Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/815 E. 2022/597 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/815 Esas
KARAR NO : 2022/597

HAKİM : … …
KATİP : … …
ESAS DAVADA
DAVACI : … –
VEKİLİ…
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ…
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
… 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/880 ESASINDA KAYITLI İKEN MAHKEMEMİZ DOSYASIYLA BİRLEŞEN DAVA
DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (kambiyo senetlerinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ESAS DAVA:Davacı vekili, alacaklı davalı tarafça … 8. İcra Dairesinin 2017/7953 Esas sayılı takip dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe mesnet senedin 17/10/2016 düzenleme, 10/03/2017 vade tarihli ve 150.000,00 TL bedelli olduğunu, diğer davalı … adına, bedeli malen ahzolunmuş şekilde düzenlendiğini, bono hakkında yapılan icra takibine istinaden ödeme emrinin taraflarına 25/04/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, takip konusu senedin arkasında “iş sözleşme senedi” ibaresi yer aldığı için iş bu bononun teminat senedi niteliğinde düzenlendiğini, müvekkili ile birleşen davanın davalısı Sonar… Ltd. Şti arasındaki 23/06/2014 tarihli sözleşmenin teminat senedi niteliğinde bulunduğunu, yapılan sözleşme hükümlerinden de anlaşılacağı üzere teminat senedi olması hasebiyle takibe konu olan bononun ciro edilemeyeceğini, buna rağmen davalı …’a ciro edildiğini, adına düzenlenen senedi ciro eden davalı …’in birleşen davanın davalısı Şirketin yetkilisinin kardeşi bulunduğunu, kötü niyetli olduğunu, ayrıca senedin arkasında iş sözleşme senedi ibaresi yer aldığı halde …’un bonoyu takibe koymasının bu davalının kötüniyetini ortaya çıkardığını ileri sürerek, anılan senetten dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili, senedin kambiyo senedi niteliğinde olduğunu, davacının itirazının … 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/472 Esas sayılı dosyasında reddine karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
BİRLEŞEN DAVA:Davacı vekili, asıl davadaki olayları tekrar ederek dava konusu senedi davalıyla yapılan eser sözleşmenin teminatı olarak verdiğini, borcunun olmadığını bildirerek, senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:Asıl ve birleşen davalar, takibe konulan bono niteliğindeki senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda asıl ve birleşen davanın konusunu teşkil eden senedin, kambiyo senetleri arasında yer alan ‘bono’ niteliğinde olduğu, anılan senedin keşidecisinin asıl ve birleşen davanın davacısı, lehdarının asıl davada davalı …, hamilinin ise asıl davanın diğer davalısı … bulunduğu, 150.000,00 TL bedelli olduğu, 17/10/2016 tanzim tarihli bulunduğu, bononun yasal unsurlarını taşıdığı, arka kısmında ‘iş sözleşmesi senedi’ açıklamasına yer verildiği, asıl davanın davalısı hamil … tarafından davacı ve lehtar davalı … aleyhine icra takibine konulduğu, senette birleşen davanın davalısının hak sahibi olmadığı, senet metninde unvanına yer verilmediği, asıl ve birleşen davanın davacısı ile birleşen davanın davalısı arasındaki eser sözleşmesinin 23/06/2014 tarihli bulunduğu, bu sözleşmenin 10. maddesinde asıl ve birleşen davanın davacısının teminat kapsamında 150.000,00 TL bedelli senedi sözleşmenin imzalanmasından önce birleşen davanın davalısına vereceğinin hüküm altına alındığı, asıl ve birleşen davanın davacısının senedi imzalı olarak verdiğini, birleşen davanın davalısının yetkilisi ve ortağı olan kişinin kardeşi adına senedi düzenleyip dolaşıma sokulduğu, senedin teminat senedi olduğunu, hamil davalının da bu senedi teminat senedi olduğunu bilerek kötüniyetli olarak aldığını ileri sürdüğü, asıl davada davalı hamilin senedin kambiyo senedi olduğunu savunduğu, senet metnini talil edecek açıklamasının bulunmadığı, lehtar davalının ise bir savunmasının olmadığı, birleşen davanın davalısının da davanın reddini savunduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Asıl ve birleşen davada çekişme, her iki davanın konusunu teşkil eden senedin, asıl ve birleşen davanın davacısı ile birleşen davanın davalısı arasındaki eser sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği, verilmiş ise bu senedin bu durumu bilerek asıl davalının lehtarı adına tanzim edilerek hamil davalıya cirosunun yapılıp yapılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
6102 sayılı Kanunun 778. maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması mümkün bulunan aynı Kanunun 680, maddesi uyarınca açık şekilde bono düzenlenmesi mümkündür. Dolaşıma çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir bononun, aradaki anlaşmalara aykırı şekilde doldurulması halinde, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, kural olarak hamile karşı ileri sürülemez. Ancak, hamilin kötü niyetli hareket etmesi veya bonoyu iktisap ederken ağır kusurlu olması halleri bu durumun istisnasını teşkil etmektedir. Bonoyu imzalayarak dolaşıma sunan kişi, anlaşmaya aykırı hareket edildiğini kanıtlamakla yükümlüdür.
Dava konusu olayda asıl ve birleşen davanın konusunu teşkil eden senetteki imzanın, asıl ve birleşen davanın davacısı temsilcisine ait olduğu, diğer unsurlarının ise tam bulunduğu anlaşılmaktadır. Senet üzerindeki ‘iş sözleşmesi senedi’ ibaresinin de senedin geçerliliğine bir etkisi bulunmamaktadır. Asıl ve birleşen davada davacı, senedin teminat senedi olarak düzenlendiğini, amacı dışında kullanıldığını, hamilin kötü niyetli olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ispatla yükümlüdür. Yapılan yargılama, sözleşme içeriği, birleşen davanın davalısının defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede asıl ve birleşen davanın davacısı ile birleşen davanın davalısı arasındaki ticari ilişkide alacak-borç durmunun kalmadığı, senede ilişkin bir açıklamanın olmadığı tespit edilmiştir. Senet tevdiine ilişkin bir belge de sunulmamıştır. Bu davanın tarafları arasındaki eser sözleşmesinde aynı tutarlı senedin verileceği hükme bağlansa da teslim kanıtlanmamıştır. Ayrıca, anılan senet, sözleşmenin tarafı olmayan asıl davanın davalısı lehtar adına düzenlenmiştir. Bu lehtarın birleşen davanın davalısı şirketin ortağı ve temsilcisinin kardeşi olması da kambiyo senetlerinin niteliği itibariyle sonuca etkili görülmemiştir. Asıl ve birleşen davanın davacısının iddialarıyla ilgili suç duyurusu yapılmamış, bir ceza dosyası da tespit edilmemiştir. Asıl ve birleşen davanın davacısı, davaların konusu senedin teminat senedi olarak verildiğini, anlaşmaya aykırı düzenlendiğini yazılı belgeyle kanıtlamak durumundadır. Bu yönüyle yazılı bir belge sunamamıştır. Her ne kadar asıl ve birleşen davada ‘yemin’ deliline dayanmış ise de ileri sürdüğü vakıalar suç teşkil edebileceğinden yemin teklif etme hakkı da hatırlatılmamıştır.
Bu durum karşısında, asıl ve birleşen davada davacının, asıl dava bakımından ispat yükünü yerine getiremediği, asıl davasının sabut bulmadığı, birleşen dava bakımından da senetten dolayı borçlu olmadığını ileri sürdüğü, senette birleşen davalının bir sıfatının bulunmadığı ve kendisine husumet düşmeyeceğinden, bu davanın da pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın reddine,
a-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 2.594,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.514,11 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 23.791,42 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
ç-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
2-Birleşen … 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/880 esas sayılı dosyasında davacının davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
a-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 2.594,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.514,10 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
ç-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır