Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/292 E. 2022/447 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/292 Esas
KARAR NO : 2022/447

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

ASIL DAVA:

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2018

BİRLEŞEN 12. ATM’NİN 2018/489 ESAS SAYILI DOSYASINDA:

DAVACI …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2018

KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin grup şirketi olan …nin kamu hastaneleri ile üniversitelerinin açmış olduğu ilaç alım ihalelerine katılarak ihalenin uhdesinde kalması halinde hastanelere ilaçların teslimini sağladığını, ihalelere giren anonim şirketin tedarikçisi konumunda olan müvekkili limited şirketin ihalelere girmeden önce ihale şartnameleri inceleyip ihalelere girilip girilmeyeceğine karar verildiğini, bu sisteme uygun olarak … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince açılmış olan 10/03/2016 tarih ve 2016/20317 ihale kayıt numaralı ihale şartnamesinin incelendiğini, ihalesi yapılan ilaç listesinden 69 numarada bulunan HUMAN ALBUMİN etken maddesine sahip 31.290 adet ” INSAN ALBUMİN %20 100 ml solüsyon ” için söz konusu etken maddeli ilacın satışında ruhsat sahibi davalı şirketten 08/03/2016 tarihinde elektronik posta yoluyla fiyat teklifi istendiğini, davalının fiyat teklifine verdiği cevapta ilaç için kutu fiyanın 130 TL olmak üzere verdiğini teklif ve taahhüt ettiğini, bu fiyat üzerine ihaleye girme kararı verildiğini ve ihalenin anonim şirkette kalması üzerine 07/04/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, idarenin ihale edilen ilaca ihtiyaç duyduğundan bunu sipariş mektubu ile anonim şirkete bildirdiğini, anonim şirketinde tedarikçisi konumunda olan müvekkilinin ilacın sevki konusunda davalı firmadan talepte bulunduğunu, davalıya bildirilen siparişlere rağmen davalı tarafından süresinde ilaç teminin büyük ölçüde sağlanılmadığını, sadece 3986 adet ilacın teminin gerçekleştirilebildiğini ihale konusu 31290 adet ile sözleşmenin 24.1 maddesi gereğince %20 ilave artırım ile istenen 6258 adet toplamı olan 37548 adet ilaçtan davalı sadece 3986 adet ilaç teslim etmiş olduğunu, kalan 33562 adet ilaç, stok yönetimi zorlanarak, farklı hastanelere teslim edilmek üzere farklı fiyatlardan satın alınan ilaçlar dava dışı idareye teslim edilerek ya da sözleşmenin 44.1 maddesi kapsamında muadil ilaç temini gerçekleştirilerek olağanüstü çaba sarfı ile zarar etme pahasına tedarik edildiğini, davalının fiyat teklif ve taahhüdüne güvenilerek müvekkilinin tedarikçisi olduğu … … Ecza Deposu ve İlaç Paz. A.Ş. tarafından ihaleye girilmesi ve sözleşme imzalanması neticesinde hem müvekkili hem de ihaleyi kazanan şirket olan … … Ecza Deposu ve İlaç Paz. A.Ş ciddi bir kriz yaşadığını, … … Ecza Deposu ve İlaç Paz. A.Ş. İdare ile imzaladığı sözleşmenin 34. Maddesine istinaden gecikme cezası ve teslimatların gecikmesinin devam etmesi halinde sözleşmenin feshedilmesi ve hatta kamu ihalelerinden yasaklı hale getirilmesi tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, davalının teslimini taahhüt ettiği ilacın 1 kutu fiyatı 130,00 TL iken, ilaçların davalı tarafından sevkinin sağlanamaması nedeniyle, stok yönetimi zorlanarak, farklı hastanelerin ihaleleri için farklı fiyatlardan satın alınarak muhafaza edilen ilaçlar dava dışı İdareye teslim edilerek ya da sözleşmenin 44.1 maddesi kapsamında muadil ilaç temini gerçekleştirerek tedarik sağlandığını, davalı tarafından sözleşme gereğince ilaçların teslim edilmemesi nedeniyle yüksek fiyatla ilaç alıp, ya da başka hastaneler için daha önceden yüksek fiyatla aldığı ilaçları ilgili İdareye teslim amaçlı kullanmak suretiyle … … Ecza Deposu ve İlaç Paz. A.Ş. nın ciddi zararı oluşmuş olduğunu, … … Ecza Deposu ve İlaç Paz. A.Ş de bu ödemek zorunda kaldığı fiyat farklarını müvekkiline yansıttığını, meydana gelen bu zararın müvekkili şirketle ilgisi bulunmayıp tamamen davalının süresinde ilaç temin edememesinden kaynaklanmış olduğunun çok açık olduğunu, davalının sözleşmeye aykırı bir şekilde teslim borcunu yerine getirmemesinin sonucu olarak, ihaleyi kazanan … … Ecza Deposu ve İlaç Paz. A.Ş.nin müvekkiline yansıttığı fiyat farkı müvekkilinin zararını oluşturduğunu, görüldüğü üzere en basit anlatımla müvekkilinin, davalı ile olan sözleşmesine güvenerek … … A.Ş. ye taahhütte bulunduğunu, ancak bu taahhüdünü, davalının edimini ifa etmemesi sebebi ile üstlendiği tutar olan 130,00 TL den ve zamanında yerine getiremediğini, … … Ecza Deposu ve İlaç Paz. A.Ş tarafından İdare ile imzalanan sözleşme gereğince, teslim edilmesi gereken ilaç miktarı, sözleşmenin bitim tarihi, sipariş edilen ilaçların en geç teslim edilmesi gereken tarih, teslim edilmemesi halinde uygulanacak para cezası da bildirilmek sureti ile gerek telefonla gerekse elektronik ile taahhüt edilen ilaçların teslimi hususunda defalarca davalıdan talepte bulunulduğunu, davalının sözleşme gereğince teslimini taahhüt ettiği 37548 adet ilacın 33562 adetini teslim etmemesi sebebi ile uğranılan 4.426.870,10 TL zararın ilaçların dava dışı İdareye fatura karşılığı teslim edildiği tarihlerden itibaren işletilecek, 3095 sayılı kanunun 2. maddesi gereğince, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından belirlenen, ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava dışı İdare tarafından geç teslim nedeniyle hak edişlerden kesilen 27.210,63 TL’nin, kesintinin yapıldığı 08.06.2017 tarihinden itibaren işletilecek, 3095 sayılı kanunun 2. maddesi gereğince, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından belirlenen, ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ticaret merkezi dava dilekçesinden de açıkça görülmekte olduğu üzere; … olup, dava İstanbul Anadolu yargı bölgesi yetkisi içerisinde kaldığını, dolayısı ile mahkememiz tarafından Yetki itirazının dikkate alınarak yetkisizlik kararı verilmesini ve dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili şirket tarafından düzenlenen ve davacıya gönderilen faturalarda yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğu da belirtildiğini, bu sebeple de İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu mahkememiz tarafından karar verilmesi halinde dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, dava konusu olan ve müvekkili şirket tarafından ithali yapılarak satılan ürün ile ilgili davacı, … Üniversitesi Tıp Fakültesi (İbni Sina Hastanesi) tarafından açılan 10.03.2016 yapılacak 2016/20317 numaralı ihale için 08.03.2016 tarihinde fiyat talep ettiğini, bu Firma Fiyat Talep Föyü’nde yazılan şartlara göre de müvekkili davacıya cevap gönderdiğini, buna göre … Üniversitesi Hastanesi’nin 31.290 adet HA 100 ML adlı ürün için girilecek olan 2016/20317 nolu ihalesine yönelik kutu başına 130,00-TL fiyat verildiğini, ancak davacıya teslim süresinin sonuna kadar davacıya talep ettiği fiyat garantisi verilmediğini, davacı ihale süresinin 18 ay olduğunu iddia etmişse de müvekkiline böyle bir bilgilendirme yapılmamış olduğunu, aksine ihale süresinin bitim tarihi olarak 19.02.2017 olarak belirtildiğini, her ne kadar müvekkili şirket tarafından gönderilen 26.11.2015 tarihli elektronik postada ihaleye giren depoların ihale tarihinden itibaren en geç 9 ay içinde hangi şekilde sipariş vermesi gerektiği belirtilmişse de davacının belirttiği tarih 9 ayı çok geçmediğinden davacının teslim süresi olarak belirttiği 19.02.2017 tarihi müvekkili şirketçe aradaki uzun süreli ticari ilişki sebebiyle kabul edildiğini, yani davacı tarafından 2016/20317 sayılı ihaleye ilişkin olarak talep edilecek ürünlerin müvekkili şirket için elinde bulundurma süresi 19.02.2017 tarihine kadar olduğunu, bu tarihten sonraki taleplerin 2016/20317 sayılı ihale kapsamında değerlendirilmesi söz konusu dahi olmadığını, bunun yanında müvekkilinin %20 artışa ilişkinde herhangi bir taahhüdü bulunmadığını, ayrıca Firma Fiyat Talep Föyü’nde teslim sonuna kadar yani 19.02.2017 tarihine kadar fiyat garantisi verilip verilmediğine dair bildirim talep edildiğini ancak davacıya 19.02.2017 tarihine kadar oluşacak teslimlerde herhangi bir fiyat farkı kabul edileceğine ilişkin bir bildirim yapılmadığını, zira söz konusu ürün yurtdışından ithal edildiğini ve Euro ile satıldığı için davacıya fiyat konusunda herhangi bir garanti verilmediğini, ilaç takip sisteminde yapılmış olan araştırmada; davacıya, Ege Üniversitesi hastanesi için kesilen fatura ile gönderilen 3.000 adet HA 100 ML’nın 2680 adedi, İstanbul Üniversitesi için kesilen fatura ile gönderilen 1450 adet HA 100 ML’nın 560 adedi, Balıkesir kamu hastanesi için kesilen fatura ile gönderilen 4.590 adet HA 100 ML’nın 1.200 adedi … Üniversitesi Hastanesine gönderildiğini, dolayısıyla davacı, davacıya fiyat garantisi de verilmediğinden müvekkiline verilecek siparişlere bağlı olmaksızın … Üniversitesi hastanesine 2016/20317 sayılı ihale ürünü olan HA 100 ML teslimatları yapmadığını, davacı ürünlerin teslimini ilk giren ilk çıkar yöntemi doğrultusunda yapmakta olduğunu, ihale konusu ürünler ilaç olduğundan son kullanma tarihleri bulunduğunu, Hastaneler ilaçları, son kullanma tarihinin 6 ay daha fazla olanlarını satın aldıklarından depoların bu durumu gözetmek zorunda oldukları bir gerçek olduğunu, bu sebeple de davacı da bu yöntemle, başka üniversite veya kamu hastanesi için satın aldığını ancak teslim etmediği HA 100 ML ürünlerinden … Üniversitesi hastanesine teslimler yaptığını, tüm bunların yanında davacı … Üniversitesi hastanesine HA 100 ML yerine müvekkili şirketten satın aldığını ve elinde fazla stoğu bulunan 23.000 adetHA 50 ML (11.500 adet HA 100 ML) vererek bir kısım taahhüdünü tamamladığını, davacı bunu dilekçesinde belirtmemiş ancak elinde HA 100 ML olmasına rağmen de stok fazlası olan HA 50 ML ‘lerden hastaneye sattığını, tüm bunlarında yanında; davacı 30.11.2017 tarihli elektronik posta ile 2016/20317 sayılı ihaleden kaynaklı 800.000,00-TL zararı olduğunu bildirdiğini ve taraflar bu zararın 250.000,00TL+kdv olarak ödenmesine karar verdiğini, davacı tarafından gönderilen 30.11.2017 tarihli elektronik postada davacının, … Üniversitesinin HA 100 ML adlı ürün için verdiği siparişi 3 farklı firmadan muadil ürün tedarik ederek teslim ettiğini ve ihale sözleşmesi süresi içinde tüm teslimatın tamamlandığı belirtildiğini, bunun üzerine davacı müvekkili şirketin herhangi bir onay ve rızası olmaksızın 29.12.2017 tarihinde, BL02017000000727 fatura nolu, 475.200,00TL bedelli bir adet fiyat farkı faturası gönderdiğini, ancak müvekkilinin fiyat garantisi vermemiş olması nedeniyle faturayı 04.01.2018 tarihinde reddederek geri gönderdiğini, uzun zamandır devam ticari ilişki nedeniyle tarafların yapmış oldukları ortak görüşme sonucunda her ne kadar müvekkili şirket fiyat garantisi vermemiş ise de davacının 29.12.2017 tarihli BL720170000003249 fatura nolu, 250.000,00TL +KDV bedelli fatura düzenlemesine karar verildiğini, bu yeni fatura da müvekkil şirkete 05.01.2018 tarihinde gönderildiğini, kısaca taraflar süregelen ticari ilişki 2016/20317 sayılı ihaledeki HA 100 ML adlı ürün için oluşan fiyat farkı için müvekkilinin 250.000,00TL+KDV ödemesine ve böylece konunun kapanmasına karar verdiğini, söz konusu fatura davacının cari hesap borcundan mahsup edildiğini, ancak daha sonra davacı Ocak ayında karşılıklı yapılan mutabakat ile antat kalınan yaklaşık #4.506.990,30# TL’lık borcunu ödememek için fiyat farkından oluşan zarar iddiası ile huzurdaki davayı açtığını, ne kadar tesadüftür ki davacı tarafından mahkememiz nezdinde açılan davanın değeri de alacağı ile hemen hemen aynı miktarda olduğunu, davacının müvekkiline olan muaccel hale gelmiş borcu #4.506.990,30# TL olduğunu, müvekkili şirket de davacının borcunu ödememesi üzerine İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/17619 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davacı yine haksız ve hukuksuz olarak ticari defterlerine işlediğini ve itiraz etmediği faturalardan kaynaklanan bu borcuna itiraz ettiğini, İtirazın iptali için dava açılacağını, davacının zarar iddialarını kabul etmediğini ve itiraz ettiğini, müvekkili şirketin hiçbir şekilde fiyat garantisi vermediğini, bu sebeple de zarar oluştuğu iddiaları da dinlenemez olduğunu, aleyhe kabul anlamına gelmemek üzere davacı zararını ispat edecek herhangi bir delil de sunmadığını, zararın ispatı için fiyat farkının oluştuğunu öncelikle ispat etmesi gerektiğini, bunu ispatlamadan TBK 213. maddesine göre zarar tazmini talep etmesi abesle iştigal olduğunu, yukarıda açıklamış olduğu nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile davacının kötüniyeti sabit olduğundan kötü niyet tazminatı talebinin bulunduğunu,
öncelikle usule ilişkin itirazlarımızın değerlendirilerek, yetkisiz mahkemede dava açılmış olması sebebiyle yetkisizlik itirazının kabulüne, dosyanın yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, Haksız ve hukuksuz olarak açılmış davanın reddine, haksız davacının HMK 119. Maddesi uyarınca dilekçesindeki eksiklikleri sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına, hmk 329/2. maddesi gereğince en yüksek bedelli disiplin para cezasına hükmedilmesine, HMK 329. madde uyarınca, kötüniyetli davacının, müvekkili ile anlaşmış olduğumuz dava değerinin %15 oranında vekâlet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine,

karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin ilaç sanayi alanında iştigal ettiğini, davalının da kamu ve üniversite hastaneleri tarafından açılan ilaç ihalelerine giren grup şirketine ya da özel hastanelere doğrudan ilaç temin ettiğini, davalının bir kısım ilaçları müvekkili şirketten temin ettiğini fakat borcunu tüm ihtarlara rağmen ödemediğini, bu nedenle İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/17619 E. Sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu yapılan takibe itiraz dilekçesi ile likit ve muaccel herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra takibinde belirtilen borca ve ferilerinin tamamına itiraz ettiğini, açılan icra takibinin haksız ve hukuki dayanakan yoksun itiraz sebebi ile durduğunu, davalının borcunu ödememek için borç miktarına yakın bir miktarda zarar iddiası ile … 2. Asliye Ticaret Mahkemesin 2018/292 E. Sayılı dosyası ile dava açtığını, davalıya fatura konusu ilaçları eksiksiz olarak teslim edildiğini, açıklanan nedenlerle yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, alacak meblağlarına faturaların vade bitimi tarihi dikkate alınmak suretiyle reeskont avans faizi işletilmesine, alacağın faiz ve tüm ferileriyle birlikte tahsiline, kötü niyetli itiraz nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili aleyhine İstanbul 19.İcra Müdürlüğü’nün 2018/17619 E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde İstanbul İcra Dairelerinin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin yerleşim yeri adresi … … İş Merkezi Gülseren-Mamak/… olup iş bu davada yetkili mahkemeler … (Merkez) mahkemeleri olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasındaki mevcut ticari ilişkiye istinaden, davacının teklif ve taahhütlerine aykırı şekilde ilaç teslim yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebi ile müvekkili şirketin zarara uğramış olduğunu, müvekkilinin uğradığı bu zarara istinaden davacıdan 4.454.080,73 TL alacağı bulunduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/292 E. sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını beyan ederek, yetkisizlik kararı verilmesine,… 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/292 E. sayılı dosyası üzerinden açılan dava ile birleştirilmesine, davaların birleştirilmesi talebinin kabul edilmemesi halinde, HMK 165. maddesine istinaden … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/292 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, takas mahsup talebinin kabulüne, davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Asıl dava, alacak, birleşen dava itirazın iptali talebine ilişkindir.
Asıl davada davacı şirket tarafından sözleşme gereğince teslim edilmesi gereken ürünlerin tam olarak teslim edilmemesi nedeniyle stoklardan ve muadil ilaç temini suretiyle dava dışı şirkete farklı fiyatlardan sağlanan ilaç bedeli ile davalı tarafça taahhüt edildiği belirtilen fiyat arasındaki farkın dava dışı İdare tarafından geç teslim nedeniyle hak edişlerden kesilen davalıdan tahsili ile talebiyle açılmıştır.
Birleşen dava ise birleşen dosya davacısı tarafından faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle İstanbul 19. İcra müdürlüğünün 2018/17619 esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebiyle açılmış olup, davanın açıldığı İstanbul 12 ATM ce 12/11/2018 tarih 2018/489 esas 2018/1054 karar sayılı kararla davanın HMK 166 maddesi gereğince mahkememizdeki dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce deliller toplandıktan sonra davalı birleşen dosya davacı tarafın defterlerin incelenerek rapor düzenlenmesi için İstanbul Anadolu ATM ye talimat yazılmış olup, bilirkişiden 10/10/2019 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda birleşen dosya davacısı Farma-Tekin … Eczadan takip tarihi olan 11/05/2018 tarihi itibariyle 4.452.461,62 TL alacaklı olduğunu, birleşen dosya davacısının defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usule uygun tutulduğunu bildirmiştir.
Daha sonra dosya davacı birleşen dosya davalı defterleri incelenmek suretiyle rapor düzenlenmesi için bilirkişi kuruluna tevdi edilerek bilirkişi kurulundan 29/03/2021 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulu kök raporunda asıl dava yönünden davacı şirketin davalıdan alacağının bulunmadığını, davacı şirketin diğer firmalardan temin ettiği alımlar ve stokundan karşıladığı miktarlar yönünden zarara uğradığının kabul edilmesi halinde davacı şirketin dava dışı 3 firmadan yaptığı alımlar nedeniyle uğradığı zararın 800.000,00 TL olarak hesaplandığını, davacı şirketin 6098 sayılı kanunun 213. Maddesi kapsamında zararın hesaplanması için bir belgenin dosyada bulunmadığını, birleşen dava yönünden ticari kayıtlara göre birleşen dosya davacısının 4.452.461,62 TL alacaklı olduğunu bildirmişlerdir.
Alınan kök rapora itiraz edilmesi üzerine mahkememizce 28/04/2021 tarihli duruşma ara kararı gereğince bilirkişi kurulundan ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulu tarafından 26/10/2021 tarihli ek raporda sonuç olarak; ” Asıl dava yönünden:1.2-Asıl davada, davacı … Ecza Deposu Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin ticari kayıtlar kapsamında davalı …İlaç Sanayi ve Tic. A.Ş.’den bir alacağının bulunmadığı,
1.3-Asıl davada davacı şirketin diğer firmalardan temin eitiği alımlar ve stokundan karşıladığı miktarlar yönünden zarara uğradığının kabul edilmesi halinde, davacı şirketin dava dışı 3 firmadan yaptığı alımlar nedeniyle uğradığı zararın 800,000,00-TL olarak hesaplandığı,
1.4-Davacı şirketin 6098 sayılı Kanun’un 213. Maddesi kapsamında zararının;
1.4.1. İhale konusu, 19.12.2017 tarihine kadar teslim edilmesi gereken 31.290 adet ürün esas alındığında davacı … Ecza Deposu Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin alacağının 5.470.326,08 T1,
1.4.2. , İhale konusu, 15.01.2018 tarihine kadar teslim edilmesi gereken 37.458 adet ürün esas alındığında davacı … Ecza Deposu Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin alacağımın x 6.829.063,04 Ti. olarak hesaplandığı,
2-Birleşen dava yönünden:
2.1-Ticari kayıtlara göre birleşen davada davacı …İlaç Sanayi ve Tic. A.Ş’nin, davalı … Ecza Deposu Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden; Birleşen dava tarihi olan 01.06.2018 tarihi itibarıyla 4.695.480,98-TL alacaklı olduğu, Taleple bağlılık ilkesi gereği takip tarihi 11.05.2018 itibariyle alacak miktarının 4.498.556,83-TL olduğu, 18.07.2018 tarihi itibarıyla ise 4.452.461,62-TL alacaklı olduğu, bu tarihten sonrataraflar arasında ticari ilişki olmadığı,
2.2-İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/17619 sayılı dosyasına yapılan itirazın bu miktar üzerinden iptal edilip edilmeyeceği yönündeki takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu,
2.3-İcra inkar tazminatına hükmedilecek olması halinde 4.498.556,83-TL’nin 9420’sine tekabül eden 20’lik icra inkar tazminatının (4.498 556,83-TL x X20 – 899.711,37-TL) 899.711,37-TL olarak hesaplandığı yönündeki tespit ve değerlendirmeleri içeren işbu Bilirkişi Kurulu Ek Raporunu Sayın Mahkemenin takdirlerine saygı ile sunarız. ” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Söz konusu ek rapora da itiraz edilmesi üzerine mahkememizce 02/02/2022 tarihli duruşmada; dosyanın rapor alınan bilirkişilere tevdi edilerek hukuki yönden takdiri mahkememize ait olmakla davacı ve davalı vekillerinin ek rapora yaptıkları itirazların değerlendirilmesi ve dava dışı 3. Şirketten alınan ilaçlar dışında stoklardan karşılandığı belirtilen miktar yönünden davacı tarafça siparişi verilen miktar ve tarihler dikkate alınarak ve cevaba cevap ekinde ek 15 ve 16 olarak sunulan belgelerin taleple bağlılık ilkesi kapsamında gözetilerek BK 213/3 maddesine göre zarar iddiasına ilişkin hesap yapılması ve yine takdiri mahkememize ait olmak üzere ihtimalli olarak 19/02/2017 öncesi ve sonrası yönünden icmallerin ayrı ayrı yapılarak ek rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından 13/04/2022 tarihli rapor sunulmuştur.
Bilirkişiler 2. Ek raporda sonuç olarak; ”
Asıl davada davacı şirketin diğer firmalardan temin ettiği alımlar ve stokundan
karşıladığı miktarlar yönünden 19.12.2017 tarihine kadar teslim edilmesi gereken 31.290 adet ürün
yönünden alçağının KDV hariç 3.036,990 -TL olarak, 19.02.20217 tarihine kadarki alacağının
596,450,00-TL olarak hesaplandığı,

3-Asıl davada davacı şirketin diğer firmalardan temin ettiği alımlar ve stokundan
karşıladığı miktarlar yönünden 19.12.2017 tarihine kadar teslim edilmesi gereken 31.290 adet ürün
%20 fazlası da dikkate alındığında alcağının KDV hariç 3.982.573,80 TL olarak, 19.02.20217
tarihine kadarki alacağının 596,450,00-TL olarak hesaplandığı yönündeki tespit ve
değerlendirmeleri içeren işbu Bilirkişi Kurulu 2. Ek Raporunu Sayın Mahkemenin
takdirlerine saygı ile sunarız. ” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Asıl dava yönünden davacı tarafça 6098 sayılı Borçlar Kanunun 213/3 maddesine dayanılmıştır.
Satım sözleşmesinde satıcının temerrüdüne ilişkin giderin borcu ve kapsamı başlıklı 213. Maddesi; ”
Borcunu ifa etmeyen satıcı, alıcının bu yüzden uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.
Satıcı borcunu ifa etmezse alıcı, satış bedeli ile kendisine devredilmeyen satılanın yerine, bir başkasını satın almak için dürüstlük kurallarına uygun olarak ödediği bedel arasındaki farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir.
Satılan, borsada kayıtlı veya piyasa fiyatı bulunan mallardan ise alıcı, onun yerine bir başkasını satın alma zorunda olmaksızın, satış bedeli ile belirlenmiş ifa günündeki piyasa fiyatı arasındaki farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir. ” hükmünü haizdir.
Aynı kanunun yine satıcının temerrüdüne ilişkin kural ve ayrık durum başlıklı 212. Maddesinde; “Satıcının temerrüdü hâlinde, borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulanır.
Zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuş olan ticari satışlarda, satıcı temerrüde düşerse alıcının, devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini istediği kabul edilir.
Alıcı, satılanın devredilmesini isteme niyetinde ise, belirlenen sürenin bitiminde bunu satıcıya hemen bildirmek zorundadır. ” hükmü düzenlenmiştir.
TBK’NIN 212/1 maddesi gereğince uygulanacak olan borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümler kapsamında aynı kanunun 123. Maddesinde ” Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hâkimden isteyebilir. “, 124. Maddesinde ; ”
Aşağıdaki durumlarda süre verilmesine gerek yoktur:
1. Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa.
2. Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa.
3. Borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa.” ve 125. Maddesinde; ” Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir. ” hükmü bulunmaktadır.
Satım sözleşmesinde satıcının temerrüdü halinde TBK 212/1 maddesi gereğince borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir. Ancak 124. Madde de sayılan durumlarda süre verilmesine gerek yoktur. Temerrüde düşen borçlu verilen süre içerisinde borcunu ifa etmemiş ise veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise seçimlik haklar kapsamında alacaklı her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Ayrıca diğer bir seçimlik hak olarak alacaklı borcun ifasından ve gecikme taminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Görüldüğü üzere borçlunun temerrüdü yönünden alıcı tarafından seçimlik hakların kullanılabilmesi için verilen süre içerisinde borcun ifa edilmemesi veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durumun söz konusu olması gerekir.
Ticari satışlarda, kanun koyucu genel hükümlerden ayrı olarak TBK’nın 212/2 maddesinde farklı hüküm koymuş olup buna göre zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuş olan ticari satışlarda satıcının temerrüde düşmesi halinde alıcının devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini istediği kabul edilmiştir.
Alıcı satılanın devredilmesini isteme niyetinde ise belirlenen sürenin bitiminde bunu satıcıya hemen bildirmek zorundadır.
Anılan hükümler dikkate alındığında zilyetliğin devrine ilişkin ticari satışlarda satılanın tesliminden vazgeçip zararın giderilmesinin istenebilmesi için TBK 123 maddesi kapsamında borçluya süre verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Ancak zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuş olan ticari satışlarda satıcının temerrüde düşmesi halinde alıcının devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini istediği kabul edilmiştir.
Somut olayda davacı şirket tarafından 10/03/2016 tarihli Firma Fiyat Talep Föyü başlıklı yazı ile teslim süresi 19/02/2017 olarak gösterilerek toplam 31.290 adet Human Agumin %20 Farmatek 100 ml ilaç için teslim süresinin sonuna kadar fiyat garantisi verilip verilmediğinin bildirilmesinin istendiği, davalı şirket tarafından … Üniversitesi 10/03/2016 tarihindeki açık ihalesinde ürünlerini aşağıdaki şartlarda vermeyi teklif ve taahhüt edildiği ve 31290 adet ürün için 130,00 TL fiyat verildiği tespit edilmiştir.
Fiyat talep föyünde teslim tarihi olarak 19/02/2017 tarihi belirtilmiş ve bu talebe istinaden olarak davalı tarafça fiyat verilmiş ise de bu tarihten sonraki davacı tarafın siparişleri ve davalı tarafın teslimleri dikkate alındığında taraflarca ilaç teslimi konusunda kesin vadenin kabul edilmediği konusunda mahkememizce kanaate ulaşılmıştır.
Taraflar arasında kesin vadenin kararlaştırılmamış olması kanaati ile davacı tarafın ifadan vazgeçip zararın tazminini talep edebilmesi için TBK 212/1 maddesi atfıyla TBK 123 maddesi gereğince borçluya süre verilmesi gerektiği, TBK 212/2 maddesinin uygulanamayacağı, davacı tarafça ise TBK 123 maddesi kapsamında davalı tarafa süre verilmediği bu nedenle davacının teslimden vazgeçip zararını isteyemeyeceği, kaldı ki kesin vade kabul edilse dahi 19/02/2017 tarihinden sonra 23/02/2017 tarihinde davacı tarafça ilaç tesliminin talep edilmiş olması nedeniyle davacı alıcının TBK 212/3 maddesi kapsamında talebini ifa yönünde kullandığının kabulü gerektiği, davacının TBK 213/3 maddesi kapsamındaki zarar iddiasını ispat edemediği idare tarafından A.Ş.’ ye 27.210,63 TL gecikme cezasından davalı şirketin sorumlu olmadığı kanaatine ulaşılmakla asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden davacı tarafça takibe konu olan faturalardan dolayı alacağın tahsilinin talep edildiği, mahkememizce davacı defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişiden talimat yoluyla alınan raporda birleşen dosya davacının alacağını 4.452.461,62 TL olarak hesaplandığı, kök rapor düzenleyen bilirkişi kurulu tarafından da talimat dosyasına sunulan bilirkişi raporunda Farma – Tek’in … eczadan takip tarihi olan 11/05/2018 tarihi itibariyle 4.452.461,62 TL alacaklı olduğu tespit ve değerlendirmeleri yönünde tarafların ticari kayıtlarında yer alan alacak ve borç bakiyelerinin birbiriyle uyumlu bulunduğuna ilişkin görüş bildirildiği, toplanan deliller alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında takip talebine konu faturalardan dolayı davacının 4.452.461,62 Tl alacaklı olduğu, bu miktar yönünden davalı tarafın itirazın da haksız olduğu, takipten önce borçlunun temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilemeyeceği, alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle likit olduğu, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmakla birleşen davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Asıl davada,
a)Davanın REDDİNE,
b)Alınması gereken 80,70-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 76.064,57-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 75.983,87‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
c)Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 133.165,81-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
d)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
e)Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
2-Birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2018/489 Esas sayılı dosyadaki davada,
a)Davanın KISMEN KABULÜYLE, İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/17619 Esas sayılı dosyasında davalı tarafça ödeme emrine yapılan itirazın 4.452.461,62 TL asıl alacak miktarı üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
b)Davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
c)İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si olan 890.492,32 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
d)Alınması gerekli 304.147,65 TL harçtan peşin alınan 54.433,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 249.714,47 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
e)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 133.149,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
f)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 7.888,73 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
g)Davacı tarafından yapılan 5.313,1‬0 TL ( başvurma harcı, bilirkişi ücreti, posta gideri ve v.s.masraf olmak üzere) yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 5.248,82 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
ı)Davacı tarafından yatırılan 54.433,18 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
i)Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır