Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/842 E. 2021/907 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/842 Esas
KARAR NO : 2021/907

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ve alacak
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ve alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; adi ortaklığın, Davalı …’ın sahibi olduğu … Hidrolik Mak. San. Tic. Ltd. Sti.ne İş bu dava açılmadan önce 30.06.2017 tarihinde başlayıp, 20.10.2017 tarihinde sona eren satışlarında davalı yanın hangi saikle satış yaptığı adi ortaklıktaki stokları neden kendi sermaye şirketine sattığı araştırılmadan, piyasa araştırması yapılmadan satiş rakamlarının belirlenmesi hatalı olduğunu, satış sonrasında … Hidrolik Mak. San. Tic. Ltd, Şti. ne satış bedelinin değerinin çok altında bir bedelle satan davalı …’ın sermaye şirketi kayıtlarına giren stoklar karşılığında adi ortaklık hesaplarına para girip girmediği de tespit edilmediğini, tüm bunların yanı sıra davalının sahibi olduğu sermaye şirketine satılan ticari mallarının satılıp satılmadığını ve ne kadar bedelle satıldığı tespit olunamamış davalının beyanı esas alınmıştır denmekte olduğunu, adi ortaklık sözleşmesinin feshi ile adi ortaklığın tasfiyesine, adi ortaklığı temsile yetkili olmak üzere tasfiye memuru atanmasına, Tasfiye ile birlikte ortaklık payı ve kar payının ortaklığın kurulduğu günden davanın açıldığı güne kadar hesaplanarak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, adi ortaklığa ait malların aynen taksimine, aynen taksimin mümkün olmaması halinde malların satılarak pay oranında paylaştırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.11.2014 tarihinde yenimahalle ….noterliği 35892 yevmiye numaralı sözleşmesi ile adi ortaklık sözleşmesiin imzalandığını, kurulan adi ortaklıkta ortaklık sürecinin en başından beri hem maddi hem manevi olarak ortaklığı üstlenen kişi olduğunu, davacının Nisan 2017 tarihinden buyana işletmeye gelmediğini, bu tarihten önceki süreçte ise yalnızca bir defa oda kar payını almak için geldiğini, 18.12.2017 tarihinde Ankara …noterliğinin 35247 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya ortaklığa karşı yükümlülükleri yerine getirmemesi ve ortaklığın tasfiye aşamasına geçmesi nedeniyle ihtarname çekildiğini, hali hazırda ihtarnameye cevap verilmedi gibi haksız ve mesnetsiz beyanlar içermekte olup, adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesine, tasfiye sonrasında hesaplanacak olan Ortaklık payı ve kar payının ortaklığın kurulduğu günden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ve alacağın tahsiline ilişkindir.
Taraflar arasında Ankara Yenimahalle …. Noterliğinin 11/11/2014 tarih ve 36066 yevmiye numaralı adi ortaklık sözleşmesiyle Hidro Anka Hidrolik isimli adi ortaklık kurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından adi ortaklığın fesih, tasfiyesi ve ortaklık pay ve kar payının tahsili talebiyle iş bu dava açılmıştır.
6098 sayılı kanunun 639. Maddesinde adi ortaklığın sona erme sebepleri; ” Ortaklık, aşağıdaki durumlarda sona erer:
1. Ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız duruma gelmesiyle.
2. Sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölmesiyle.
3. Sözleşmede ortaklığın devam edeceğine ilişkin bir hüküm yoksa, bir ortağın kısıtlanması, iflası veya tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesiyle.
4. Bütün ortakların oybirliğiyle karar vermesiyle.
5. Ortaklık için kararlaştırılmış olan sürenin bitmesiyle.
6. Ortaklık sözleşmesinde feshi bildirme hakkı saklı tutulmuş veya ortaklık belirsiz bir süre için ya da ortaklardan birinin ömrü boyunca kurulmuşsa, bir ortağın fesih bildiriminde bulunmasıyla.
7. Haklı sebeplerin bulunması hâlinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla ” şeklinde düzenlenmiştir.
Tasfiye ile ilgili aynı kanunun 642. Maddesinde; Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir.
Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır. ” 643. Maddesinde; Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır.
Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır. “, 644. Maddesinde; ” Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.
Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır. ” hükümleri bulunmaktadır.
Yargıtay …. Hukuk Dairesince, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin ” Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)
Adi ortaklık ilişkisi, TBK’nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK’nun 644.maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir. Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri gözönünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır. Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır. Aynı yasanın kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı 643. maddesi gereğince; ortaklığın borçları ödendikten, ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslarla, ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazancın ortaklar arasında paylaştırılır. Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır. Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir. Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır.( TBK’ nun 642. Md.) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder. Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir. Mahkemece; öncelikle ortaklık sözleşmesinde tasfiye hususunda hüküm bulunup bulunmadığına bakmak, hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılmasını sağlamak; böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde tasfiye işlemini gerçekleştirecek, ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir kişiyi tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır. Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir. Birinci aşamada; ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm malvarlığı (aktif ve pasifi ile birlikte) belirlenmeli, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmeli, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde, taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmeli, bu husustaki itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirilmelidir. İkinci aşamada; ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakte çevirme işlemi (TMK’nın 634. vd. maddelerinde düzenlenen resmi tasfiye işlemi kıyasen uygulanmak suretiyle) gerçekleştirilmeli, şayet bu mallar mevcut değilse değerleri bilirkişi marifetiyle saptanmalıdır. Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir. Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK.nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. ” (12/11/2018 tarih 2016/22376 esas 2018/11343 karar sayılı karar) şeklinde yapılması gerektiği kabul edilmektedir.
Mahkememizce Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yukarıda anılan kararı doğrultusunda başlatılan tasfiye sürecinde tarafların tasfiye memurunda anlaşamamaları üzerine 24/04/2019 tarihinde tasfiye memuru olarak …’un atanmasına karar verilmiştir.
Tasfiye memuru … tarafından 06/03/2020 tarihinde sunulan nihai tasfiye raporunda; ” … Hidrolik Adi Ortaklığı’nın hesap ve işlemlerinin TBK madde 643 uyarınca tasfiye edilmesi neticesinde, – 05.03.2020 Tarihli İnternet Vergi Dairesi Dilekçesi, (EK-14: İnternet Vergi Dairesi Dilekçesi) -Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü, (EK-3) -Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, (EK-4) -Yapı Kredi Bankası İvedik Şubesi 04.03.2020 Tarihli Ekstre (EK-5) sonucunda … Hidrolik Adi Ortaklığı’nın; -Ostim Vergi Dairesi’ne 3 aylık muhtasar beyannamesinin Nisan 2020 tarihinde verilmesi gerektiği ve stopaj borcu olan 244,89-TL ve beyanname damga vergisi olan 58,80.-TL’nin ödenmesi, – Pilot ortak …’ın hesaplanan borcu olan 6.339,60 TL’nin adi ortaklığa ödenmesi – Adi Ortaklık tarafından 6.540,76 TL’nin …’ a ödenmesi gerektiği, Bu hususların dışında Tasfiye Memurluğumuzca yapılacak herhangi bir işlemin kalmadığı ” bildirilmiştir.
Rapora davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine tasfiye memurundan 02/12/2020 tarihli ek rapor alınmıştır.
Tasfiye memuru nihai tasfiye ek raporunda sonuç olarak ; ” Sayın Mahkeme’nin yetkilendirmesi sonucu 06.03.2020 tarihli nihai tasfiye raporundan sonra Davacı taraf vekili Av. …’in itiraz dilekçesi dikkate alınarak iş bu ek rapor hazırlanmış olup, … Hidrolik Adi Ortaklığı’nın hesap ve işlemlerinin TBK madde 643 uyarınca tasfiye edilmesi Neticesinde; – Ostim Vergi Dairesi’ne 3 aylık muhtasar beyannamesinin Nisan 2020 tarihinde verilmesi gerektiği ve stopaj borcu olan 244,89-TL ve beyanname damga vergisi olan 58,80.-TL”’nin ödenmesi, – Pilot ortak …’ın hesaplanan borcu olan 6.339,60 TL’nin adi ortaklığa ödenmesi – Adi Ortaklık tarafından 6.540,76 TL’nin …” a ödenmesi gerektiği, -Tasfiye işlemlerinin tamamlandığı ve tasfiye dosyasında yapılacak herhangi bir işlemin kalmadığı ” belirtilmiştir.
Alınan ek raporuna da itiraz edilmesi üzerine dosya tekrar tasfiye memuruna tevdi edilmiş, tasfiye memurunun 04/03/2021 tarihli talep dilekçesindeki bir mali müşavir ve teknik bilirkişiden rapor alınmasına ilişkin talep üzerine mahkememizce 21/04/2021 tarihli duruşma ara kararı ile mali müşavir ve makina mühendisi bilirkişiden davalının şirketine satışı yapılan ortaklığın malları, demirbaşları ve malzemeleri satış tarihi itibariyle piyasa değerlerinin hesaplanması konusunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Söz konusu karar üzerine bilirkişiler …. ‘den 28/07/2021 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulu raporundaki tespitler ve tarafların itirazları dikkate alınmak suretiyle tasfiye memurundan nihai tasfiyeye ilişkin 01/10/2021 tarihli rapor alınmıştır.
Tasfiye memuru tarafından tasfiye alacağı olarak terditli olarak hesaplama yapılmış, bilirkişi kurulu raporunun sonuç bölümündeki değerlendirme dikkate alındığında davacının net alacağının 135.701,19 TL olduğunu, bilirkişi kurulu tarafından reddedilen 170.099,28 TL avansın ticari defterlerde yer alması nedeniyle mahkemece defterlere itibar edilmesi durumunda davacının alacağının 50.651,55 TL olacağını bildirmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller alınan bilirkişi kurulu raporu ve nihai tasfiye raporuna göre taraflar arasında imzalanan sözleşme ile kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi sonucunda davacının davalıdan 50.651,55 TL alacağının bulunduğu, bilirkişiler …. ‘e tevdi edilen görevin satışı yapılan malların, demirbaş ve malzemelerin piyasa değerinden ibaret olduğu, bu nedenle bilirkişi raporundaki tasfiye payına ilişkin değerlendirmeye mahkememizce itibar edilmediği, nihai tasfiye payı alacağı yönünden tasfiye memuru …’un 01/10/2021 tarihli raporu III/b maddesindeki değerlendirmeler dikkate alınarak bulunan 50.651,55 TL miktarındaki sonuç rakamın kabul edildiği, sonuç olarak adi ortaklığın tasfiyesi sonucu davacının davalıdan 50.651,55 TL alacağının bulunduğu kanaatine varılmakla davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının kabulü ile, 50.651,55 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 3.460,00 TL harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL’nin mahsubu bakiye 3.428,60 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan 10.773,8‬0 TL yargılama giderinin (ilk masraf + tebligat gideri) davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.384,70 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır