Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/830 E. 2021/552 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/830 Esas
KARAR NO : 2021/552

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – … …….
….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2018
KARAR TARİHİ : 24/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 13/11/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketten alacağının tahsili amacıyla 24/07/2018 tarihinde Ankara… Dairesi’nin 2018/9173 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını, davalının ödeme emrinin tamamına 27/07/2018 tarihinde itiraz ettiğini, davalının borca itirazının usul ve yasaya aykırı olduğunu, itirazlarının çelişkili olduğunu, taraflar arasında 2 farklı projede çeşitli işlerin yapılması hususunda anlaşıldığını, bu projelerden; Ankara Konya yolu (Bala Ayr-Kulu Ayr arası) devlet yolu proje km. 83+740 Kömüşini ayr kavşağı projesinde müvekkilinin yapılacak işler için fiyat teklifini 27/12/2016 tarihinde mail yoluyla davalı şirket yetkilisi…’e ait mail adresine gönderdiğini, ayrıca bu mail ile 30/12/2016 günü % 20 avansın müvekkil hesabına yatırılmasını talep ettiğini, davalının maillere herhangi bir itirazının olmadığını, müvekkilin fiyat teklifi ile sağlanan sözlü anlaşma kapsamında yapılacak işler için toplam 26.500,00 TL, KDV dahil 31.270,00 TL’ye anlaşıldığını, müvekkili tarafından 27/02/2017 tarih ve 040702 no’lu fatura düzenlendiğini, davalının bu faturaya itiraz etmediğini, ayrıca bu anlaşmada toplam tutara ek olarak idarece istenmesi halinde bazı hizmetlerin KGM BF 2016’nın %30 eksiği ile müvekkile ödeneceği hususunda anlaşıldığını, projeye istinaden idare tarafından istenen işlerin yapıldığını ve davalı şirkete 27/05/2017 tarih ve 040707 no’lu 7.481,20 TL fatura düzenlendiğini, düzenlenen faturaya davalının itirazının olmadığını, davalının 30/12/2016 tarihinde 5.000,00 TL avansı müvekkil hesabına yatırdığını, sonrasında çeşitli tarihlerde 5 ödeme daha yaptığını, Yüksekova ayr-Şemdinli-Derecik-Umurlu kara hudut kapısı projesinde, müvekkilinin yapılacak işler için davalı ile sözlü görüşmeler ve çeşitli mailleşmeler yaptığını, sözlü anlaşmayı teyit amacıyla 02/08/2017 tarihinde davalı şirket yetkilisi …’e mail gönderdiğini, yapılacak iş için KDV hariç 26.960,00 TL teklif edildiğini, daha sonra fiyatta düzenlemeye gidildiğini ve KDV hariç 23.120,00 TL’ye anlaşıldığını, bu işle ilgili olarak müvekkilinin 20/12/2017 tarih ve 040718 no’lu 13.570,00 TL tutarlı ve 07/02/2018 tarih ve 040720 no’lu 3.540,00 TL tutarlı faturaların düzenlendiği ve davalıya teslim edildiğini, davalının bu faturalara itiraz etmediğini, müvekkili şirket tarafından yüklendiği işlerin tam ve eksiksiz olarak yapıldığını ve zamanında teslim edildiğini, davalının da müvekkil tarafından düzenlenen faturaları yasal defterlerine kayıt ettiğini, icra takibi konusu borcun muaccel olduğunu, borçlu şirketin temerrüde düştüğünü, bu kapsamda alacaklının faiz isteme hakkının bulunduğunu beyanla davanın kabulü ile davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazlarının tamamının iptaline ve icra takibinin devamına, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, her türlü yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında 2 ayrı işten kaynaklanan bir ticari ilişki kurulduğunu, ancak davacının bu işlerle ilgili olarak üstlendiği sorumlulukları tam ve zamanında yerine getirmediğini, bu sebeple müvekkilinin ilave harcamalar yapmak suretiyle zarar gördüğünü, gecikmeden dolayı iş sahibi idarenin gecikme cezasına muhatap kaldığını, bundan dolayı müvekkilinin uğradığı bütün zararları davacının üstlenmesi gerektiğini, bu sebeple de müvekkilinin uğradığı zararlar açısından takas mahsup talebi olduğunu, Ankara Konya yolu Kömüşini kavşağı işinde davacı yanın eksikliklerini müvekkilince başka firmalara ilave maliyetle tamamlatıldığını, yapılan görüşmeler sonucunda ekstra maliyet için davacının sorumluluğu kadar kesinti yapılması hususunun davalı yanca olumlu karşılandığını, davacı şirketin üstlendiği diğer iş olan … yolu işinde ise üstlendiği işi normal süresinden sonra bitirdiğini, bu hususta Karayolları Genel Müdürlüğü Denetim elemanları tarafından eksiklik ve gecikmelerin tespit edildiği, işin yaklaşık 5 ay gecikmeye uğradığını, günlük 477,50 TL olarak belirlenen günlük ceza kadar da müvekkilinin zararı doğduğunu, davacının iddiasının aksine jeolojik-jeoteknik rapor hazırlanması konusunun 8.000,00 TL olarak değil 4.000,00 TL, malzeme etütleri raporu da 5.000,00 TL değil 2.500,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin davacı hesaplarına eksik yansıtıldığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, bu sebeple takipten önce faiz işletilmeyeceğini, bütün ödemelerin davacı kayıtlarında yer aldığını ve mahsup sonrasında da davacı alacağının kalmadığını beyanla, öncelikle haksız olan davanın reddine, mahkemede davacının herhangi bir miktarda alacaklı olduğu yönünde bir kanaat hasıl olursa takas/mahsup talebinin kabulüyle davacının yürüttüğü işler kapsamında müvekkilin davacının üstlendiği işin tamamlanabilmesi için müvekkil tarafından yapılan harcamalar muhatap kalınan gecikme cezalarının tespiti ile bu miktarın davacı alacağından takas/mahsup edilmesine, kötü niyetli davacının alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet (icra inkar) tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Ankara… Dairesi’nin, 2018/9173 sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 27/02/2017, 27/05/2017, 20/12/2017, 07/02/2018 tarihli faturalar dayanak gösterilmek suretiyle toplam 38.661,73 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun yasal süre içerisinde takibe konu borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 02/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davalı taraf yasal defter kayıtlarına göre, davalının davacıya takip tarihi itibariyle 18.858.20 TL borcu bulunduğu, davacı taraf ile davalı taraf yasal defterlerine göre; davacının davalıya toplam tutarı 55.861,20 TL olan 4 adet faturanın düzenlediğine ilişkin çelişki bulunmadığı, söz konusu dört faturanın her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve birbirlerini doğruladığı, davacı taraf ile davalı taraf yasal defterleri arasındaki farkın davalı tarafa ait 09/06/2017 tarihli yevmiye kayıtlarında bulunan 7.003.00 TL ödeme olduğu, diğer ödemelerin birbirleri ile uyumlu olduğu ve örtüştüğü, davalı taraf defterinde 09/06/2017 tarihli yevmiye kaydında bulunan 7.003.00 TL ödemenin kasadan yapılan nakit ödeme olarak kaydedildiği, ancak bu kayda ilişkin ödeme yapıldığını gösterir dayanak belge bulunmadığı, ayrıca, 09/06/2017 tarih ve 141 yevmiye numaralı kayıt açıklamasında “Dk 14.06-4021” açıklaması bulunduğu, 14/06/2017 tarihinde yapılan ödemenin ödeme tarihinden önceki bir tarih olan 09/06/2017 tarihinde kayıt edilmesinin imkanı bulunmadığı, davalı tarafından 14/07/2017 tarihinde davacıya ayrıca 7.000,00 TL ödeme yapıldığı ve bu tutarın her iki taraf yasal defterlerinde de kayıtlı olduğu, 3,00 TL farkın internet bankacılığı EFT komisyonu olduğu dikkate alındığında, davalının 09/06/2017 tarih ve 141 yevmiye numarasındaki kaydın mükerrer kayıt olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafından yapılan 09/06/2017 tarih ve 141 yevmiye numaralı kaydın mükerrer kayıt olarak değerlendirilmesi halinde taraf defterlerinin birbiri ile örtüşeceği ve davacının davalıdan 25.861.20 TL alacağı bulunduğu, davalının takas ve mahsup talebiyle ilgili olarak TBK ile aranan koşulların gerçekleşmediği, davalının alacağını ortaya koyacak belgelerin dosyasında yer almadığı ve bu bakımdan takas ve mahsup talebinde bulunamayacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
23/11/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davacı vekilinin 27/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna itirazının değerlendirilmesi sonucu; davacı vekilinin davalı tarafın temerrüde düştüğü, belirlenen ödeme gününden itibaren faiz isteme hakkının bulunduğunun Sayın Mahkemece kabulü halinde yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faize mahsup edilmesi suretiyle yapılan hesaplamaya göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 26.845,53 TL asıl alacak, 2.086,04 TL faiz olmak üzere toplam 28.931.57 TL alacağı bulunduğu, her ne kadar 24/07/2018 tarihli ödeme emrinde toplam borç 38.661,73 TL olarak hesaplanmış ise de, yapılan hesaplamada davalı tarafından davacıya 30/12/2016 tarihinde ödenen 5.000,00 TL avansın hesaplamalarda dikkate alınmadığı gibi ödeme emrinde faiz olarak hesaplanan 4.468,83 TL işlemiş faizin yanlış hesaplanmasından kaynaklandığı, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazının değerlendirilmesi sonucu; davalı vekilinin davacının üstlendiği sorumlulukları yerine getirmemesi sebebiyle müvekkilinin ilave harcamasına sebep olduğu ve gecikme cezasına muhatap kaldığını belirtmiş ise de, bu hususun kök raporda; Ankara-Konya Yolu Kömüşini kavşağı işinde davacının üstlendiği eksik işlerin davalı tarafından başka firmalara tamamlattırıldığına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı, davalı tarafından davacının yaptığı hangi eksik işleri hangi firmaya tamamlattırıldığına dair fatura, hakediş, tutanak vb. belge sunulması halinde davalı talebinin yeniden değerlendirilebileceği, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre davalının bu iddiasını ispatlayacak bilgi ve belgeyi dava dosyasına sunmadığının görüldüğü, Yüksekova-Derecik Kara Hudut Kapısı işinde, davalının Bor Mühendislik firmasının yaptırmış olduğu işlerin davacı ile davalı arasında yapılması gereken işlemleri kapsamadığı, davalının işin davacıdan kaynaklı gecikmesinden dolayı ceza ödediği iddia edilmiş ise de taraflar arasında yapılan mail yazışmalarında davacının işi yapması için süre tayin edilmediği ve işin geç yapılması halinde davalının ödeyeceği gecikme cezasına ilişkin taraflar arasında herhangi bir anlaşma bulunmadığı görüldüğünden davalının ödediği(dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre ne kadar ceza ödediği belli değil) cezalardan davacının sorumlu bulunmadığı ve davalının uğradığı zararlar açısından takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere takas/mahsup talebinin yerinde olmadığının değerlendirildiği, davalı tarafından, Bor Mühendislik’e yaptırılan işlerin davacı ile anlaştıkları işler olmadığı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü miktarlar olan jeolojik-jeoteknik rapor hazırlanması konusu 8.000,00 TL ve malzeme etütleri raporu da 5.000,00 TL yerine 4.000,00 TL ve 2.500,00 TL olarak hesaplama yapılması gerektiğinin belirtildiği, dava dosyasında jeolojik-jeoteknik rapor hazırlanması konusunun 4.000,00 TL, malzeme etütleri raporunun 2.500,00 TL olacağı yönünde herhangi bir belge olmadığı görüldüğü, kaldı ki yapılan hesaplamalarda 8.000,00 ve 5.000,00 TL’lik tutarların değil davacının davalıya düzenlediği faturaların dikkate alındığı, verilen ve anlaşılan tekliflerin 23.120,00 TL olmasına rağmen davacı tarafından söz konusu iş için davalı adına düzenlenen fatura toplamının 14.500,00 TL olduğu yapılan hesaplamalarda da bu tutarların dikkate alındığı görüldüğünden davalı vekilinin itirazlarının kök rapordaki hesaplamaları değiştirecek nitelikte bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava, sözlü olarak akdedilen eser sözleşmesine istinaden davacı yüklenicinin bakiye alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasında eser sözleşmesinin akdedildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı taraf sözleşmenin akdedildiği kabul etmekle birlikte, sözleşme bedelinin davacının iddia ettiğinden farklı tutarlarda belirlendiğini ve davacının edimlerini gereği gibi ve süresinde ifa etmemesi nedeniyle maruz kaldığı gecikme cezası ve sözleşme konusu işin dava dışı firmalara yaptırılması nedeniyle uğradığı maddi zararın takas ve mahsup edilmesi halinde davacının bakiye alacağı kalmayacağını savunmuştur. Somut olayda, davacı yüklenici taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesine istinaden yapılan işin bedelini faturalandırmış ve iş bu fatura bedelleri toplamı ve işlemiş faiz alacağı olarak toplam 38.661,73 TL alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatmıştır. Mahkememizce taraf şirketlerin ticari defterleri bilirkişi marifetiyle incelenmiş olup, dosya kapsamına alınan kök ve ek bilirkişi raporları ile, takibe konu edilen faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu belirlenmiştir. Davalı taraf davacının düzenlediği faturaları ticari defterine kayıt ederek ve süresi içinde itirazda bulunmayarak fatura konusu iş ve hizmetin ifa edildiğini kabul etmiş sayılmakla birlikte, hizmetin geç ifa edildiği ve gecikme cezasına maruz kaldığı, işi başka firmalara yaptırdığı savunmasına ilişkin yasal herhangi bir delil sunmamıştır. Hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporları ile davalı tarafça yapılan ödemeler mahsup edildiğinde, davacının bakiye alacağının 25.861,20 TL olduğunun belirlenmiştir. Davalı taraf ticari defterlerinde 09/06/2017 tarihli 7.003,00 TL tutarında ödeme gözükmekte ise de, davalı tarafça iş bu ödemeye ilişkin dayanak belgeler sunulmamıştır. Davalı tarafın bu hususta yemin deliline dayanması üzerine, davacı şirket yetkilisi adına ihtaratlı davetiye çıkarılmış olup, 24/09/2021 tarihli celsede davacı şirket yetkilisi; ” 09/06/2017 tarihli 7.003,00 TL’lik ödemeyi kabul etmiyorum, banka dışında elden nakit herhangi bir ödeme yapılmamıştır,” şeklinde yeminli beyanda bulunmuştur. Bu suretle davalı tarafça 7003,00 TL tutarındaki ödemenin yapıldığı ispat edilemediğinden, hükme esas alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, Ankara… Müdürlüğü’nün 2018/9173 esas sayılı takibe vaki itirazın 25.861,20 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 25.861,20 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Takibe konu alacağın likit olduğu ve yasal koşulların oluştuğu gözetilerek, kabul edilen alacağın %20’si oranında (5.172,24 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, davacı yanın kötüniyetli olarak takip başlattığı davalı tarafça ispat edilemediğinden, davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Ankara… Müdürlüğü’nün 2018/9173 esas sayılı takibe vaki itirazın 25.861,20 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 25.861,20 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %20’si oranında (5.172,24 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
4-Alınması gereken 1.766,57 TL harcın, peşin alınan 660,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.106,32 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 660,25 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1.878,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1256,52 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 38,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 12,75 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı şirket yetkilisi ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
DAVACI
Bilirkişi Ücreti : 1.650,00 TL
Posta Masrafı : 187,40 TL
Başvurma Harcı : 35,90 TL
Vekalet Harcı : 5,20 TL
DAVALI
Posta Masrafı : 38,50 TL