Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/854 E. 2021/764 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/854 Esas – 2021/764
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/854 Esas
KARAR NO : 2021/764

BAŞKAN :….
KATİP : ….

DAVACI : …
DAVALI :…
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili davacının, davalı şirketin sahibi olduğu şantiyelerde devam eden projelerinde alüminyum kompozit panel ile kaplanması işi, balkon ve merdiven korkuluklarının, bina giriş kapılarının malzeme ve işçilikle yapılması, cam cephe giydirme işinin yapılması vs imalat işlerinin yapılması işini gerçekleştirdiğini, yapılan montaj, imalat iş ve işlemleri için çeşitli tarihlerde davalı şirket adına açık faturaların düzenlendiğini, davalının açık faturalara süresinde itiraz etmediğini, fatura içeriğine ilişkin taraflar arasında herhangi bir çekişmenin olmadığını, davalı şirkete yapılan iş ve işlemler karşılığında toplamı 4.297.213,85 TL tutarındaki faturaların düzenlendiğini, davalının faturalara karşılık 2.228.356,00 TL ödediğini ve müvekkilinin 2.068.857,85 TL tutarında bakiye alacağının kaldığını, davalının ödeme yapmaması nedeniyle ve TTK 1530 nedeniyle temerrüde düşmesiyle davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının borca ve takibe itirazı ile durduğunu, davalının icra dosyasına yaptığı itirazının 1.200.000,00 TL asıl alacak miktarı üzerinden iptaline, takibin talep miktarınca aynen devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi olarak sunduğu 04/01/2019 tarama tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, davalı ile ticari ilişkinin varlığı ve bu kapsamda üç ayrı mekanda iş yaptırıldığı hususunda bir tereddütün bulunmadığını, işlerin tam olarak yapılmadığını, davacıya yapıları ödemelerin nakit, çek, araç verilmesi, daire verilmesi ve SGK borçlarının ve sigorta borçlarının kapatılması suretiyle yapıldığını, Dosya kapsamında sunulan faturalar karşılığında davacıya 3 ayrı bölgedeki yaptırılan işler için; Havale/EFT yoluyla 587.000,00 TL, çek olarak 1.771.000,00 TL, barter (Daire verilmek suretiyle) 1.799.000,00 TL, araç verilmesi suretiyle 299.790,00 TL, SGK Ödemeleri 33.212,87 TL ve araç sigortaları ve lastik bedeli için 7.940,75 TL olmak üzere toplam 4.497.943,42 TL tutarında ödeme yapıldığını, davacıya yapılan işler karşılığı olarak 127.700 bedelli bir araç, 70.500 TL bedelle başka bir araç verilirken, 55.268 TL bedelli aracın 26.690,00 TL ise kredili alınan aracın peşinatı olarak sayılmak suretiyle hesap yapıldığını, 74.900,00 TL bedelli bir başka aracın tescilinin davacının alacaklısı olan Kriscam isimli firmaya yapılmak suretiyle toplam 299.790,00 TL karşılığı araç verilmek suretiyle yapılan ödemeler olarak kayıtlara geçtiğini, davanın reddine ve davacının hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Her ne kadar davalı vekili 04/01/2019 tarama tarihli dilekçesini cevap dilekçesi olarak sunmuş ise de yasal süre içerisinde sunulmadığından HMK anlamında cevap dilekçesi olmadığı dikkate alınarak beyan dilekçesi olarak kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın kısmen iptaline ilişkindir.
Davacı tarafından Ankara 25. İcra müdürlüğünün 2018/12227 esas sayılı dosyasında toplam 3.837.360,90 TL fatura asıl alacağı ve işlemiş faiz alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde ödeme emrine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu ve davacı tarafından 1.200.000,00 TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptali talebiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının gerçek kişi olması ve davanın mutlak ticari dava olmaması nedeniyle mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti için davacının tacir olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odasının 14/07/2021 tarihli yazısına göre davacı … esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlıdır.
Ankara TSM ‘nin 02/07/2021 tarihli yazı cevabına göre davacının ortaklık ve yetkilisi olduğu şirketlerin ticaret sicil kayıtları bulunmaktadır.
