Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/172 E. 2022/474 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/172 Esas
KARAR NO : 2022/474

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : 1- … – …
VEKİLLERİ …
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekgesinde özetle;Müvekkilinin Kırşehir’de 6,5 megavat gücünde güneş enerjisi santralı inşa etmek konusunda taraflarla yatırım teşvik belgesi kapsamında olan işler ve yatırım teşvik belgesi kapsamında olmayan işler için toplamda KDV dahil olmak üzere 3.068.000,00 dolar karşılığında anlaştığını,
Sözleşmenin 4.1maddesine istinaden işin kurulu gücünün 7400 kWp’yi aşması durumunda, aşan her kWP’in 0,40 USD ile çarpılıp, toplam hak ediş eklenmesinin kararlaştırıldığı ve kurulu gücün 7.400 kWp’i aşması münasebetiyle sözleşme bedelinin de 3.068.000,00 doları aştığını,
Sözleşme konusu santralın her birinin sahibi farklı 7 ayrı projeden oluştuğunu, her bir projenin numaralatıdırılarak sahiplerinin … a ait olduğunu,
Sözleşmede bahsi geçen projelerin sahipleri her biri farklı olsa da sözleşme sürecinin tamamıyla davalı şirket tarafından yürütüldüğünü ve sözleşmenin başlangıcında “taraflar” kısmında da proje sahiplerine ait hisselerin davalı şirket tarafından alınması için devir sözleşmesi yapılacağı hususunun ifade edilmiş bulunduğunu,
Taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklığa vücut verdiğinden bütün işlemlerin davalı şirket tarafından yürütüldüğünü, ancak fatura başta olmak üzere diğer kayıt ve işlemlerde ise her bir proje sahibinin taraf olduğunu, sözleşme bedellerinin de bizzatihi davalıların/proje sahiplerinin talep ve belirlemeleri doğrultusunda ödeme zamanlarında proje sahiplerine dağıtılarak kendilerine fatura edildiğini, taraflarının iç ilişkiyi tam olarak bilmesi mümkün olmadığından, hukuki nitelendirmelerde hak kaybına uğramamak için kesilen faturayı baz almak suretiyle, bakiye alacak için her bir proje sahibine kesilen fatura tutarıyla birlikte sözleşmenin tarafı olan diğer davalı şirkete takip başlatılmak zorunluluğu doğduğu,
7 ayrı proje sahibine fatura edilmiş olan sözleşmeden bakiye alacaklarının 708.971,6 USD olduğunu, sözleşmenin 4.1.5 maddesi gereğince bu miktarını sisteme enerji verilmesi ile birlikte 290.000 USD, 4.1.6 maddesinde … kabulünün yapılması ile kalan 418.971.6 USD miktarı derhal ödenmesi gerektiği hususunda bir kuşku bulunmadığını,
Faturaya ve teslime konu olan hususu da malın teşkil ettiği, tam ve gereği ifa konusunda da bir tereddüt bulunmadığını, müvekkilin de belirlenen sözleşme bedellerini bizatihi davalıların/proje sahiplerinin talep, talimat ve belirlemeleri doğrusunda proje sahiplerine dağıtılarak kendilerine fatura ede geldiğini, son faturaya değin bir sıkıntı yaşanmadığını,
Ne var ki fatura bedelleri 5 gün içinde ödenmesi gerekirken santral teslim alındıktan sonra ticari ahlaka sığmayacak şekilde tavırların değiştiğini, ödemeye yanaşılmadığı ve kendilerinin belirledikleri son fatura bedelinin de ödenmediğini, ödememe konusundaki kötü niyetin sabit olması ve artarak yoğunlaşması karşısında ise davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak itiraz nedeniyle takibin durduğunu, kanun gereği arabulucuya başvurulmuş olmasına karşın uzlaşmada sağlanamadığını, a-ihbar suresinin geçtiğini, fatura içeriğinin kesinleştiği ve borcun da likit hale geldiği, b-Tacir olan davalının … … tarafından yetki ile görevlendirilen kabul heyetince testi ve kontrolleri yapılarak santrali teslim alıp gelir elde etmeye başlar başlamaz ticari ahlakla bağdaşmayan eylemlere girişmesinin bizatihi kendi kötü niyetinin yoğunluğuna delalet ettiğini, c- Davalının bu yöndeki haksız ve kötü niyetli tutumunun müvekkili ekonomik mahvın eşiğine getirdiğini, öyle ki müvekkilin üzerinde oluşan doğrudan, dolaylı ve yansıma zarar toplamı üzerinden kalkılması zor bir hale geldiği, d- Bu hususların icra inkar tazminatının üst sınırdan belirlenmesini gerektirdiği, söz konusu oranın %40 dan az olmamasının hakkaniyete uygun düştüğü, öne sürülerek, Borçluların … 25. İcra Dairesinin 2018/8167 E sayılı dosyasına yapılar itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması, müvekkilin de mahvına yol açması karşısında asgari %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi talep edilmektedir
CEVAP: Davalılar vekili, Halil İbrahim Atçı’nın davacının ödemeler konusundaki sözleşmesel muhatabı olmadığını, sözleşmenin 7.2.3 maddesinde ödeme yükümlüsü olarak müvekkil/davalı … Atçı değil işverenin gösterildiğini,
İşverenin diğer davalı … İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğunun sözleşmede kesin bir dille yazıldığı, borcun nisbiliğinin borçlar hukukunun temel ilkesi olduğu, davacı yanca, sözleşmesel muhatabı olmayan müvekkili Halil İbrahim Atçı’ya yönelik yaptığı icra takibi ve borca itiraz üzerine açtığı iptal davacının açıkça hukuka aykırı olduğunu,
Halil İbrahim Atçı hakkında, … şirketi ile arasında Adi Ortaklık olduğu bu nedenle kendisinden alacak talep edildiği bildirilmekte ise de, yalnızca kendisine ait hisseyi devrinden ibaret ilişkileri bulunan davalılar arasında adi ortaklık olduğunu ileri sürmenin hukukun kabul edilemez şekilde zorlanmasından ibaret olduğunu,
Dava konusu olayda tacir olan davacının sözleşmesel muhatabını çok iyi bilmekte olduğu, basiretli tacir olması gereği olarak bunu da bilmek zorunda olduğunu, buna rağmen sözleşmede muhatap olmayan müvekkile karşı işlem yapmasının, icra takibi göndermesinin, dava açmasının temel amacının, kişi olan muhatapların bu icra ve takiplerden korkarak, müvekkil üzerinde manen de olsa baskı kurup, davacının hak etmediği bedeli almasının yolunu açabilmek olduğunun akla geldiğini,
Kaldı ki zaten sözleşmesel muhatap olmayan kişiye karşı yasal takip yapmanın tek başına kötü niyetin göstergesi olduğu, haksız olan davacının bu şekilde kötü niyetini de ortaya koyduğu, tüm bu nedenlerle davacının takip tutarının %20’si oranında icra tazminatı ödemeye mahkum edilmesinin diledikleri,savunmuştur.
Davalılar vekili … yönünden cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin işveren, davacının da müteahhit olarak yer aldığı, 22.05.2017 tarihi tarihli götürü bedelli anahtar teslimi güneş enerjisi santralı mühendislik, tedarik ve kurulum sözleşmesi hükümleri gereğince, “….iş programı 5.1 Proje iş programı müteahhit, işleri ekte çizelge 2.3 de öngörülen iş programına uygun olarak 15.09.2017 tarihinden önce eksiksiz bir şekilde ifade edecektir. 5.6.1 işlerin tamamlanma süresi, GES’lerin teknik şartname, tasarım projesi, elektrik piyasası şebeke yönetmeliği ve elektrik tesisleri kabul yönetmeliğine ve diğer ilgili mevzuata uygun olarak tamamlanacağı müteahhit tarafından … geçici kabule başvuru yapılacağı tarihe kadar geçecek süredir. Bu süre yukarıda madde 5.2 de belirtilen işe başlama süresinden itibaren 15.09.2017 tarihini geçeyeceğini,
Bu tarihte … kabul heyeti geldiği takdirde tesis kabule uygun halde bitmiş olacaktır. müteahhit tarafından sözleşme ve eklerine uygun yapılmadıkları anlaşılan is kısımlarını müteahhide yeniden yaptırmak hususunda işveren yetkilidir. Bu yüzden meydana gelebilecek gecikmeler iş süresinin ve/veya ara terminlerin uzatılmasını gerektirmez. İşveren bu gibi kusurlardan dolayı uğrayacağı zararı ayrıca müteahhitten talep etme hakkına sahiptir. “ denildiği, işin 15.09.2017 tarihine kadar bitirilmesi gerektiğinin kesin şekilde kararlaştırıldığı,
İşin tamamlanmaması halinde uygulanacak yaptırımların sözleşmenin 22. Maddesinde açıkça belirlendiği, Davacı yanca işin tesliminde 98 gün gecikildiği ve gecikme halinde cezai şart uygulayacağını bildirilen müvekkilin de yasal hakkını kullandığı ve sözleşmede yer alan cezai şartın taraflarınca uygulandığı,
Ayrıca sözleşmenin 2. ve 3. maddesi ve sözleşme bütünü ile ifade bulduğu üzere, işin götürü bedel anahtar teslimi iş olduğu, davalı tarafça yapılması gereken bazı iş ve işlemler zamanında yaprlmadığı için, müvekkilin işinin bitmesini sağlayabilmek, işletmesinin açılmasının önünün kesilmesini engellemek için zaruri olarak işlemleri yaptırmak ve bedelini ödemek zorunda kaldığı, davacıya uygulanan cezai şartın, davacı tarafından yapılması gerektiği halde, sırf işin yürüyebilmesi adına taraflarınca yapılan iş ve işlemlerin davacıya ihtarname ile bildirildiğini,
İhtarnamede ayrıca, sözleşme kapsamında müvekkile sunulması gereken bilgi ve belgelerin sunulması, müvekkil ile karşılıklı yapılması gereken geçici ve kati kabul evraklarının düzenlenmesi, testlerin yapılması, taraflar arasında düzenlenmesi gereken kabul evraklarının gönderilmesinin istendiğini,
Panellerin erken gölge alır şekilde yerleştirilmiş olduğu ve müvekkilin kazanç kaybına uğratıldığı, sözleşmeye göre davacının kullanacağı kararlaştırılandan daha düşük kalite ve miktarda malzeme kullanılmış olduğu, tüm bu nedenlerle, sözleşmedeki her unsura dair talep ve dava hakları, uğradıkları zararları tazmin hakları saklı tutmak kaydıyla, şimdilik ihtarnameye ekli listede yer alan tutarda hakedişten kesinti yapılacağı, davacıya taraflarınca sözleşmede öngörülen teminat mektubunun sözleşmedeki öngörüldüğü şartlara haiz şekilde düzenleyerek göndermesi halinde bakiye alacağı noter ihtarında yer alan kesintileri düştükten sonra ve taraflarına teminat mektubu geldikten sonra yapacaklarını, bakiye alacak ödemelerinin sözleşmedeki haklarından vazgeçtikleri anlamına gelmeyeceğini, sözleşmeden kaynaklı kazanç kaybı da dahil her türlü eksik iş, alacak, zarar, cezai şart alacaklarını talep haklarını saklı tuttuklarını ihtaren bildirdiklerini,
Ne var ki ihtarnamelerinin olumlu bir sonuç vermediğini, teminat mektubu sunulmadan hiçbir hak ve alacak talep edilemeyeceği, Teminat mektubu vermeden öncelikli edimini yerine getirmeyen davacının, her şeyi eksiksiz tam olarak dahi yerine getirmiş olsa dahi huzurdaki davada salt bu nedenle dahi henüz alacağı muaccel hale gelmediğinden davasının reddi gerektiği,
Sözleşmenin 12. maddesi hükmüne göre davacının öncelikli ediminin teminat mektubu vermek olduğunun açıklandığı, davacının bunu yerine getirmediği sürece, başka bir inceleme ve araştırma gerektirmeden davasının reddi gerektiği, Çünkü müvekkilin ödemezlik Defi ileri sürme hakkı bulunduğunu,
TBK m.97 uyarınca “karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması” gerektiği, ifa talebinde bulunan tarafın, her şeyden önce kendi vecibesini getirmek yerine getirmiş ya da bunu teklif etmiş olmasının şart olduğu, sözleşmenin ifa edilmediği def’i” nin genel bir kural olduğunu,
Uyuşmazlık konusu olayda uygulama olanağı bulunduğunu, bu konularda Yargıtay ilamlarının bulunduğunu,
Uygulanan gecikme cezasının yasal olduğu, davalıların tacir olmakla tenkise de tabii olmadığını,
Eser sözleşmesinde yüklenicinin, inşa ettiği yapı eserini yapı sahibine teslim etmek borcu altında olduğu, dolayısıyla yüklenicinin yalnızca yapı eserini inşa etmiş olmasının yeterli olmadığı, inşa edilen yapı eserinin teslim edilmesi gerektiği, teslim zamanı geldiği halde yapı eserini tamamlamayan veya tamamlanmasına rağmen teslim etmeyen yüklenicinin temerrüde düşeceği, TBK m.179/2’ye göre “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borcla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir” denildiğini,
Dava konusu olayda da, sözleşmenin 22. maddesi ile geç teslim halinde gecikme cezasının belirlendiği, kural olarak tarafların serbest iradesi ile imzaladıkları sözleşmeye uymak zorunda olduklarını, yine borçlar kanununa göre tarafların cezanın miktarını serbestçe tayin edebildiklerini,
Akde bağlılık ilkesi uyarınca da haklı neden olmaksızın kararlaştırılan cezanın değiştirilmesini veya bütünüyle ortadan kaldırılmasını talep edemeyecekleri, davacı yanca ihtarnamelerine cevap verildiği ancak buna rağmen kati teminat mektubunun yine sunulmadığı, bu ihtarnameye taraflarınca cevap verildiği teminat mektubunun bir kez daha talep edildiğini,
İlerleyen süreçte, davacının edimini yerine getirmemeye devam ettiği, bu defa sözleşmeye göre 24 ay boyunca inventör bakım ile tesisin bakım ve arızaları için servis vermesi gerekir iken bunu yapmadığını,
Ayrıca, Pİ Berlin firması tarafından da sahada davacının bir takım eksik ayıplı işleri daha olduğunun tespit edilmiş olunduğu, Pİ Berlin’in kendi inceleme alanına giren 22 konuda eksik listesi düzenlediğini,
Bu durumun davacıya bildirilerek ihtarname tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde eksikliklerin tamamlanması, eksik temamlamak için süre az ise yapılabilecek sürenin bildirilmesi, davacı tarafından eksiklikler tamamlanmaz ise sözleşme gereği hareket edileceği bu iş ve işlemlerin taraflarınca yaptırılarak bedellerinin mahsup edileceği, ayrıca bundan sonra sözleşmede geçen 24 ay boyunca invertör bakım ile tesisin bakımları ve arızaları için servis verip vermeyeceklerinin de aynı sürede bildirilmesini,
Bu aşamadan sonra daha önceki ihtarnameleri ve saklı tutulan haklar çerçevesinde, sözleşme gereği verilmesi gereken teminat mektubu teslimi ile cezai şart, eksik iş vs kesintiler yapıldıktan sonra yine tüm hakları saklı kalmak kaydı ile ödeme yapılacağının açıklandığını, ne var ki bildirilen süre içerisinde bu ihtarnamenin de olumlu bir sonuç vermediği davacının yine edimlerini yerine getirmemekte ısrarcı olduğu, davacının ihtarnamelere olumlu sonuç vermemesi üzerine yapması gereken iş ve işlemlerin mecburen müvekkil tarafından yapıldığını, yeni hesap durumunun davacıya ihtarname ile tekrar bildirildiğini, yine teminat mektubu istenildiği ama yine mektubun gelmediğini,
Müvekkil tarafından sahada incelemede davacı tarafından eksik ve ayıplı işlerin yapıldığı ve eksik ayıpların içinden çıkılmaz bir hal aldığının görüldüğü, SolPEG ve Schletter firmalarından aldıkları görüşler çerçevesinde basiretli tacir olmanın gereğinin ve sözleşme koşullarının davacı tarafından yine ihlal edilmiş olduğunu,
Sözleşme hükümleri ve taahhütlerin bir kez daha yerine getirilmeyerek yapılan işte kendi lehine olacak şekilde konstrüksiyon farkı oluşturulduğunu, üretimin olması gerekenden daha az olacağı sonucu doğuracak biçimde erken gölgelenme olacak şekilde iş yapılarak müvekkilinin zarara uğratıldığı, GES 540 KW olarak yapılabileceği yerde taraflarının bilgi ve onayı alınmaksızın 500 KW olarak yapılmakla yine müvekkil zararına işlem yapıldığının da tespit olunduğunu,
Yapılan bu tespitler nihayetinde davacının alacaklı olmadığı, tam tersine de borçlu olduğunun ortaya çıktığı, davacının daha önceki eksik ve hatalı iş ve işlemlerine, sözleşme ihlallerine eksik ve ayıplı işlerin yarattığı zararlar eklendiğinde alacak ve borç durumunu gösterir yeni hesap özetinin davacıya ihtar edildiği, bu ihtarnameye de olumlu dönüş yapılmadığını,
Davacının bu süreçte yasal hakkı olmadığını, yasal yollara başvurur ise alacaklı olmak bir yana onca yaptığı eksik ve ayıplı işler nedeniyle alacağından daha çok olduğunu bildiğinden olsa gerek, müvekkil tarafından davacının yaptığı iş ve işlemler henüz tam olarak incelenmeden oldu bitti ile alacak tahsil etmeye çalıştığı, şirket yetkilisinin babası müvekkil şirket müdürü Levent Kamışlık’ı telefonla tehdit ederek alacağını tahsil etmeye çalıştığı, yaptıkları şikayet üzerine suç işleyen kişinin ceza aldığı,
Davacı yanın öncelikle tüm edimini dahi yerine getirseydi, teminat mektubu sunmadığı sürece alacağının muaccel olmayacağı, Davasının bu nedenle öncelikle reddi gerektiği, Bunun dışında davacının, edimlerini eksik ve ayıplı olarak yerine getirmiş olmakla, müvekkili zarara uğrattığı, davacının sözleşmeye aykırı tavrı nedeniyle, davacının alacağından fazla verdiği zararın ortaya çıktığı, Bu nedenle davacının davasının reddi gerektiği, öne sürülerek, davanın reddine, her bir davalı için ayrı ayrı takip tutarının % 20’si oranında davacının kötü niyet tazminatı ödemesine, karar verilmesi talep edilmektedir.
GEREKÇE:Dava, taraflar arasında varlığı ihtilafsız olan 24/04/2017 tarihli “götürü bedelli anahtar teslimi güneş enerjisi santrali mühendislik, tedarik ve kurulum sözleşmesi” başlıklı sözleşme kapsamında tarafların ayrıntılı iddia ve savunmaları, dayanılan deliller bütün olarak değerlendirilmek sureti ile, davacının edimini bütünü ile ifa edip etmediği, hak edilen ücret ve yapılan ödemenin mahsubu sonrasında, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın tespiti ile davalılardan … ‘ya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceğinin, gecikme nedeni ile yapılan kesintinin haklı olup olmadığı ve dava tarihi itibari ile varsa muaccel alacak miktarının belirlenmesine ilişkindir.
Davalı … İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti vekili Av. … 22/06/2022 tarihli dilekçesinde özetle, … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/151 Esas sayılı dosyası ile mahkememize dosya arasında bağlantı bulunması ve kanunun aramış olduğu şartların oluşmuş olması sebebiyle talepleri doğrultusunda davaların birleştirilmesine ve ilk açılan davanın … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/151 Esas sayılı dosyası olması sebebiyle birleştirme kararı verilerek iş bu davanın … 10. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 166. Vd maddesine göre, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir hükmü yer almaktadır.
… 10. ATM’nin 2019/151 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; mahkememizin işbu dosyası ile … 10. ATM’nin 2019/151 E. Sayılı dosyasının davacısı ile davalı … İnş. San. Tic. Ltd. Şti aynı olduğu, dava konusunun olduğu, delillerin ortak olduğu, … 10. ATM dosyasının mahkememiz işbu dosyasından önce açıldığı, bu haliyle her iki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla, mahkememiz işbu dosyasının … 10. ATM’nin 2019/172 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi ve ayrıntıları gerekçeli kararda açıklanacağı üzere:
1-Mahkememizdeki işbu davanın … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/151 Esas sayılı dosyasındaki dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememizin işbu esasının birleştirme nedeniyle KAPATILMASINA,
3-Yargılamanın birleşen … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/151 Esas sayılı dosyası üzerinden SÜRDÜRÜLMESİNE,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin birleşen davada nazara ALINMASINA,
Dair, Davacı vekili ile Davalılardan … … Ltd. Şti vekilinin yüzüne karşı, diğer davalılar/vekillerinin yokluğunda esas hüküm ile birlikte istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen anlatıldı. 23/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır