Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1025 E. 2021/796 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1025 Esas
KARAR NO : 2021/796

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : Kendi adlarına asaleten kısıtlı/küçük
… – (…)adına velayeten;
… – …
… – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Sinem’in, müşterek çocuk …’e gebe kaldığında Mersin’de bulunan…. hastanesine gitmiş ve bu hastanede çalışan, Mersinde çok meşhur olan ve tanınan Kadın Doğum Uzmanı Opr.Dr….’a (TC No:…. ) başvuruğunu ve bu doktorun kontrolü altına girerek doğum öncesi gebelik takibini yaptırdığını, tüm gebelik takibi boyunca Opr. Dr. …’ın her şeyin yolunda gittiğini, müvekkilinin çok sağlıklı bir çocuk dünyaya getireceğini beyan ettiğini, müvekkilinin doğumunu yine aynı doktor ve aynı hastanede Opr.Dr. … tarafından yaptırılmış ve müşterek çocuk … 05.05.2016 tarihinde down sendromlu olarak dünyaya geldiğini, hamileliğin ilk gününden itibaren takibin yapıldığı hastane ve doktorların uzman olmasına rağmen, tıbbı özen eksikliği nedeniyle aile küçük …’in Down Sendromlu olarak doğacağından haberdar olamadığını ancak doğumdan sonra yapılan testler sonucu Down Sendromu tanısı konabildiğini, müşterek çocuğun Down Sendromlu olduğunu sonra öğrenen ailenin büyük bir şok yaşadığını ve özellikle anne Sinem’in depresyona girdiğini ve psikolojik olarak tedavi olduğunu, doğum yapılan hastanenin gerekli teknik donanıma sahip olmasına ve doktorun uzman olmasına rağmen doktorun gerekli tibbi özenin gösterilmemesi ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi sonucunda küçük …’in tüm yaşamı boyunca taşıyacağı bir yük omuzlarına yüklendiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; açtıkları belirsiz alacak davasında şimdilik müvekkili küçük … için; 1.000 TL işgöremezlik-maddi tazminat (bakıcı ücreti dahil), 50.000 TL manevi tazminat, Anne Sinem için 50.000 TL manevi tazminat, Baba Sevhan için 50.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 151.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın sigortalı Dr. …’a ihbar edilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde gerek tedavi süreci ve gerekse de doğum olayının meydana geldiği tarihin müvekkil şirketin poliçe kapsamından öncesine ilişkin olduğunu, dava konusu olay müvekkili şirketin poliçesi kapsamında olmadığını, sigortalı hekimin hatalı teşhis ve tedavide bulunduğunu düşünsek dahi; hastanın tedavi olduğu ve herhangi bir arazının kalmadığı düşünüldüğünde talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dosya kapsamına alınan Adli Tıp 7. İhtisas Dairesi’nden alınan ATK raporunda özetle; Down sendromu tanısının erken teşhis ile anne karnında konulamadığından şikayetçi olduğu bildirilen Sevhan kızı/oğlu 05/05/2016 doğumlu … hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesinde; küçüğün annesinin 02/10/2015 tarihinde adet gecikmesi şikayeti ile Özel IMC Hastanesi’ne başvurduğu, 6 haftalık gebelik tanısının konulduğu, 01/12/2015 tarihinde aynı hastanede yapılan obstetrik USG’de 13 haftalık gebelik olduğu, nt:l,2 mm ve nazal bone olduğu, 15/01/2016 ve 17/02/2016 tarihlerinde takiplerinin olduğu, 31/03/2016 tarihinde makat geliş olduğunun görüldüğü, 14/04/2016 tarihinde takibinin olduğu, 05/05/2016 tarihinde sezeryan operasyonu ile 2800 gr erkek bebek doğurtulduğu, doğum sonrası muayenesinin doğal olduğu, 10/05/2016 tarihli sitogenetik analizde down sendromu tanısı konulduğu anlaşılmakla; down tarama testleri konusunda ailenin bilgilendirilmesinin güncel tababet uygulamaları içinde olduğu, tarama testlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanması zorunlu bir tetkik olarak bildirilmediği, bu testin tarama testi olduğu, bu testin yapılması durumunda doğacak bebekte Down Sendromu vardır veya yoktur şeklinde kesin bir sonuca gitmenin mümkün olmadığı, tarama testlerinde annenin yaşı, hormonal değerleri ve testin özelliğine göre USG sonuçlarını göz önüne alarak bir risk oranı belirlendiği, oranın istatistikler ışığında risk sınırının üstünde bir değer göstermesi durumunda amniosentez gibi ileri tetkikler önerilebileceği, tanı koydurucu olan bu ileri gelişimsel tetkiklerde %1 oranında düşük riski olduğu, tarama testlerinin sonuçlarının risk sınırı üzerinde çıkmasının bebekte mutlaka Down Sendromu olduğu anlamına gelmeyeceği gibi, risk sınırının altında olduğu durumlarda dahi bebekte Down Sendromu görülebileceği, test sonucunun yukarıda söz edilen parametrelere göre kaç gebenin birinde karşılaşabileceğini gösterdiği, dava konusu olayda gebelik takiplerinin uygun aralıklarda yapıldığı, anne …’e 01/12/2015 tarihinde yapılan kontrol muayenesinde hastada nt:1,2mm ve burun kemiği olduğu, CRL ölçümü 60, nuchal translucency MoM 0,77, PAPP-A düzeltilmiş MoM 0,48, FB-HCG düzeltilmiş MoM 0,94, kombine trizomi 21 riski 1:6364 bulunduğu, ikili test önerilmesinin tıbben yeterli olduğu, tüm bu nedenlerle Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı …’ın eylemlerinin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Dava, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesine dayalı olarak maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Davacılardan …’in gebelik sürecinde hasta takibinin ihbar olunan Opr.Dr…. tarafından yapıldığı, adı geçen doktorun Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin davalı … şirketince düzenlendiği, dosya kapsamına alınan ATK raporu ile, ilgili hekimin yapmış olduğu uygulamaların tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş olmakla; hükme esas alınan ATK raporu doğrultusunda Opr.Dr….’ın tıbbi kötü uygulamasının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 515,75 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 456,45 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacılara iadesine,

3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan ve aşağıda gösterilen 55,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı … şirketi kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan maddi tazminat yönünden 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
6-Davalı … şirketi kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan manevi tazminat yönünden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı…A.Ş.’ye verilmesine,
7-Davacılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davalı tarafın yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
DAVACI
Posta Masrafı : 331,20 TL
Başvurma Harcı : 35,90 TL
Vekalet Harcı : 5,20 TL
DAVALI
Posta Masrafı : 55,00 TL