Ankara Sincan Vergi Dairesi Müdürlüğünün 15/11/2021 tarihli yazı cevabına göre davacı 2015-2018 yılları arasında bilanço esasına göre 2019 yılında ise işletme esasına göre defter tutmaktadır.
Bir kişinin salt esnaf siciline kayıtlı olması ve ticaret siciline kayıtlı olmaması esnaf olduğu olduğunun kabulü için yeterli bir husus değildir. Kişinin tacir mi esnaf mı olduğunun TTK’nın 15. Maddesi gereğince tespiti gerekmektedir.
Her ne kadar davalı gerçek kişinin esnaf kaydı bulunmakta ve ticaret sicilinde kaydı bulunmamakta ise de, 6102 sayılı TTK’nın 15. Maddesine göre gerçek kişinin esnaf sayılması için, birinci olarak ekonomik faaliyetinin sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanması, ikinci olarak gelirinin 11. Maddenin 2 . Fıkrası uyarınca çıkarılarak kararnamede gösterilen sınırı aşmamasının gerektiği, esnaf sayılma için her iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerektiği, somut olayda sadece davalı ile olan ticari ilişki kapsamında 3 ayrı yerdeki inşaat işinin yüklenici sıfatıyla üstlenip işi yapan davacının gelirinin sermayeden ziyade bedeni çalışmaya dayanmayacağı, bu nedenle davalı gerçek kişinin esnaf değil tacir olacağı, kaldı ki vergi dairesi yazı cevabına göre davalının dava tarihi itibariyle bilanço esasına göre defter tuttuğu, bu sebeplerle davalının tacir olarak kabul edilmesi gerektiği, her iki tarafın tacir olması ve işin ticari işletmelerle ilgili bulunması nedeniyle uyuşmazlık konusunun ticari dava olduğu ve mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmakla yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir.
Taraflar arasında takibe konulan faturalarda uyuşmazlık konusu olmadığı, davalı tarafın takibe konulan fatura bedellerini ödediğini iddia ettiği bu şekilde taraflar arasındaki uyuşmazlığın takibe konu faturaların ödenip ödenmediği, faturalar nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı varsa miktarı konusundan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişiden 08/07/2019 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda her iki taraf defterlerinin HMK 222/2 maddesindeki şartları taşıdığını, dava ve takibe konu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının defter kayıtlarına göre davalıdan 1.968.702,60 TL alacaklı iken, davalı defter kayıtlarında davalının davacıya borçlu olarak gözükmediğini, taraf defterlerinde 1.968.702,60 TL lik farkın bulunduğu, bu farkın davacının ticari defter kayıtlarına göre 331.021,24 TL lik alacak kaydının davalı kayıtlarında yer almamasından, davalı defter kayıtlarına göre de 2.299.723,83 TL tutarında borç kaydının davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığının tespit edildiğini, sonuç kısmında belirtilen belgelerin sunulması halinde bir sonuca varılabileceğini bildirmiştir.
Davacı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde davalı tarafından 3. Kişilere yapılan araç verilmek suretiyle yapılan ödemeler ile daire verilmek suretiyle yapılan ödemelerin müvekkiline borçlandıracak şekilde cari hesabın kapatıldığını, davalı tarafından yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, söz konusu ödeme iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı taraf ile müvekkili arasında adına satışı yapılan daire haricinde barter sözleşmesi bulunmadığı gibi davalı firmadan alacağın temlikine ilişkin de herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkiline ait ticari kayıtlarında sehven mükerrer kayıt yapıldığını, Yapı kredi bankasına ait olan 85.000,00 TL lik çekin mükerrer olarak kaydedildiğini belirtmiş ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili beyan dilekçesinde, taraflar arasındaki işlere ilişkin sözleşmelerin EK 1 de , çek teslim makbuzlarının EK 2 ‘de , araç verilmek suretiyle yapılan ödemelere ilişkin belgelerin EK 3’de, davacıya veya tapu masraflarında sarfı nazır edebilmek maksadıyla davacının talebiyle 3. Kişilere devredilen dairelerin tapu kayıtları ve bilirkişilerce talep edilen faturaların EK 4’de , davacının babasına devredilen daire hariç diğer 3 dairenin devrine ilişkin belgelerin Ek 5’de, dairelerin yapılan sözleşme kapsamında başlangıçta …’na ait olduğunu gösteren Elvan Preminyum Konutları Gelir gider tablosu ve diğer belgelerin EK 6’da sunulduğunu, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi tarafından talep edilen belgelerin sunulması nedeniyle dosya tekrar bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişiden 05/12/2019 tarihli ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda özetle; davalının ticari defter kayıtları üzerinde yeniden yapılan incelemede 331.021,24 TL lik tutarındaki alacak kaydının davalı kayıtlarında yer almamasının, bu tutardan 70.921,24 TL’nin davalı tarafından davacıya ait cari hesap hareketlerinin birçok hesapta takip edilmesinden ve 85.000,00 TL nin ise davacının mükerrer kaydından kaynaklandığını, bu tespite göre davacının ticari defter kayıtlarındaki 175.000,00 TL tutarındaki alacak kaydının davalı kayıtlarında yer almadığının görüldüğünü, davalı defter kayıtlarında toplam 2.299.723,83 TL tutarındaki borç kaydının davacının defter kayıtlarında yer almadığının tespit edildiğini, davacının defter kayıtlarına göre 1.968.702,60 TL ile 85.000,00 TL tutarındaki mükerrer tahsilat kaydının düzeltilmesi neticesinde 2.053.702,60 TL alacaklı iken davalı defter kayıtlarında ise davacıya borcunun görünmediğini, davalının defter kayıtları ile dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin incelemesi sonucu davacının davalıya yapmış olduğu ödemelerin aşağıdaki şekilde olduğunu belirterek, yapılan ödemelere ilişkin kayıtlar ayrıntılı şekilde açıklanmış ve sonuç olarak bilirkişi tarafından davacıya iş karşılığı araç verilmek suretiyle 153.848,51 TL, davacının babası Ramazan Topuzoğlu’na daire verilmek suretiyle 400.000,00 TL , davacıya daire verilmek suretiyle 318.600,00 TL , davacıya çek verilmek suretiyle 90.000,00 TL , davacının SGK primlerinin ödenmesi suretiyle 33.217,87 TL , davacının araç sigortaları nedeniyle 5.316,23 TL olmak üzere toplam 1.000.982,61 TL nin davacının da alacağından düşülmesi gerektiğini, davacının defter kayıtlarında gözüken davacının alacağından mahsup edilen plaka ve bandrol masrafları dahil 74.900,00 TL bedelli aracın alacaklı olduğu belirtilen Kriscam isimli firmaya yapıldığı, ancak dosya içeriğinde davacının davalıdan olan alacağının 3. Kişilere temliki amacıyla düzenlenmiş herhangi bir temliknamenin bulunmadığını, dosya içeriğine göre aşağıda belirtilen dairelere ilişkin barter sözleşmesinin bulunmadığını, Sincan ilçesi 3 ada 29 parsel 10 numaralı daire satış bedeli olduğu iddia edilen ve davacının banka hesabına satış tarihinde İsmail Sağbazar tarafından yapılan 208.258,00 TL tutarındaki ödemenin, Etimesgut ilçesi 46048 ada 10 parsel 7 nolu ve 15 nolu dairelerin satışından önceki dönemlerde apartman gelir gider çizelgelerinde davacının isminin bulunmasının, tek başına barter sözleşmesi kapsamı içine alındığını ispata yeterli olup olmayacağının takdirinin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Davalı tarafından Ankara … CBS’ye yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturmanın sonucunun beklenmesine karar verilmiş, Ankara … CBS tarafından davalı şirketin şikayeti üzerine davacı … hakkında serbest meslek sahibi kişilerin dolandırıcılığı suçundan yapılan soruşturma sonucunda 09/07/2021 tarih 2021/2738 soruşturma ve 2021/12912 karar nolu kararla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı taraf savcılık tarafından dinlenen tanık beyanları dikkate alınmasını talep etmiş ise de tanık beyanları ile ispat edilmek istenen hususun hukuki işleme yönelik olması, HMK 200 ve 201 maddeleri gereğince ödeme hususunun tanıkla ispat edilmesinin mümkün olmamaı ve şikayet konusu hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olması nedeniyle Ankara … CBS ‘ca dinlenen tanıkların beyanları dikkate alınmamıştır.
Tapu kayıtları ve resmi senetlere göre Sincan Maraşal Çakmak Mahallesi 3 ada 29 parsel 10 nolu bağımsız bölüm taşınmaz 29/04/2016 tarih 2017/258 yevmiye numaralı resmi senetle davalı şirket tarafından 110.000,00 TL bedelle dava dışı Hacer Sağbazar’a satıldığı, Etimesgut Elvan Mahallesi , 46048 ada, 10 parsel 8 nolu bağımsız bölüm 02/11/2016 tarih 48276 yevmiye numaralı resmi senetle davalı şirket tarafından 225.000,00 TL bedelle Ramazan Topuzoğlu’na satıldığı, … nolu bağımsız bölümün davalı şirket tarafından davacıya satıldığı, …. bağımsız bölümün 08/03/2017 tarih 9976 yevmiye numaralı resmi senetle davalı şirket tarafından 250.000,00 TL bedellerle …’a satıldığı, resmi senetlerde satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının yazılı olruğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafın ödeme iddiaları yönünden yapılan değerlendirme sonucunda, bilirkişi tarafından tespit edilen, iş karşılığında araç verilmek suretiyle 153.848,51 TL ile barter sözleşmesinde davacıya verileceği kararlaştırılan dairenin davacının babasına satış yoluyla verilmesi suretiyle 400.000,00 TL davacıya verilen daire nedeniyle 318.600,00 TL , davacıya verilen çek nedeniyle 90.000,00 TL, davacının SGK primlerinin ödenmesi nedeniyle 33.217,87 TL , davacının araç sigortaları nedeniyle 5.316,23 TL olmak üzere toplam 1.000.982,61 TL nin davalı tarafından fatura bedellerine karşılık davacıya ödeme yapıldığı kanaatine ulaşılmıştır.
Ancak Kriscam isimli firmaya yapılan 74.900,00 TL lik ödemelerin, davacının talimatına istinaden fatura bedeline karşılık yapıldığının ve alacağın temlik edildiğinin ispat edilememiş olması, ayrıca … ve …. ‘a satışı yapılan dairelerin davacının alacağına karşılık yapıldığının ispat edilememiş olması, daire alanın …olması nedeniyle…. tarafından davacıya yapılan ödemenin tek başına taşınmazın davacı lehine verildiğinin kanıtı olmayacağı, ayrıca dava dışı apartman yönetimine ait belgelerin tek başına dairelerin davacının talep ve talimatı ile verildiği hususunu ispat etmeyeceği kanaati ile söz konusu işlemlere ilişkin ödeme iddiaları yerinde görülmemiştir.
Ödemeler yönünden sonuç olarak bilirkişi raporunda tespit edilen davalı tarafından fatura bedellerine karşılık davacıya toplam1.000.982,61 TL lik taşınır ve taşınmaz mal verilmesi, çek verilmesi, nama ödeme yapılması suretiyle bu miktar ödeme yapıldığının davalı tarafından ispat edilmiş olduğu, bu miktarın üzerindeki ödeme iddialarının ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan delillerden, davacı tarafından takibe ve davaya konu edilen faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının faturalara göre 2.053.702,60 TL alacağının bulunduğu, bu alacağın 1.000.982,61 TL sinin yukarıda açıklandığı şekilde davalı tarafından ödenmiş olduğu, davacının 1.052.719,99 TL bakiye alacağının bulunduğu, bu alacağın ödendiğinin davalı tarafından ispat edilemediği, bu nedenle bu miktar kadar davalı tarafından ödeme emrine yapılan itirazın haksız olduğu kanaatine varılmakla davacının davasının kısmen kabulüne, faturaya dayalı alacak likit olduğundan itirazın iptaline karar verilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/12227 Esas sayılı dosyasında davalı tarafından ödeme emrine yapılan itirazın 1.052.719,99 TL asıl alacak miktarı üzerinde iptaline, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
3-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si olan 210.543,99 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Alınması gerekli 71.911,30 TL harçtan peşin alınan 1.306,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 70.605,10 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 69.645,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 17.941,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan 1.306,20 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan 958,4‬0 TL ( ilk yargılama gideri, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 840,77 TL sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL ( ilk yargılama gideri, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 6,14 TL sinin davacıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının KARAR KESİNLEŞTİĞİNDE İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2021

Başkan ….
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır