Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/215 E. 2022/855 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/215 Esas
KARAR NO : 2022/855

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. ….
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …….
Av. … –
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2016
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan alacak (sigorta sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili, müvekkili tarafından 238523005 sayılı konut sigorta poliçesi ile sigorta örtüsüne alınan…. adresindeki kain ve dava dışı sigorta ettiren …. ‘in ikamet ettiği konutta 18/06/2015 günü hırsızlık meydana geldiğini, davalı ile olayın meydana geldiği site arasında yapılmış güvenlik hizmetleri sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme uyarınca güvenlik personeli …Evlerinde ikamet edenlerin mal varlığının korunması, kötü niyetlilerin huzura, mala, cana olabilecek tecavüzlerinin yasaların ve görevin ifası için tahsis edilen personel sayılı ile ekipmanların imkanları dahilinde caydırarak ön güvenlik tedbirlerinin alınmasını üstlendiğini, anılan yükümlülüklere aykırı olarak olayın vukuunda davalının kusurlu olduğunu ileri sürerek, sigorta ettirene ödenen 62.275,00 TL tazminatın rucuan davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin site yötenimi ile yaptığı sözleşme kapsamında üzerine düşen tüm sorumluluğu eksiksiz olarak yerine getirdiğini, güvenlik hizmetlerini yürüttüğü sırada yönetim tarafından güvenlik hizmetlerinin eksik ya da yetersiz verildiğine ilişkin müvekkiline yapılmış yazılı ve sözlü bir bildirimde bulunulmadığını, yönetim ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme kapsamında müvekkili tarafından yerine getirilmeyen ya da eksik/kusurlu yerine getirilen bir hizmetin bulunmadığını, çalındığı iddia edilen eşyaların faturalarının dosyaya sunulmadığını, site sakininin tek taraflı beyanlarına dayalı olarak tutulan tutanak çerçevesinde bu eşyaların/ziynetlerin var olduğunun kabulünün mümkün bulunmadığını, davacının zararı sadece site sakinlerinin beyanları ile sınırlı olmakla ispatlanamayan zararların müvekkili tarafından ödenmesinin mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından dosyaya ibraz edilen 24/08/2016 tarihli rücu mektubunda “daireden sızan sular sebebiyle dahili su hasarına maruz kalmıştır… ekspertiz sunucunda sigortamıza 62.275,00 TL hasar tazminatı ödenmiştir” dendiğini, davaya konu hırsızlık olayı ile işbu rücu mektubunun bağlantısının anlaşılamadığını, müvekkiline usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
KANITLAR:…Evleri Toplu Yapı Yönetimi Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi, hırsızlık olayı müracaat ve görgü tespit tutanağı, kıymetli eşya listesi, 238523005 0 nolu konut sigorta poliçesi ve hasar dosyası ve ödeme dekontu suretleri sunulmuştur.
GEREKÇE:Dava, konut sigorta poliçesi uyarınca sigorta ettirene ödenen tazminatın zarar sorumlusu olduğu ileri sürülen davalıdan rucuan tahsili istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davalı şirket ile dava dışı …Evleri sitesi yönetimi arasında güvenlik hizmet sözleşmesi akdedildiği, anılan site içerisinde davacının konut sigorta poliçesiyle sigorta örtüsüne aldığı konutun da yer aldığı, sigortalı konutta hırsızlık rizikosunun meydana geldiği, davacının tazminat ödediği, halefiyet ilkesi bu davayı açtığı, ödediği tazminatın site güvenlik sorumlusu davalı şirketten tahsilini istediği hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki çekişme, davacının, konut sigorta poliçesi uyarınca ödediği tazminatın halefiyete dayalı olarak davalıdan rucuan tahsili koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Halefiyete dayalı rücu davası, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Sigortacı, kusur oranına göre gerçek zarar miktarı kadar zarar sorumlusuna rücu etmek hakkına sahiptir.
6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili bulunması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın TTK veya diğer mevzuatta mutlak ticari iş olarak düzenlenen hususlardan kaynaklanması gerekir.
Somut uyuşmazlıktaki davacının selefi konut sahibi gerçek kişidir. Davacı, davalının güvenlik hizmeti sırasında kusurlu olduğu iddiasına dayalı işbu davasını açmıştır. Davacının selefi ile davalı arasında doğrudan sözleşme yoktur. Bu durum karşısında, uyuşmazlıkta genel görevli asliye hukuk mahkemesi görevli kabul edilmelidir.
Göreve ilişkin düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce ve kanun yolu incelemesi aşamasında İstinaf Mahkemeleri ile Yargıtay’ca re’sen dikkate alınmalıdır.

Bu durum karşısında, davada mahkememizin görevli olmadığı, asliye hukuk mahkemesinin görevli bulunduğu dikkate alınıp, HMK’nın 1, 114-c, 115, TTK’nın 4. ve 5. maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan dolayı usulden REDDİNE,
Görevli Mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 20.maddesi gereğince kesinleşmeden itibaren 2 haftalık talep süresi içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilebileceğine, aksi halde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİNE,
3-HMK’nın 331/2.maddesi gereğince yargılama, harç masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde bu mahkemece değerlendirilmesine, aksi halde mahkememizce dosya üzerinde bu durumun tespiti ile GEREKLİ KARARIN VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
15/12/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır