Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/547 E. 2023/28 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/547 Esas
KARAR NO : 2023/28

HAKİM : … …
KATİP : … …

ASIL DAVADA
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2017
BİRLEŞEN … 12. ATM’NİN 2019/215 ESAS SAYILI DOSYADA:

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – …
VEKİLLERİ : Av. … …
DAVALI : 3- … – … …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile birleşen davanın davalıları arasında 25/11/2013 tarihinde eser sözleşmesi niteliğinde ‘Özel İş Sözleşmesi’ başlıklı sözleşme imzalandığını, alt yüklenici olarak tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak bu davalıların verdiği çeklerin dahi karşılıksız çıktığını, kendilerine ulaşılamadığını, anılan sözleşmenin 9. maddesi hükmü uyarınca da yüklendiği işin kesin teminatı olarak sözleşmenin imzası ile birlikte 155.000,00 TL tutarlı senedi de teslim ettiğini, sözleşmenin ekleri kısmına durumun yazıldığını, senet fotokopisinin eklendiğini, bu senedin en sol kısmına ‘21/11/2013 Tarihli Sözleşmenin Teminat Evrakıdır’ açıklamasının yazıldığını, düzenleme tarihi ile vade tarihi kısmının boş bırakıldığını, birleşen davanın davalılarının sözleşmeye aykırı şekilde senedin ‘sözleşmenin teminat evrakıdır’ yazan kısmını kesip, düzenleme tarihini 09/01/2014, ödeme tarihini ise 10/03/2014 olarak yazmak suretiyle asıl davanın davalısı … isimli kişiye ciroladıklarını, bu davalı tarafından da takibe konulduğunu, asıl davanın davalısının mesleğinin şoförlük olduğunu, birleşen davanın davalılarıyla ticari iş yapmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, zarara uğratmak kastıyla birlikte hareket ettiklerini, asıl davalı ile birleşen davanın davalılarının yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürerek, icra takibine konulan senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava vekili, senedin ön ve arka yüzünde ‘teminat senedi’ açıklamasına yer verilmediğini, senedi cirantaların borçlarına karşılık verdiklerini, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmenin koşullarını bilemeyeceğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, inkar tazminatı hükmedilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVA: Davacı vekili, asıl davadaki iddialarını tekrarlayarak, 155.000,00 TL tutarlı teminat senedinden dolayı yüklendiği işten kaynaklı edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek, davalılara borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Davalı …Tur. Ltd. Şti. temsilcisi, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının işlerini eksik bıraktığını, vermediği senedi vermiş gibi açıklama yaptığını, senette ‘teminat’ kaydı olmadığını, asıl davanın davalısının kendilerine borç verdiğini, ödeme yapamadıklarını, müşteri senedini alacağına karşılık ciro ettiklerini, davacının, kendi bünyelerinde çalıştığını, anılan senedin teminat senedi olarak alınmadığını, sözleşmedeki senedi bugüne kadar teslim etmediğini, kayıtsız şartsız borç içerdiğini, yaptığı suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlandığını, icra mahkemesinde açtığı davanın da reddine karar verildiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
KANITLAR: Davacı ile birleşen davanın davalıları arasında 21/12/2013 tarihli yazılı ‘özel iş sözleşmesi’ akdedilmiş, 9. maddesinde 155.000 TL bedelli teminat senedi verildiğinin kabul edildiği, birleşen davanın davalılarının SGK-İnşaat Emlak Daire Başkanlığına verdiği banka teminat mekbubu ile eş değer kabul edildiği, bir takım hak ve yükümlülükleri içerdiği anlaşılmıştır.
… 15. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5214 takip sayılı dosyası getirtilmiştir.
Takibe konu senet celbedilmiş, davacı aynı senede ilişkin fotokopi ibraz etmiş, teminat senedine ilişkin açıklamalar dışında bir kısmının aynı oldukları belirlenmiştir.
Davacı ile birleşen davanın tarafları arasındaki ticari ilişkiye dayalı sözleşme örnekleri, makbuzlar ve yazışmalar örnekleri ibraz edilmiştir.
Taraflar arasındaki yazışma örnekleri sunulmuştur.
… 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/264 Esas-2017/451 Karar sayılı dosyası getirtilmiştir.
… C. Başsavcılığı’nın 2017/29292 Soruşturma-2018/68174 karar sayılı dosyası getirtilmiş, yeterli kanıt sunulmadığından bahisle asıl davanın davalısı ile birleşen davanın davalıları yetkilileri hakkında takipsizlik kararı verildiği tespit edilmiştir.
Dava dışı asıl işveren SGK Eskişehir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Yunus Emre Sosyal Güvenlik Merkezi’nden asıl ve birleşen davanın davacısı ile birleşen davanın davalıları arasında akdedilen sözleşme ve eklerinin akıbeti sorulmuş, dava konusu senedin örneğinin kendilerine sunulmadığı bildirilmiştir.
İnşaat Mühendisi, Hesap Uzmanı ve Mali müşavirden oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, anılan raporda; asıl ve birleşen dava bakımından, … 15. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5214 sayılı dosyası ile takip konusu edilen senedin … ile Demas & EG Yapı İnşaat Ortak Girişimi arasında imzalanmış olan eser sözleşmesi kapsamında teminat senedi olarak verilen senet ile aynı senet olduğu, davacının bu eser sözleşmesi kapsamındaki edimlerini yerine getirdiği değerlendirildiğinde de iş bu senedin davacıya iade edilmesi gerektiği görüş olarak açıklanmış, bilirkişi raporuna karşı … haricindeki taraf vekilleri itiraz etmiş, itirazların değerlendirilmesi bakımından bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, anılan raporda, 2013-2014 yılları defter ve belge incelemesi sonucu davacı taraf …, davalı taraf Emre Gündoğdu -EG Yapı İnşaat ile davalı taraf …İnşaat Ltd.Şti. – EG Yapı İş Ortaklığı kayıtlarında davaya konu olan düzenlenme tarihi 09.01.2014, vadesi 10.03.2014 tarihli ve tutarı 155.000,00 TL borçlusu … alacaklısı Demas- EĞG yapı Ortak Girişimi olan senet hem davacı hem de davalı taraflarca yasal defter kayıtlarında ticari bir borç veya alacak olarak kaydedilmediği, tarafların yasal defter kayıtlarında bulunmadığı, davaya konu senedin bedelinin, taraflar arasında mevcut 25.11.2013 tarihli eser sözleşmesinin 9. maddesinde bulunan alınması gereken teminat senedi bedeli olan 155.000 TL tutarında olması, sözleşmenin aynı maddesinde “…teminat senedini İşveren’e vermiştir…” ibaresinin bulunması ve taraflarca iş bu sözleşmenin imza altına alınmış olması kaşsında, teminat senedinin sözleşme gereği, … tarafından … Yapı İnşaat Girişimi’ne teslim edildiğinin değerlendirildiği, … Yapı İnşaat Ortak Girişimi’nin söz konusu teminat senedini …’e iade ettiğine dair bir delilin dosya kapsamına sunulmamış olduğunu, söz konusu 155.000 TL’nin … Yapı İnşaat Ortak Girişimi’nin ticari defterlerinde, davacıdan alacak olarak kaydedilmediği, 155.000 TL’nin … Yapı İnşaat Ortak Girişimi’nin ticari defterlerinde, …’a borç olarak kaydedilmediği, 04.03.2013 günü 25158 sayılı resmi gazetede yayınlanmış olan 320 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 5.000.-TL”yi aşan tahsilat ve ödemelerin 01/08/2003 tarihinden itibaren banka veya özel finans kurumları aracı kılınarak yapılması ve bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsiki zorunlu kılındığı, somut olayda 155.000 TL tutarındaki senet ödemesi ilk önce … tarafından, … Yapı İnşaat Ortak Girişimi’ne yapılmış olması gerekli iken ticari defterler ile sabit olarak bu şekilde bir ödemenin yapılmamış olduğu, sonrasında ise bu 155.000 TL nin davacı tarafından …’a ödenmiş olmadığı yine ticari defter kayıtları ile kanıtlandığı, bahsi geçen senedin taraflar arasında mevcut 25.11.2013 tarihli eser sözleşmesinin 9. maddesinde bulunan, alınması gereken teminat senedi olabileceği düşünüldüğü, ancak delillerin takdiri ve karar sayın mahkemeye ait olup, mahkemece gerekli gördüğü takdirde … 15. İcra Müdürlüğünün 2017/5214 dosyasından takip konusu senet aslının icra dosyasından celp edilerek teminat olarak verilen senet ile dava konusu senedin aynı senet olup olmadığı senet aslı üzerinde Adli Tıp incelemesi sonucu kesinleştirilebileceği, davacı …’in defter incelemesinde, …’in, davalı … İnşaat Ortak Girişimi’ne 151.193,12 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, ancak senet tanzim tarihi itibari ile ticari defterlerde böyle bir borç bulunmadığı, ayrıca huzurdaki davanın konusu davalı tarafin eksik ve kusurlu işler ile nedeni ile fazla ödemelerinin tahsili değil, dava konusu senedin teminat senedi olduğuna dair menfi tespit davası olduğu, ortak girişim ortakları bu konudaki dava haklarını saklı tuttuklarını cevap dilekçelerine derç ettiklerini, bunun ayrı bir dava konusu olduğu düşünüldüğünü, ayrıca davalı …’ın, bu senedin teminat senedi olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiğinin ispatının davacıya ait bulunduğu, bu konuda dosyaya ticari defterler dışında bir delil sunulmadığı gözetilerek ve davalı …’ın kötü niyetli hamil olup olmadığı konusunda da takdirin mahkemeye ait olduğu görüş olarak bildirilmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta asıl ve birleşen davanın davacısı, davaların konusu senedin, birleşen davalılarla yapılan eser sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiğini, teminat senedi açıklamasına da yer verilerek bir kısımın boş bırakılmak suretiyle asıl davanın davalıların teslim edildiğini, anılan davalıların bu senedin teminat senedi yazan kısmını keserek ve boş kısımlarını da doldurarak eylem ve işbirliği içinde bulunduklarını ileri sürdüğü asıl davanın davalısına ciro ettiğini, bu davalının da senedi takibe koyduğunu ileri sürerek, asıl ve birleşen davalarda senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, asıl davanın davalısı, lehtarlarla birleşen davanın davacıları arasındaki ilişkiyi bilemediğini, senedi alacağına mahsuben aldığını, birleşen davanın davalılarından …vekili, sözleşmedeki senedin teslim edilmediğini, davacının verdiği senedin müşteri senedi olarak asıl davanın davalısına ciro edildiğini savundukları, asıl ve birleşen davanın davacısının dayandığı senedin fotokopi olduğu, takibe konulan senedin de fiziken mevcut bulunduğu hususları çekişmesizdir. Ayrıca, sözleşmede belirtilen senet örneğinin asıl işverene teslim edilmediği, davalara konu senedin taraf defter ve kayıtlarında yer almadıkları yönleri de dosya kapsamıyla sabittir.
Asıl ve birleşen davanın konusu senet, bono niteliğindedir. 6102 sayılı Kanunun bono için öngördüğü tüm unsurları taşımaktadır. Esasen, taraflar arasında bu yönüyle bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Asıl ve birleşen davada davacı vekili, bonoyu birleşen davanın davalılarıyla yapılan 25/11/2013 tarihli sözleşmenin teminatı olarak, bir kısmını boş şekilde düzenleyip imzaladığını ve teslim ettiğini ileri sürmüştür. Bonoda ise tanzim tarihi olarak 09/01/2014 yazmaktadır. Asıl ve birleşen davanın davacısının dayandığı senet fotokopisinde tanzim tarihi yoktur. Maktu olarak piyasada satılan senet niteliğinde olduğu, şekilli kısmında ‘21.11.2013 tarihli sözleşmenin teminat evrakıdır’ ibaresinin bulunduğu, asıl ve birleşen davanın davacısının imzasını taşıdığı, miktar kısmının, lehtar kısmının ve nakten kısmının yazılı bulunduğu tespit edilmiştir. Davalara konu senedin ise maktu senet niteliğinde olduğu, şekil kısmının bulunmadığı, teminat yazısının olmadığı, düzenleme tarihinin bulunduğu, lehtarının birleşen davanın davacıları, onun cirosuyla asıl davanın davalısının hamil bulunduğu, fotokopi senet ile davaların konusu senedin lehtar, miktar ve ‘nakten’ kısımlarının aynı yazı ile yazılı oldukları anlaşılmaktadır.
6102 sayılı Kanunun 778. maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması mümkün bulunan aynı Kanunun 680. maddesi uyarınca açık şekilde bono düzenlenmesi mümkündür. Dolaşıma çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir bononun, aradaki anlaşmalara aykırı şekilde doldurulması halinde, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, kural olarak hamile karşı ileri sürülemez. Ancak, hamilin kötü niyetli hareket etmesi veya bonoyu iktisap ederken ağır kusurlu olması halleri bu durumun istisnasını teşkil etmektedir. Bonoyu imzalayarak dolaşıma sunan kişi, anlaşmaya aykırı hareket edildiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Başka bir anlatımla, anlaşmaya aykırılık iddiasını ileri süren bu hususu kanıtlamalıdır.
Asıl davada davalı, hamil konumundadır. Gerek savcılık soruşturması gerekse toplanan kanıtlardan, asıl ve birleşen davanın davacısı, asıl davanın davalısının kötüniyetli olarak senedi iktisap ettiği iddiasını kanıtlayamamıştır. Anılan davalı, talil veya başka bir suretle de ispat yükünü üzerine almamıştır. Asıl ve birleşen davanın davacısı ayrıca ve açıkça yemin deliline de dayanmamıştır. O halde, asıl davanın reddi yönünde hüküm kurmak gerekmiş, ayrıca tedbir kararı verilerek takip engellendiğinden ve İİK’nın 72/4. maddesi koşulları gerçekleştiğinden yararına tazminata da hükmedilmiştir.
Birleşen davada da senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istenmiştir. Asıl ve birleşen davanın davacısı ile birleşen davanın davalıları arasındaki sözleşme 25/11/2013 tarihlidir. Senet tanzim tarihi farklıdır. Asıl ve birleşen davaların konusu senet ile sözleşmede belirtilen teminat senedinin salt tutarı uyuşmaktadır. Asıl ve birleşen davanın davacısının dayanağı ve senedin ilk hali olarak bildirdiği belge, fotokopi niteliğindedir. Bu senedin anlaşmaya aykırı olarak, teminat senedi olarak yazıldığı şekilli kısmının kesilerek ve boş kısımları doldurularak piyasaya sunulduğunu ileri sürmüştür. Ancak, fotokopi üzerinden inceleme yapılması mümkün olmadığı gibi sağlıklı da olmayacaktır. Fotokopi yöntemiyle teminat kısmının da oluşturulması mümkündür. Sözleşmeyle teslim edilen senedin davaların konusu senet olduğu hususu belli değildir. Davacı, birleşen dava bakımından da ispat külfeti altındadır. Gerek davalıların yetkilileri hakkındaki soruşturma dosyası gerekse sunulan kanıtlar ve getirtilen belgeler kapsamında ispat yükünü yerine getirmemiş, yemin deliline de dayanmadığından hatırlatılmamış ve birleşen davanın da reddi yoluna gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının asıl davasının reddine,
İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca 31.000,00 TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
a-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak alınan 4.354,77‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 4.174,87 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 38.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
ç-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
2-Davacının birleşen … 12. ATM’nin 2019/215 Esas sayılı dosyasındaki davasının ispat edilemediğinden reddine,
a-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 2.647,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.467,12‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 24.250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
ç-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
d-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, huzurda bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır