Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/716 E. 2022/912 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/716 Esas
KARAR NO : 2022/912

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….

DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/07/2012
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ithal ettiği …marka tekstil yazıcı (baskı) makinesini ticari işletmesinden kullanmak üzere satın aldığını, davalının bu makinelerin TSE garantili olduğunu belirttiğini, bu cihazın teslim alındıktan sonra bir çok defa aynı arızayı yaptığını, süresi içerisinde satıcıya bildirdiklerini, davalı şirket temsilcileri ile bir çok kez telefon ve elektronik ortamda görüşmeler yapıldığını, makinedeki ayıpların giderileceği konusunda davacıda güven duygusu yarattıklarını, oyaladıklarını ancak davalının bu ayıbı gidermediğini, Ankara 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/31 D.İş sayılı dosyası ile bilirkişi incelemesi yaptırdıklarını, Ankara 20. Noterliğinin 10.11.2011 tarih ve 18233 yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ettiklerini, davalı şirketin TSEK ve CE markasını kullanma yetkisi olmadığını öğrendiklerini, Sanayi Bakanlığına şikayette bulunduklarını, bugüne kadar dava konusu makinenin ne onarımının ne de ayıpsız misli ile değişiminin yapılmadığını, bu sebeple fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile satılan malın fatura bedeli olan 26.529,62 TL’nin fatura tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, dava konusu malın onarımını için yapılan 5.084,85 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, bedelin iadesi ile ilgili talebin kabul görmemesi halinde ayıpsız yenisi ile değiştirilmesine, onarım bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla yapılan sözleşmeye göre dijital baskı makinesinin satım işleminin gerçekleştiğini, davacıya ürünle ilgili gerekli bilgilendirmenin yapıldığını, ürünün kurulumunun yapılacağı yerde elektrik aksamının düzenli olmasının gerektiğinin bildirildiğini, ürünün teslimi yapılarak gerekli eğitimin verildiğini, davacının ürünün kurulacağı yer ile ilgili bir problem olmadığını bildirdiğini, ürünle beraber gerekli tüm teçhizat ve kullanım kılavuzunun CD halinde alıcıya teslim edildiğini, davacının işyerinde elektrik aksamında bozukluk olduğundan bir takım parçaların yandığını, kendi bildiği yere tamir ettirmeye çalıştığını, bu serviste gerekli onarım sağlanamayınca müvekkili firmaya haber verdiğini, firma yetkilisinin ürünün bulunduğu yere giderek mevcut durumu tespit ettirdiğini, davacının işyerindeki elektrik aksamının sorunlu olduğunu beyan ettiğini, kendilerinin yardımcı olmak istemesine rağmen davacı tarafın masraf yapmaktan kaçındığını, arızanın bu sebeple tekrarladığını, parçaların yenilenmesi gerektiğinin bildirilmesine rağmen pahalı olduğu gerekçesi ile eski parçaların onarılarak ürüne monte edilmesini talep ettiğini, bu sebeple arızanın giderilemediğini, haksız davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, satış sözleşmesine konu malın ayıplı olduğu iddiası ile bu malın bedelinin iadesi veya aynı ile değiştirilmesi ve malın onarım bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; 15/01/2014 tarih ve 2012/346 Esas, 2014/17 Karar sayılı kararı ile; “…1-Satılan malın bedelinin iadesi davasının kabulü ile, dava konusu malın iade edilmesi koşuluyla 26.529,62.-TL’nin iade tarihinden geçerli avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Onarım bedelinin tazminine yönelik açılan davanın kısmen kabulü ile, 3.882,78.-TL’nin (2.863,66.-TL yönünden 26/08/2010, 901,12.-TL yönünden 17/09/2010, 118,00.-TL yönünden ise 21/09/2010) tarihinden geçerli olmak üzere avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,… ” karar verilmiştir.
Karara karşı taraflarca temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 19.H.D.’nin 13/10/2014 tarih ve 2014/10087-15004 Esas-Karar sayılı kararı ile; “…Davalı vekili; yetki itirazında bulunmuş ve dava konusu dijital baskı makinesinin kurulacağı yerde elektrik aksamının düzenli olması gerektiğinin davacıya bildirildiğini, davacı tarafın bu hususta bir problem olmadığını belirtmesi üzerine kurulumun yapıldığını, ancak davacının işyerindeki elektrik aksamının bozuk olması nedeniyle makinenin arızalandığını, bu şekilde arızanın davacının kendi kusuruyla meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalı tarafın yetki itirazının süresinde yapılmamış olması nedeniyle reddine karar verilmiş ve dava konusu cihazın kurulu bulunduğu işyerinin elektrik aksamında bu cihazda arızaya sebebiyet verecek herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı anlaşıldığından davalının cihazdaki arızanın elektrik aksamından kaynaklandığı savunmasına itibar edilmediği, cihazdaki ayıbın gizli ayıp olduğu, dava tarihine kadar davacının kısmen de olsa satışa konu cihazdan istifade etmiş olması, satıcının da satış bedelinden yararlanması dengesi gözetilerek hakkaniyet gereği iade tarihinden itibaren tarafların tacir olması sebebiyle avans faizine hükmedilmesi gerektiği, onarım bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; satılan malın bedelinin iadesi davasının kabulü ile dava konusu malın iadesi koşuluyla 26.529,62-TL’nin iade tarihinden itibaren geçerli avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, onarım bedelinin tazminine yönelik açılan davanın kısmen kabulü ile 3.882,78.-TL’nin (2.863,66.-TL yönünden 26/08/2010, 901,12.-TL yönünden 17/09/2010, 118-TL yönünden ise 21/09/2010) tarihinden geçerli olmak üzere avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davalının yetki itirazı süresinde olduğundan yerel mahkemenin itirazın süresinde olmadığı yönündeki gerekçesi isabetsiz ise de, somut olay bakımından yetki itirazının reddinde isabetsizlik bulunmadığından bu hususa ilişkin temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
2-Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine elverişli de değildir. Bu durumda mahkemece dava konusu cihaz üzerinde konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak cihazın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği ve buna göre süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarında ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yetkiye yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,…” gerekçesi ile bozma kararı verilmiş olup, dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına aynen uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma ilamı gereğince 25/03/2016 tarihinde refakate makine mühendisi bilirkişi … , elektrik mühendisi bilirkişi Hami Çelebi ve hesap bilirkişisi… alınmak suretiyle keşif yapılmıştır. Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 23/06/2016 tarihli raporda davaya konu makinenin tesliminin yapıldığı tarih itibariyle garanti süresinin dolduktan sonra arızalanması nedeniyle davalının ücreti karşılığı arıza onarım ve servis hizmeti sağlamakla yükümlü olduğu, davalının bu hizmeti yerine getirmediğine dair bir bulgu olmadığı, makinenin kullanılamaz hale gelmesinde ayıp bulunduğu yönünde teknik bir bulgu mevcut olmadığı, davacının BK hükümlerine göre davalının ayıplı mal verdiğini ispatlayamaması ve açıkça ayıp ihbarında bulunmamasına bağlı olarak dava kapsamındaki taleplerinin yerinde olmadığının belirlendiği görülmüştür. Tarafların rapora itirazı üzerine dosya tekrar bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup, alınan 06/04/2017 tarihli ek raporda kök rapordaki görüş ve kanaatlerinde bir değişiklik bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Bu defa, dosya hesap bilirkişisi … ve elektrik mühendisi …’ya tevdi edilmiş olup alınan 20/10/2017 tarihli raporda; dava konusu makinenin kurullarınca incelenememekle birlikte, daha önceki bilirkişi raporlarında yapılan tespitlerden; ayıbın “gizli ayıp” niteliğinde olduğu, davacının ayıp ihbarının süresinde olmadığı ve bu nedenle alacak taleplerinde haklı olmadığı hususunun belirlendiği görülmüştür.
Dosya bilirkişi kuruluna tekrar tevdi edilerek, davaya konu makinenin bulunduğu yediemin deposunda makine üzerinde inceleme yapılmak suretiyle ek rapor düzenlenmesi istenmiş düzenlenen 28/12/2018 tarihli ek raporda yediemin tarafından “makinenin depoda olduğu, bulunmasının zaman alacağı, bulunduğu zaman haber verileceği” bildirildiği, ancak aradan 2 aya yakın zaman geçtiği ve bir kaç defa telefonda hatırlatıldığı halde herhangi bir gelişme olmadığı, bu nedenle makine üzerinde fiziki inceleme yapılmadan dosyanın mahkememize sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi Nevra Başkal Ünal tarafından sunulan 18/10/2019 tarihli ek raporda; yediemin deposunun boşaltılmış olduğu, bu nedenle makinenin incelenemediğinin ek rapor olarak mahkememize bildirildiği görülmüştür.
Yine, bilirkişi kurulu tarafından sunulan 09/10/2020 tarihli ek raporda; dava konusu makinenin incelenmesi mümkün olmadığından kök rapordaki görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına Yediemin … hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olup, yapılan soruşturma sonucunda 26/05/2021 tarih ve 2020/225086 Soruşturma, 2021/77770 Karar nolu kararı ile görevi kötüye kullanma suçu bakımından adı geçen yediemin hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya tekrar bilirkişi kuruluna tevdi edilerek mevcut dosya kapsamı ve delil durumuna göre rapor düzenlenmesi istenmiş, düzenlenen 05/10/2022 tarihli ek rapor ile; kök raporda belirtilen görüş ve tespitlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
Buna göre dosya kapsamı incelendiğinde; dava konusu makinenin 21.08.2008 tarihinde satın alındığı, 21.08.2008 tarihinde çalışır durumda teslim edildiğine dair servis formunun dosyada mevcut olduğu, garanti süresinin 1 yıl olduğu, davacı tarafça davalıya ilk defa ayıp ihbarın 03/12/2009 tarihinde yapılmadığı, bu tarihten önce ayıp ihbar yapıldığına dair delil bulunmadığı, buna göre;
1-03.12.2009 tarihinde “eski Polyprint board değiştirilip eski board BTC’ye gönderilecek” kaydıyla Servis Formu düzenlendiği,
2-09.07.2010 tarihinde “makinaya elektrik gelmiyor” şikayetiyle “Tespit Edilen Arıza” bölümünde “Elektriksel bir arıza, …board, kablolar, Epson board test edilmeli. Daha önce Epson Ankara teknik servisine gönderilmiş, fakat serviste arıza giderilememiş” şeklinde,
3-26.08.2010 tarihinde “yazıcı ve tabla bölümü çalışmıyor. Epson anakartta ve güç kaynağında kısa devre oluşmuş, …anakartta hasar meydana gelmiş. Board assey encoder pf hasar görmüş.” tespitine yer verildiği, “Yapılan İşlemler” bölümünde “Teyjet anakart, güç kaynağı Epson anakart, assy encoder pf kartı değişti. Makinanm çalışması ve testleri için gerekli olan 8 adet dıımper, baskı kafası temizleme pompa ünitesi, silecek, boya püskürtme bölümü, 8 adet kartuş” açıklamasının yer aldığı. “Makina çalışır hale getirildi. Baskı testleri yapıldı. Müşteriye çalışır halde teslim edildi.’’ şeklinde arıza tespitlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 s. TTK’nun 25. maddesinde; alıcının açık ayıplarda 2 gün, gizli ayıplarda 8 gün içinde satılanı muayene ettirmek suretiyle emtianın ayıplı çıkması halinde, derhal satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu, diğer hallerde ise BK’nun 198/2 ve 3. fıkralarının uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
818 sayılı BK’nun 198. maddesinde; muayene ve ihbar külfetini yerine getirmeyen alıcının, malı olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı, adi bir muayene ile meydana çıkmayacak nitelikteki ayıbın ortaya çıkması halinde, alıcının bunu derhal satıcıya bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
818 sayılı BK’nun 207. maddesinde ise; ayıba karşı tekeffüle ilişkin davaların, ayıp daha sonra ortaya çıkmışsa bile, malın tesliminden itibaren 1 yıl içinde sakıt olacağı, ancak satıcının alıcıyı iğfal etmiş olması halinde 1 yıllık sürenin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
Dava konusu makinanın garanti süresi 1 yıl olup, davacıya 21.08.2008 tarihinde çalışır bir durumda teslim edildiği, meydana gelen ilk arızanın 03.12.2009 tarihinde düzenlenen “Servis Formu” ile giderildiği, davacı tarafından garanti süresi bitmeden önce ve arıza ortaya çıkar çıkmaz davalıya 03.12.2009 tarihinden önce ihbarda bulunduğuna dair dosyada delil bulunmadığı, bilirkişi kurulunun 20/10/2017 tarihli kök raporu ve 05/10/2022 tarihli ek raporuna göre; dava konusu makinadaki ayıbın “gizli ayıp” niteliğinde olduğu, ancak 818 sayılı BK’nın yukarıda açıklanan hükümlerine göre ayıba karşı tekeffüle ilişkin davaların, ayıp daha sonra ortaya çıkmışsa bile, malın tesliminden itibaren 1 yıl içinde sakıt olacağı, ancak satıcının alıcıyı iğfal etmiş olması halinde 1 yıllık sürenin uygulanmayacağı, mevcut dosya kapsamına göre satıcı davalının, alıcı davacıyı iğfal ettiğine dair bir delil bulunmadığı, bu nedenle davacı alıcının ayıp ihbarının süresinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 469,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 388,80-TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır