Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/508 E. 2022/18 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/508 Esas
KARAR NO : 2022/18

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …

DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … ……….
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2015
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin dava dışı banka ile imzaladığı genel kredi sözleşmesinde diğer davalıların kefil olarak yer aldığını, müvekkilinin taşınmazı üzerinde de müvekkilince davalılar Murat ve Reyhan’a verilen vekaletname üzerine ipotek tesis edildiğini, davalıların kullandığı kredide müvekkilinin herhangi bir yararı bulunmadığını, kredi borcunun davalılar tarafından ödenmemesi üzerine bir kısım kredi taksitlerinin müvekkili tarafından ödendiğini, banka tarafından hesabın kat edilmesi üzerine müvekkilinin ipotekli taşınmazı rayicin altında satarak zarara uğradığını, satış bedeli ile kredi borcunun ödendiğini, davalıların ise müvekkilinin zararını karşılamadığını belirterek müvekkili tarafından kredi borcuna mahsuben bankaya ödenen bedeller nedeniyle şimdilik 124.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, taşınmazın gerçek değeri ile satış değeri arasındaki farktan kaynaklanan zarar nedeniyle şimdilik 1.000,00TL’nin zarar tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında kredi taksitleri nedeniyle ödenen rakamı toplam 235.664,79 TL, taşınmazın satışından kaynaklanan zarara ilişkin alacak talebini toplam 40.000,00 TL olmak üzere dava değerini toplam 275.664,79 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili özetle; çekilen kredi her ne kadar müvekkil şirket adına olsa da çekilen parayı alan, krediyi kullanan davacının kardeşi … olduğunu, …’nin o tarihlerde müvekkili şirketin çalışanı olduğunu, birkaç bankadan kredi çekmeye çalışmış, çekemeyince müvekkilinden rica ederek …. Prestij Sigorta Ltd.Şti. adına kredi çektirtiğini, parayı da kendisi aldığını ve kullandığını, alınan kredinin 67.050,00 TL’si … tarafından aynı anda ortak iş yaptıkları …. hesabına aktarıldığını, oradan da … ‘ye hurda bedeli ödemesi yapıldığını, kalan paranın da … tarafından alındığını ve kullanıldığını, …’nin çekilen krediyi kendisi kullandığı halde kredi taksitlerini ödemediğini, müvekkili şirketin kendi kredisi bozulmasın diye ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu şekilde tüm ödemelerin müvekkili şirket tarafından yapılmak zorunda kalındığını, taksitlerde yaşanan gecikmeler nedeniyle banka ile ilişkilerde sorun yaşayan müvekkili şirketin borcu defaten kapatmak zorunda kaldığını, bunun için elemanları …’ye kredinin kalan bedelinin verildiğini ve kredinin kapanmasının sağlandığını, makbuzlar incelendiğinde davacının değil, …’nin ödemeyi yaptığının görüleceğini, davacı tarafından bankaya yapılmış hiç bir ödeme bulunmadığını, evin düşük değerde kredi borcu nedeniyle satıldığı iddiası da doğru olmadığı, evin borcunun ödendiğini ve ipoteğin kaldırıldığını, davacının evi birkaç ay sonra sattığını, … ve …’ın kredinin tarafı olmadığını kefili olduklarını, husumet itirazında bulunduklarını, bu nedenle de; haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; ipotek maliki tarafından ödenen kredi borcunun rücuen tahsili ve ipotekli taşınmazın rayiç değerinin altında satılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı yan, davalılar ile dava dışı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak taşınmazı üzerinde dava dışı banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, davalılar tarafından ödenmeyen kredi borcunu ödediğini, ipotekli taşınmazı kredi borcunun ödenebilmesi için rayiç değerinin altına satarak zarara uğradığını iddia ederek ödediği kredi borcunun ve taşınmazın satışı nedeniyle uğradığı zararın davalılardan tahsilini talep etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur.
Davanın açıldığı Ankara …. . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/03/2017 tarih ve 2015/104 E. 2017/72 K. Sayılı kararı ile; ”1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 2- 206.212,32 TL’nin dava tarihi olan 16/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …nden alınıp davacıya VERİLMESİNE, 3- 29.451,47 TL’nin dava tarihi olan 16/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …nden alınıp davacıya VERİLMESİNE, 4- Davalılar … ve …’a yönelik açılan davanın USULDEN REDDİNE, 5-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, ” karar verildiği, verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2018/906-509 E. K. Sayılı kararı ile; ”…Davacı tarafından ödenen ve rücuen tahsili talep olunan alacağın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu durumda davaya bakmakla görevli mahkeme rücuya esas alacağın ve tazminatın kaynaklandığı sözleşmenin niteliğine göre belirlenecektir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4/1-f maddesi uyarınca genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan davalar ise mutlak ticari davalardır. Anılan Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 5/3 maddesi uyarınca 01/07/2012 tarihinden itibaren asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline dönüştürülmüştür. Mahkemenin görevli olması ise, HMK’nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca da davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır.
Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda belirtilen 6102 Sayılı Kanun hükümleri dava tarihi itibariyle dikkate alındığında asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm verilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden kabulü gerekmiş, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının görevli mahkemenin tayini yönünden kaldırılmasına, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile HMK’nın 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi görevli mahkeme olmadığından anılan mahkemenin 07/03/2017 tarih ve 2015/104 Esas 2017/72 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca dosyanın görevli ve yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Adliyesi Balgat Ek Hizmet Binası Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
3-Karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,” şeklinde karar verildiği, bunun üzerine Mahkememize gelen dosyanın yukarıdaki esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
Dava dışı Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O ile davalı şirket arasında akdedilen 31/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde diğer davalıların kefil olduğu, iş bu davanın anılan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi için taşınmazın rayiç değerinin altında satıldığı, kredi borcunun ödendiği iddiasına dayalı olarak iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İş Bankası A.Ş. Hurdacılar Sanayi Sitesi Şubesi’ne müzekkere yazılarak, ilgili kayıt ve belgeler dosya arasına celbedilmiştir.
Yenimahalle Tapu Müdürlüğüne, Vakıflar Bankası Yenimahalle Şubesi’ne, Ziraat Bankası Etlik Şubesi’ne müzekkere yazılarak, davaya konu taşınmaza ilişkin tapu kayıtları ve ipotek tesisine ilişkin kayıt ve belgeler dosya arasına celbedilmiştir.
Dosya bankacı bilirkişi Nuray Işıklar’a tevdi edilmiş olup, 23/10/2020 tarihli rapor ve 27/10/2021 tarihli ek rapor alınmıştır.
Ek raporda; dava dışı banka ile davalı MK PRESTİJ SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ LTD. ŞTİ. arasında 31.08.2012 tarihinde imzalanan 200.000,00TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi gereği, davalı şirkete;
10.01.2013 tarihinde 6006880712 no’lu 20.000,00TL bedelli 12 ay vadeli ticari işletme kredisi,
2- 31.08.2012 tarihinde 6006529039 no’lu 150.000,00TL bedelli 24 ay vadeli ticari işletme kredisi,
3- 06.11.2012 tarihinde 6006694441 no’lu 10.000,00TL bedelli 6 ay vadeli ticari işletme kredisi,
4- 11.12.2012 tarihinde 6006785703 no’lu 27.000,00TL bedelli 24 ay vadeli Ticari Taşıt Kredisi olmak üzere,
Toplamda 207.000,00TL bedelli (4) dört adet ticari kredi kullandırıldığı,
Davalılardan … ve …’ın kullandırılan kredi nedeni ile sözleşmelerde 500.000,00 TL bedelle müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu oldukları,
Kredilerin teminatını teşkil etmek üzere dava dışı banka tarafından…. Sayılı 1. Derece 440.000,00TL bedellli ipotek tesis edildiği,
Davacı tarafından, söz konusu kredileri için ”17.200 + 101.000 + 2.540 + 1.700,00-TL” olmak üzere toplam 122.440,00-TL ödemenin yapıldığı,
Dava konusu kredi ödemesi ile gayrimenkul satışı arasında 6 gün fark olduğu, 122.400,00TL kredi ödemesinin 18.12.2013 tarihinde yapıldığı, taşınmaz satışının ise 24.12.2013 tarihinde 125.000,00TL bedelle yapıldığının tapu kayıtlarında yer aldığı, taşınmazın …. A.Ş. tarafından ipoteğe konu edilmesi sırasında ekspertiz değerinin 2012 tarihinde 220.000,00 TL olduğu,
Belirlenmiştir.
Ankara …. . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/1004 E. Sayılı dosyasında; inşaat mühendisi bilirkişi İlyas Hakan Alkan tarafından düzenlenen 12/12/2016 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu satış tarihi olan 24/12/2013 tarihi itibariyle değerinin 250.000,00-TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Tüm bu verilere göre somut olay incelendiğinde; davacı tarafça ipotek maliki olarak ödenen kredi borcunun rücuen tahsili ve ipotekli taşınmazın acele olarak rayiç değerinin altında satılması nedeniyle uğranılan zararın talep edildiği, davacı tarafça taşınmazın 235.000,00-TL’ye satıldığını, oysa ki değerinin gerçekte 280.000,00-TL olduğunu, acele satılması nedeniyle taşınmazın satışından zarara uğradığını ileri sürmüş ise de; taşınmaz satışının 24.12.2013 tarihinde 125.000,00 TL bedelle yapıldığının tapu kayıtlarında yer aldığı, öte yandan görevsiz mahkemece alınan ve az yukarıda açıklanan 12/12/2016 tarihli inşaat bilirkişi raporu ile taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin 250.000,00-TL olarak belirlendiği, buna göre davacının satış bedeli olarak ileri sürdüğü bedel (235.000,00 TL) ile bilirkişi tarafından belirlenen bedel (250.000,00 TL) arsında davacı tarafın iddia ettiği gibi fark bulunmadığı, aradaki farkın satış tarihi ve piyasa koşullarına göre normal sınırlar içinde kabul edilebileceği, bu nedenle davacının satış nedeniyle zararının oluştuğu hususunu ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacının bu yönündeki talebi bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Öte yandan, kredi borcu nedeniyle davacının toplam 122.440,00-TL ödeme yaptığını ispatladığı hususu göz önüne alınarak, bu yönüyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile; Toplam 122.440,00-TL’nin ödeme tarihi olan 18/12/2013 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Fazlaya ilişkin diğer tüm taleplerin REDDİNE,
3-Alınması gereken 8.363,88-TL harçtan dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.134,69-TL harç ve ıslah ile alınan 2.572,98-TL harç olmak üzere toplam 4.707,67-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.656,21-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 4.707,67-TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.581,80-TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 18.506,36-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak tüm davalılara VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yapılan 2.019,10-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 896,81-TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/01/2022
Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır