Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/261 E. 2021/169 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/411 Esas
KARAR NO : 2021/134

DAVA : Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2017
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …, … ve …’ın, müvekkili kooperatifin 08.02.2017 tarihinde yapılan genel kuruluna kadar yöneticileri, diğer davalılar … ve …’ın da eski deneticileri olduğunu, müvekkilinin 12.03.2017 tarihli genel kurulunda davalıların ibra edilmediğini, 28.05.2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda alınan kararların 10. maddesinde, “İbra edilmeyen 2015 ve 2016 yıllarına ait gelir-gider, bilanço faaliyet ve denetim raporlarının incelenmesi sonucunda eski yönetim kurulu ile anlaşmaya, mahkemeye vermeye, tazminat davası açmaya, mal varlıklarına tedbir koymaya, yönetim kurulunun yetkilendirilmesine, kooperatifin tüzel kişiliğine verilmiş maddi zararların yasal faizi ile tazminine” şeklinde karar verildiğini, karar gereğince yönetim kurulunun 02.06.2017 tarihinde, bilanço, gelir-gider hesaplarında tespit edilen açıklar ve yüklenici ile yapılan sözleşmelerde kooperatifin zarara uğratıldığını, deneticilerin de yönetimin iş ve işlemlerini denetlemeyerek göz yumdukları nedeniyle eski yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, müvekkili kooperatifin müteahhidinin … İnşaat Ltd.Şti. olduğunu, taraflar arasında aktedilen sözleşme tarihinin 25.12.2012 olurken dava dışı … Ltd.Şti.’nin Ticaret Sicil Gazetesindeki kuruluş ilanının 26.12.2012 tarihinde yapıldığını, tüzel kişilik kazanmamış bir şirketle hukuken geçerliği olmayan bir sözleşme aktedildiğini, müvekkili ile dava dışı … Ltd.Şti.arasındaki sözleşmenin kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi olup noterde “düzenleme” şeklinde yapılmasının yasal zorunluluk olması nedeniyle şekil şartına uyulmadığından hukuken geçerli bir sözleşme olmadığını, hukuken geçerliği olmayan sözleşmede … Ltd.Şti.’ne devredilecek 15.000.000,-TL değerindeki arsanın genel kurulda belirlenmiş bir değeri olmaksızın 1.500.000,-TL gibi çok düşük bir bedel biçildiğini, ayrıca, genel kurul kararı olmadığından eski yöneticilerce yetki aşımında bulunularak bahse konu sözleşmenin yapıldığını, 1163 sayılı yasanın 42. maddesinde genel kurulların yetkisinin belirlendiğini ve devredilse dahi devrin geçersiz olduğunu, müvekkilinin genel kurullarında arsa değerinin 1.500.000,-TL olduğuna dair bir kararın olmadığını, yapılan sözleşmede herhangi bir teminat alınması konusunda gereklilik görülmediği nedeniyle akdin gerçekte bir müteahhit olmayıp, tüm işlemlerin perde arkasından davalılarca idare edildiği gerçeğini ortaya koyduğunu, nitekim dava dışı müteahhide sözleşme gereğince verileceği kararlaştırılan taşınmazların devri-satışının, 2015 yılı sonunda müteahhidin imalat ve inşaatları bitmediği halde yetki aşımı da yapılarak 702 Ada 1 parseldeki … Ltd.Şti.ne düşecek bağımsız bölümlerin 13.12.2013 tarihinde (C Blok 1 ve 2 nolu, D Blok 1 ve 2 nolu, E Blok 1 ve 2 nolu, F Blok 1 ve 2 nolu, G Blok 1 ve 2 nolu, L Blok 1 ve 2 nolu), 220 Ada 209 parselin 25.12.2014 tarihinde, 220 Ada 210 parsel 18.034,06 m2 30.09.2015 tarihinde, 707 Ada 1 parseli 18.12.2013 tarihinde, 708 Ada 1 parseli 18.12.2013 tarihinde devrinin yapıldığını, dava dışı müteahhidin sözleşme gereğince yapması gereken imalatı ve inşaatları bitirmediğini, sözleşmede müvekkili aleyhine müteahhit sorumluluğunun dar kapsamda tutulduğunu, nitekim, proje bedelleri, vergi ve harçlar, inşaatta kullanılacak beton, kapı, pencere ve camlar ile SGK ödemelerinin müvekkili kooperatife ait olduğunu, ayrıca çevre düzenlemesi, ihata duvarları alt yapı giderlerinin (elektrik vs) dahil olmadığı öngörülerek esasen dava dışı müteahhidin kaba inşaatın sadece işçiliğini yaptığının ortaya konulmuş olduğunu, sözleşmenin, müvekkilinin aleyhine olduğunun izahtan vareste olduğunu, yapılan inşaat ve imalatların neredeyse sadece işçiliğini üstlenen müteahhide yapacağı işler için yapılacak ödemelerin fazla olduğunun belli olduğunu, dava dışı müteahhide yapacağı işler için toplam 50.000 m2 arsanın 27.000 m2’sinin (hepsi deniz manzaralı) verileceği gibi, 2.500.000 TL’ye yapılacağının öngörülmesinin, sözleşmenin, müvekkilinin tamamen aleyhine yapıldığını gösterdiğini, müvekkili kooperatifin hukuken geçersiz sözleşmeye istinaden dava dışı … Ltd.Şti.’ne yapılan nakit ödeme ve arsa satışlarından dolayı en az 5.000.000 TL zararının olduğunu ve davalıların bu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkili kooperatifin eski yöneticilerinin dava dışı … Ltd.Şti.’nin yapılacak imalat ve inşaatları ödemelerin önünde götüreceğinden bahisle teminat alınmasına gerek görmemelerine rağmen 25.12.2012 tarih ve 90 nolu yönetim kurulu kararında “Kat karşılığı anlaşmaları gereği müteahhide verilen hisselerin temliki ve krediden doğacak faiz ödemelerinin müteahhit hesabına avans kaydedilmesi şartı ile 750.000,-TL kredi alınmasına” karar verildiğini ve …. Bankasından kredinin çekildiğini, kredinin 400.000 TL’sinin, sözde müteahhide ödendiğini, kalan 350.000 TL’nin nereye harcandığının kayıtlarda belli olmadığı gibi 290.000 TL de kredi faizi ödenerek müvekkilinin, çekilen kredi nedeniyle 640.000 TL zarara uğratıldığını, yine kooperatif adına davalıların yönetici olduğu dönemde 03.04.2013 tarihinde 100.000 TL, 11.11.2013 tarihinde 110.000,-TL olmak üzere toplam 220.000 TL’nin … Bankasından kredi çekildiğini, ancak nereye harcandığının kooperatif kayıtlarında belli olmadığım, sözde müteahhide 2013’ten 2017 yılına kadar 250.000,-TL nin vergi ve SGK ödemesi için havale yapıldığını, bu ödemenin sözde müteahhide avans olarak girilmediği gibi harcama belgelerinin de kooperatif kayıtlarında bulunmadığım, yine yetki aşımı yapılıp genel kurul kararı almadan 06.05.20016 tarihinde … Bankası Datça Şubesinden 5.000.000,-TL kredi kullanmak için sahte altyapı ve çevre düzenleme sözleşmesinin yapıldığını ve 2.500.000,-TL’sinin çekildiğini, çekilen bu kredinin de nereye harcandığının belli olmadığını, müvekkili kooperatifin yeni yönetiminin kooperatif kayıtlarının incelenmesinde bilançolarında 150.000,-TL açık olduğunu tespit ettiklerini, müvekkili kooperatifin eski yönetiminin eylem ve faaliyetleri nedeniyle uğradığı zararlardan, huzur hakkı aldığı halde deneticilik görevini gereği gibi yerine getirmedikleri nedeniyle eski deneticilerin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla, dava neticesi verilecek karara ait infazın akim kalmaması için Muğla İli, Datça İlçesinde bulunan kooperatifte davalılara ait ada, parsel ve bağımsız bölüm noları dava dilekçesinde belirtilen bağımsız bölümlere, devir ve temlikin önlenmesi için ihtiyaten tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 60.000,-TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; S.S…. Kent Konut Yapı Kooperatifi denetleme kurulu asil üyesi olarak kendisine … İnşaat firması ile ilgili sorular yöneltildiğini, oysa 18.04.2016 tarihinde PTT kanalı ile iadeli taahütlü olarak denetleme kurulu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin mektubunu gönderdiğini ve dönemin kooperatif başkanı …’un 22.04.2016 tarihli ıslak imzasını taşıyan PTT alındısı ile istifa mektup örneğini sunduğunu, … inşaat Firması ile kooperatifin yapmış olduğu sözleşmede kendisinin imzasının olmadığını, inşaat sözleşmesinin yapıldığı dönemde denetleme kurulu üyesi olduğunu, sözleşmeyi o dönemin asil üyeleri ile inşaat firması yetkililerinin imzaladığını, şahsının açılan dava ile ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Denetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığını, denetim kurulu üyelerine bu şekilde dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, denetim kurulu üyesi olarak sorumluluklarını tam olarak yerine getirdiğini, 2015 yılma kadar olan genel kurullarda ibra edildiğini, bu nedenle doğrudan yönetim kurulunun sorumluluğunda olan konularda tarafına dava yöneltilemeyeceğini, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini talep ettiğini, yeni yönetim kuruluna seçilen kişilerin husumetten dolayı dava açtığını, usul ve yasaya aykırı açılan davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın iddialarının çoğunluğunun 2016 yılı öncesine ait iş ve işlemler olduğunu, kooperatif yöneticilerinin önceki genel kurullarda ibra edildiklerini, sadece 2016 yılı iş ve işlemleri nedeniyle dava açılabileceğini, davacının sanki olmayan bir şirket ile anlaşma yapıldığı izlenimi yaratarak mahkemeyi etkilemeye çalıştığını, sözleşmenin 25.12.2012 tarihinde değil firmanın kuruluşundan iki ay sonra 26.02.2013 tarihinde yapıldığını, 25.12.2012 de yapılanın, görüşmeler neticesinde yapılan taslak olduğunu, sözleşmenin Ankara Mithatpaşa vergi Dairesine de verildiğini, gerekirse oradan istenebileceğini, davacının, sözleşmenin kooperatif aleyhine olduğu iddiasının yersiz olduğunu, sözleşme tarihinin 2013 olup genel kurullarda her hususta yöneticilerin ibra edildiği hususlarını beyanla sözleşmenin; sözleşmede tanımlanan imalatları içeren anahtar teslimi toplam 108 adet dubleks villanın kooperatife ait olacak şekilde yapıldığını, yerleşim planında gösterildiği üzere bütün arsaya 180 daire yerleştirildiğini, bunun 108 adedinin kooperatife 72 adedinin taşeron firmaya ait olacak şekilde anlaşıldığını, kooperatif arsasının tamamının 73.732 m2 olup imarı yapıldıktan sonra yaklaşık 48.000 m2 kaldığını, Datça’nın Özel Çevre Koruma Kanunu kapsamında olduğundan arsanın % 15’inin inşaat alanı olarak kullanılabildiğini, kooperatife düşen 108 dairenin inşaat alanının 108×40= 4320 m2 olduğunu, taşeron firmaya düşen ise 72 x 40=2880 m2 olup hisselerin; % 60 kooperatife % 40 taşerona verildiğini, ancak sözleşmenin % 50-% 50 olarak düşünülmesi nedeniyle taşerona düşen 90 daireden 18 dairenin 1.865.000,-TL olarak maliyetine satın alındığını, kooperatife kalan dairelerin anahtar teslimi yapımı karşılığında sözleşmenin 7/5 maddesinde geçen parsellerin taşerona verildiğini, taşerona düşen parsellere 635.000,-TL değer tespitinin, arsanın Datça Mal Müdürlüğünden alındığında biçilen yaklaşık değer olduğunu, bütün arsanın ihale bedelinin 1.520.000,-TL olduğundan 180 daireye bölünmesi halinde her daireye yaklaşık 8.444 TL x 72 = 635.000,-TL yaklaşık değer düştüğünü, bu değerlendirmede kooperatif ve üyelerinin menfaatlerinin gözetildiğini, bu parsellerin, kooperatifin 108 dairesinin anahtar teslimi yapımı için verildiğini, aksi halde 635.000 TL ile 108 dairenin yapımının mümkün olmadığını, arsa bedelinin iddia edildiği şekilde 635.000 TL olması halinde her bir dairenin yapım maliyetinin 7.000 TL gibi mümkün olmayan bir rakam olduğunun görüldüğünü, kooperatif menfaatinin en üst seviyede gözetildiğinin taraflarınca da tespit edildiğini, inşaatların yapımının % 50 oranında verildiğini, o tarihlerde Datça’da % 40’m üzerinde verilmiş inşaat olmadığını, ayrıca taşerona verilen 210 parselin (18.932 m2) imarsız, TARLA vasfında ve halen imarının olmadığını, bunun da kooperatifin aleyhine değil lehine bir işlem olduğunun apaçık ortada olduğunu, yüklenici ile 26.02.2013 tarihinde sözleşme yapıldığını, müteahhidin taahhüdünü ifa ettiğini, Datça Sulh Hukuk Mahkemesine yaptırılan tespitte inşaatın % 90 oranında tamamlandığının tespit edildiğini, tespitten sonra da inşaatın devam ettiğini ve imalatların tamamlandığını, villaların ortaklara verilerek ferdi tapularının da verildiğini, Datça Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyası ile 10.05.2016 tarihli keşifte imalat maliyetlerinin 13.286.888,-TI^oMuğunu, 108 adet villa yapılmış olduğunu, bir villanın imalat bedelinin 123.076 TL olduğunu, bunun da yapılan sözleşmenin kooperatif ve üyelerin çıkarına olduğunu, dava dilekçesinde beton ve pencerelerin kooperatif tarafından alınma konusunun ise Beton ve PVC de % 18 olan KDV oranının kooperatiflerde % 1 olduğundan kaynaklandığını, bu imkandan kooperatif üyelerinin yararlandırılarak maliyetin düşürüldüğünü, kooperatif tarafından alınarak taşeronun hesabından düşüleceği hususunun sözleşmenin 13.1 maddesinde belirtildiğini ve genel kurullarda yönetim kurulunca üyelere anlatıldığını, 2003 yılından itibaren yapılan genel kurul tutanaklarında; sözleşme yapılması, satış yapılması, kredi kullanımı konularında yönetim kuruluna açıkça yetki verildiğini, kendi denetimlerinde de bu yetkinin verildiğinin görüldüğünü, 09.09.2003 tarihinde yapılan genel kurulda yapım kararı, yapım sözleşmesi ve projelerin yaptırılması gibi birçok yetkinin verilmiş olduğunu, 26.06.2005 tarihinde yapılan genel kurul tutanağının 9. maddesinde, kooperatifin menfaatlerinin dikkate alınması ile inşaatın yapımının emanet veya kat karşılığı usullerinden biriyle yaptırılması hususunda yönetim kurulunun yetkili kılındığını, tüzüğün 44. maddesinde belirtilen tüm yetkilerin yönetim kuruluna verilmesinin oy birliği ile kabul edildiğini, ana sözleşmenin 11. maddesinde genel kuruldan karar almak şartıyla kooperatifin taşınır taşınmaz mallarını satmak rehine koymak veya mülkiyetlerini aktarmak yetkisinin bulunduğunu, 13. maddesinde de kamu kaynaklı kredi kullanımı için kooperatif taşınmazlarını ipotek ettirmek yetkisinin bulunduğunu, genel kurullarda yönetim kuruluna bu yetkilerin verildiğinin açıkça görüldüğünü, davacıların yönetim kurulunun yetki almadan kooperatife ait taşınmazları diğer davalı şirkete sattığını iddia ettiklerini, oysa bir satış işleminin bulunmadığını, yapılacak bağımsız bölümlerin ayni bedel olarak ödeneceğini, satış işlemi gibi görünse de yükleniciye bir taşınmaz satışının yapılmadığını, bu nedenle düşük bedelden söz edilemeyeceğini, kooperatifin somut yetkisi olmadan …Bankasından 5.000.000,-TL almadığını, alman kredinin 2.500.000,-TL olduğunu, bunun da çevre düzenlemesinin bir an önce yapılması için ödeme zorluğu çeken üyelere kolaylık olması için 36 ay vadeli çekildiğini, 250.000,-TL vergi ve SGK ödemeleri için havale yapıldığını ancak harcama belgelerinin bulunmadığından söz edildiğini, tutarın banka havalesi ile gönderilmesi nedeniyle belgelerin taşerondan istenmesi gerektiğini, ibraz edemediği miktarın, yönetim kurulu tarafından avansından düşürülmesi gerektiğini, bazı ödeme makbuzlarının, vergi ödemelerinin ve tutanak karşılığı yapılan bir kısım ödemelerin muhasebe kayıtlarına girmediği nedeniyle bahse konu 150.000,-TL açığın, bu makbuz ve tutanakların muhasebe kayıtlarına girilmesi ile açığın olmadığının görüleceğini, kendisinin denetim kurulu üyesi olduğundan yönetim kurulunun iş ve kararlarında sorumluluğunun bulunmadığını, denetim görevini eksiksiz ve tamamen yerine getirdiğinden ve 2015 yılma kadar bütün genel kurullarca ibra edildiğinden beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yine … , 02.11.2017 tarihli, davaya karşı itirazlarını ve cevaplarını sunduğu dilekçesi ile de özetle; önceki dilekçesindeki hususları tekrarlayarak … ve …’un ,02.11.2017 tarihli dilekçelerinde yaptıkları açıklamalar doğrultusunda savunma ve itirazlarını sunarak ihtiyati tedbir talebi ve davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve … cevap dilekçelerinde özetle; cevap dilekçesinde dava açma konusunda Yönetim Kuruluna verilen yetkinin 2015 ve 2016 yıllarını kapsadığım, bu yılların dışını dava konusu yapmasının yetki aşımı ve görevi kötüye kullanma olduğunu, dava açma yetkisinin sadece ibra edilmeyen yılları kapsaması gerektiğini, davacının 2013 yılındaki faturayı gündeme getirerek yetkilerini aştıklarını, 2015 ve 2016 yılları için üyelerin çeşitli iftira ve yalanlarla aldatıldığını ve ibradan alıkonulduğunu, kooperatifin, müteahhit ile anlaşıp 02.10.2017 tarihli fesih sözleşmesini imzaladıklarını, bu sözleşme ile sözleşmelerinin tamamının ve hükümlerinin kabul edilerek karşılıklı rıza ile anlaşmanın sağlandığını ve sözleşmelerin sonlandırıldığmı, böylece kooperatifin zararına sözleşme yapıldığı iddialarının dayanggimî\kalmadığmı, 2016 yılma ait muhasebe kayıtları incelendiğinde 2016 yılına ait 2.482.800,53 TL müteahhide avans nitelikli banka havalesine karşılık … Ltd.Şti.’nin gönderdiği faturalar arasında 2013 yılma ait 485.891,01 TL ve 82.946,04 TL tutarlı fatura fotokopilerinin de bilerek veya bilmeyerek direkt muhasebeye gönderdiğinin görüldüğünü, muhasebecinin de bu faturaları muhasebe kayıtlarına 2016 yılının giderlerine girerek müteahhidin avansından mahsup ettiğini, bunun maddi hata olup muhasebecinin vereceği dilekçe ile düzeltilebileceğini, müteahhidin aldığı avanslar karşılığında fatura vermek zorunda olduğunu, bu miktarda müteahhitten fatura alınıp düzeltilebileceğini, faturaların müteahhit adına girilip avansından düşüldüğünü, gizli kapaklı bir durumun söz konusu olmadığını, … İnşaata 2013 yılında 382.000,-TL, 2014 yılında 519.000 TL ,2015 yılında 121.000,-TL 2016 yılında 2.482.000,-TL olmak üzere toplam 3.504.000 TL avans çıkarıldığını, toplam alman fatura tutarının ise 2.062.000 TL olduğunu, muhasebe kayıtlarında 413.904,32 TL avans göründüğünü, halbuki 1.442.000,-TL görünmesi gerektiğini, … Ltd. Şti. tarafından bu kadar fatura kesilmesi gerektiğini, bunun maddi hata olup düzeltilebileceğini, zimmete para geçirmek şeklinde ifade edilemeyeceğini, … İnşaat ile ilgili iddialarında işlerin seyrinden haberdar olmadıklarının görüldüğünü, … Boya firmasından uygun fiyatla ve muhtelif zamanlarda ödeme yapmak ve müteahhidin istihkakından düşülerek (onun nam ve hesabına )malzeme alındığını ve inşaatta kullanıldığını, bu konunun 2013 yılının konusu olup genel kurulda ibra edildiğini, 150.000 TL açık konusunun da önceki müteahhit … Ltd. Şti. ile ilgili olup, taraflar arasındaki alacak davası nedeniyle uzlaşmaya gidildiğini, ilgili firmaya 140.000,-TL ödeme yapılarak davalardan vaz geçirildiğini, ekli tutanakta görüldüğü üzere … İnşaat Kaşeli iki adet çek verildiğini ve çeklerin karşılığının elden kooperatif başkanı tarafından … İnşaata ödendiğini, bu tutanağın da kayıtlara girilmesiyle açığın bulunmadığının görüleceğini beyanla, ihtiyati tedbir talepleri ile davanın reddini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 62/3, aynı kanunun 98. Maddesi atfıyla 6102 sayılı TTK’ nın 553 maddesine dayalı kooperatifin uğradığı zararın tazmini talebine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 62/3 maddesine göre yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar.
6102 sayılı TTK’ nın 553 maddesine göre de, kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
Davacı kooperatif tarafından, dava dilekçesinde gösterilen sebeplerle kooperatifin zarara uğradığı gerekçesiyle, kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalılar aleyhine dava açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı kooperatif ile dava dışı … Limited Şirketi arasında imzalanan 25/12/2012 tarihli sözleşmenin geçersiz olup olmadığı, sözleşme ile yükleniciye verilen taşınmazların gerçek değerinin altında belirlenip belirlenmediği, sözleşme gereğince teminat alınıp alınmadığı, sözleşmenin kooperatif aleyhine yapılıp yapılmadığı, çekilen kredilerin kooperatif hesabına kullanıp kullanılmadığı, … Limited Şirketine yapılan Ssk ve vergi ödemelerinin avans olarak ödenip ödenmediği, kooperatife hesaplarında açık olup olmadığı, iddia edilen eylemlerden kooperatifin zarar görüp görmediği, varsa zararın miktarı ve davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadığı konusundan kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce deliller toplandıktan sonra dosya inşaat mühendisi, mali müşavir ve kooperatifler konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek, bilirkişilerden 26/06/2019 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişiler raporlarında özetle; … limited şirketi ile yapılan sözleşmenin noter tasdikli olarak yapılmamış olmakla birlikte edimlerin karşılıklı olarak ifa edildiğinin, müteahhidin büyük oranda işi tamamladığını, arsa payının müteahhit adına geçirilmiş olduğundan sözleşmelerin geçerli kabul edilmesi gerektiğini, sözleşme ile iş karşılığı arsa verilmesi, satış sayılmayacağından metre kare birim fiyatının genel kurul kararı ile belirlenmesinin gerekmediğini, sözleşmenin 11. Maddesi gereğince yükleniciden teminat alınmadığını, Datça SHM’nin …nolu dosyası ile yapılan tespitlere göre sözleşmenin kooperatif aleyhine yapılmadığı ve sözleşme ile müteahhide menfaat temin edilmediğinin düşünüldüğünü, … ve … bankasından çekilen kredilerin kooperatif hesabına kullanıldığının görüldüğünü, sözleşme gereği hafriyat, taşerona ait olduğu halde … inşaat isimli firmaya 29.500,00 TL tutarlı iki adet fatura ödendiğini, boya taşerona ait olmak üzere sözleşme yapıldığı halde 140.755,67 TL boya bedelinin taşeronun kooperatife ait olan borcundan düşüldüğünü, bu miktarı kooperatifin üstlendiğini, taşerona ait 82.948,04 TL ve 485.891,01 TL’lik iki adet faturanın hem 2013 hem 2016 yılında kooperatif muhasebesine kaydedildiğini, ancak 485.891,01 TL lik fatura için 2013 yılında kooperatif hesaplarında çıkış yapılmadığını bu nedenle sadece 82.948,04 TL fatura için mükerrer çıkış yapıldığını, davalı yönetim tarafından 2015-2016 yıllarında otobüs taksi vb. belgesiz harcama yapıldığına dair 11.740,00 TL lik 12 adet fatura düzenlendiğini, davadan sonra 02/10/2017 tarihli fesih sözleşmesi ile taşerona alacaklardan vazgeçerek sözleşmenin sonlandırılıp tarafların birbirini ibra ettiğini bildirmişlerdir.
Davacı tarafından rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişilerden 04/02/2020 tarihli ek rapor alınmış, bilirkişiler ek raporlarında kök rapordaki tespit ve değerlendirilmelerinde bir değişiklik bulunmadığını belirtmişlerdir.
23/09/2020 tarihli duruşmada kök raporun sonuç kısmının 10 nolu bendinde belirtilen mükerrer fatura kaydından dolayı davacı kooperatifin zararının bulunup bulunmadığı, varsa zararın miktarı konusunda ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından sunulan 15/10/2020 tarihli ek raporda; cari hesap kayıtlarının karşılıklı incelenmesi, ödemeler ve daha önce düzenlenen faturalar dikkate alınarak şirket tarafından kooperatif adına sonradan 2.477.560,53 TL lik fatura düzenlenmesi ve tarafların birbirlerini ibra etmesi dikkate alındığında düzenlenen son faturanın 82.948,04 TL lik mükerrer kaydedilen faturayı da kapsadığı ve mükerrer kaydı nedeniyle kooperatif zararının oluşmadığını bildirmişlerdir.
Davacı kooperatif ile dava dışı … inşaat .. limited şirketi arasında düzenlenen 02/10/2017 tarihli fesih protokolünde; protokol geçerlilik kazandığı andan itibaren karşılıklı iki muhataplar olarak kooperatif taşerondan, taşeronda kooperatif tüzel kişiliğinden herhangi bir alacak iddiasında bulunmayacakları, bu andan itibaren taahhüdün tüm yetki ve sorumlulukları kooperatife ait olup, taşeron firmadan herhangi bir istem, sorumluluk talebi ve yaptırımda bulunmayacağı kararlaştırılmıştır.
Ayrıca bu sözlşemelerin feshi ile beraber kooperatifin eski yöneticileri hakkında başlatmış olduğu hukuk davaların sonucu her ne olursa ile olsun kooperatifi ve taşeronu bağlamayacağı kararlaştırılmıştır.
Dava tarihinden sonra yapılan fesih protokolü ile davacı kooperatifin dava dışı şirketten herhangi bir alacağın bulunmadığının beyan edilmesi nedeniyle sorumluluk sebebi olarak gösterilen dava dilekçesindeki dava dışı … Limited şirketi ile ilgili yapılan işlemlerden kaynaklanan zarar iddiasının yerinde olmadığı, davacı kooperatifin taşeronla ilgili zarar iddiasından fesih protokolü ile vazgeçtiği kabul edilmiş ve … limited şirketi ile ilgili iddia edilen hususlardan dolayı kooperatifin zararının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar fesih protokolünde feshin eski yöneticiler hakkında başlatılmış olan hukuk davalarının sonucunun kooperatif ve taşeronu bağlamayacağı kararlaştırılmış ise de kooperatif tarafından taşeronun ibra edilmesi nedeniyle zararının bulunmadığı anlaşılmakla, bu nedenle yöneticilerden zarar talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
… ve … bankasından çekilen krediler nedeniyle kooperatifin zarara uğradığı iddiası yönünden ise bilirkişi raporuna göre çekilen kredilerin kooperatif hesabına kullanıldığı, vergi ve SSK ile ilgili bilirkişiler tarafından ödeme yapıldığının tespit edilemediği, bu nedenle söz konusu iddialar ile ilgili davacı tarafından kooperatifin zarara uğratıldığının ispat edilemediği anlaşılmıştır.
2015-2016 yıllarında kooperatif yönetimi tarafından 11.740,00 TL lik belgesiz gider kaydı yapıldığı ve buna ilişkin 12 adet tutanak düzenlendiği, tutanakların otobüs / taksi vb. gibi belgesiz giderleri toplamı olarak gösterildiği, duruşmada beyanları alınan davalı …’un beyanına göre söz konusu harcamaların şehir içi ulaşım ve ağırlama giderine ilişkin olduğu, tutanaklarla yapılan harcamaların belgelendirilmediği, bu nedenle söz konusu 11.740,00 TL lik harcama nedeniyle kooperatifin zarara uğradığının kabulü gerektiği ve davalı yönetim kurulu üyelerinin bu zarardan bizzat sorumlu oldukları, yönetim kurulu üyelerinin ise gerekli denetimi yapmayarak zararın tahsiline ilişkin bir işlem yapmadıklarından sorumluluklarının bulunduğu anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabulü ile, 11.740,00 TL tazminatın ( … 2015 yılı zararlarından sorumlu olmak kaydıyla ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının … Limited Şirketi ile ilgili yapılan işlemlerden, … ve … bankasından çekilen kredilerden, Vergi ve SSK primlerinden kaynaklandığı belirtilen zararlara ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile,
11.740,00 TL tazminatın (davalı … yönünden 8.830,00 TL ile sınırlı olmak üzere) 950,00 TL yönünden 31/01/2015, 980,00 TL yönünden 31/03/2015, 960,00 TL yönünden 30/06/2015, 985,00 TL yönünden 31/07/2015, 990,00 TL yönünden 31/08/2015, 995,00 TL yönünden 30/09/2015, 990,00 TL yönünden 30/10/2015, 990,00 TL yönünden 30/11/2015, 990,00 TL yönünden 31/12/2015, 980,00 TL yönünden 31/07/2016, 970,00 TL yönünden 30/09/2016, 960,00 TL yönünden 31/10/2016 tarihinde işleyecek avans faizi ile (… yönünden 2015 yılı zararları yönünden) birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 801,96 TL harçtan peşin olarak alınan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 222,69 TL’nin davacıya iadesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ‘ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 4.975,20 TL (başvuru harcı, vekalet harcı, posta gideri, bilirkişi ücreti) ‘den kabul ve red oranına göre belirlenen 973,48 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 1.024,65 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Kullanılmayan gider avansının talep ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır