Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/783 E. 2021/199 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/783 Esas
KARAR NO : 2021/199

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2018
KARAR TARİHİ : 26/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile müvekkili arasında 21/03/2017 tarihinde ağırlıkları 160-300 kg arasında değişen AB Menşeli 9.000 baş besilik sığır tedarik sözleşmesi, 14/04/2017 tarihinde ağırlıkları 300-350 kg arasında değişen AB Menşeli 3.500 baş besilik sığır tedarik sözleşmesi olmak üzere iki adet sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirketin her iki sözleşme uyarınca toplam 12.500 adet canlı baş besilik sığırın mahreç ülkelerden Türkiye’ye ihraç edilerek alıcı davalıya teslim edilmesi edimini üstlendiğini, sözleşmeye konu hayvanların müvekkili şirket tarafından sözleşmeye uygun olarak Kapıkule Gümrüğü’ne getirildiğini, ancak davalı kurumun hayvanların kabulünün ve giriş işlemlerinin gerçekleşmesini teminen yapılması gereken işlemlerin geç yapılması nedeniyle hayvanların gereğinden fazla gümrük kapısında beklemesine, kilo kaybetmesine ve bu suretle bazı hayvanların ölümüne sebebiyet verdiğini, davalı kurumun bazı hayvanların sütçü ırk olması nedeniyle kabul etmeyerek gümrüğe terk ettiğini, ancak hayvanların seçiminin kurumun veterinerlerinin de bulunduğu seçim heyetince gerçekleştirildiğini, sütçü ırktan olan hayvanların kabulü yapılmadığı için bu durumun fark faturasına yansıtıldığını, davalı kurumun kilo farkları sonucu tek taraflı olarak fatura keserek müvekkilinin alacağından kesinti yaptığını, açıklanan nedenlerle taraflar arasında akdedilen sözleşmelere aykırı hareket eden davalıdan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13/04/2017 tarih- 522178 no’lu- 3.344,80 Euro, 13/04/2017 tarih-522182 no’lu-7.363,00 Euro, 26/05/2017 tarih-999452 no’lu-6.552,60 Euro, 28/04/2017 tarih- 522248 no’lu 3.622,360 Euro fatura bedellerinin 14/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline/müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine,(toplam 20.882,76 Euro, günlük kur 6.54 TL,fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden), 15 adet sığır bedeline karşılık şimdilik 1000,00 TL’nin 16/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, gümrük giderleri adı altında düzenlenen 27/06/2018 tarih, 487890 no’lu fatura ile 128.459,25 TL’nin 07/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline/müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; fark faturalarına ilişkin istem yönünden, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7.2.maddesi gereğince, davacı şirketin gümrük formalitelerinde yaşandığı iddia olunan gecikmelerden kaynaklı kilo kaybından hak iddia etmesinin mümkün olmadığını, sözleşmenin 11.1. maddesi uyarınca teknik şartname ve sözleşmede nitelikleri saptanan hayvanları temin ve teslim yükümlülüğünün davacı satıcının uhdesinde olduğunu, sözleşmede belirlenen nitelikleri taşımadığı anlaşılan hayvanların mahrece/gümrüğe terk prosedürüne tabi tutulacağının öngörüldüğünü, davacı yanın bir kısım hayvanların sütçü ırktan seçilmiş olmasının zarara yol açtığı savının yerinde olmadığını, aynı şekilde davacı yanın mahreç ülkeden vasıtalara yüklenen hayvanların gümrük noktasına gelene kadar geçen günlerde kilo kaybına uğramadığı, gümrük noktasında geçen saatler dahilinde kilo kaybının yaşandığı savınında yerinde olmadığını ve ispatı gerektiğini, sözleşmenin 7.maddesi uyarınca hayvanların taraflarına teslimine kadar ki sigorta, navlun,demoraj ve teslim yerindeki tahliye masrafları gibi her türlü masrafın satıcıya ait olduğu düzenlendiğinden, hayvanların tahliyesine dair tüm giderlerin satıcı davacıya yansıtıldığını, sözleşmenin 13.4., 7.7. Maddesi uyarınca davacı satıcının veteriner sağlık sertifikalarıyla bulaşıcı hastalıkların besicilere teslim sonrasında karantina dahilinde ortaya çıkması halinde meydana gelecek ölüm ve mecburi kesim zararlarından sorumluluğunun mevcut olduğunu, buna göre; davacı satıcı aracılığıyla ülkemize getirilen hayvanlardan satın alan besicilerden …..A.Ş.’nin 1, …’ın 14 hayvanın menşei kaynaklı bulaşıcı hastalıklardan öldüğünün kurumun ilgili komisyonuna yaptıkları başvuru neticesinde anlaşılması üzerine davacının teminat hesabından 17.579,44 Euro tahsil edildiğini, açıklanan nedenlerle dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava taraflar arasında akdedilen 21/03/2017 -14/04/2017 tarihli sözleşmelere istinaden bakiye fatura bedeli, gümrük giderleri adı altında düzenlenen fatura bedelleri ve ölen 15 baş sığır bedeli olmak üzere toplam 266.036,50 TL’nin tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeye konu hayvanların kilo kaybı ve ölümünde davalı yanın tır gümrüğü noktasında hayvanların gereksiz bekletilmesinden kaynaklı kusuru olup olmadığı, davalı yanın gerekli gümrük işlemlerini zamanında başlatmayarak malların geç teslim alınmasına sebebiyet verip vermediği, bu suretle davalı yanca alacaktan yapılan kesintinin yerinde olup olmadığı, hayvanların ölümünde yabancı ülkeden herhangi bir hastalıktan kaynaklı olup olmadığı ve gümrük tahliye giderlerinin davacıya yansıtılmasının yerinde olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmak suretiyle dosya re’sen seçilen bir veteriner, bir mali müşavir ve bir gümrük işlerinde uzman nitelikli hesap bilirkişisinden oluşan heyete tevdi edilmiş olup, dosya kapsamına alınan 26/09/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Türkiye gümrük bölgesine gelen canlı hayvan için kilogram tespitinin 5.2.2. Maddesinde belirlendiği, buna göre, canlı hayvanların fiili ithalatı gerçekleştirilmeden canlı hayvanları getiren araçların dolu ve boş ağırlıkları tartılmak suretiyle aradaki çıkan farkın ödemeye esas ağırlık olacağı, gümrük işlemlerinin kısa sürede sonuçlandırılmasından ithalatçı kurumun sorumlu olduğu, bunun yanında ihracatçı ülkeden sağlanacak belgelerin hazırlanması konusunda ihracakçı firma olan davacı şirketin sorumluluğunun bulunduğu, boş tartıda ortaya çıkan kilo kaybının hayvanların ithalat prosedürünün tamamlanmasının gecikmesi neticesinde yükleme öncesi veya dinlenme yerinde hayvanlara verilen su ve idrar yapma terleme yoluyla atılmasından kaynaklanacağı ve bu durumun hayvan taşımacılığının olağan akışı içerisinde yer aldığı, sözleşmeye konu hayvanların kilo kaybı ve ölümündü davalı yanın tır gümrüğü noktasında hayvanların gereksiz bekletilmesinden kaynaklı kusuru olduğu,davalı yanın gerekli gümrük işlemlerini zamanında başlatmayarak malların geç teslim alınmasına sebebiyet verdiği ve bu suretle davalı yanca alacaktan yapılan kesintinin yerinde olmadığı, buna göre, davacı firmanın davalıdan 1.307,95 Euro+2.945,20 Euro+2.621,04 Euro+905,58 Euro alacaklı olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede gümrük masraflarının alınacağına yönelik açık hüküm bulunmadığından davalı kurumun ithalat beyannamesi verilmesi ve ithalatın gerçekleşmesi sürecinde yapmış olduğu ve davalı adına düzenlediği içeriği Mesai ücreti, yolluk gideri, tarım ücreti olmak üzere toplam 128.459,25 TL tutarlı faturadan davacı şirketin borçlu olmayacağı, … firması 1 adet ölü hayvanla ilgili olarak IBR hastalığı yönünden bir rapor belgesi, hastalığın mahreç ülkeden kaynaklandığı yönünde somut bilgi belge bulunmadığı, bu durumda davacı firmanın sorumluluğunun bulunmadığıve bedelinin davalı kurumca teminat hesabından mahsup edilmesinin yasal olanağının bulunmadığı, … firmasının 14 adet ölü hayvanlarda görülen ve tespit edilen IBR hastalığının ithalatı yapılmadan önce mahreç ülkeden kaynaklandığı yönünde somut bilgi ve belge olmasa da hastalığın orijin ülke kaynaklı olacağının değerlendirildiği, kulak numarası bulunan ve ithalatı gerçekleşen 12 adet canlı hayvanın ölümünden davacı firmanın sorumlu olmaması halinde davacı firmanın 17.579,44 Euro alacaklı olacağı, şayet davacı firmanın sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde ölen 3 canlı hayvandan kulak numarası bulunmadığı için davacı firmanın davalıdan 3.515,88 Euro alacaklı olacağı sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 06/12/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; kök raporda herhangi bir değişikliğe gidilmediği bildirilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11/11/2020 tarihli bilirkişi heyeti 2. Ek raporunda özetle; kök ve 1.ek raporda belirtilen hususlara ek olarak, ölen 15 baş hayvanla ilgili olarak; dosyada mevcut sağlık sertifikalarında IBR/IPV hastalıkları yönünden test yapıldığı belirtilmekle birlikte eklenmesi gereken test analiz raporlarına rastlanmadığı, Menşey ülkede IBR/IPV hastalıkları yönünden test yapıldığını gösterir raporların dosyada bulunmamasının eksiklik olduğu, bu hususta davacı ihracatçı firmanın ihmali, hayvan seçim komisyonunun dikkatsizliği olduğu, dava dosyasına göre, hayvanlarda tespit edilen IBR hastalığının ithalatı yapılmadan önce mahreç ülkeden kaynaklandığı yönünde somut bilgi ve belge olmasa da hastalığın orijin ülke kaynaklı olacağı ihtimalinin bulunduğu, ölen hayvanlardan; kulak numarası bulunan 12 (Oniki) baş hayvan ile kulak numarası bulunmayan 3 (üç) baş hayvanın ölümünden davacı firmanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığının hukuki nitelendirmesi ve değerlendirmesinin Mahkemenin takdiri yönünden; Mahkemece sorumlu bulunması durumunda davacının alacağının olmayacağı, aksi durumda ise; kulak küpesi bulunan 12 (oniki) hayvandan davacının 12X1.171,96=14.063,52 Euro alacaklı olacağının hesaplandığı, ölen hayvanların tamamından sorumlu bulunmaması halinde ise davacının 15X1.171,96=17.579,40 alacaklı olacağının hesaplandığı bildirilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında;
Davacı taraf, davalı kurumun hayvanların gümrük kapısından kabulünün ve giriş işlemlerinin gerçekleşmesini teminen yapılması gereken işlemlerin geç yapılması nedeniyle hayvanların gereğinden fazla gümrük kapısında beklemesine, kilo kaybetmesine ve bu suretle bazı hayvanların ölümüne sebebiyet verdiğini, davalı kurumun bazı hayvanların sütçü ırk olması nedeniyle kabul etmeyerek gümrüğe terk ettiğini, sütçü ırktan olan hayvanların kabulü yapılmadığı için bu durumun fark faturasına yansıtıldığını, davalı kurumun kilo farkları sonucu tek taraflı olarak fatura keserek müvekkilinin alacağından kesinti yaptığını ileri sürmüştür.
Taraflar arasında akdedilen 21/03/2017 tarihli sözleşmenin 5.1.maddesinde; “sözleşmenin konusu, satıcı tarafından tedarik edilen ve Türkiye’ye ihraç edilmek üzere özellikleri ekli teknik şartnamede ve veteriner sağlık sertifikasında belirtilen sağlık şartlarına uygun Avrupa Birliği menşeli Çek Cumhuriyeti ve Slovakya mahreçli kastre edilmemiş besilik erkek sığırların iş bu sözleşmede belirtilen şartlarda alımı/satımı işini kapsar,
5.2.maddesinde; Alımı yapılacak besilik erkek sığır, kastre edilmemiş ithal ülkesi gümrüğüne girişte en fazla 12 aylık, ağırlığı en az 160 kg, en fazla 300 kg olan ve ekli şartnamede belirtilen özelliklere sahip toplam 9000 adettir.
Ödemeye esas ağırlık teslim yerinde yapılacak tartım ile belirlenecektir,
11.maddesinde; …teslim yerinde teknik şartnameye uygun olan hayvanların kabulü yapılır….Bunların dışındaki durumlarda kabul yapılmaz ve mahrece iade/gümrüğe terk prosedürüne tabi tutulur,”hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, davalı kurumca ödeme için teslim anındaki tartım sonucunun esas alındığı, her iki tarafında kabulünde olan gümrük işlemlerinde izlenen prosedür dikkate alındığında, davalı kurumca gümrük işlemlerinin geciktirildiğine dair somut delil veya kayıt bulunmadığı, davacı şirketçe temin edilen hayvanların hangi aşamada kilo kaybettiklerine dair bilimsel bir veri mevcut olmadığı, söz konusu hayvanların mahreç ülkeden Türkiye’ye getirildikleri süre dikkate alındığında bu aşamada da kilo kaybedebileceklerinin mümkün olduğu, bu durumdan davalı kurumun kusurlu olduğuna dair somut delil sunulmadığı, sözleşmede belirtilen niteliklere sahip olmayan hayvanların gümrüğe terk işleminin uygulanmasında sözleşmeye aykırı bir durumun bulunmadığı gözönüne alınarak davacı yanın fark faturalarına ilişkin istemi yerinde görülmemiştir.
Davacı taraf dava dilekçesiyle gümrük giderleri adı altında düzenlenen 27/06/2018 tarih, 487890 no’lu fatura bedelinden sorumlu olmadığını iddia etmiştir.
21/03/2017 tarihli sözleşmenin 7.2. Maddesinde; taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin hayvanların belli bir yerde toplanması ve mahreç ülke yükleme noktasında gemi ve diğer araçlara yüklenmesi, teslim yerine nakliye masrafları ile karantina süresi içerisinde ve nakliye sırasındaki bakım, besleme, veteriner sağlık sertifikasında belirtilen her türlü aşı, test ve labaratuar analiz masrafları ve alıcıya teslime kadarki sigorta, navlun, demoraj masrafları ve teslim yerindeki tahliye masrafları gibi her türlü masraflar satıcıya aittir,” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, davalı kurumca mesai ücreti, yolluk gideri, tarım ücreti, tahliye ücreti, kantar ücreti ve ordino ücreti adı altında düzenlediği gümrük işlemlerine ilişkin düzenlenen fatura bedellerinden, davacı satıcı sorumlu olup, sözleşmeye aykırı bir durum olmadığından, davacı yanın 487890 no’lu fatura bedelinden sorumlu olmadığının tespiti/tahsili istemi yerinde görülmemiştir.
Davacı taraf, müvekkili tarafından teslim edilen 15 baş sığırın öldüğünün tespit edildiği belirtilerek zararın müvekkilinin alacağından tahsil edildiğini, iş bu zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını iddia etmiştir.
Aynı sözleşmenin 13.4.maddesinde; satıcı, sözleşme konusu hayvanların alıcıya teslimine kadar korunmasından, karantina sürecinde ortaya çıkacak ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birimlerince menşei ülkeden kaynaklandığı tespit edilen bulaşıcı hastalıklarla ilgili uygulanan tüm test ve analiz ücretleri ile bulaşıcı hastalıklar sebebiyle ortaya çıkacak hayvan ölümleri ile mecburi kesime ilişkin doğan zarardan sorumludur,” hükmü düzenlenmiştir. Buna sözleşme hükmüne göre, davacı satıcı hem bulaşıcı hastalıklar sebebiyle ortaya çıkacak hayvan ölümlerinden hem de mecburi kesime ilişkin doğan zarardan sorumludur. Bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında belirtildiği üzere15 adet hayvanın bulaşıcı hastalıktan kaynaklı olarak öldüğü, ancak 3 tanesinin kulak küpesinin bulunmadığı belirtilmiştir. Yukarıda açıklanan sözleşme hükmü gereğince karantina sürecinde ortaya çıkacak hayvan ölümlerinden kaynaklı zarardan davacı satıcının sorumlu olduğu açık olup, yalnızca 3 adet hayvanın kulak küpesi bulunmaması nedeniyle davacı satıcı tarafından temin edilen hayvanlar olup olmadığı yönünde net bir tespit yapılamaması gözönüne alınarak, 26/09/2019 tarihli heyet raporunda hesaplandığı üzere 3 hayvan bedeli olan 3.515,88 Euro tutarındaki zarardan davacı satıcının sorumlu olmadığı kanaatine varılmış olup, taleple bağlı kalınarak 1000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren(daha önce temerrüde düşürüldüğüne dair belge sunulmadığından) işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davacının 15 adet sığır bedeline ilişkin talebi yönünden 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,.
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gereken 68,31 TL harcın peşin olarak alınan 4.543,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 4.474,93 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 68,31 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 27.002,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1290,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 4,91 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 2.150,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.141,83 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
DAVACI
Bilirkişi Ücreti : 1.032,50 TL
Posta Masrafı : 216,60 TL
Başvurma Harcı : 35,90 TL
Vekalet Harcı : 5,20 TL
DAVALI
Bilirkişi Ücreti : 2.117,50 TL
Posta Masrafı : 32,50 TL