Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/690 E. 2021/422 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/690 Esas
KARAR NO : 2021/422

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin Ankara’da bulunan merkezi ve bağlı bazı işletme müdürlüklerindeki … güvenlik hizmet alım ihalesini 01/01/2014-30/11/2017 tarihleri arasında davalı iş ortaklığının üstlendiğini, davalı iş ortaklığının işçilerinden …’un kıdem ve ihbar tazminatı talebi ile … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili idare ve davalılar aleyhine icra takip başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, takibin devamı için … Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde 10.623,26 TL yönünden takibin iptaline karar verildiğini, dava dışı işçi … tarafından … Mahkemesi dosyasında hükmedilen alacak kalemleri de … Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasına eklenerek müvekkili idareye tebellüğ ettirildiğini, müvekkili idarenin icra tehdidi altında takip dosyasına toplam 16.921,23 TL ödeme yaptığını, ödemenin yarı tutarı olan 8.460,62 TL’nin davalı taraftan tahsili için … Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalılar tarafından iş bu takibe itiraz edildiğini, açıklanan nedenlerle takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın işçilere yönelik bir müdahalesinin olmadığını iddia ettiğini ancak davalı alt işverene gönderilen 22/01/2015 tarihli yazı ile dava dışı işçi için verilen talimatın inkar edilemeyeceğini, hiç kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 18/09/2020 tarihli bilirkişi ön raporunda özetle; Doğru bir tespit ve hesaplama yapılabilmesi için Ankara … İş mahkemesinin … esas sayılı dosyasının celbi ( bu dosyadaki bilirkişi raporu ile SGK kayıtları – hizmet cetveli ve bildirgeler- tespit ve hesaplamalar için önemlidir. Dosya aslının veya anılan belgeleri içerir dosya örneğinin celbi gerekir), Davacıdan ise iddia doğrultusunda var ise , 08.02.2013-30.11.2014 -… Öz.Güv.-… Güv.-…. … Güv 01.12.2014-12.02.2016 –… … Güv.-… … Güv. Şirketleri ile yapılmış ihale sözleşmelerinin celbi, Hizmet 2014 öncesinde de var ise, bu durumda kıdem tazminatı faiz hesabı arşiv bilgisinden yararlanılarak yapılacağını, davacının veya davalıların fiilen uygulanan en yüksek mevduat faiziyle ilgili kayıtları var ise sunmalarında yarar olacağını, anılan eksiklerin giderilmesinden sonra hesaplama yapılabileceği bildirilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 03/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; her alt işverenin kendi döneminden sorumlu olduğu kabul edilir ise; 06/08/2018 takip tarihi itibariyle rücu edilebilir alacak tutarının ;…- …- … 3660,97 TL ana para, 168,81 TL faiz olmak üzere toplam 3.829,78 TL, …-… 2088,79 TL ana para, 96,31 TL faiz olmak üzere toplam 2.185,10 TL olduğu, İhbar tazminatından son işverenin sorumlu olduğunun kabulü halinde 06.08.2018 takip tarihi itibariyle rücu edilebilir alacak tutarının, …-…-… 2827,69 TL ana para, 130,38 TL faiz olmak üzere toplam 2.958,07 TL, … … 2922,08 TL ana para, 134,74 TL faiz olmak üzere toplam 3.056,82 TL olduğu, icra dosyasında da borçlu gösterilmeyen … şirketinin adi ortaklığın ortağı sıfatıyla davaya dahil edilip edilmeyeceği sorununun sayın mahkemenin taktirinde olduğu bildirilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 03/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; İş kanunu m.112/6 ve geçici m.9 hükmüne göre 11.09.2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmelerinde açıkça hüküm bulunmadığı için davacı 01.12.2014-12.02.2016 döneminde ihale sözleşmesi imzalamış … … Güv.-… … Güv. Şirketlerinden rücuan alacak talep edemeyeceği, (ihale dönemleri ve hizmet durumu 08.02.2013-30.11.2014- …- …- … 01.12.2014-12.02.2016- …-…), aşağıya olasılıklı tüm hesaplamaların taktire sunulmak için alındığı, sayın mahkeme İş kanunu m.112/6 hükmünün olayda uygulanması gerektiği kanaatinde olacaksa , hesap tablosunun 2. Satırındaki …- … ortaklığının yasa hükmü gereği sorumluluğunun bulunmadığı,yukarıda yapılan olasılıklı hesaplamalara göre; kendisinin de kabul ettiği HGK kararındaki “her alt işveren kendi döneminden sorumludur” ilkenin kabul edilmesi halinde, 06.08.2018 takip tarihi itibariyle rücu edilebilir alacak tutarının; …-… -… 3.829,78 TL, …-… 2.185,10 TL olduğu, İhbar tazminatından son işverenin sorumlu olduğunun kabulü halinde 06.08.2018 takip tarihi itibariyle rücu edilebilir alacak tutarının, …-…-… 2.958,07 TL, … … 3.056,82 TL olduğu bildirilmiştir.
… Mahkemesi’nin … E., … K.sayılı dosyası incelendiğinde; davacı işçi … tarafından, davalılar … İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile … Grup Güvenlik…Ltd.Şti., … Güvenlik….Ltd.Şti. Aleyhine kıdem ve ihbar tazminatı alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile dava açtığı, yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile davalıların icra takibine vaki itirazın 10.623,26 TL yönünden iptaline ve takibin devamına karar verildiği, iş bu kararın istinaf incelemesinden geçerek 21/11/2019 tarihinde kesinleştiği, iş bu kesinleşen ilama istinaden davacı idare tarafından … Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyasına 02/02/2018 tarihinde 16.186,03 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
… Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı idare tarafından davalılar aleyhine, “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla … Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasına yapılan ödemenin müşterek ve müteselsilen sorumluluk gereği %50’sinin rücuen talebi” açıklamasıyla 8.460,62 TL asıl alacak, 390,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.850,74 TL’nin tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalılar tarafından yasal süre içerisinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, takibin durduğu ve bir yıllık yasal süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağının rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Öte yandan, 6552 sayılı Kanun ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesine eklenen 8. maddenin gerekçesinden, alt işveren işçilerinin hak kazandıkları kıdem tazminatının alamamalarının büyük sorun olduğu, alt işverenlerin her yıl değişmesinin bu şirketlerde çalışan işçilerin bir yıllık çalışma şartını sağlamalarını zorlaştırdığı, aynı şekilde kıdem şartını yerine getirse dahi işçilerin kıdem tazminatlarının birçok alt işveren tarafından ödenmediği, herhangi bir uyuşmazlık durumunda alt işverene ulaşılamadığı, özellikle kamu sektöründe iş alan alt işverenlerin işçilerinin hak ettiği kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından doğrudan işçinin banka hesabına aktarılarak sorunun çözümleneceğinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre, alt ve üst işverenin, işçiye karşı dış ilişkide birlikte sorumlu olmasına, hatta İş Kanunu’nun 6552 sayılı Yasa ile değişik 112.maddesi uyarınca işçinin kıdem tazminatını üst işveren kamu kurumunun ödemesi gerekmesine rağmen, iç ilişkide tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacaktır. Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi, tarafların birbirlerine karşı hak, borç ve yükümlülüklerini düzenlemekte olup, işçiye karşı yükümlülüklerin düzenlendiği İş Kanunu hükümlerine aykırılığının ileri sürülmesi mümkün değildir.
Bu açıklamalar ışığında; davalılar ile davacı arasında akdedilen sözleşmelerin ilgili maddelerinde; “yüklenici sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emderici hükümleri ve genel şartnamenin altıncı bölümünde belirlenmiş olup,yüklenici bunlara aynen uygulamakla yükümlüdür,
…yüklenici çalışma hayatını düzenleyen mevzuatın işverene yüklediği tüm yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır,.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan sözleşme hükmünün tarafları bağladığı, iş bu sözleşme ve genel şartnameye göre, yüklenicinin istihdam ettiği tüm işçilerin tüm hak ve alacakları bakımından sorumlusunun davalı yükleniciler olduğu, bu suretle davacı kurum tarafından kıdem ve ihbar tazminatı adı altında yapılan ödemenin tamamının, sözleşme hükümlerine göre rücuan davalılardan istenebileceği kanaatine varılmakla, davacı tarafın talebi ile bağlı kalınarak, yapılan ödemenin yarısı üzerinden başlatılan takibe vaki itirazın iptaline karar verilmiştir.
Her ne kadar her bir yüklenicinin işçinin kendi bünyesinde çalıştığı dönem ile sınırlı olmak üzere sorumluluğu bulunsa da, davacı yanın … Güv.Eğt.ve Güv.Hizm.Ltd.Şti.&….Grup Güvenlik Tic.Ltd.Şti. İş ortaklığı namına davayı açması ve adi ortaklıkta, ortakların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları dikkate alınarak, davacı tarafça yapılan ödemeden davalı iş ortaklığına mensup şirketlerin müteselsilen sorumlu oldukları kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). İş bu nedenle, takip talebinde alacak kalemlerinden biri olan 390,12 TL tutarındaki işlemiş faiz yönünden de, davacının ödeme tarihi (02/02/2018) ile takip tarihi (06/08/2018) dikkate alındığında, davacının talebinin yerinde olduğu kanaati ile takibin tüm alacak yönünden devamına karar verilmiştir.
Alacağın varlığının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden ve likit olarak kabul edilemeyeceğinden, davacı yanın icra inkar tazminatı istemi yerine görülmemiş ve iş bu talebin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ İLE, Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe vaki itirazın iptali ile, takibin devamına,
2-Davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 604,59 TL harcın, peşin alınan 151,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 453,44 TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 151,15 TL peşin harcın davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 4080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1004,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/07/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
Bilirkişi Ücreti : 700,00 TL
Posta Masrafı : 263,00 TL
başvurma Harcı : 35,90 TL
Vekalet Harcı : 5,20 TL