Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/829 E. 2023/651 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/829 Esas – 2023/651
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/829 Esas
KARAR NO : 2023/651

HAKİM : ..
KATİP :..
DAVACI …
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 1….

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/08/2014
KARAR TARİHİ : 25/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı kooperatife üye olduğu tarihten itibaren aidatlarını düzenli bir şekilde ödediğini, 28.06.2008 tarihinde kooperatife verilen yazılı başvuru ile yönetim kurulu üyeliği ve kooperatif üyeliğinden çıkmak istediğini, kooperatife ödemiş olduğu aidatların kendisine iade edilmesini istediğini ancak kooperatifin vermiş olduğu cevabi yazısında 19.10.2008 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan karar gereğince kooperatiften istifa ile ortaklara ödemelerin 3 yıl içinde ödeneceği kararı alındığını bildirdiğini, alacağın tahsili için ….’nde başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, yapılan icra takibinin 19.10.2009 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan karara aykırı olduğunu ve alınan erteleme kararı gereği muaccel olmadığını, ayrıca davacı aleyhine açılan sorumluluk davası ile birleştirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin 20/01/2015 tarih, …. K.sayılı ilamı ile, davacıya yapılacak ödemelerin 03.05.2009 tarihli genel kurul kararı ile muacceliyet tarihinin 06.04.2012 tarihine ötelendiği, …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan 29.09.2010 takibin tarihi itibari ile davalı kooperatiften muaccel hale gelmiş herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine;….K. sayılı ilamı ile;
“Dava, çıkma payı alacağının tahsiline ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. ve anasözleşmenin 15/1. maddesi gereğince, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda bu alacak temerrüt ihtarına gerek kalmaksızın muaccel olur ve talep edilebilir. Aynı Kanun’un 17/2. maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıl geçmemek üzere belli bir süre ile geciktirilmesine ilişkin alınan kararın, anılan aynı genel kurulda alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce açılan dava, ödemeleri geciktirme süresinden önce (erken) açıldığı gerekçesiyle reddedilmelidir. Mahkemece kooperatif genel kurulunda alınan erteleme kararının mevzuat hükümlerine uygun olduğu gerekçesiyle erken davanın reddine karar verilmiş ise de; bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda mahkemece, kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak, kaç ortağın istifa ettiği, toplanan aidat, istifa eden üyelere yapılacak geri ödeme nazara alındığında kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşüp düşmediği hususlarında net tesbitler içeren denetime açık yeni bir bilirkişi raporu aldırılıp erteleme kararının usulüne uygun olup olmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Kabule göre de, davanın dava şartı yokluğundan reddedildiği dikkate alınarak karar tarihi itibari ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun görülen ….K. sayılı bozma ilamına uyulmakla; davalı kooperatifin iflas ettiği ve …. sayılı iflas dosyasında işlemlerinin tamamlanarak ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşıldığından; davacı vekiline ihya davası açmak ve kararı ilan ettirmek üzere süre verilmiş olup, davacı tarafça ….K.sayılı ihya kararı ve iş bu kararın ilanına ilişkin kayıtların sunulduğu, ihya kararı doğrultusunda iflas idaresinin oluşturulmadığı, tasfiye işlemlerinde İcra Müdürlüğü’nün temsile yetkili olduğu dikkate alınarak, ….’ne davalı kooperatifi temsilen tebligatlar yapılmış ve taraf teşkili sağlanarak, davanın esası incelenmiştir.
… bozma ilamında belirtildiği üzere, kooperatif kayıt ve defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak istenmiş ve …na müzekkereler yazılmış, akabinde yönetim kurulu üyeleri….adlarına bahse konu kayıtları sunmaları amacı ile muhtıra çıkarılmış ancak kooperatif defter ve kayıtlarına ulaşılamamıştır.
Son olarak …Müdürlüğü’nden arşiv kayıtlarında bulunan davalı kooperatife ait bir kısım kayıtlar CD olarak gönderilmiş olup, 2009-2012 dönemi davalı kooperatifin gelir gider tabloları ve kurumlar vergisi beyannameleri dosya içerisine alınarak, mevcut kayıtlar üzerinden istifa eden üyelere yapılacak geri ödeme nazara alındığında kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşüp düşmediği hususunda rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve 26/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı kooperatifin 2008 yılına ilişkin yasal muhasebe kayıtlarının mevcudiyetinin tespit olunamadığı ve dosya kapsamına da fiilen kazandırılamadığından net bir hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı, ancak…. Dairesi’nin 20.12.2022 tarihli yazısı ekinde Mahkemeye gönderilen davalı kooperatifin erteleme kararının alındığı 2008 ve 2009 yılları Kurumlar Vergisi Beyannamesi üzerinde yapılan incelemede, davalı ….Kooperatifinin 31.12.2008 tarihli bilanço kalemlerinden bazılarının yukarıda yer verilen tabloda yer aldığı şekilde olduğunun tespit olunduğu, davalı …..Kooperatifi’nin borç ödeyebilme gücünü doğru tespit edebilmek için kısa vadede nakde dönüşebilecek olan varlıklar ile kısa vadeli borç arasındaki ilişkinin incelenmesi gerektiği, yukarıdaki satırlarda yer verilen tabloda yer aldığı üzere, davalı kooperatifin her 1 liralık kısa vadeli borcuna karşılık, 1,14 liralık dönen varlığının olduğunun tespit olunduğu, fakat bu oranın da gerçek olmadığı, fiktif kalemlere dayandığının değerlendirildiği, ayrıca Kooperatifin kısa vadeli borçlarını ödeyebilecek genel kabul görmüş (0,20) oranın altında bir orana (0,00) sahip olduğu, diğer bir deyişle kooperatifin 31.12.2008 tarihli bilanço verilerine göre, kooperatifin kısa vadeli borçlarını ödeyebilecek yeterlilikte olmadığı, 2008 yılında ihraç edilen bir üyenin alacağını da ödeyebilecek güce sahip olmadığı, dolayısıyla davalı kooperatifin davacı ….’ın kooperatiften olan alacaklarını da ödeyecek durumda olmadığı, böyle bir ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğu, başka bir ifadeyle kooperatifin iflas etmiş durumda olduğu, nitekim ….. Karar sayılı kararı ile iflasına, yine aynı Mahkemenin 15/01/2016 tarih ve 2016/13 esas, 2016/3 karar sayılı kararı ile de İİK’nun 254. maddesi gereğince borçlu olarak kapatılmasına karar verildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; her ne kadar davalı kooperatifin defterlerine ulaşılamamış ise de; davalı kooperatifin erteleme kararının alındığı 2008 ve 2009 yılları Kurumlar Vergisi Beyannamesi incelendiğinde, 2008 yılında ihraç edilen bir üyenin alacağını ödeyebilecek güce sahip olmadığı, dolayısıyla davalı kooperatifin davacı ….’ın kooperatiften olan alacaklarını da ödeyecek durumda olmadığı, böyle bir ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğu anlaşılmakla, davalı kooperatifin 03/05/2009 tarihli genel kurulunda alınan erteleme kararının mevzuat hükümlerine uygun olduğu kanaatine varılmış olup; iş bu erteleme kararına göre davacıya yapılacak ödemelerin muacceliyet tarihinin 06/04/2012 tarihine ertelendiği, davaya konu….E.sayılı dosyası ile başlatılan takibin tarihinin 29/09/2010 olduğu dikkate alındığında, takip tarihi itibariyle davacının muaccel hale gelmiş bir alacağı bulunmadığından, erken açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin alınan 472,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 202,35‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde ….. temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/09/2023

Katip….
¸

Hakim …
¸