kararının verilmesi durumunda ortaya çıkan zararı tespit edebilmek amacı ile hizmet sunucun saldırı günlüğü dosyalarının ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiği bildirilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında; davacı taraf, davalı yanın 2019 mahalli idareler genel seçimlerine ilişkin veri akışını kestiği ve bu suretle edimlerini ifa etmediği gerekçesiyle, 24/04/2019 tarihli sözleşmeye istinaden, sözleşme bedelinin iadesini talep etmiş olup, davalı taraf ise; veri akışının aktarımında yaşanan sorun nedeniyle davacının herhangi bir zararının bulunmadığını, davacı tarafından oluştuğu iddia edilen zararın açıklanamadığını ve sağlıklı veri akışının sağlanamamasının maruz kalınan siber saldırılardan kaynaklandığını savunmuştur.
Taraflar arasında akdedilen 24/04/2019 tarihli sözleşmenin 6.maddesi; “Mücbir Sebep; Türksat, PTT, Telekom altyapısından veya İnternet servis sağlayıcılarından kaynaklanan arıza ve kesintiler, doğal afetler, terör-halk hareketleri veya devlet ve ilgili tüm kurum ve kuruluşların haber alma veya iletme konusunda getireceği kısıtlamalar vb ile abonenin teknik donanımında meydana gelebilecek arızalar mücbir sebep sayılacaktır.
Mücbir sebeplerin vuku bulması halinde, taraflar mücbir sebepleri karşt tarafa bildirmesi ve belgelemesi halinde sorumlu tutulmayacaktır,” şeklinde düzenlenmiştir. İş bu sözleşme maddesi gereğince davalı tarafından siber saldırıya uğradığına dair davacı yana bildirimde bulunulmadığı ve belgelendirilmediği dikkate alınarak, somut durumun mücbir sebep olarak kabulü mümkün değil ise de; Aynı sözleşmenin 7.maddesi; “Taraflardan biri işbu sözleşme hükümlerine uymadığı veya sözleşmeyi ihlal ettiği takdirde, mağdur olan tarafın maruz kalacağı zararından karşı taraf sorumlu olacaktır,” şeklinde düzenlenmiş olmakla; davacı yanın, davaya konu sözleşmenin ifa edilmemesi ya da geç ifa edilmesinden kaynaklı maruz kaldığı zararı ispata elverişli delil sunmadığı, bu suretle iş bu sözleşmenin 7.maddesi kapsamında sözleşme bedelinin iadesini talep edemeyeceği kanaatine varılmış olup, davacı tarafça sözleşmenin feshedilmediği ve feshe bağlı sonuçların doğmayacağı, sözleşme hükümlerinin taraflar yönünden bağlayıcı olduğu dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 100,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