Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/912 E. 2021/730 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/912 Esas – 2021/730
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/912 Esas
KARAR NO : 2021/730

HAKİM : …. …..
KATİP : ….

DAVACI : …..

DAVALI : …..

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili tarafından dava dışı … Taah. Ltd.Şti.’ne haricen alım-satım sözleşmesi ile satışı yapılan ancak resmi satışı yapılmayan ve davalı şirketin şantiye sahasında kullanılan müvekkiline ait iş makinesi ve kırıcının müvekkiline iade edilmediğini belirterek, kırıcının teslimine mümkün olmaması halinde rayiç bedelinin tahsiline ve ayrıca iş makinesi ve kırıcı için 7 aylık kira bedelinin tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 27.09.2016 tarihinde imzalanan alt yüklenici sözleşmesi ile çalışıldığını, davacının müvekkile ait şantiyeye gelerek dava dışı … Ltd. Şti.’ne sattığını belirttiği ve dava konusu yapılan İş makinesi ve kırıcı bedellerinin dava dışı … İtd. Şti. tarafından ödenmediğini belirterek, makinelerin iadesini ve kira bedellerinin ödenmesini talep ettiğini, dava dışı … Ltd. Şti. ile müvekkil arasındaki sözleşme kapsamındaki işin 23.06.2017 tarihinde bittiğini, ancak dava dışı şirketin ne iş makinesini ne de kırıcıyı teslim almadığını, müvekkilin dava konusu ekipmanların sahibi ve kullanıcısı olmadığını, davacının dava konusu taleplerini müvekkiline değil dava dışı … Ltd.Şti.’ne iletmesi gerektiğini, huzurdaki davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı ve dava dışı … Ltd. Şti. arasında gerçekleştirilen satış sözleşmesinde müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, davacıya dava konusu ekipmanların malikini gösterir bir belge olmadan kimseye teslim edilemeyeceğinin belirtildiğini, dava dışı … Ltd. Şti.’nin davaya dahil edilmesi gerektiğini, davanın husumet nedeniyle usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:
Tanık beyanları, tarafların ticari defter ve belgeleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Davanın, ticari satımdan kaynaklanan alacak istemli olduğu, davacıya ait Kwonglim Se 2800 S… İnş.Ltd.Şt.’ne ait olan Hundai 320 LJ-7 2007 Model sarı renkli iş makinesinin … İnş.Taah. Ltd.Şti.’ne haricen alım satım sözleşmesi ile satıldığı, ancak resmi şekilde devir yapılmadığı, söz konusu iş makinesi ve kırıcının davalı şirketin Yusufeli ilçesinde kullandığı, satış bedelinin ödenmediğinin ileri sürüldüğü, bu nedenle söz konusu kırıcının iadesi, bunun mümkün olmaması durumunda emsal bir kırıcı rayiç bedeli ile iş makinası ve kırıcı için kira ödemesi yapılması talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete (…) ait Kwonglim Se2800S… İnşaat Taahhüt Ltd. Şti. (…) ait olan Hyundai 320 LJ-7 2007 model sarı renkli iş makinesi ile ilgili olarak …… Ltd. Şti. ile haricen alım – satım sözleşmesi yapıldığını, Celal Kut’un yeğeni olan … ile …’ı temsil ederken … Ltd. Şti.ni ise …’nin teslim ettiğini, haricen yapılan bu sözleşme bedelinin 130.000,00-TL olduğunu ve 26/03/2017 tarihinde anlaşmanın yapıldığını, anlaşma yapılırken 6.000,00-TL peşin ödendiğini, geriye kalan 31.000,00-TL bedelli 4 adet senet alındığını, iş makinesi ve kırıcının resmi satışının yapılmadığını, devredilmediğini, söz konusu kırıcı ve iş makinesinin davalı …… A.Ş. tarafından kullanıldığını, ancak kira ödemesi yapılmadığını, talep edilmesine rağmen iş makinesinin 08/11/2017 tarihinde teslim edildiğini, ancak kırıcının 24/11/2014 tarihinden itibaren teslim edilmediğini, bu nedenle söz konusu kırıcının iadesi, mümkün değil ise rayiç bedeli olan 35.000,00-TL’nin ayrıca 3 aylık kira bedeli olan 9.000,00-TL’nin, öte yandan iş makinesi için 2 aylık kira bedeli olan 14.400,00-TL olmak üzere toplam 59.400,00-TL’nin davalı taraftan tahsilinin istendiği anlaşılmaktadır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin DSİ 26. Bölge Müdürlüğü ile 22/06/2015 tarihinde Yusufeli ilçesi Yeniden yerleşim yeri alt yapı çalışmaları işine ilişkin olarak sözleşme imzaladığını ve bu proje kapsamında faaliyetini sürdürdüğünü, müvekkili şirket ile işveren olarak bu proje kapsamında ihtiyaç duyduğu birtakım iş ve ekipmanlar için dava dışı …… Ltd. Şti. ile 27/09/2016 tarihinde her cins ve klastaki zeminlerde kazı yapılması ve dolguya konulması işlerinin ….. Ltd. Şti. tarafından yapılması amacıyla alt yüklenicilik sözleşmesi imzalandığını, …’nın bu tarihten sonra alt yüklenici olarak iş için gerekli ekipmanları ile birlikte şantiyeye gelerek faaliyetine başladığını, ancak daha sonra davacı firmanın müvekkili şirkete başvurarak makine ve kırıcının kendisine ait olduğunu belirterek kira bedeli ve kırıcının teslimini istediğini, davacı tarafça söz konusu iş makinesi ve kırıcının dava dışı …’tan talep edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin iş makinesi ve kırıcının sahibi ve kullanıcısı olmadığını, taraf sıfatının bulunmadığını belirterek, husumet yokluğundan davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tanığı Ali Gürbüz 12/10/2020 tarihli duruşmadaki beyanında aynen ”Ben 2015-2018 yılları arasında davalı şirkette proje müdürü olarak görev yaptım. Davalı şirket çalıştığım dönemde Yusufeli ilçesinin alt yapı işlerini almıştı. O işle meşguldü. O dönemde davalı şirketin kendine ait iş makinesi yoktu. Çalıştığım dönemde birçok firma ile iş makinesi alımı veya kiralanması hususunda sözleşmeler yapıldığını hatırlıyorum ancak davacı şirket ile davalı şirketin herhangi bir alım – satım veya kiralama sözleşmesi yaptığını hatırlamıyorum. Bana okuduğunuz dava dilekçesinde belirtilen iş makinesini de davalı şirkette var olduğunu hatırlıyorum ancak çalışmıyor, hareket etmiyor hatta anahtarı da yokmuş, birkaç defa sorduğumda şirketteki diğer görevliler bana bu şekilde söylemişlerdi. Davacı firmayı hiç duymayıp, tanımadığım için dava dilekçesinde belirtilen iş makinesi ile nasıl bir ilgileri var bilemiyorum. Makinenin tam olarak kime ait olduğunu da bilemiyorum, ben ayrıldıktan sonra iş makinesini birileri almış, kimin aldığını bilemiyorum.
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Çalıştığım dönem içerisinde davalı firma bir sözleşme imzalasa mutlaka benim bilgim dahilinde olurdu. Ben davalı firma ile dava dilekçesinde belirtilen iş makinesi, kira sözleşmesi, alım – satım konusunda bir sözleşme imzalamadım. İş makinesinin işbu dava açıldıktan sonra AS Yapı… Ltd. Şti. Tarafından 3. Bir kişiden kiralandığını duydum. Makinenin gerçek sahibinin kim olduğunu bilmiyorum. Aladağ İnşaat… Ltd. Şti. Ve Celal Kut’u tanımıyorum. Makine ile bir ilgilerinin bulunup bulunmadığını bilmiyorum dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı Murat Yılmaz 10/12/2019 tarihli duruşmadaki beyanında aynen ”Davalı şirkette 2015 – 2018 yılları arasında şantiye kontrolörü olarak görev yaptım. O dönemde davalı şirket 20’ye yakın taşeron firma ile iş yapıyordu. Bunların makinelerini şantiye alanına getirmişti, davalı şirketin asıl iş yapmış olduğu firma AS Yapı… Ltd. Şti.’ydi. Daha sonra öğrendiğimiz kadarıyla davacı firma davalı firmanın iş yapmış olduğu AS Yapı… Ltd. Şti. Firmasına kiralamış, davalı şirketin şantiyesine AS Yapı firmasının getirmiş olduğu makineler arasında bir tane de davacı tarafa ait eskavatör isimli kazıcı makine bulunuyordu. As Yapı firması işi sözleşmeye uygun olarak bitirmeden şantiyeyi terk etti. Kendi makinelerini çekti, kalan 1-2 tane makine şantiye de duruyordu. Bu makinelerin sahipleri her ay makineleri kontrole geliyordu, şantiye sahasında davacıdan kiralanan eskavatör kazıcı makinesi de bulunuyordu, biz davalı firma yetkilileri olarak AS Yapı’nın işi terk edip gitmesi ve 3. Kişilerden kiralamış olduğu birkısım makineleride şantiyemiz alanında bırakmış olması nedeni ile makineleri teslim almaya gelen ve makinelerin maliki olduğunu belirten / iddia eden kişilerden talep etmiş oldukları makinelerin ruhsatını veya maliki olduğunu gösterir ilgili kayıt ve belgeleri istiyorduk, bunlar uyuşuyorsa makineleri sahiplerine teslim ediyorduk, davacı firmanın yetkilileri eskavatör makinesi için ruhsatı sundular, emniyet yetkilileri ile geldiler. Biz onların huzurunda kendilerine teslim ettik. Buna ilişkin tutanaklar vardır. Sonuç olarak davacıya ait makine davalı şirketin taşeronu olarak AS Yapı tarafından davacıdan kiralanmıştır. Ve AS Yapı sadece bu makineyi kullanmıştır. AS Yapı işi terk ettikten sonra makinenin operatörü de olmadığından ve anahtarları da AS Yapı firmasının yetkilileri götürdüğünden davacıya ait söz konusu makinenin davalı firma veya başka biri tarafından kullanılması mümkün değildir. AS Yapı inşaatı terk ettikten sonra davacıya ait söz konusu makine atıl bir vaziyette kullanılmadan şantiye sahasında boş beklemiştir. Davalı tarafın söz konusu makineyi kullanması söz konusu değildir. Söz konusu makinelerin kime ait olduğu ve bir an önce şantiyeden kaldırılması için de gerekli araştırmaları da yapıyorduk, çünkü söz konusu makineler şantiye sahasından kaldırılmadan davalı firmanın işleri de yürümeyecekti. Engel oluşturuyordu. Davacı ve davalı arasında söz konusu makinenin kullanılması hususunda herhangi bir anlaşma vs. Söz konusu değildir dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu. Davacıya ait makinenin teslimi için gelen kişilere davalı firma yetkililerinin söz konusu makineyi kullanalım, sonrasında kirasını öderiz, işlerimiz sekteye uğrar vs şeklinde herhangi bir talebi beyanı olmamıştır. Olay benim yukarıda anlattığım şekildedir. Benim bilgim bundan ibarettir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Ahmet Cömertsoylu Ağrı 3. AHM’nin 2019/48 Talimat sayılı dosyasının 06/12/2019 tarihli duruşmasındaki beyanında aynen; ” Öncelikle ben soyisim değişikliği yaptım önceki soyismim Kova idi ancak yaklaşık 2 yıldır soyismimi Ulusoy olarak değiştirdim. Davalı … Taahhüt İnş. A.Ş isimli işyerinde 2015-2016 tarihleri arasında çalıştım. Artvin Yusufeli Yeniden Yerleşim Alt Yapı Çalışmaları iş sahasında harfiyat işi yapıyorduk. Burada kullanılan iş makinası ve kırıcı bildiğim kadarıyla Celal Kut’a aitti. Patronumuz bu makinaları Celal Kut’tan kiralamıştı. Makina arada sırada arıza veriyordu. Bu sebeple patronumuz … makinaları Celal Kut’tan satın aldığını söyledi. Bildiğim kadarıyla Makinalar 40 Milyar civarında satın alınmıştır. Patron 6.000,00 TL’yi peşin verdiğini söylemiştir. Kalan parayı patronumun nasıl ödediğini bilmiyorum. Ben şirkette patronun sağ kolu gibiydim. İş sahasında bulunan sıkıntıları kendisine aktarıyordum. Gelmeyen işçiler ile alakalı rapor veriyordum. Bu sebeple makinaların ne kadara ve kimden satın alındığını biliyorum. Ben 2016 yılının sonlarına doğru işi bıraktığım için makinaların bu tarihten sonraki akıbetlerini bilmiyorum dedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Murat Ulusoy Ağrı 3. AHM’nin 2019/48 Talimat sayılı dosyasının 06/12/2019 tarihli duruşmasındaki beyanında aynen ‘ ”Davalı … Taahhüt İnş. A.Ş isimli işyerinde 2015-2016 tarihleri arasında çalıştım. Artvin Yusufeli Yeniden Yerleşim Alt Yapı Çalışmaları iş sahasında harfiyat işi yapıyorduk. Burada kullanılan iş makinası ve kırıcı bildiğim kadarıyla Celal Kut’a aitti. İş makinesi ve kırıcı bir ayda en fazla iki-üç gün çalışıyordu. Sürekli arıza veriyordu. Patronumuz da iş makinasını kullanan operatörlere aylık maaş, sigorta ve yemek veriyordu. Bu sebeple iş makinasını kiraladığı kişilere arızanın giderilmesini yada iş makinelerinin kendisine satışının yapılmasını istediğini belirtti. Hatırlayamadığım bir zamanda patronumuz …’nin yanına Celal Kut geldi. Makinanın satımı noktasında anlaştılar. Ahmet Cömersoylu ve beni çağırarak bu satım sözleşmesine tanık olmamızı rica ettiler. Aradan geçen zaman neticesinde ne kadara satıldğını şu an için hatırlayamıyorum. Patronumun belli yerlerden alacağını tahsil edememesi sebebiyle işleri sıkıntıya girmişti. Bu sebeple makinaları aldıktan sonra çalıştıramadı ve aldığı makinenin parasını ödeyemedi. Ben 2016 yılının Ramazan Bayramı’na birkaç gün kala işi bıraktım. Ben işi bıraktıktan sonra iş yerindeki muhasebeci beni arayarak iş makinelerini Yeni Hayat Mühendislik tarafından götürülmek istenildiğini telefonla bana bildirdi. Bende makinanın götürülebileceğini kendisine söyledim benim bildiklerim bunlardan ibarettir dedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Abdullah Oltan Diyarbakır 7. AHM’nin 2019/40 Talimat sayılı dosyasının 28/11/2019 tarihli duruşmasındaki beyanında aynen ” ben Abu İnşaat şirketinde kendime ait olan iş makinemle kiralık olarak 2017 yılı içerisinde yaz aylarında 8 ay kadar çalıştım, o süre zarfında davacı şirketin Hyundai 320 S kavatör paletli iş makinası vardı, bu makine Rasim isminde soyadını bilmediğim Abu İnşaat şirketinin taşeronu olarak çalışan kişi tarafından çalıştırılıyordu, bu makineyi… ‘tan satın aldı, makine 2 ay kadar çalıştı, daha sonra Rasim işi bırakıp herkese borçlu bir şekilde kaçtı, daha sonra Abu inşaat ihaleyi kaybetti, kaybedince tüm aletlerini başka yerdeki işlerini yürütmek için şantiyesinin önünde topladı, ben şantiyenin önünde Hyundai marka iş makinesine takılan kırıcıyı diğer aletlerin içerisinde gördüm, ben 2 gün sonra iş yerinden ayrıldım, daha sonrasını bilmiyorum. Celal Kut bana niçin bu kırıcıyı benim de kullandığımı bana daha sonra sormuştur, ben bu makineyi orada 1 haftalık patlama çalışmasından kaynaklı olarak büyük kayalar çıkmıştı, Rasım bana bu taşların kırılması için kırıcıyı vermişti, bir hafta kadar bu nedenle ben kırıcıyı kullanmıştım, Celal makineyi kullandığım sırada görmesine rağmen bana birşey dememişti, çünkü o dönem makineyi satmıştı, daha sonra Rasim kaçıp gidince bana da makineyi neden kullandığıma ilişkin söylemde bulundu, taraflar arasında kırıcının alınması sırasında ne kadar para ödeme yapıldığını bilmiyorum,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık Celal Kut Diyarbakır 7. AHM’nin 2019/40 Talimat sayılı dosyasının 28/11/2019 tarihli duruşmasındaki beyanında aynen; ”Ben Yenihayat Mühendislik şirketi yetkilisi … ‘un amcasıyım, Yenihayat Mühendislik şirketi Hyundai 320 markalı iş makinesinin şu anda ismini hatırlayamadığım bir şirkete satılmıştır, fakat bedeli ödenmemiştir, bu şirket davalı … şirketinin taşeronudur, bu makine davalı … şirketi tarafından kullanıldı, kullanım süresini tam olarak hatırlamıyorum, davalı şirket bu makinayı bir ay süreye yakın kullanmış olabilir,biz makinenin parası ödenmediği için makineyi almaya gittiğimizde iş makinesi ve kırıcının davalıya ait işyerinde olduğunu gördük, fakat belgeleri olmadan bize makineyi teslim edemeyeceklerini söylediler, biz de Diyarbakır ‘a geldik, makinenin faturalarını, bir de ayrıca Yenihayat şirketin vekaletini aldım, davalı şirkete tekrar gittiğimde makinenin bulunduğunu fakat üzerindeki kırıcının bulunmadığı gördüm, Hyundai marka iş makinesini aldım fakat üzerindeki 2 ton 800 kg. Lık hidrolik kırıcı tarafıma verilmedi,bildiklerim bundan ibarettir, hyundai marka iş makinasının ücreti ödenmemiştir, hala senetleri bendedir, tanıklık ücreti istemiyorum. dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya Mali Müşavir bilirkişi Gültekin Çağrı Karapınar’a tevdi edilmiş olup, düzenlenen 14/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesine ibraz etmediği, dosya kapsamındaki belge ve bilgilerden taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığının belirlendiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf vekili, davacı şirkete (…) ait Kwonglim Se2800S….. Taahhüt Ltd. Şti. (…) ait olan Hyundai 320 LJ-7 2007 model sarı renkli iş makinesi ile ilgili olarak …… Ltd. Şti. ile haricen alım – satım sözleşmesi yapıldığını,….. s temsil ederken … Ltd. Şti.ni ise …’nin temsil ettiğini, haricen yapılan bu sözleşme bedelinin 130.000,00-TL olduğunu ve 26/03/2017 tarihinde anlaşmanın yapıldığını, anlaşma yapılırken 6.000,00-TL peşin ödendiğini, geriye kalan 31.000,00-TL bedelli 4 adet senet alındığını, iş makinesi ve kırıcının resmi satışının yapılmadığını, devredilmediğini, söz konusu kırıcı ve iş makinesinin davalı …… A.Ş. Tarafından kullanıldığını ancak kira ödemesi yapılmadığını, talep edilmesine rağmen iş makinesinin 08/11/2017 tarihinde teslim edildiğini ancak kırıcının 24/11/2014 tarihinden itibaren teslim edilmediğini, bu nedenle söz konusu kırıcının iadesi, mümkün değil ise rayiç bedeli olan 35.000,00-TL’nin ayrıca 3 aylık kira bedeli olan 9.000,00-TL’nin, öte yandan iş makinesi için 2 aylık kira bedeli olan 14.400,00-TL olmak üzere toplam 59.400,00-TL’nin davalı taraftan tahsilinin istendiği, taraflarında kabulünde olduğu üzere davacı tarafça söz konusu iş makinesi ve kırıcının dava dışı …… Ltd. Şti.ne haricen satışının yapılarak teslim edildiği, satış bedelinin bir kısmının peşin ödendiği, kalan kısmı için senet verildiği, dava dışı …… Ltd. Şti. tarafından söz konusu iş makinesi ve kırıcının (davalı tarafın iddiasına göre) davalı ile … Firması arasında yapılan alt yüklenici sözleşmesine istinaden kullanıldığı, bu haliyle söz konusu kırıcı ve iş makinesinin haricinin satışının yapılıp dava dışı … firmasına teslim edilmiş olması ve söz konusu kırıcı ve iş makinesi üzerinde davalı tarafın mülkiyet vs. herhangi bir hak iddiasında bulunmaması ve dava dışı As Yapı firması ile yapılan alt yüklenici sözleşmesi kapsamında dava dışı …… Ltd. Şti.nin kullanımında olduğunun ileri sürülmesi hususları göz önüne alındığında, kırıcı ve iş makinesinin iadesinin veya bedelinin dava dışı ……Ltd.Şti.’ nden talep edilebileceği, bu nedenle husumetin bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, davanın bu nedenle reddine karar verilip, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 31,40-TL ve 1.014,41-TL olmak üzere toplam 1.045,81-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 986,51-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 8.522,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip ….
E-imzalıdır

Hakim….
E-imzalıdır