Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/53 E. 2022/445 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/53 Esas – 2022/445
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/53 Esas
KARAR NO : 2022/445

BAŞKAN…
KATİP : ….

DAVALI :…

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/04/2010
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili bankanın Bursa Şubesi müşterisi, … Tekstil San.ve Dış Tic.A.Ş.’ye 14/11/1996 tarih 40, 11/12/1996 tarih 44, ve 29/01/1996 tarih 05 sayılı Yönetim Kurulu Kararları uyarınca, 90.000.TL döviz kredisi kullandırıldığını, şirket hakkında düzenlenen ekonomik ve mali inceleme raporlarında şirketin 31/12/1995 ve 30/08/1996 tarihleri itibariyle işletme sermayesinin negatif olduğunu, cari ve likidite oranlarının her iki dönemde de ideal seviyenin altında bulunduğunun, firmanın para ve para benzeri hazır değerlerinin kısa vadeli borçlara bölünmesiyle bulunan ve işletmenin hazır değerleri ile kısa vadeli borçların ne miktarda ödenebileceğini gösteren nakit oranının “0” olduğunun, 1995 yılı sonunda %8.693 olan finansman oranının 30.08.1996 günü %765 göründüğünün diğer bir ifade ile Ağustos 1996’da firmanın öz kaynaklarının 7.65 katı oranında borcu bulunduğunun, firmanın vergi dairesini ve SSK’ya olan borçlarını ödemekte zorlandığı, darboğaz yaşayan şirketin yabancı kaynak aramaya başladığının saptanmasına rağmen banka iç mevzuatı ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olarak yeterli teminat alınmadan kredi kullandırıldığını, yönetim kurulu üyelerinin TTK.nun 320, 336 ve devamı maddeleri, ana sözleşme hükümleri uyarınca görevlerini yerine getirirken kasten veya ihmal ile müvekkili bankanın zarara uğramasına neden olduklarını ve meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını belirterek 07.01.1998 tarihi itibariyle 56.660,00 TL tutarındaki alacağın bu tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak ve yapılacak ödemeler düşülmek suretiyle tahakkuk ettirilecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Bir kısım davalılar vekilleri tarafından verilen muhtelif tarihli cevap dilekçelerinde özetle; davanın TTK.nun 341. maddesinde yer alan usule uygun olarak genel kuruldan karar alınmadan açılması nedeniyle usulsüz olduğu, davanın husumetten reddinin gerektiği, davacı iddialarının zamanaşımına uğradığı, dava konusu kredinin kullandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, yapılan işlemin bankacılık teamüllerine uygun olduğu, müvekkilerinin kusurlarının veya ihmallerinin bulunmadığı, ayrıca borçlu şirket hakkındaki icra takiplerinin devam ettiği, dolayısıyla ortada gerçekleşmiş bir zararın da bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi savunulmuştur.
GEREKÇE:
Dava, usulsüz kredi kullandırıldığı ve bankaların oluştuğu iddiası ile oluşan zararın davalılardan tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2005/31 esas sayılı dosya üzerinde yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair 18/07/2007 tarih, 2005/31 esas, 2007/291 karar sayılı karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … H.D. Tarafından 27/04/2009 tarih, 2007/13647 esas, 2009/4956 sayılı karar ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma kararından sonra 2010/237 esasına kaydedilen davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkememizce 03/05/2012 tarih, 2010/237 esas, 2012/229 karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karanın temyiz edilmesi üzerinde Yargıtay … H.D. tarafından 18/06/2013 tarih, 2012/14227 esas, 2013/12806 karar sayılı kararla dairenin bozma kararına uyulmuş ise de bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği, bozma ilamında mahkemece benimsenen bilirkişi raporu yeterli görülmeyerek bozma ilamında açıkça belirtilen hususlarda ve davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik ciddi itirazlarını karşılar nitelikte bilirkişi raporu alınması gerektiği belirtilerek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması hususuna işaret edildiğini, bu durumda mahkemece bozma ilamında belirtilen hususlarda alanında uzman yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak sureti ile hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyularak mahkememizce bilirkişi kurulundan 17/05/2014 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulu raporunda sonuç olarak … Tekstil … A.Ş’ye davalılar tarafından tespit edilip kullandırılan kredinin teminatlarının teslim tarihleri itibari ile dönemsel değerlendirilmesinde yeterli olduğunu, istihbarat raporunda ön görüldüğü üzere alınan teminatlar ve yapılan sermaye artışı sonucu ön görüye uyulduğu ve aykırılık teşkil etmediği, kredinin 3 partide değil tek parça olarak da kullandırılabileceği göz önünde tutularak kredinin kısa aralıklarla 3 partide kullandırılması hususunun yönetim hatası olmadığı, tahsis sağlanması tahsil edilmeyen meblağa yıllar itibari ile faiz yürütülerek riskin yüksek meblağlara ulaşmasından dolayı davalıların sorumlu tutulmalarının hakkaniyet kurallarına uygun olmadığı ve söz konusu krediden dolayı tahsil edilemeyen meblağdan sorumlu tutulamayacakları kanaati bildirilmiştir.
İtiraz üzerine alınan ek raporda da davalıların kredi kullandırımında ihmal, kusur veya kasıtlarını gösterir delil veya somut bulgu tespit edilemediği ve bu itibarla sorumlu olmadıkları sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 09/09/2015 tarihli duruşmada “Alınan bilirkişi raporuna karşı ayrıntılı, gerekçeli, yasal dayanakları gösterilen itirazlarda bulunulduğu, dava konusu uyuşmazlığın banka en üst yönetiminin ve bu yönetim ile birlikte çalışanların sorumluluğuna dayalı olması nedeniyle uyuşmazlıkta sorumluluğun bankacılık üst yönetim ilkeleri, bankacılık mevzuatı ve uygulamalar gözetilmek suretiyle belirlenip değerlendirilmesi gerektiği, bozma ilamının içeriği, emsal dosyalardaki Yargıtay 11.HD 12/07/2010 tarih 2010/8796 E 2010/8216 K sayılı ilamda belirtilen ilkeler ve somut dosyaya ilişkin özellikle Yargıtay 11 HD 18/06/2013 tarih 2012/14227 esas, 2013/12806 karar sayılı ilamı gözetilerek ve sorumluluk kaynaklarına uygun her yönü ile eksiksiz ve denetime elverişli olarak düzenlenmediği gözetilmekle dosyanın;
Mahkememizce hukuk fakültelerinin ticaret hukuku konusunda özellikle bankacılık alanında ve anonim şirketler yönetim kurulunun sorumluluğu konusunda ders veren öğretim üyesi ticaret hukukçusu ile bankacılık yönetimi işletme ve finans konularında gerek işletme fakültelerinden gerekse hukuk fakültelerinde ve bankacılık enstüsüsünde bankacılık konusunda uzman 2 kişi bankacı 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak;
Bozma öncesi alınan rapor, mahkeme kararı, mahkeme kararındaki gerekçeler, yargıtay bozma ilamı, bozmadan sonra alınan rapor, asıl rapor ve ek rapor, bu rapora karşı yapılan taraf itirazları, ayrı ayrı başlıklar halinde değerlendirilmek ve raporlar arasında meydana gelen çelişkiler giderilmek suretiyle her bir davalının kullanılan kredilerden dolayı hangi nedenlerle ve ifa ettikleri hangi görev nedeniyle hangi tutarlarda sorumluluklarının bulunduğu, kullandıkları kredilerde bankacılık mevzuatı üst yönetim ilkeleri, genelgeler ve yerleşik bankacılık uygulamalarına aykırı bir işlem ve tutumlarının olup olmadığı, yargı kararları arasında farklı uygulamalara yol açılmaması bakımından benzer uyuşmazlıklarda emsal karar ve raporlarla karşılaştırma yapılmak suretiyle davalıların kredi kullanımında usulsüz bir işlemlerinin bulunup bulunmadığı bundan dolayı bankanın bir zarara uğrayıp uğramadığı uğramış ise miktarı konusunda tarafların mahkememizin ve Yargıtayın denetimine elverişli ayrıntılı açıklayıcı ve gerekçeli rapor düzenlenmesinin istenmesine,…” karar verilmiş ve mahkememiz kararı gereğince bilirkişi kurulu tarafından sunulan 11/07/2016 tarihli raporda davalılarca dava dışı … Tekstil .. A.Ş’ye usulsüz kullandırılan krediler nedeni ile 27/05/2003 dava tarihi itibari ile davacı bankanın 486.253,14 TL zarara uğratıldığı, davacının söz konusu zararı davalılardan müştereken ve müteselsilen talep etme hakkına sahip olduğu bildirilmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiş, diğer bilirkişi Mehmet Özdamar’ın üniversite öğretim üyeliği mesleğinden ayrıldığı gerekçesi ile bilirkişiler Ahmet Battal ve Suphi Arslanoğlu tarafından ek rapor dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce 15/03/2017 tarihli duruşmada “Davalıların bilirkişinin düzenlemiş olduğu kök ve ek rapora yönelik itiraz ve beyanlarının değerlendirilmesi ile bilirkişi heyetinde yer alan Suphi Aslanoğlu’nun şahsına yönelik itiraz ve beyanlar ile diğer iki bilirkişinin ise üniversite öğretim üyeliğinden ayrılmış olmaları nedeniyle,
Oluşturulacak yeni bilirkişi heyetine davalıların bir önceki bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu rapora yönelik itiraz ve beyanlarının tek tek cevaplandırılacağı ve denetime açık rapor düzenlemelerinin istenilmesine,
Düzenlenecek raporda, mahkememizin önceki ara kararlarında belirtmiş olduğu hususlar ile davalıların önceki bilirkişi raporlarına yönelik itiraz ve beyanlarının tek tek cevaplandırılacağı denetime açık rapor düzenlemelerinin istenilmesine, ” karar verilmiş ve dosya Süleyman Yılmaz, Hamdi Pınar ve Sabri Serkan Kızılsu’dan oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından 12/07/2019 tarihli kök rapor sunulmuş, raporda davacı bankanın zararı 486.253,14 TL olarak tespit edilmiş, davacının söz konusu zararı davalılardan müştereken ve müteselsilen talep etme hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak bilirkişiler Süleyman Yılmaz ve Hamdi Pınar tarafından bankacılık faaliyetleri ve kredi işlemlerine ilişkin olarak davalıların sorumluluğuna yönelik tespit ve değerlendirmelere taraflarınca tatmin edici bulunmadığından dolayı katılmadıklarına ilişkin muhalefet şerhi yazılmıştır.
3 kişiden oluşan bilirkişi kurulu tarafından sunulan kök rapora 2 bilirkişi tarafından muhalefet edilmesi nedeni ile muhalif kalan bilirkişilerden “bankacılık faaliyetleri ve kredi işlemlerine ilişkin davalıların sorumluluğuna yönelik tespit ve değerlendirmelere katılmama gerekçelerinin açıklanmasının ve ayrıca esas yönünden takdiri mahkememize ait olmak üzere zarar hesaplamasının , işleyen faizlerin müddeabihe dahil edilmeyerek tahsilatların işlemiş faizden mahsubu sonrasında faiz alacağının kalması durumunda hangi tarihe kadar işleyen faizin tahsil edildiğinin, söz konusu tarihin gösterilmek, dava dilekçesindeki talep miktarı ve kullandırılna kredi miktarı dikkate alınarak zarar hesabının yapılmasının istenmesine, ” karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından 06/02/2020 tarihli ek rapor sunulmuştur.
Bilirkişiler ek raporda düzenlenmiş olan kök raporun bankacılık işlemlerine ilişkin kısımda yer alan tespitler ve hükme esas alınmaya elverişli bulunmadığından katılmanın mümkün olmadığı belirtilmiştir.
İş bu bilirkişi raporuna 2 bilirkişinin muhalefet gerekçelerinde gösterdiği sebeplerle katılmamış olmaları ve bir önceki bilirkişi kurulunun raporu yönünden mahkememizin 15/03/2017 tarihli duruşma ara kararı dikkate alınarak her iki rapor da hükme esas alınmamıştır.
17/06/2021 tarihli duruşmada ” Alınan kök rapora 2 bilirkişinin katılmaması ve bu iki bilirkişinin muhalefet gerekçeleri dikkate alınarak her iki rapor hükme esas alınamayacağından yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına,
3-Bu kapsamda dosyanın bir bankacı ve iki nitelikli hesap bilirkişisine tevdi edilerek dava dosyasındaki tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller daha önce yaptıkları itirazlar ve Yargıtay Bozma ilamı dikkate alınmak sureti ile davacı banka tarafından dava konusu yapılan kredilerin tahsis ve kullandırım aşamalarında davalıların işlem ve kararlarının tespiti ile kredilerin tahsis ve kullandırımında bankacılık kanunu ve bankacılık uygulamalarına aykırılık bulunup bulunmadığı, banka yönetim kurulu üyeleri ve diğer çalışanlarının tabi oldukları kanun hükümleri çerçevesinde sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davacı bankanın zararının bulunup bulunmadığı varsa dava tarihi itibari ile zarar miktarı ve davalıların bu zarardan sorumlulukları varsa sorumluluk miktarları konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine, ” karar verilmiş olup, ara karar gereğince Beşir Fatih Doğan, Mehmet Kılıç ve Aslıhan Seyhan’dan oluşan bilirkişi kurulundan 03/02/2021 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulu kök raporunda sonuç olarak özetle; ” Dava dışı firmaya tahsis edilen ve kullandırılan kredilere ve alınan teminatlara toplu olarak bakıldığında; firmaya 90.000,00 TL tutarında Döviz Kredisi kullandırıldığı, kullandırılan kredilere teminat olarak ekspertiz değerleri toplamı 303.433,64 TL olan muhtelif yerlerdeki gayrimenkuller üzerine davacı banka lehine serbest dereceden faydalanılmak kaydıyla toplam 275.500,00 TL ipotek tesis edildiği düşünüldüğünde dava konusu döviz kredilerinin 4200 fazlasını karşılayacak oranda ipotek tesis edildiği, gayrimenkullerin ekspertiz değerleri ve diğer bankaların davacı bankanın üst derecesinde tesis ettikleri ipotekler göz önüne alındığında kalan ipotek değerinin, verilen krediyi teminat altına almada yetersiz kaldığı, toplam ekspertiz değeri 19.300,00 TL olarak tespit edilen makine ve teçhizat üzerine 20.000.00 TL tutarında ticari işletme rehni(sigortasız) tesis edildiği, firma ortakları Nail Çay, İbrahim Çay ve Ali Ahmet Uğurlu firmasının kefaletlerinin alındığı,
Ancak davacı banka lehine ipotek tesis edilen gayrimenkuller üzerinde diğer finans kurumları lehine daha önceden ve üst derecelerden tesis edilmiş toplam 225.000.,00 TL ipotek bulunduğu tespitiyle, alınan ipoteklerden önceki ipoteklerin düşülmesi ile kalan ipotek değerinin 78.433,64 TL olduğu, ticari işletme rehninin (sigortasız) de teminat olarak kabul edilmesi durumunda toplam teminat değerinin 97.733,64 TL olduğu,
Dava dışı firmanın Mali İstihbarat ve Analiz Raporu ile tahsis edilen ve kullandırılan 90.000,00 TL tutarındaki Döviz Kredisine alınan teminat yapısı, niteliği ve ipotek tesis edilen gayrimenkullerin ekspertiz değerleri dikkate alınarak birlikte değerlendirildiğinde;
Fınansal rasyoları ideal seviyede olmayan, finansman ihtiyacının büyük bir kısmını dış kaynaklarla sağlayan, memzuç risklerine bakıldığında finansman maliyeti olan kredi faizlerini ödemede zorlanan ancak sermaye artışı yapmak suretiyle özkaynaklarını arttırması ve uygun teminat alınarak çalışılması yönünde görüş bildirilen Mali İstihbarat Raporu akabinde, yukarıda detaylı olarak belirtildiği üzere, dava konusu döviz kredilerinin 0200 fazlasını karşılayacak oranda ipotek tesis edildiği, ancak gayrimenkullerin ekspertiz değerleri ve diğer bankaların davacı bankanın üst derecesinde tesis ettikleri ipotekler göz önüne alındığında kalan ipotek değerinin 78.433,64 TL, ticari işletme rehninin (sigortasız) de teminat olarak kabul edilmesi durumunda toplam teminat değerinin 97.733,64 TL olduğu, dava dışı firmaya tahsis edilen ve kullandırılan krediye ilişkin teminat yapısının güçlü olması gerektiği ve diğer bir husus yaşanabilecek risklerin öngörülmesi, ekstpertiz değerleri ve diğer bankaların tesis ettikleri ipotekler de göz önüne alındığında kredinin yeterli derece teminatlandırılmadığı kanaati oluştuğu,
Davacı bankanın 04/12/1996 tarih, 43 nolu Yönetim Kurulu Toplantısında; Yönetim kurulumuzca yapılan kredi tahsis işlemlerinde, bilanço ve diğer mali tablolar üzerinden hazırlanmış kriterlerin yetersiz kalması durumunda somut olayın niteliğine uygun olarak, hanka menfaatlerinin gerektirdiği şekilde, işletmenin teknolojisi, istihdam yaratma gücü ve ihracata dönük faaliyetleri ile İşletme sahiplerinin işletme dışı yatırımları, mal varlıkları ve gelirlerinin de değerlendirmede dikkate alınması, bunun gibi bankamız menfaatleri açısından banka içi mevcut düzenlemelerle belirlenen kriterlerin dışında değerlendirme yapılması gerekli olduğu istisnai hallerde, somut olaya özgü banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak, Yönetim Kurulumuzca istisnai kararlar alınabilmesi uygun görüldü.. ” denilmek suretiyle karar alındığı ve Yönetim Kurulu’na kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilmesi yönünde yetki verildiği,
Ticari Krediler Müdürlüğü Görev ve Yetki Yönetmeliği’nin dava konusu ile ilgili maddesine bakıldığında ; “ 4.5.Birimin kredi verme yetkisi sınırını aşan Türk Lirası ve yabancı para ticari kredi taleplerini değerlendirerek, belirlenmiş standartlara ve formatları uygun biçimde düzenleyip onay için Genel Müdürlüğe, Kredi Komitesine veya Yönetim Kuruluna sunmak, alınan kararların sonuçlarını ilgili şubelere bildirmek..” denilmek suretiyle görev ve yetki sırırının belirlendiği, Tiıcarı Krediler Müdürlüğü’nün dava konusu somut olayda kredi talebini söz konusu madde kapsamında onay için sunduğu,
İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatını dava konusu somut olayla ilgili maddelerine bakıldığında;
Madde 17-Kredi Açılmasına Engel Durumlar “. Aşağıda belirtilen durumların varlığı halinde, firmalara ticari kredi açılamayacağı gibi, kredi açıldıktan sonra, bu durumlardan birinin ortaya çıkması halinde, riskleri tasfiye edilir ve Genel Müdürlükten onay alınmaksızın yeni kredi ilişkisine girilmez…. “denilmek suretiyle kredi açılmasına engel durumların tespitinin yapıldığı, dava dosyası muhteviyatında yer alan Mali Analız Raporunda “.AJBankamıza veya diğer bankalara veya ilişkide bulunduğu firmalara olan borçlarından dolayı protesto edilip, protestoları T.C. Merkez Bankasınca kaldırılmayanlara, (Yalnızca otorize kredilerde, firma için… firmanın mali durumu, ödeme gücü, iş durumu ve moralitesi vs. göstergelerin güçlü ve olumlu olduğunun tespiti halinde kredi onaylanabilir.)” maddesi gereği dava dışı firmanın daha önceki ünvanı ile faaliyet gösterdiği dönemde 1992-1995 yıllarında 20 adet protestolu senedi, 4 adet karşılıksız çeki bulunduğu, 10 adet protestonun kaldırıldığı, 2 adet çek için düzeltme hakkının kullanıldığı, kalan 10 adet senet için protestonun kaldırılıp kaldırılmadığı hususunda dava dosyasına belge sunulmadığı,
Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatı’nın dava konusu ile ilgili maddelerine raporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verildiği, kredilerin red nedenleri ile birebir uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığı,
Dava dışı … Tekstil Sanayi Dış Tic.A.Ş. firmasının 07/01/1998 (Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabına aktarıldığı tarih) tarihi itibariyle toplam risk tutarının 156.687,75 TL olduğu, davacı bankaca bu riskler karşılığında toplam 275.500,00 TL tutarında gayrimenkul ipoteği alındığı, ancak gayrimenkullerin ekspertiz değerleri ve diğer bankaların davacı bankanın üst derecesinde tesis ettikleri ipotekler göz önüne alındığında kalan ipotek değerinin 78.433,64 TL, ticari işletme rehninin (sigortasız) de teminat olarak kabul edilmesi durumunda toplam teminat değerinin 97.733,64 TL olduğu,
Ekspertiz değeri 19.300,00 TL olan makine ve teçhizat üzerine 20.000.00 TL tutarında ticari işletme rehni tesis edildiği, ancak işletme rehnine konu makine ve teçhizatın güvenliğini sağlayacak sigorta yapıldığına ilişkin dava dosyası muhteviyatında belge tespit edilmediği, dava dosyası muhteviyatına sunulan beyanlardan söz konusu makine ve teçhizatın takip aşamasında yedieminin işletmeyi muhafaza etmemesi sonucu bulunamadığının anlaşıldığı, sigortası yapılmadığından teminat değeri bulunmadığı, davacı bankanın Ticari Krediler Uygulama Esasları içeriğinde ticari işletme rehni alınması durumunda sigorta yapılması koşulunun bulunduğu, dava dışı firmadan alınan işletme rehni için bankaca uygulanması gereken koşula uyulmadığı,
Dava tarihi 27/05/2003 tarihi itibariyle dava dışı … Tekstil Sanayi Dış Tic.A.Ş. Kullandırılan kredilerden kaynaklı anapara tutarının 156.687,75 TL, değişen reeskont faiz oranları üzerinden işleyen faiz tutarının 688.507,44 TL, teminata alınan gayrimenkullerin satışından yapılan tahsilat tutarı toplamının 120.076,033 TL, 27/05/2003 dava tarihi itibariyle tahsil edilemeyen risk tutarının toplam 568.431,40 TE olduğu, dava tarihinden sonra 719,30 TL tabsilat sağlandığı,
Başka bir ifade ile bankaca; verilen kredilerin geri dönüşünü sağlayacak yeterli temiratların alırmamış olması nedeniyle kredi geri dönüşünün sağlanamadığı,
Bilirkişi heyetimizce uzmanlık alanlarımız doğrultusunda yapılan teknik tespitlerimiz çerçevesinde, Sayın Mahkemenizce davalıların kusurlu olduğuna karar verilmesi durumunda takdir edilecek kusur oranına tekabül eden kısmının davacı tarafından davalılardan talep edilebileceği, Sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde görüş bildirmiştir.
Alınan rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişiler tarafından sunulan 18/11/2021 tarihli ek raporda sonuç olarak; ” Şube Kredi Komitesinde yer alan, davacı banka eski çalışanları: Nizamettin Bayındırlı (tahsis edilen ve kullandırılan 30.000,00 TL tutarlı 2.kredi dilimi). S.Solçuk Türkmen (tahsis edilen ve kullandırılan her 3 kredi dilimi), Abdurrahman Aytekin’in (tahsis edilen ve kullandırılan 1. Kredi dilimi 35.000,00 TL Döviz Kredisi ve 3.kredi teklifi 25.000,00 TL Döviz Kredisi) teklif sürecine dahil oldukları kredi tekliflerinde, Yönetim Kurulunda yer alan davacı banka eski yöneticileri … (tahsis edilen ve kullandırılan her 3 kredi dilimi), Ali İhsan Elgin (tahsis edilen ve kullandırılan her 3 kredi dilim;). H…(tahsis edilen ve kullandırılan 2. kredi dilimi 30.000,00 TL Döviz Kredisi ve 3.kredi teklifi 25.000,00 TL Döviz Kredisi), … (tahsis edilen ve kullandırılan 1. kredi dilimi 35.000,.00 TL Döviz Kredisi ve 3.kredi teklifi 25.000,00 TL Döviz Kredisi) ve … (1ahsis edilen ve kullandırılan 1. kredi dilimi 35.000,00 TL Döviz Kredisi ve 2.kredi teklifi 30.000,00 TL Döviz Kredisi) onaryladıkları kredi tekliflerinde, teminata alınan taşınmazların ekspertiz değerleri ve diğer bankaların tesis ettikleri ipotekler de göz önüne alındığında, kredilerin yeterli derece teminatlandırılmadığı noktasında sorumluluklarnın bulumacağı: Kök raporumuzda yer verildiği üzere: Dava tarihi 27/05/2003 tarihi itihuriyle dava dışı … Tekstil Sanayi Diş Tic.A.Ş. kullandırılan kredilerden kaynaklı anapara tutarının 156.687,75 TL değişen reeskont faiz oranları üzerinden işleyen faiz tutarmım 688.507,44$ TL, teminata alınan gayrimenkullerin sutışından yapılan tahsilat tutarı toplamının 120.076,033 TL, 27/0$/2003 dava tarihi Hibariyle tahsil edilemeyen Tisk tutarının toplam $68.431.40 TL olduğu, dava tarihinden sonra 719,30 TT. tehsilat sağlandığı,
Başka bir ifade e bankaca; verilen kredilerin geri döntüşünt sağlayacak yeterli teminatların alınmamış olması nedeniyle kredi geri döntüişünün sağlanamadığı ” bildirilmiştir.
Ek rapora itiraz edilmesi ve davalı Abdurrahman Aytekin vekili tarafından 19/03/1997 tarihli ve 701 yevmiye numaralı ipoteğe ilişkin ipotek belgelerinin celp edilmesinin talep edilmesi üzerine söz konusu ipotek resmi senedi ve tapu kaydı için Bursa Yıldırım Tapu Müdürlüğüne yazı yazılmış cevap geldikten sonra dosya tekrar bilirkişi kuruluna tevdi edilerek dava dışı şirkete kullandırılan kredinin yeterli olarak teminatlandırılıp teminatlandırılmadığı konusunda ve ek rapora yapılan itirazların değerlendirilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından sunulan 26/04/2022 tarihli ek raporda özetle; ” Sonuç itibariyle; dava dışı firmaya tahsis edilen kredilerin teminatları incelendiğinde, tahsis aşamasında 90.000,00 TL tutarında Döviz Kredisine teminat olarak toplam 281.500,00 TL tutarında ipotek tesis edildiği, teminat risk oranının 6313 olarak gerçekleştiği, alınan ipoteklerden önceki ipoteklerin düşülmesi durumunda dahi kalan ipotek değerinin 84.433,64 TL olduğu, ticari işletme rehninin (sigortasız) de teminat olarak kabul edilmesi durumunda toplam teminat değerinin 104.433,64 TL olduğu, teminat risk oranının 0116 olarak gerçekleştiği dikkate alınarak yeterli derecede teminat alındığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Kök ve ek raporlarımızda da ticari işletme rehni ve alınan şahsi kefaletlere yer verilmiş, teminat yeterliliğinde dikkate alınmıştır.
Yine kök ve ek raporlarımızda yer verildiği üzere; davacı bankanın 04/12/1996 tarih, 43 nolu Yönetim Kurulu Toplantısında ; Yönetim Kurulu’na kredi tahsis sürecinde kredi tahsis edilecek işletmenin teknolojisi, istihdam yaratma gücü ve ihracata dönük faaliyetleri ile İşletme sahiplerinin işletme dışı yatırımları, mal varlıkları ve gelirlerinin de değerlendirmede dikkate alınmak suretiyle istisnai karar alabilme yetkisinin verildiği görülmüş ve incelenmiştir.
Sonuç itibariyle yapılan teknik inceleme ve tespitlerimiz neticesinde; davalıların dava dışı firmaya tahsis edilen kredilerin onay sürecinde istisnai karar alahilme yetkisini kullanabileceği, söz konusu kredilerin yeterli derecede teminatlandırıldığı ” bildirilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller alınan son bilirkişi kurulu raporları dikkate alınarak davanın usulsüz kredi kullandırıldığı bu nedenle davacı bankanın zarara uğradığı iddiasıyla banka yönetim kurulu üyesi davalılar aleyhine açılan sorumluluk davası olduğu, Bilirkişi kurulunun 03/02/2021 tarihli davacı bankanın 04/12/1996 tarih 43 nolu yönetim kurulu toplantısında yönetim kuruluna kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alınabilmesi yönünde yetki verildiği, ticari krediler müdürlüğünün dava konusu kredi talebini ticari krediler müdürlüğü görev ve yetki yönetmeliğinin 4.5 maddesine istinaden onay için sunduğu, ticari krediler ve genel esasları yönetmeliği ve ticari krediler uygulama talimatının dava konusu ile ilgili maddelerine göre kredilerin red nedenleriyle birebir uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığının belirtildiği, bilirkişi kurulunun 26/04/2022 tarihli 2. Ek raporunda kredi tahsis aşamasında yeterli derecede teminat alındığının belirtildiği, buna göre davacı tarafından kredilerin bankacılık mevzuatı davacı banka iç mevzuatı ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olarak yeterli teminat alınmadan kredi kullandırıldığı iddiasının davacı tarafça ispat edilemediği, bu nedenle davalıların banka zararından sorumlu olmadığı kanaatine varılmakla
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 8.165,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davalı …tarafından yapılan 145,11‬ TL, davalı … tarafından yapılan 237,00 TL, davalı …. tarafından yapılan 781‬,00 TL yargılama gideri (bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay Yolu olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır