Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/849 E. 2022/496 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/849 Esas
KARAR NO : 2022/496

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP …

ASIL DAVA

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017

BİRLEŞEN … 13 ATM 2019/503 ESAS SAYILI DAVADA

DAVACI : … (T.C. … )
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …

KARAR TARİHİ : 29/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
DAVA: Davacı … vekili Av. … 08/12/2017 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin babası … … ın 7450 ortağı olduğu … Gıda San. Tic. Ltd. Şti’nin müvekkilin babasının vefatı nedeniyle 9450 hissesinin kendisine geçtiği, Gönül Çatal’a ait olan 7450 hissenin ise davalı …’a devredildiği, müvekkilinin babasının cenaze işleri ile ilgilenirken davacının işlerin yürümesini gerekçe göstererek 23/12/2012 tarihinde 50 yıllığına şirket müdürü olarak seçildiği, daha sonra şirket müdürü davalının kendisine hiç ödeme yapmadığı, müvekkilinin şirket gelir giderini bilmediğinden davalının bu durumundan yararlandığı, davalının 2011 yılından başlayaraktan işler kötü bahanesiyle şirket adına krediler çektiği, bu kredi tutarının … Bankasından 9 kerede çekilen 683.000,00 TL ile Garanti Bankasından 4 kerede çekilen 112.000,00 TL olmak üzere 795.000,00 TL olduğu, davalı tarafından daha önce kira alınmaz iken şirketten kira almaya başlandığı, müvekkilinin SGK ödemesini yapmadığı, şirkette çalışanların işine haksız son vermesi nedeniyle şirket aleyhine açılmış ve kaybedilmiş davalar olduğunu, davalının faturasız malzemeler aldığını, nakit ödemelerde fiş kesmediği bu nedenle de nakit akışının belli olmadığı, ayrıca davalının çalışanların sigortasını bildirmemesi nedeniyle 9455 oranındaki prim teşvikinden yararlanamayarak şirketi zarara uğrattığı, şirketin sabah 8 akşam 21’e kadar çalıştırıldığı, ortalama 6.000,00 TL ciro yaptığı, müvekkilinden bilgi gizlediği, şirkete ait kredi taksitlerini ödemediği, şirketi ve müdürlük yetkisini hukuksuz ve keyfi kullandığı, davalının şirkete ve işletmeye ait bütün imza, kasa ve hesap kontrolünü ele geçirdiği ve müvekkilini işyerine sokmadığı, davalının şirkette tek yönetici olarak devamı halinde şirket borçlarını ödemeyerek hem şirketi hem müvekkili icra takiplerine muhatap edeceği kuvvetle muhtemel olduğu, davalının karmaşık ilişkileri olduğu Zehra Karakoç’a para gönderdiğinden bahisle bu aşamada davalının müdürlükten azlini ve şirketin organsız kalmaması için kayyım atanmasını, davalıya ait taşınmazlara ve araçlara ihtiyati tedbir konulmasını, şirket adına müvekkilce bankaya ödenen kredi iadesi ile yaptığı zararlandırıcı işlemler nedeniyle uğrattığı zarardan dolayı şimdilik 40.000,00 TL’nin avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini,” arz ve talep etmiştır.
CEVAP: Davalı … vekili Av. … 03/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davaya konu şirketin TTK ve ilgili mevzuata göre kurulduğu, ticari defterlerin ilgili mevzuata göre tutulduğu, şirketin müdürlük yetkisine ilişkin kararın şirketin mali müşaviri tarafından düzenlenerek ortak imzalarla karar altına alındığı, her ne kadar müvekkilinin şirket müdürü olsa da şirketin günlük işlerini birlikte yürüttükleri, personel ile ilgili kararları birlikte aldıkları, şirket adına çekilen kredilerin davacının ihtiyaçları için çekildiği ve bunların davacı tarafından teslim alındığı ve kullanıldığı, taksitlerin davacı tarafından ödendiği, zaman zaman şirket adına müvekkilinin de kredi çektiği ve kendisi tarafından ödendiği, şirkette her ortağın SGK primlerini kendisinin ödediği, şirkete ait işletmenin bulunduğu taşınmazın müvekkiline ait olması nedeniyle kira alındığı, şirkette sigortasız işçi çalıştırılmadığı, Zehra Karakoç isimli bayana 100.000,00 TL gönderildiği iddiasının gerçek olmadığı, davacının müvekkiline ait taşınır ve taşınmazlara tedbir konulması talebinin yerinde olmadığından bahisle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını” arz ve talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … ile davalı … -…Gıda San. ve Tic. Ltd Şti.’nin %50’şer pay oranında iki ortağı olduğunu, tüm yetkiler (alım, satım, imza, kasa, hesap kontrolü vs.) münferiden davalı şirket müdürü aynı zamanda ortağı olan … tarafından yürütüldüğünü, davacı şirket ortağı …’ın son üç yılda şirkete ait bilanço ve gelir-gider tablolarını incelemeye fırsat verilmemesi, genel kurul toplantısı yapılmaması, kanuna veya şirket sözleşmesine göre yıl sonu bilançosu çıkarılmamış olmasından bilançoda kar payı saptanmamış olduğunu, şirketten faaliyet dönemi sonunda gerçekleşen kardan düşen payların verilmemiş ve şirket banka kredi borçlarının ödenmemiş olması gibi bir çok nedenden dolayı şirket müdürüne 27/08/2019 tarihinde tebliğ edilen … 16. Noterliğinin 23.08.2019 tarih ve 13744 sayılı ihtarnameyi göndermek durumunda kaldığını, esasen müteveffa Şahin Aydın ile davalı …’ın kurulduğu tarihten beri birlikte kullanageldiği şirket yönetimi, müvekkilin babasının cenaze ve taziye işleri ile uğraştığı bir sırada bir oldu bittiye getirilerek olağan hayatın akışına ve yasaya aykırı bir şekilde (23/12/2010 tarihinde) 50 yıllığına davalı tarafından ele geçirildiği de ticaret sicil kayıtlarından anlaşılacağını, her ne kadar davalı aleyhine … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/849 E. sayılı dosyası üzerinden de dava açılmış ise de, bu davadan sonra yukarıda yaşanılanlar yanında, … Bankasınca ödenmeyen kredilerden dolayı şirket ile şirkete kefil yapılan davacı aleyhinde … 23. İcra Müdürlüğünün 2018/1979 ve E 2019/1980 sayılı dosyaları üzerinden takip başlatıldığını, söz konusu borcun ödenmemesi nedeniyle ipotekli evi satılma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirterek 6102 Sayılı TTK’nın 630/1 maddesi uyarınca …Gıda San. ve Tic. Ltd Şti. müdürü olan davalının azline, şirketin malvarlığının koruma altına alınmasını temin amacıyla acilen ve tedbiren 6102 Sayılı TTK’nın 235. maddesi uyarınca temsil yetkisinin ihtiyati tedbir olarak kaldırılıp bu yetkinin diğer ortak davacı …’a verilmesine, bunun mümkün olmaması halinde, temsil yetkisinin tarafsız konusunda uzman bir kayyıma verilmesine, şirket idaresinin davadan sonra da davacı ortak veya kayyım vasıtası ile yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davada husumet davalıya yöneltilemeyeceğini, müdürlükten azil ya da kayyım atanması konulu davalarda husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği yerleşik Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle husumetten reddi gerektiğini, yine davacının da belirttiği üzere aynı konuda … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/849 E. Sayılı dosyası üzerinde derdest olan davanın söz konusu olduğunu, derdestlik nedeniyle de davanın reddi gerektiğini, davaya konu şirket Limited Şirket olup TTK ve ilgili mevzuata göre kurulduğunu, ticari defterlerde ilgili mevzuata göre tutulmuş ve davacının da yakından tanıdığı şirketin mali müşaviri tarafından düzenlenerek ortak imzalarla kararlar alındığını, bir Limited şirkette müdürlük görevinin diğer ortağın bilgisi dışında ele geçirilebileceği hususunun izaha muhtaç olduğunu, alınan bütün kararlarda davacının da imzası ile açık bir şekilde iradesinin bulunduğunu belirterek öncelikle husumet ve derdestlik itirazlarımızın kabulüne, esasa girildiği takdirde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Asıl dava, şirket yöneticilerine karşı açılan sorumluluk davası, birleşen dava limited şirket müdürünün azli talebine ilişkindir.
Asıl davada davacı tarafından tarafların ortak olduğu dava dışı Şahin – Mustafa Gıda .. Limited Şirketinin davalı tarafından zarara uğratıldığı gerekçesiyle şimdilik 40.000,00 TL lik tahsili talebiyle dava açılmıştır.
Birleşen 13 ATM’nin 2019/503 esas sayılı dosyasında yine davacı tarafından davalı aleyhine TTK 630/1 maddesi uyarınca şirket müdürünün azli talebiyle dava açılmıştır.
Tarafların dava dışı şirketin %50 şer oranında ortağı oldukları, şirketin müdürünün davalı … olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce 30/05/2018 tarihli duruşma ara kararı ile dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilerek bilirkişi kurulundan 19/10/2018 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulu raporunda şirketin gelir gider tabloları ve bilançolarıyla davacının iddialarının ayrı ayrı incelenmesi neticesinde şirketin kötü yönetildiğine dair somut bir veri olmadığı, şirket adına kullanılan kredilerin esasen davacı tarafından kullanılmış olduğu tespit edildiğinden davacının davalının müdürlükten azli ile şirkete kayyım atanması talebinin yer olmadığı, dava tarihi itibariyle şirketin uğramış olduğu zararın söz konusu olmadığından alacak talebinin de yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Deliller toplandıktan sonra nitelikli hesap ve mali müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek bilirkişiden 28/09/2021 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişiler tarafından raporda sorumluluk ve azil sebebi olarak gösterilen hususlar tek tek değerlendirilerek özetle, dava dosyasında yer alan banka ekstreleri ve ticari defterlerin birlikte incelenmesi neticesinde çekilen kredilerin ticari defterlerde kayıt altına alındığı, genel kurul toplantılarında bilanço ve gelir tablolarını müdürlerin oy birliğine sunulduğu ve herhangi bir itiraz şerhinin bulunmadığının tespit edildiğini, Zehra Koç adına şirketin banka hesabından yapılan herhangi bir ödemeye rastlanılmadığını, işçi ve iş veren arasındaki uyuşmazlıkların çözümünün yargılamayı gerektirdiği, her durumun şirketin zarara uğratılması olarak kabul edilemeyeceği, dava dışı Bir İnci Hayvancılık Limited Şirketi ile tarafların şirketinin yerleşim yerinin farklı illerde bulunduğu, her iki şirketin fiili olarak faaliyet gösterdiği işletme alanlarının aynı olduğuna ve rekabet oluşturan bir faaliyet bulunduğuna dair bir hususa dosya kapsamında rastlanılmadığını, 2012/2016 faaliyet yıllarına dair genel kurullarda faaliyet raporlarının bilanço ve gelir tablosunun ve şirket müdürünün ibrasının ayrı bir madde olarak ön görüldüğü, bu dönemlere dair raporların onaylandığı ve müdürün şirket ortaklarınca oy birliğiyle ibra edildiği, ayrıca söz konusu faaliyet yıllarına ilişkin şirket ortaklarınca kar dağıtılmamasının oy birliğiyle kabul edildiği bildirilmiştir.
Davacı tarafından rop kayıtlarının incelenmesi talep edilmesi üzerine mahkememizce bilirkişi kuruluna bilgisayar mühendisi bilirkişisi de eklenmek suretiyle bilirkişi kurulundan alınan ek raporda gerçekleştirilen yerinde tespit ve incelemede edinilen davaya konu ROB Yazılımının kurulu olduğu Hard-Disk de bulunan veri tabanı incelemesi ile davacının itirazlarının değerlendirilmesi neticesinde incelenen veri tabanı üzerinde hiçbir ciro bilgisine ulaşılamadığını, ROB Yazılımı yetkilisinden alınan bilgilerle günlük olarak kayıtların silinmesinin özel bir istek olduğu, günlük olarak kayıtların silinmesi özelliğinin kullanılmış olduğu, 27/09/2021 tarihli kök rapordaki tespit ve görüşlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı bildirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın limited şirketler hakkında da uygulanan ve Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu başlığını taşıyan 553/1. Maddesi ”(1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, (…) (2) hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.”, 555/1. Maddesi ”Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” ve 630/2 ve 630/3. Maddesi ”Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur” hükmünü haizdir.
Yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın şirket yöneticisine karşı açılan sorumluluk davası olduğu, TTK 555/1 maddesi gereğince şirketin zararı için ortağın dava açma hakkı bulunduğu, ancak bu durumda hükmedilecek tazminatın şirkete ödenmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi takdir de şirket zararının ortağa ödenmesinin talep edilmesi halinde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, somut olayda davacı tarafından ön inceleme duruşmasında, talep edilen 40.000,00-TL’nin davacıya ödenmesinin talep edildiği, bu nedenle davacının şirket zararının ödenmesi yönünden aktif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan değerlendirme sonucunda, toplanan deliller, alınan bilirkişi kurulu raporları dikkate alındığında; davalının özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiği iddiasının ispat edilemediği, yöneticinin azli için gereken sebeplerin bulunmadığı kanaatine varılmakla, birleşen davanın reddine dair, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- 2017/849 esas sayılı asıl davada,
a-Davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harçtan dava açılırken peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30-TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
c-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
d Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde davacıya İADESİNE,
2-Birleşen 2019/503 esas sayılı davada,
a-Davacının davasının REDDİNE,
b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harçtan dava açılırken peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
c- Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
d-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır