Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
…
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/419 Esas
KARAR NO : 2022/815
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/06/2017
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Balacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili,05.06.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … İnşaat Ticaret A.Ş. ile iş ortağı ECCI arasında, … İslam Cumhuriyeti Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Oaısar’dan Laman’a kadar olan çevre yolunun rehabilitasyonu ve inşası işini yapmak üzere bir Joint Venture Ortak Girişimi (ECCI – C … JV) oluşturulduğunu, söz konusu yol yapım işinin sözleşme şartlarına göre gerekli olan kesin teminat mektubunun (20.01.2012 tarih, 5962814601120056 numaralı Kesin Teminat Mektubu) davacının ortaklıktaki % 50 hissesini temsil etmek üzere davalı …’nce vade tarihi 29.03.2016 olmak üzere düzenlendiğini, … İslam Cumhuriyeti. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile yapılan yol yapım sözleşmesinin 02.09.2014 tarihinde taraflarınca haklı nedenle feshedildiğini, bu feshin haklılığına karar vermeye yetkili uluslararası makamın karar dilekçesini ekte sunduklarını, bu feshin hukuki sonucu olarak 20.01.2012 tarih, 5962814601120056 numaralı Kesin Teminat Mektubu’nun iadesinin … İslam Cumhuriyeti Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’ndan talep edildiğini ve bu durumun davalı … yetkililerine yapılan toplantıda bir rapor halinde sunulduğunu, … İslam Cumhuriyeti Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın teminat mektubunu iade etmemesi üzerine 25.09.2014 tarihinde Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na (Dispute Board) başvurulduğunu, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun (Dispute Board) Kesin Teminat Mektupları ile ilgili Garantilerin derhal iadesinin yapılması şeklindeki bağlayıcı kararının 17.12.2014 tarihli e-posta ile de davalı …’ne bildirildiğini, Buna rağmen 17.09.2014’ten 30.06.2016 tarihine kadar olan süre için Banka Komisyonu ve Dış Ticaret Temerrüt Faizlerinin, davalı … tarafından, müvekkili … İnşaat Ticaret A.Ş.’nin davalı nezdinde bulunan hesaplarından haksız bir şekilde tahsil edildiğini, bu tutarın toplamda 289.599,82 Amerikan Doları olduğunu, müvekkili … İnşaat Ticaret A.Ş. ile iş ortağı ECCI tarafından üstlenilen yol yapım işinin sözleşme şartlarına göre gerekli olan kesin teminat mektubunun davalı …’nce vade tarihi 01/03/2016 olmak üzere düzenlendiğini, bu mektupta teminatın konusunun müvekkilinin, … İslam Cumhuriyeti Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile yaptığı yol yapım sözleşmesine dayanarak üstlendiği yükümlülüğünü yerine getirmemesi ihtimalinin teminat altına alındığının kesin bir dille belirtildiğini, söz konusu yol yapım sözleşmesinin 02.09.2014 tarihinde feshedildiğini ve bu durumun davalı … yetkililerine bildirildiğini, talep edildiği halde geri verilmeyen banka teminat mektubu hakkında ise 25.09.2014 tarihinde Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na (Dispute Board) başvurulmuş ve buradan alınan derhal iadenin yapılması şeklindeki bağlayıcı karar 17.12.2014 tarihli e-posta ile Davalı …’ne bildirildiğini, dolayısıyla teminat mektubu ile garanti altına alınan yol yapım işindeki yükümlülüğün ihlal edilmesi imkânı kalmadığından artık davalı Banka tarafından üstlenilen bir rizikoda kalmadığını ve teminat mektubunun hükümsüz kaldığını, bunun dışında banka teminat mektubunun söz konusu 01.03.2016 tarihinde vadenin dolması üzerine de sona erdiğini, ancak 17.09.2014’ten 30.06.2016 tarihine kadar olan süre için Banka Komisyonu ve Dış Ticaret Temerrüt Faizleri Davalı … tarafından müvekkili … İnşaat Ticaret A.Ş.’nin davalı nezdinde bulunan hesaplarından haksız bir şekilde tahsil edildiğini, tahsil edilen bu tutar haksız olduğunu, nitekim teminat mektubu ile üstlenilen rizikonun gerçekleşmesi imkânsızlaştığından artık davalı bakımından üstlenilen bir riziko kalmadığını, bunun da ötesinde vade tarihinden önce rizikonun gerçekleşmesinin imkânsızlaşması halinde kendisine teminatın ödenmesi için başvurulan davalı Bankanın müvekkiliyle olan sözleşmesel ilişkisinden kaynaklanan asli ediminin bu talebi reddetmek olduğunu, buna rağmen davalı Bankanın 17/09/2014’ten 30/06/2016 tarihine kadar olan süre için teminat sona ermemişçesine Banka Komisyonu ve Dış Ticaret Temerrüt Faizlerini Müvekkilden tahsil etmesinin hukuken savunulur bir yanı bulunmadığını, söz konusu haksız tahsilatların iadesi Davacı Müvekkili tarafından 05/10/2016 tarih ve GİE-807 sayılı yazı ile davalı …’nden talep edildiğini, söz konusu talebin davalı …’ne 10/10/2016 tarihinde tebliğ edildiğinden davalının en geç bu tarih itibariyle temerrüde düşmüş olduğunu belirtmiş ve müvekkili alacağının şimdilik 10.000 TL’sinin davalıdan alınarak müvekkilime iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, alacak miktarını 27/05/2022 tarihli ıslah dilekçesiyle 698.956,76 USD karşılığı 11.262.239,75 TL’ ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası yoluyla açılamayacağını, zaman aşımı ve husumet itirazlarında bulunduklarını, müvekkili Bankanın teminat mektubundan kaynaklı sorumluluğunun teminat mektubunun iadesi, Bankanın ibrası, vadenin sona ermesi ve teminat mektubunun hükümsüz kalması durumlarında bir tazmin gerekmeksizin sona ereceğini, dava konusu edilen teminat mektubu incelendiğinde ilk yazılı talepte bulunulması için bir vade öngörülmüş olduğunu, bu vade tarihi teminat mektubunun 6. Paragrafından da açıkça anlaşılacağı üzere en geç 29.03.2016 tarihi olduğunu, ancak bu tarihte teminat mektubu hükümsüz kalmadığını, müvekkili Bankanın teminat mektubundan kaynaklı sorumluluğunun 20.07.2016 tarihine kadar devam ettiğini, yani dava konusu edilen teminat mektubunun 20.07.2016 tarihinde hükümsüz hale geldiğinin teminat mektubu metninden açıkça anlaşıldığını, müvekkili Banka tarafından … İslam Cumhuriyeti Bayındırlık ve İskân Bakanlığı lehine düzenlenen kesin teminat mektubundan kaynaklı risk 20.07.2016 tarihinde hükümsüz hale geleceğini, yani başlangıçta her ne kadar 29.03.2016 tarihi belirtilmiş ise de, verilen teminatın en geç 20.07.2016 tarihine kadar geçerli olduğu açıkça hükme bağlandığını ve 20.07.2016 tarihine kadar ödeme talebinin ulaşmaması halinde verilen teminatın hükümsüz ve geçersiz hale geleceğini, Borçlar Kanununun 128/1I hükmü Uyarınca teminat mektubu 20.07.2016 tarihi itibariyle hükümsüz hale geleceğini, teminat mektubunun verildiği tarih olan 20.01.2012 tarihi ile 29.03.2016 tarihi arasında gerçekleşen riskler dolayısıyla Banka’dan talep edilmesi ve mektupta ver alan tazmin koşullarının sağlanması kaydıyla 20.07.2016 tarihi itibariyle müvekkili Banka’nın sorumluluğu sona ereceğini, her ne kadar davacı tarafından muhatabın teminat mektubunu iade etmemesi üzerine Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na başvurularak mektubun iadesine ilişkin kesin karar alındığını ve bunun da Bankanın Çankaya Şubesine e-posta ile derhal bildirildiğini belirtilmekte ve bildirim tarihi olan 17.04.2014’ten itibaren kendilerinden komisyon tahsil edilmesinin haksız olduğu iddia edilmekte ise de yine teminat mektubunun içeriğinden davacının bu iddiasında haksız olduğunın açıkça anlaşıldığını, zira işbu davaya konu teminat mektubunun 5. Ve 6. Paragrafı incelendiğinde tarafların aralarındaki ihtilaf nedeniyle Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na başvurması halinde Kurul kararı ancak Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na başvurulan ihtilafın yüklenicinin ödemesi gereken tutara ilişkin bir uyuşmazlık olması halinde Bankanın ödemeden kaynaklanan sorumluluğu açısından bağlayıcı olacağını, somut durumdaki uyuşmazlığın teminat mektubuna konu bedelden kaynaklanmadığını, mektup muhatabı ile lehtar/davacı arasındaki sözleşmenin lehtar/davacı yan tarafından feshedilmesine ilişkin olduğunun davacı tarafça da kabul edilmekte olduğunu, uyuşmazlık çözüm kurulu tarafından verilen kararın müvekkili bankaya bildirilmiş ise de kararın yalnız sözleşmenin taraflarını bağladığından, kararın bankaya bildirildiği tarihten 20/07/2016 tarihine kadar bankanın tazmin yükümlülüğünün devam etmekle vadesinde iade edilmeyen mektup için müvekkili bankanın komisyon tahsil etme yetkisinin bulunduğunu, TTK 20 uyarınca müvekkili bankanın komisyon talep etmeye hak kazandığını, davacı şirket tarafından verilen taahhütnamede de 20/07/2017 tarihine kadar tazmin talebiyle müvekkili bankaya verilmemesi durumunda bu tarihlerden sonra mektupların sistemsel risk çıkışlarının yapılmasının talep, beyan ve kabul edildiğini, davacı şirketin taraflar arasında imzalanan kredi genel sözleşmesi ile komisyon ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili bankanın vadesinde iade edilmeyen vadeli mektuplar için iadelerine kadar komisyon hesap etmeye ve tahsiline yetkili olduğunu, Dispute Board kararının kendi kendine icra edilebilirlik özelliğine de haiz olmadığını, davacı tarafça Dispute Board kararının bağlayıcı olduğu ileri sürülmekte ise de bir kararın tarafları bağlaması ve bağlayıcı karar olduğundan söz edebilmek için tarafların iştirakiyle alınmış olması gerektiğini, anılan karar davacı şirket ile … İslam Cumhuriyeti Bayındırlık ve İskan Bakanlığını ilgilendirdiğini, anılan kararın müvekkili Bankayı bağladığından bahsetmek mümkün olmadığını, kaldı ki, tenfiz edilmiş bir mahkeme kararı veya yabancı hakem kararının bulunmaması karşısında da müvekkili Bankanın davacı şirketten komisyon ve faiz tahsil etmesi usule ve hukuka uygun olduğunu, Dispute Board kararının, karar üzerindeki imzanın Dispute Board hakemi tarafından atılmış olduğunu teyit eder nitelikte hakemin bulunduğu ülkede faaliyet gösteren bir muhabir banka tarafından da teyit edilmediği gibi aslı da müvekkili Bankaya ibraz edilmediğini, belirtmiş ve davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, banka tarafından tahsil edilen teminat komisyon bedellerinin iadesine ilişkindir.
Davacı şirketin ortağı olduğu adi ortaklık tarafından …’da üstlenilen işe ilişkin 31/12/2011 tarihli sözleşme gereğince sunulması gereken teminat mektubu için davalı bankadan alınan 20/01/2012 tarih 5962814601120056 numaralı kesin teminat mektubunun hükümsüz kalmasına rağmen davalı banka tarafından fazladan komisyon bedellerinin tahsil edildiği gerekçesiyle iş bu dava açılmıştır.
Davacı teminat mektuplarının hükümsüz kalmasına gerekçe olarak uyuşmazlık çözüm kurulunun kararını ve teminat mektubunun süresinin sona ermesini göstermiştir.
Dosyaya sunulan teminat mektubu tercümelerinden, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı banka tarafından davacıya 20/01/2012 tarih 5962814601120056 numaralı ve 10.693.304,25 USD tutarlı kesin teminat mektubu ve 20/01/2012 tarih 5962814601120057 numaralı ve 53.466.521,25 USD tutarlı kesin teminat mektubunun verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalıya 17/12/2014 tarihli ihtarname ile ..57 sayılı ve 53.466.521,25 USD tutarlı avans teminat mektubunun 01/03/2016 tarihi itibariyle hükümsüz kaldığının bildirildiği tespit edilmiştir.
Davacı tarafın hükümsüzlüğe dayanak gösterdiği uyuşmazlık kurulunun 17/12/2014 tarihli kararında sözleşmenin 20.4 fıkrası hükümleri göz önüne alındığında iş verenin yukarıda ki nedenlerden dolayı ve 16.4 a bendinin hükümleri uyarınca bu kararın yayınlanması üzerine kesin teminatın derhal yükleniciye iade edileceğine karar verildiği anlaşılmıştır.
Diğer taraftan davacının ortağı olduğu adi ortaklığın imzaladığı 31/12/2011 tarihli sözleşmenin 20.3/5-6 maddesinde; ” Eğer Taraflardan biri AK’nin verdiği kararda memnun olmazsa Taraflardan her biri söz konusu kararın alınmasına müteakip 28 gün içerisinde diğer Tarafa karardan memnun kalmadığını ve tahkime gitme niyetini belirten yazılı bir bildirimde bulunacak olup, AK’nin kendine yapılacak başvuruyu müteakip kararın 84 gün (veya diğre şekilde kararlaştırılacak bir süre) içerisinde vermemesi halinde Taraflardan her biri bu sürenin sona ermesini müteakip 28 gün içerisinde diğer Tarafa memnuniyetsizliğini ve tahkime gitme niyetini belirten yazılı bir bildirimde bulunacaktır. Eğer AK her iki Taraf içinde anlaşmazlığa konu bir husus üzerinde kararını verir ve Taraflarca da AK’nin söz konusu kararını almalarını müteakip 28 gün içerisinde bir memnuniyetsizlik bildiriminde bulunmazlarsa bu karar her iki Taraf içinde nihai ve bağlayıcı olacaktır. ” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan hükümden de anlaşılacağı üzere anlaşmazlık kurulu kararının bağlayıcı olması için 28 gün içerisinde taraflarca itiraz edilmemiş olması gerekmektedir.
Davacı tarafından ise davalı bankaya gönderilen ihtarname karar tarihi olan 17/12/2014 tarihi ile aynıdır. Dolayısıyla davalı bankaya ihtaratın yapıldığı tarihte henüz kesin teminatın iadesine ilişkin anlaşmazlık kurulu kararının kesinleşmediği bu nedenle davalı banka için hükümsüz sayılmasını gerektiren bir durumun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı bankanın tenfiz kararı veya muhabir banka teyidinin sunulmasını istemesinde haklı olduğu, zira sunulan belgenin sözleşme ile kararlaştırılan anlaşmazlık kurulu tarafından verilip verilmediğinin tespiti önem arz etmektedir.
Anlaşmazlık kurulu kararı kesinleşmeden ihtarnamenin gönderilmiş olması ve anlaşmazlık kurulu kararının teyidine ilişkin tenfiz kararı veya banka teyidinin sunulmamış olması dikkate alındığında anlaşmazlık kurulu kararı gereğince teminat mektubunun hükümsüz kalmasına rağmen banka tarafından komisyon bedellerinin tahsil edildiğine ilişkin iddiasının davacı tarafından ispat edilemediği kabul edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça teminat mektubunun süresinin dolmasına rağmen komisyon bedellerinin tahsil edildiği iddia edilmiş ise de, kesin teminat mektubunda 20/07/2016 avans teminat mektubunda ise 21/06/2016 tarihinde veya öncesinde ödeme talebinin ofise ulaşması gerektiği ve söz konusu ödeme talebinin bu tarihte veya öncesinde ulaşmaması halinde teminatın hükümsüz olacağı ve söz konusu tarihin bir banka iş günü olup olmadığına bakılmaksızın bu teminat kapsamındaki tüm yükümlülüklerden kurtulmuş olacağına ilişkin hüküm bulunduğu, ayrıca davacı tarafından davalı bankaya verilen 29/06/2016 tarihli taahhütnamede her iki teminat mektubu ile ilgili olarak avans teminat mektubu için 21/06/2016 tarihine kadar kesin teminat mektubu için 20/07/2016 tarihine kadar tazmin talebiyle bankaya gelinmemesi durumunda bu tarihlerden sonra teminat mektuplarının sistemsel risk çıkışlarının yapılmasını talep beyan ve kabul ettiği tespit edilmiştir.
Sonuç olarak gerek anlaşmazlık kurulu kararı, gerekse süre nedeniyle davacı tarafın iddia ettiği tarihlerde teminat mektubunun hükümsüz kalmadığı kabul edilmiştir.
Davalı banka tarafından teminat mektupları için tahsil edilen komisyon bedellerinin bilirkişi Eda Özdemir’in 08/10/2021 tarihli raporuna göre bankacılık uygulamalarına paralel olduğu, taraflar arasında imzalanan Kredi Genel Sözleşmesi hükümleri gereğince banka tarafından davacıya kullandırılan gayri nakdi kredi kapsamında teminat mektuplarının iadesi sürelerinin dolması veya hükümsüzlüğüne kadar komisyon bedeli talep edebileceği, davacıdan fazladan komisyon bedellerinin tahsil edilmediği kanaatine varılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan dava açılırken peşin ve ıslah yoluyla alınan 196.192,78 TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 196.112,08 TL nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 350.626,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan 150,50 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2022
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır