Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/387 E. 2022/54 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/387 Esas
KARAR NO : 2022/54

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2017
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2022

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalının oto yedek parça alım satımına ilişkin ticari ilişkisinin bulunduğunu, bu kapsamda müvekkilinin davalı şirketten 18/04/2014 tarihine kadar toplam 61.983,47 TL tutarında oto yedek parça alımı yaptığını, bunun karşılığında borcunu senetler ile ödediğini, ancak müvekkilinin alınan malların ayıplı olduğunu fark ettiğini, bunun üzerine davalı şirkette plasiyer olarak çalışan … isimli şahısla görüşerek ayıplı olan malların iade edildiğini, usulüne uygun iade faturası düzenlediğini, bunun haricinde gerekli ödemeler yapılarak davalıya borcunu ödediğini, ancak davalı şirket iade edilen ürünlerin senetlerini icra takibine koyarak haksız kazanç elde etme yoluna giriştiğini,
Müvekkilinin davalıdan almış bulunduğu oto yedek parçaları bir koli halinde ve her bir parça vakumlu poşetler içinde müvekkiline ulaştırıldığını ve sadece satılan malların poşetleri açılabildiğini, bu sebeple müvekkilinin ürünleri satmadan önce ayıplı olup olmadığını anlayabilmesinin imkansız olduğunu, müvekkilinin davalıdan toplam 61.983,47 TL tutarında oto yedek parça alımı yaptığını, ancak alınan malların ayıplı olduğunun müvekkilinin müşterilerine söz konusu oto yedek parçalardan bir kaçını sattıktan sonra ortaya çıktığını, iş bu gizli ayıplar için müvekkilinin davalı firmaya ihbarda bulunduğunu,
Müvekkilinin talebi karşı davalı tarafından kabul gördüğünü, bunun üzerine muhtelif tarihlerde toplam 32.830,66 TL tutarında iade faturası kestiğini, malların iadesi konusunda davalı firmada plasiyer olarak çalışan … isimli şahısla süreci yürüttüğünü, ayıplı malları kargo yoluyla davalı şirkete gönderdiğini, müvekkili ile davalı firma arasında oto yedek parça alımını gösterir alış faturaları ve söz konusu mallardan ayıplı çıkanların iadesi konulu iade faturalarını, ayrıca ayıplı malların davalıya teslim edildiğini gösterir kargo takip formlarının iş bu dilekçe ekinde sunulduğunu,
Tüketici haklarına göre garanti süresi olan bir ürünün garanti süresi ne kadar ise iade süresi de o kadar olduğunu, bu durumda ayıplı malların garanti süresi içinde iade edildiğinin açık olduğunu, şayet cayma hakkı için 14 günlük süre öne sürülse dahi ürünlerin satışı gerçekleşip kullanılmadan ayıplı olup olmadığı anlaşılamadığından bu sürenin geçersiz olduğunu, kaldı ki taraflar arasında zaten ayıp ile ilgili bir tartışmanın bulunmadığını, davalı firmanın ayıbı kabul ettiğini, iade faturası ile malların iade edildiğini, ancak davalının tüm bunlara rağmen haksız ve hukuka aykırı icra takipleri ile müvekkilini rahatsız ettiğini,
Davalıdan alınan malların karşılığı olan diğer senetlerin ödendiğini, ayrıca daha önce açılmış icra dosyalarına da ödeme yapılarak müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun kalmadığını, ödeme yapıldığını gösterir dekontların iş bu dilekçe ekinde sunulduğunu,
Tüm bu açıklamalarla davalının yapılan ticaret gereği ifa etmesi gereken sorumluluğu ayıplı mal satarak yerine getirmediğini, ayrıca müvekkiline ayıplı mal satması da davalının kötü niyetini gösterdiğini, bunlara rağmen müvekkilinin haksız icra takiplerine maruz kaldığını, davalının alacaklı ve müvekkilinin borçlu bulunduğu şu anda dört adet icra dosyası bulunduğunu, bunların; Ankara … İcra Müdürlüğü 2014/18901 Esas, Ankara … İcra Müdürlüğü 2014/15952 Esas, Ankara … İcra Müdürlüğü 2014/13470 Esas, Ankara … İcra Müdürlüğü 2016/3971 Esas sayılı dosyaları olduğunu belirterek,
Müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu olmadığının tespiti ile davaya ve icra takibine konu muhtelif tarihli senet ve faturaların iptaline, davalıya müvekkilinde kalan ayıplı malların iadesi de gerçekleştikten sonra fazladan yapılan ödemenin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ticaret siciline kaydı bulunmadığından tacir sıfatına haiz olmadığını, davacının da herhangi bir ticaret sicil kaydına rastlanmadığını, öte yandan, davacı her ne kadar dava dilekçesinde aleyhinde devam eden bir takım bonolara ilişkin icra takiplerini ileri sürmüş ve takiplerin tedbiren durdurulmasını talep etmişse de, esasen davacının talebinin, müvekkiline aralarındaki ilişki nedeniyle herhangi bir borcunun olmadığının tespiti yönünde olduğunu, bir diğer anlatımla, borçsuzluğunun tespitini icra takiplerine hasretmediğini, esasen hangi hususta ve ne miktar kadar borçsuz olduğu yönündeki iddia ve talepleri de açık ve net olmadığını, bu itibarla, öncelikle tarafların tacir olmaması ve bu sebeple aradaki ilişkinin ticari kabul edilemeyeceği nedeniyle mahkemenin görevsizliğine karar verilerek, dosyanın görevli ve yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, davacının borçsuzluğunun tespitini istediği miktarı ve buna ilişkin borcu doğuran olayı net ve belirlenebilir şekilde ifade etmediği gibi, buna ilişkin harcı da eda etmediğini, hâlbuki menfi tespit davasının, ne kısmi ne de belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesi mümkün olmayıp, öncelikle davacının borçsuzluğunun tespitini istediği alacak-borç ilişkisini tanımlaması ve tespiti talep edilen miktarın belirlenerek, bu miktar üzerinden harcının ikmal ettirilmesi gerektiğini,
Davacı ile yapılan alışverişlerin bir kısmı açık hesap bir kısmı ise bonoya bağlı şekilde yapıldığını ve davacının yaptığını iddia ettiği ödemelerin hem açık hesap bakımından hem de bono alacaklarına ilişkin olarak müvekkili defterlerinde kayıtlı olup bu hususta bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini,
Davacının dava dilekçesinde beyan ettiği bonoya dayalı icra takipleri hususunda ise söz konusu icra takiplerine ilişkin dosyaların celbi halinde görüleceği üzere davacının müvekkiline yapmış olduğu herhangi bir ödemenin görünmediğini, yapılan alışveriş, icra takiplerinin başlaması, iade işlemleri tarihleri ve yapılan ödemeler bir arada düşünüldüğünde, davacının mezkür davayı ikame etmekte herhangi bir hukuki yararının olmadığının görüleceğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini,
Öte yandan, davacının yaptığını iddia ettiği ve -tutarı belli olmayan- fazla ödemelerinin istirdadını talep ettiğini, istirdat hususunda zamanaşımı süresi olan bir yıl gözetileceğinden, söz konusu ödemelerin ve tarihlerinin belli olması ve zaman aşımı süresinin dolmamış olması gerektiğini, hâlbuki hâlihazırda hangi ödemelere ilişkin istirdat istendiği dahi belli olmayıp, yapıldığı iddia edilen ödemelere ilişkin ise zaman aşımı süresinin dolduğunun açık olduğunu, bu nedenle davacının istirdat taleplerinin de reddi gerektiğini,
Açıklanan sebeplerle haksız ve dayanaksız davanın reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:Dava, taraflar arasında mevcut oto yedek-satımı işlemi kapsamında davacının ayıplı olduğu gerekçesi ile iade ettiği emtia bulunup bulunmadığı, var ise miktarının parasal tutarının ve buna bağlı olarak ödeme aracı olarak verilen bonolara dayalı olarak yapılan icra takiplerinden ötürü borçlu olup olmadığının, istirdadı gereken tutarın bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak dayanılan belgeler dosyaya sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin edilmiştir.
Keşidecisi davacı, lehtarı dava dışı … Güven Oto San. Ve Tic. Ltd. Şti, son ciranta ise davalı olan bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2014/13470-18901-15952 esas sayılı dosyaları ile Ankara … İcra Müdürlüğünün 2016/3971 esas sayılı dosyaları temin edilmiştir.
Davalı tarafından davacı aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğünün 2014/13470 Esas sayılı dosyasında, 11/07/2014 tarihinde 5.000,00 TL, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2014/15952 Esas sayılı dosyasında, 15/08/2014 tarihinde 12.700,00 TL, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2014/18901 Esas sayılı dosyasında, 29/09/2014 tarihinde 16.200,00 TL, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2016/3971 Esas sayılı dosyasında 15/02/2016 tarihinde 5.500,00 TL olmak üzere, toplam 44.400,00 TL asıl alacak ve fer’ileri üzerinden icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden aldırılan 15/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davalı …’nun tacir olduğu belirlenmekle, göreve ilişkin itiraz haklı görülmemiştir.
Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile talimat mahkemesi aracılığı ile mali müşavir bilirkişiden aldırılan 02/09/2019 tarihli raporda, davacı Tarık Sümer’e ait 2013 ve 2014 yılına ait ticari defterlerin incelemeye sunulduğu, diğer defterlerin ise sunulmadığı, sunulan defterlerin usulüne uygun tutulduğu, söz konusu kayıtlara göre, 2013 yılı itibari ile davalının davacıdan 32.877,65 TL alacaklı olduğu, 2014 yılında davalı firma tarafından davacı firmaya 17.383,73 TL tutarında 13 Adet iade faturası düzenlendiği, davacı firma tarafından ise 2014 Haziran ayında 34.362,08 TL tutarında 10 Adet iade faturası düzenlendiği, tarafların 2014 yılında düzenlediği BA, BS formlarının örtüştüğü, davacı firma tarafından düzenlenen iade faturalarının taraf kayıtlarında mevcut olduğu, davacı firmanın 2014 yılında herhangi bir ödeme yapmadığı ve 2014 yılı sonu itibari ile davalı firmanın davacı firmadan 16.354,00 TL alacaklı olduğu tespiti yapılmıştır.
Davacı tarafça 30/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ayıplı mallar hakkında müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazminine ilişkin dava hakkı saklı kalmak kaydı ile icra takiplerinin iptali ile davalıya fazladan yapılan ödemenin istirdadına karar verilmesini talep etmiş, davaya esas değerin 46.446,34 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkememizce önceki rapor ve davalıya ait kayıtlarda incelenmek sureti ile rapor tanzimi için görevlendirilen mali müşavir tarafından düzenlenen 13/01/2021 tarihli raporda;Davalı tarafça ticari defterlerinin incelemeye sunulmayacağının tarafına bildirildiği belirtilip,
Dosya kapsamı talimat mahkemesi aracılığı ile alınan bilirkişi raporu içeriği ve mahkememizce görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor içeriği dikkate alındığında, mahkememizce önceki rapor da değerlendirilerek düzenlenen bilirkişi raporunda; raporun 7.sayafasında çıkarılan hesap dökümüne göre, davacının 11/07/2014 olan ilk takip tarihi itibari ile davalıya olan borcu 4.354,29 TL’dir. Ancak mevcut raporda, davalının davacı adına tanzim ettiği faturaların toplam tutarı 50.716,38 TL olarak yine raporun 5.sayfasında dökümde yapılmak sureti ile belirlenmiş ise de, bizzat davacının dava dilekçesindeki kabulüne göre, satın alınan emtia toplam tutarı 61.983,47 TL olup, aradaki 11.267,09 TL’nin borç olarak belirlenen 4.354,29 TL’ye ilavesi sonucu davacının borçlu olduğu tutar ilk takip tarihi itibari ile 15.621,38 TL’dir.
Davalı taraf özellikle ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmamış olmakla, rapora yönelik itirazları haklı görülmemiştir.
Davacı tarafça menfi tespit davasına konu ve iptali istenilen 4 adet icra takibine dayanak yapılan ve ödeme aracı olarak verilen bonoların toplam tutarı 44.000,00 TL olup davacı taraf ayrıca fazladan yaptığını iddia ettiği ödemenin istirdadını da talep ederek, ıslah dilekçesi ile istemini 46.446,34 TL’ye yükseltmiş ise de, davalının alacaklı olduğu tutar yukarıda açıklanan gerekçelerle 15.621,38 TL olmakla bu miktar için davanın reddi, bakiye için kabulü cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,
1- DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
A)Davacının Ankara … İcra Müdürlüğünün 2014/13470 Esas sayılı dosyasında, takibe dayanak yapılan 5.000,00 TL bedelli bonodan ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine,
B)Davacının Ankara … İcra Müdürlüğünün 2014/15952 Esas sayılı dosyasında, takibe dayanak 5.7000,00 TL, 5.000,00 TL ve 7.000,00 TL bedelli üç adet bonodan kaynaklı 17.700,00 TL için davalıya borçlu olmadığının tespitine,
C)Davacının Ankara … İcra Müdürlüğünün 2016/3971 Esas sayılı dosyasında, takibe dayanak yapılan 5.500,00 TL bedelli bonodan ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine,
D)Davacının Ankara … İcra Müdürlüğünün 2014/18901 Esas sayılı takip dosyasında,
5.700,00 TL, 5.000,00 TL, ve 5.500,00 TL bedelli üç adet bonaya dayalı olarak 16.200,00 TL üzerinden yapılan icra takibinde asıl alacağın 625,62 TL’lik kısmı ile bu miktara denk gelen fer’ileri için davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Kötü niyet tazminat isteminin reddine,
2-Alınması gerekli 1.969,08 TL harçtan peşin harç, tamamlama harıcı ve ıslah harcı olarak alınan 1.143,84‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 825,24‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.177,50 TL (ilk yargılama gideri, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 1.351,40 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin, tamamlama ve ıslah harcı olarak yatırılan 1.143,84‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır