Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/675 E. 2022/384 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2011/675 Esas – 2022/384
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2011/675 Esas
KARAR NO : 2022/384

BAŞKAN…
KATİP :….

DAVACI :…

DAVALI :…
DAVALI …

DAVALILAR….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/08/2004
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı dava dilekçesinde özetle; …Tekstil San.Tic.A.Ş. (…Tekstil San.Tic. A.Ş.), … Tekstil San.Tic. A.Ş., …Tekstil San.Tic A.Ş., … Tekstil San.Tic A.Ş. ve … İplik San.ve TİC.A.Ş. (Gündüz Tekstil San.Tic.A.Ş.) firmalarına usulsüz kredi kullandırmak suretiyle banka zararına sebebiyet veren davalılardan, söz konusu kredilerden kaynaklanan ve teminatsız olduğu ve tahsil kabiliyetinin bulunmadığı tespit edilen 14.07.2000 tarihinden başlamak üzere muhtelif tarihlerde 15.384.843.000.000.-TL olarak Tasfiye Olunacak Alacaklar hesabına atılan alacağının 14.07.2000 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar, bankaca aynı tür kredilere uygulanan değişen temerrüt faiz oranlarının tahakkuku suretiyle dava tarihinden önce yapılan tahsilatlarında tahsil edildikleri tarih itibariyle göz önüne alınarak hesaplanacak faizi ve yapılan masraflarında eklenmesi ile birlikte, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla kararlara iştirakleri oranında sorumlu tutulmalarına, hesaplanacak alacaklarının belirlenen oranlarda davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, dava süresince yapılacak tahsilatların B.K.84 maddesi uyarınca öncelikle masraf ve temerrüt faizi alacağına mahsup edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılardan Yenal Ansen; Ali İhsan Elgin; Hasan Özcan; Osman Nuri Ertuğ; Halil Sarıaslan; Turan Kalaycıoğlu vekilleri; Dava konusu kredinin verilmesinde bankacılık mevzuatının gerektirdiği tüm kurallara ve uygulamaya harfiyen uyulduğunu, müvekkillerinin görevde oldukları dönemde olumlu buldukları binlerce krediden bir kısmının tahsil edilmemesinin sadece bu banka’da değil, bütün bankalarda karşılaşılan normal bir risk faktörü olduğunu, kredinin açılışı Bankalar mevzuatına ve konudaki uygulamalara uygun olduğunu, kredilerde usulsüzlük olmadığını, kredilerin teminatının yeterli olduğunu, davalılar tarafından Bankaya verilmiş bir zararın söz konusu olmadığını, zarar tazmin talebinin de hukuki gerekçesi bulunmadığını, Banka Yönetim üyelerinin verilen kredilerin kefilleri olmadıklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Davalılardan Muazzez Ela vekili; TTK.’nun 309. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, Bankaların tasfiye olunacak alacaklara kendi kaynaklarından ya da karlarından karşılık ayırdıklarında, bu karşılıkları Hazine tarafından karşılandığını, bu yönüyle Bankanın zararından söz edilemeyeceğini, zarar konusunda talep ve dava hakkının Hazine’ye ait olabileceği göz önünde tutularak; davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, 2000/Kasım ve 2001/Şubat krizleri ile ortaya çıkan ekonomik krizler nedeniyle birçok firmaların zor duruma düştüğünü, bu çerçeve içinde, belirtilen hususlar göz ardı edilerek; geri dönmeyen kredi borçlarından dolayı memurların sorumlu gösterilmesinin hak ve kurallara uymadığını, kullandırılan kredilerin, mevzuat hükümleri çerçevesinde kullandırılmış olan ve şubelerden alınan öneriler, yönetime uygun bir biçimde yönetim kuruluna sunularak alındığını, yönetim kurulu kararının da şubelere yine yapılması gereken işler de belirtilerek tebliğ edilmiş olduğunu davacı bankanın talep ettiği faiz oranın da haksız fiile dayanması nedeniyle hukuki temelden yoksun olduğunu, haksız fiilin koşullarının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan Hüsnü Barbaros Olcay vekili; Davanın zamanaşımına uğradığını, kredilerin usulsüz kullandırılmadığını, kredi kullanımının Bankacılık Genel Mevzuatı, Halkbank iç mevzuatı ile Bankacılık ilke ve teamüllerine uygun olduğunu, kredi teminatlarının yeterli olduğunu, zarar tazminine yönelik hukuksal gerekçelerin dava dilekçesinin bütünüyle örtüşmediğini, kredi borçluları hakkında herhangi bir aciz belgesi sunulmadığını ve borçlu şirketler hakkında yasal yollar yürütülmekte iken, hukuki anlamda doğmuş banka zararından söz edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Davalılardan Erşan Altay’ın vekili; Müvekkiline karşı açılan davada davacı bankanın hukuki yararı bulunmadığını, Fon Krediler Müdürü sıfatı ile …adlı firmaya kredi kullandırmakla sorumlu tutulmaya çalışan müvekkilinin, kredinin kullandırıldığı tarihte bankada bulunmadığını bu kredinin kullandırılmasından tam bir ay önce 07.11.1996 tarihinde bankadaki görevinden alınmış olduğunu, davacı bankanın birbiriyle bağlantısı bulunmayan kredi açma işlemlerini hepsi aynı kişilere yapılmış işlemler gibi göstererek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun mecburi dava arkadaşlığı hükümlerinden yararlanma çabası içerisinde olduğunu, müvekkil aleyhine açılan davanın kendisi ile alakalı olamayan kredilere ilişkin kısmının tefrik edilmesi gerektiğini, zira müvekkilinin sadece Sanayileşme Fonu kredisine ilişkin işlemlerde ismi ve imzasının bulunduğunu ileri sürülmüş ve belirtilen nedenler ile davanın reddi talep etmiştir.
Davalılardan Mehmet Muzaffer Tek vekili; Kredilerin usulsüz kullandırılmadığını, …Grubuyla 1995/Temmuz ayında çalışmayla başlanıldığını, müvekkilinin 26.08.1995-17.04.1998 tarihleri arasında Karaköy/istanbul Şubesinde görev yaptığını, bu sure içinde firmanın guruba ait firmaların kredi ve artırım tekliflerinin bankanın mevzuatına uygun şekilde değerlendirildiğini, yapılan istihbaratlar sonucunda bankanın yönetmelik, genelge ve genel mektuplara göre kredilendirmeye mani bir hal görülmediğinden Genel Müdürlüğe sunulduğunu, Genel Müdürlükçe de firmaların kredilendirilmesinde olumsuzluk görülmediğinden kredilerin tasdik olunduğunu, kredi kullandırımının Bankacılık genel mevzuatı, Halk Bankası iç mevzuatı ile Bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olmadığını, kredilerin teminatının yeterli olduğunu, banka zararı doğmadığını, bankaya verilen herhangi bir zarar söz konusu olmadığı için verilen zararın tazmin talebinin hukuki gerekçelerinin de bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan Dr. Ali Haydar Emre; T.Halk Bankasında Nisan 1992-Ekim 1995 tarihleri arasında Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptığını, bankadaki görevinden Ekim 1995 tarihinde istifa ederek görevinden ayrıldığını, şahsına ilişkin herhangi bir sorumluluk söz konusu olsa bile, bunun görev dönemiyle sınırlı olduğunu, kredi münasebetiyle devamlılık arz eden münasebetler olduğunu, zaman içerisinde kredi miktarlarında, teminatlarda geri ödeme şartlarında değişiklik yapılmış olabileceğini, sağlıklı başlayan bir kredinin sonradan sıkıntıya düşebileceğini, Yönetim Kurulu Üyeliği dönemlerde ilgili tüm Banka işlemleri bankalar yeminli Murakıpları, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu ve TBMM KİT komisyonu tarafından incelendiğini ve ibra edilmiş olduğunu, Yönetim Kurulu Üyelerine karşı Aaçılacak sorumluluk davalarında zamanaşımı, Ticaret Kanunun 304. Maddesinin yaptığı yollama neticesinde 309.maddesinin tayin ettiği sürelere tabi olduğunu, bu in beş yılı aşmayacağını, görevden ayrılalı sekiz yılını doldurduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalılardan Salih Şevki Doruk vekili; Davanın 9 yıl önce tahsis edilmiş bir kredinin 4 yıl önce başlatılan ve halen de devam etmekte olan takip prosedürünü varlığı haricinde hiçbir somut dayanağı olmadan, müvekkile atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı halde, kredi kararındaki imzası adeta müşterek ve müteselsil kefil imzası addedilerek ve gerçek dışı beyanlar bulunarak açılmış olduğunu, müvekkilinin eyleminden doğmuş bir zarar olmadığını, müvekkilinin görev döneminde tahsis edilen krediler tahsil edildiğini ayrıca müvekkilin görev yaptığı dönemin hesap ve işlemlerinin TBMM tarafından ibra edildiğini, kredi açılırken bankacılık mevzuatına uyulduğunu ve takdir yetkisinin yerinde kullanıldığını, istihbarat raporunda iddia edilenin aksine olumlu olduğunu ve davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan Yücel Dirik; Davanın zamanaşımına uğradığını, davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, ibra edildiğini, ibranın borcu sona erdiren bir sebep olduğunu, davacı yanın iddialarının haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacı bankanın eski yöneticileri olan davalılar tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülen zararın tahsili amacıyla açılan sorumluluk davasıdır.
Davacı tarafından dava dışı … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., …Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … İplik San.ve Tic.A.Ş., … Tekstil San. Tic. A.Ş.’ye usulsuz krediler kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet veren davalılardan söz konusu kredilerden kaynaklanan ve teminatsız olduğu ve tahsil kabiliyetinin bulunmadığı tespit edilen 15.384.843,00 TL’nin tahsili amacıyla iş bu dava açılmıştır.
Mahkememizin 2004/564 esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonucunda 12/03/2008 tarih 2004/564 esas 2008/113 karar sayılı kararla davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk dairesi tarafından, 12/07/2010 tarih 2010/8796 esas 2010/8216 karar sayılı ilamla; ” …Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı davacı tarafın itirazları karşılanmadığı gibi kararın gerekçesinde de bu rapor yeterli değerlendirmeye tabi tutulmamıştır. Davacı bankanın iddiası dava dışı … Tekstil San.Tic. AŞ, … Tekstil San. Tic. A.Ş, …Tekstil San. Tic. A.Ş, … Tekstil San. Tic. A.Ş ve … İplik San.Tic. A.Ş’ye kredi tahsisinden önce düzenlenen mali tahlil ve istihbarat raporlarında yer alan olumsuzluklara rağmen davalılar tarafından usulsüz kredi kullandırıldığıdır. Bilirkişi raporunda, kredi kullandırılan firmaların her biri hakkında düzenlenen mali tahlil ve istihbarat raporları ayrı ayrı incelenmek yerine sadece … Tekstil San.Tic. AŞ.hakkındaki mali tahlil ve istihbarat raporu incelenerek subjektif değerlendirmelerle “davalıların hatalı oldukları, söz konusu firmaların değerlendirmesi konusunda yanılgıya düştükleri, bankanın bir kısım kaynaklarının donuklaşmasına neden oldukları ancak ağır ihmal ve kusurlarının bulunmadığı, kötüniyetli olmadıkları, kasıtlı hareket etmedikleri bu itibarla da TTK’nun 320, 336, BK’nun 41. maddesi kapsamında sorumlu tutulmaları gerektiği kanaatine varılamadığını” belirtmişlerdir. Yine bilirkişi raporunda “söz konusu firmanın davacı banka dışında 34 bankadan da kredi kullanıp borcunu ödeyemediği, tüm bankaların aynı şekilde hatalı ve kusurlu olmasının söz konusu olmayacağı” yönündeki değerlendirme de bilimsellikten uzaktır.
Mahkemece, ipotek alınırken ekspertiz raporu düzenlenmeden, 2, 5, 9 ve 22. dereceye varacak şekilde konulan ipoteklerin ve kullanılan krediler için aynı holding bünyesindeki 5 şirketin birbirine kefalet sağlamalarının ne suretle yeterli teminat olduğu açıklanmadan, mali istihbarat raporlarına göre kredi kullanan firmaların aktiflerini borçlanma yolu ile finanse ettiği, karlılık oranlarının çok düşük olduğu, işletme sermayesinin negatif gerçekleştiği, likidite rasyonlarının sektör ortalamalarının altında olduğu yönündeki davacı iddiası açıklığa kavuşturulmadan davanın reddi doğru görülmemiştir. Ayrıca, 1995 ila 1997 yıllarında kullandırılan kredilerin tahsil edilememesi üzerine 2000 yılında tasfiye olunacak alacaklar hesabına geçirilmesine rağmen, bu kredilerin tahsil edilememe sebebi olarak kredi verilmesinden önceki ve sonraki dönemlere tekabül eden 1994 ile 2001 yılı ekonomik krizlerinin davanın reddine gerekçe yapılması da yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak iddia ve savunma noktaları üzerinde yeterli değerlendirme yapılıp varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyularak 27/09/2012 tarihli duruşmada bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından sunulan 29/01/2013 tarihli raporda özetle; davalılarca bankacılık ilke ve uygulamalarına, yasal mevzuata ve bankanın iç düzenleme ve uygulamalarına aykırı hareket edilmek suretiyle … Grubu firmalarına usulsüz krediler kullandırıldığı, davalıların bu eylem ve işlemlerinde kusurlu oldukları, davacı bankanın bu kusurlu işlemlerle davalılar tarafından zarara uğratıldığı ve banka zararının kararlara iştirakleri oranında davalılardan tahsili gerektiği kanısına varıldığı belirtilerek her bir davalı yönünden sorumluluk miktarları tespit edilmiştir.
Aynı bilirkişi kurulu tarafından sunulan 05/03/2014 tarihli raporda özetle; 29/01/2013 tarihli rapordaki hukuki değerlendirmelerinde bir değişiklik olmadığını, sağlıklı bir tespit ve hesaplama yapılabilmesi için, dava dışı şirketlere kullandırılan kredilerin detaylı ekstrelerinin dosyaya celbinin ve ibrazının gerektiğini bildirmişlerdir.
16/02/2015 tarihli 2. Ek raporda özetle; davalıların sorumlu olduğu miktarlar tespit edilmiştir.
03/06/2015 tarihli duruşmada verilen ara kararla ” Alınan bilirkişi raporuna karşı ayrıntılı, gerekçeli, yasal dayanakları gösterilen itirazlarda bulunulduğu, ayrıca bilirkişilerin uzmanlık alanı ve konu ile ilgili yetkinlikleri konusunda da itirazların mevcut olduğu, dava konusu uyuşmazlığın banka en üst yönetiminin ve bu yönetim ile birlikte çalışanların sorumluluğuna dayalı olması nedeniyle uyuşmazlıkta sorumluluğun bankacılık üst yönetim ilkeleri, bankacılık mevzuatı ve uygulamalar gözetilmek suretiyle belirlenip değerlendirilmesi gerektiği ayrıca raporda dosyada mevcut Yargıtay …HD 12/07/2010 tarih 2010/8796 E 2010/8216 K sayılı ilamda belirtilen ilkeler ve sorumluluk kaynaklarına uygun her yönü ile eksiksiz ve denetime elverişli olarak düzenlenmediği gözetilmekle dosyanın;
Mahkememizce hukuk fakültelerinin ticaret hukuku konusunda özellikle bankacılık alanında ve anonim şirketler yönetim kurulunun sorumluluğu konusunda ders veren öğretim üyesi ticaret hukukçusu ile bankacılık yönetimi işletme ve finans konularında gerek işletme fakültelerinden gerekse hukuk fakültelerinde ve bankacılık enstüsüsünde bankacılık konusunda uzman 2 kişi bankacı 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak;
Bozma öncesi alınan rapor, mahkeme kararı, mahkeme kararındaki gerekçeler, yargıtay bozma ilamı, bozmadan sonra alınan rapor, asıl rapor ve ek rapor, bu rapora karşı yapılan taraf itirazları, ayrı ayrı başlıklar halinde değerlendirilmek ve raporlar arasında meydana gelen çelişkiler giderilmek suretiyle her bir davalının kullanılan kredilerden dolayı hangi nedenlerle ve ifa ettikleri hangi görev nedeniyle hangi tutarlarda sorumluluklarının bulunduğu, kullandıkları kredilerde bankacılık mevzuatı üst yönetim ilkeleri, genelgeler ve yerleşik bankacılık uygulamalarına aykırı bir işlem ve tutumlarının olup olmadığı, yargı kararları arasında farklı uygulamalara yol açılmaması bakımından benzer uyuşmazlıklarda emsal karar ve raporlarla karşılaştırma yapılmak suretiyle davalıların kredi kullanımında usulsüz bir işlemlerinin bulunup bulunmadığı bundan dolayı bankanın bir zarara uğrayıp uğramadığı uğramış ise miktarı konusunda tarafların mahkememizin ve Yargıtayın denetimine elverişli ayrıntılı açıklayıcı ve gerekçeli rapor düzenlenmesinin istenmesine ” karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından sunulan 05/04/2016 tarihli raporda davalılarca … Tekstil .. Tic A.Ş. , İma Teks. .. A.Ş. , … Tekstil .. A.Ş. ,… dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen talep etme hakkına sahip olduğu tespit edilerek sorumluluk tespit edilen her bir davalı yönünden sorumluluk miktarları hesaplanmıştır.
Alınan rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişilerden Mehmet Özdamar’ın üniversite öğretim üyeliğinden ayrılmış olduğu gerekçesiyle diğer iki bilirkişi tarafından sunulan ek raporda kök raporda değişiklik yapmalarını gerektirecek bir hususa rastlanılmadığı bildirilmiştir.
15/03/2017 tarihli duruşmada ” Davalıların bilirkişinin düzenlemiş olduğu kök ve ek rapora yönelik itiraz ve beyanlarının değerlendirilmesi ile bilirkişi heyetinde yer alan Suphi Aslanoğlu’nun şahsına yönelik itiraz ve beyanlar ile diğer iki bilirkişinin ise üniversite öğretim üyeliğinden ayrılmış olmaları nedeniyle,
Oluşturulacak yeni bilirkişi heyetine davalıların bir önceki bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu rapora yönelik itiraz ve beyanlarının tek tek cevaplandırılacağı ve denetime açık rapor düzenlemelerinin istenilmesine,
Düzenlenecek raporda, mahkememizin önceki ara kararlarında belirtmiş olduğu hususlar ile davalıların önceki bilirkişi raporlarına yönelik itiraz ve beyanlarının tek tek cevaplandırılacağı denetime açık rapor düzenlemelerinin istenilmesine, …” karar verilmiş ve bilirkişiler Sabri Serkan Kızılsu, Süleyman Yılmaz ve Hamdi Pınar’ dan 12/07/2109 tarihli rapor alınmıştır.
Raporda sonuç olarak, davalılar tarafından … Tekstil San. ve Tic. A.Ş., …Tekstil San. ve Tic. A.Ş., … Tekstil San. ve Tic. A.Ş., … İplik San. ve Tic. A.Ş. ve … Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’ye usulsüz kullandırılan krediler nedeniyle, 10.297.256,29 TL Asıl Alacak (Anapara), 20.502.981,41 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 30.800.237,70 TL zarara uğratıldığı, davacının söz konusu zararı… dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen talep etme hakkına sahip olduğu tespiti yapılarak her bir davalının sorumlu olduğu tazminat miktarı hesaplanmıştır. Ancak 2 bilirkişi tarafından Sabri Serkan KIZILSU tarafından, bankacılık faaliyetleri ve kredi işlemlerine ilişkin olarak davalıların sorumluluğuna yönelik tespit ve değerlendirmelere, taraflarınca tatmin edici bulunmadığından katılmadıklarına ilişkin muhalefet şerhi sunulmuştur.
Muhalif kalan bilirkişilerden ayrıca 06/02/2020 tarihli ek rapor sunulmuştur.
04/03/2020 tarihli duruşmada ” 1-Alınan kök rapora 2 bilirkişinin katılmaması ve bu iki bilirkişinin muhalefet gerekçeleri dikkate alınarak her iki rapor hükme esas alınamayacağından yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına,
2-Bu kapsamda dosyanın bir bankacı ve iki nitelikli hesap bilirkişisine tevdi edilerek dava dosyasındaki tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller daha önce yaptıkları itirazlar ve Yargıtay Bozma ilamı dikkate alınmak sureti ile davacı banka tarafından dava konusu yapılan kredilerin tahsis ve kullandırım aşamalarında davalıların işlem ve kararlarının tespiti ile kredilerin tahsis ve kullandırımında bankacılık kanunu ve bankacılık uygulamalarına aykırılık bulunup bulunmadığı, banka yönetim kurulu üyeleri ve diğer çalışanlarının tabi oldukları kanun hükümleri çerçevesinde sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davacı bankanın zararının bulunup bulunmadığı varsa dava tarihi itibari ile zarar miktarı ve davalıların bu zarardan sorumlulukları varsa sorumluluk miktarları konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine,…” karar veriliştir.
Bilirkişi kurulu 27/11/2020 tarihli kök raporda “…Davalıların itirazlarında Mali Analiz ve İstihbarat Raporunda “firma ile kredili çalışılamaz ve/veya kredi verilemez” ifadelerinin bulunmadığı, olumlu olduğu yönünde itirazları bulunmakla birlikte, bankacılıkta Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarının bu çeşit ifadeler içermediği ancak tahlil edilen firma ya da firmaların olumlu ve olumsuz tüm tespitlerinin sunulduğu, raporu inceleyen kişilerin yetkinlikleri ve bilgi birikimleri doğrultusunda olumlu ve olumsuz yönler birlikte değerlendirilerek, olumsuz tespitlerin kredi tahsis ve kullandırımı, kullandırım sonrası yaşanabilecek riskleri ne ölçüde etkileyeceği, firmanın memzuç kayıtları incelendiğinde ki tüm bankalar ile çok yüksek kredi limitleri ve riskleri ile çalışan firmalarda, firmanın bu ölçüde büyük bir finansman maliyetine katlanıp katlanamayacağı, anapara ve tahakkuk edecek faiz ödemelerinde sorunlar yaşayıp yaşamayacağının çok iyi analiz edilmesi, raporda yer verilen tüm hususlar değerlendirilerek tahsis edilecek krediler ile ilgili ileride herhangi bir sorun yaşanması durumunda gerekli teminatlandırmanın da bu doğrultuda yapılarak oluşacak zararın en aza indirilmesi gerektiği,
Dava dışı firma için düzenlenen Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarının olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle raporda değerlendirildiği, hem davacı banka, hem de davalılar tarafından uyuşmazlık konusu olan raporların tamamıyla olumsuz ve/veya tamamıyla olumlu olmadığı hususlarının ifade edildiği,
Davacı bankanın 04/12/1996 tarih, 43 nolu Yönetim Kurulu Toplantısında; (…Yönetim kurulumuzca yapılan kredi tahsis işlemlerinde, bilanço ve diğer mali tablolar üzerinden hazırlanmış kriterlerin yetersiz kalması durumunda somut olayın niteliğine uygun olarak, banka menfaatlerinin gerektirdiği şekilde, işletmenin teknolojisi, istihdam yaratma gücü ve ihracata dönük faaliyetleri ile İşletme sahiplerinin işletme dışı yatırımları, mal varlıkları ve gelirlerinin de degerlendirmede dikkate alınması, bunun gibi bankamız menfaatleri açısından banka içi mevcut düzenlemelerle belirlenen kriterlerin dışında değerlendirme yapılması gerekli olduğu istisnai hallerde, somut olaya özgü banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak, Yönetim Kurulumuzca istisnai kararlar alınabilmesi uygun görüldü..” denilmek suretiyle karar alındığı ve Yönetim Kurulu’na kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilmesi yönünde yetki verildiği,
Ticari Krediler Müdürlüğü Görev ve Yetki Yönetmeliği’nin dava konusu ile ilgili maddesine bakıldığında ; “ 4.5.Birimin kredi verme yetkisi sınırını aşan Türk Lirası ve yabancı para ticari kredi taleplerini değerlendirerek, belirlenmiş standartlara ve formatları uygun biçimde düzenleyip onay için Genel Müdürlüğe, Kredi Komitesine veya Yönetim Kuruluna sunmak, alınan kararların sonuçlarını ilgili şubelere bildirmek..” denilmek suretiyle görev ve yetki sınırının belirlendiği, Ticari Krediler Müdürlüğü’nün dava konusu somut olayda kredi talebini söz konusu madde kapsamında onay için sunduğu,
İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatını dava konusu somut olayla ilgili maddelerine bakıldığında;
Madde 17-Kredi Açılmasına Engel Durumlar “Aşağıda belirtilen durumların varlığı halinde, firmalara ticari kredi açılamayacağı gibi, kredi açıldıktan sonra, bu durumlardan birinin ortaya çıkması halinde, riskleri tasfiye edilir ve Genel Müdürlükten onay alınmaksızın yeni kredi ilişkisine girilmez…. “denilmek suretiyle kredi açılmasına engel durumların tespitinin yapıldığı,
Dava dışı f’ırrnal_ara ilişkin raporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verilen Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarında “Kredi Açılmasına Engel Durumlar”’a ilişkin maddelerde yer alan durumların tespit edilmediği,
… İplik Sanayi ve Ticaret A.Ş. firmasının 22.11.1995 tarihinde kurulduğu, Talimatın “o)Yeni kurulmuş ve asgari bir yıllık bilanço dönemini tfamamlamış firmalara (Ticari geçmişi belli kişilerce ve yeterli sermaye konularak kurulmuş firmalar hariç)kredi verilmez.” maddesi incelendiğinde ticari geçmiş belli kişilerce ve yeterli sermeye konularak kurulmuş firmalar hariç denilmek suretiyle istisna getirildiği,
Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatı*nın dava konusu ile ilgili maddelerine raporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verildiği,
Grup firmalar için incelendiğinde; Mali Analiz ve istihbarat raporlarında işletme sermayesinin negatif olduğu, kârın kısa vadeli borçlanmanın yükselişi nedeniyle düşmeye devam ettiği, yatırımların kısa vadeli kaynaklarla finanse edildiği hususlarının yer aldığı,
Likidite durumunun borç ödemeye elverişli olmaması “Zicari Krediler OUygulama Talimatı” gereği kredilerin red nedenlerinden biri olarak yer almakta ise de somut olarak rakamsal ve/veya oransal bir sınırlama/veri belirlenmediği, grup firmaların Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarında işletme sermayelerinin negatif olduğu hususunun tespit edildiği,
Dava dışı … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., …Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … İplik San.ve Tic.A.Ş. grup firmalarının 14/07/2000 tarihi itibariyle toplam risk tutarının 10.297.256,29 TL olduğu, davacı bankaca bu riskler karşılığında toplam 3.552.000,00 DEM ve 7.5090.000.0090,00 TL tutarında gayrimenkul ipoteği, grup firmaların ve yönetim kurulu başkanı Ahmet Aydın’ın kefaletlerinin alındığı hususlarının davacı bankanın dava dosyası muhteviyatına sunulan Teftiş Kurulu Raporlarından tespit edilmekle birlikte raporumuzun
Bilirkişi Heyetine Verilen Görev başlıklı bölümünde de detaylı olarak ifade edildiği üzere dava konusu uyuşmazlığın konusunu oluşturan ve davacı Banka tarafından verilen kredileri teminat altına almak amacıyla kurulan ipoteklere ilişkin bilgi ve belgelerin dava dosyası muhteviyatında bulunmadığı, dava dosyasına kazandırılması gerektiği,
Dava dosyası muhteviyatında yapılan incelemelerde, kredi tahsis edilirken alınması gereken teminatlar ve/veya teminat alınacak ise teminatların türü/nitelik ve nicelikleri hususunda herhangi bir mevzuat, yönetmelik, tebliğ tespit edilemediği, ancak bu durumun verilen kredilerin teminatsız ve yeterli teminat alınmaksızın verileceği anlamına gelmeyeceği,
İlgili kredilerin, Kredi Tahsis formunda yer alan koşullarla kullandırıldığı,
Dava tarihi 06/06/2003 tarihi itibariyle grup firmalara kullandırılan kredilerden kaynaklı anapara tutarının 10.297.256,29 TL, değişen reeskont faiz oranları üzerinden işleyen faiz tutarının 17.589.715,98 TL olduğu, dava tarihinden sonra toplam 2.681 -569,09 TL reddiyat yapıldığı, İşleyen faiz hariç, kredi olarak kullandırılan anaparanın %25’inin bile tahsil edilememesi, kullandırılan bu kredilerin yeterli düzeyde ve kredinin muhtevasına uygun teminat araçları ile güvenceye alınmamasından kaynaklandığı; bu durumdan ise davalıların sorumlu tutulması gerektiği…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine mahkememizce bilirkişi kurulundan itirazların değerlendirilerek ve kullandırılan her bir kredi yönünden davalıların varsa kusur ve sorumluluklarına göre sorumlu oldukları miktarın tespit edilerek ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.

Bilirkişi kurulu raporunda belirtilen ipoteklere ilişkin belgeler davacı vekili tarafından dosyaya sunulmuştur.
Bilirkişi kurulu tarafından sunulan 14/03/2022 tarihli ek raporda özetle; dava dışı firmalara ilişkin raporun inceleme başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verilen mali analiz ve istihbarat raporlarında ” kredi açılmasına engel durumlar ” a ilişkin maddelerde yer alan durumların tespit edilmediğini, dava dışı grup firmalar için yapılan incelemelerde istihbarat – proje değerlendirme müdürlüğü krediler inceleme ve değerlendirme talimatında yer verilen kredi açılmasına engel herhangi bir durum bulunmadığı mali analiz ve istihbarat raporlarında işletme sermayesinin negatif olduğu, karın kısa vadeli borçlanmanın yükselişi nedeniyle düşmeye devam ettiği, yatırımların kısa vadeli kaynaklarla finansa edildiği hususlarının yer aldığı, likidite durumunun borç ödemeye elverişli olmaması “Ticari Krediler Uygulama Talimatı” gereği kredilerin red nedenlerinden biri olarak yer almakta ise de somut olarak rakamsal ve/veya oransal bir sınırlama/veri belirlenmediği, Dava konusu somut olayda değerlendirme yapılırken, dava konusu kredilerin bankacılık etik ve ilkeleri doğrultusunda, Bankacılık Kanunu, Bankanın iç mevzuatına, Görev ve Yetki Yönetmeliğine, Ticari Krediler Uygulama Esaslarına ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına uygun olarak tahsis edilip edilmediği hususlarının kök ve ek raporumuzda incelendiği, Dava dışı … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., …Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … İplik San.ve Tic.A.Ş. grup firmalarının 14/07/2000 tarihi itibariyle toplam risk tutarının 10.297,256,29 TL olmakla birlikte kur riskinden kaynaklı olarak risk bakiyesinin takip tarihi itibariyle söz konusu tutara ulaştığı, kredilerin tahsis edildiği dönemdeki risk tutarı dikkate alındığında grup firmalara toplam 4.060.580,00 TL tahsis edilen kredi için davacı bankaca bu riskler karşılığında toplam 3.552.000,00 DEM ve 7.500.000.000,00 TL tutarında gayrimenkul ipoteği, grup firmaların ve yönetim kurulu başkanı Ahmet Aydın’ın kefaletlerinin alındığı, gayrimenkullerin satışından toplam 2.681.569,09 TL tahsilat sağlandığı, Teknik tespitlerimiz neticesinde; Dava dışı … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., …Tekstil San.ve Tiç.A.Ş., … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … İplik San.ve Tic.A.Ş. grup firmalarının kredi tahsis sürecinde, akabinde kullandırım ve tahsis koşullarındaki teminatların tesis edilmesinde/teminat yeterliliğinde bankacılık etik ve ilkelerine, Bankacılık Kanununa, Bankanın iç mevzuatına, Görev ve Yetki Yönetmeliğine, Ticari Krediler Uygulama Esaslarına ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına aykırı bir husus tespit edilmediği bildirilmiştir.
Mahkememizin 03/06/2015, 15/03/2017 ve 04/03/2020 tarihli duruşmada bilirkişi heyeti ve bilirkişi raporu alınmasına ilişkin verilen ara kararlar dikkate alınarak son bilirkişi kurulundan önce sunulan raporlar hükme esas alınmamıştır.
Yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller, son bilirkişi kurulu heyetinden alınan 27/11/2020 tarihli kök ve 14/03/2022 tarihli ek rapora göre, dava dışı grup firmalar için yapılan incelemede istihbarat – proje değerlendirme müdürlüğü krediler inceleme ve değerlendirme talimatında yer verilen kredi açılmasına engel herhangi bir durum bulunmadığı, dava dışı firmalara ilişkin raporun inceleme başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verilen mali analiz ve istihbarat raporlarında ” kredi açılmasına engel durumlar ” a ilişkin maddelerde yer alan durumların tespit edilmediği, dava dışı … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., …Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … İplik San.ve Tic.A.Ş. grup firmalarının 14/07/2000 tarihi itibariyle toplam risk tutarının 10.297,256,29 TL olmakla birlikte kur riskinden kaynaklı olarak risk bakiyesinin takip tarihi itibariyle söz konusu tutara ulaştığı, kredilerin tahsis edildiği dönemdeki risk tutarı dikkate alındığında grup firmalara toplam 4.060.580,00 TL tahsis edilen kredi için davacı bankaca bu riskler karşılığında toplam 3.552.000,00 DEM ve 7.500.000.000,00 TL tutarında gayrimenkul ipoteği, grup firmaların ve yönetim kurulu başkanı Ahmet Aydın’ın kefaletlerinin alındığı, gayrimenkullerin satışından toplam 2.681.569,09 TL tahsilat sağlandığı, dava dışı … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., …Tekstil San.ve Tiç.A.Ş., … Tekstil San.ve Tic.A.Ş., … İplik San.ve Tic.A.Ş. grup firmalarının kredi tahsis sürecinde, akabinde kullandırım ve tahsis koşullarındaki teminatların tesis edilmesinde, teminat yeterliliğinde bankacılık etik ve ilkelerine, Bankacılık Kanununa, Bankanın iç mevzuatına, Görev ve Yetki Yönetmeliğine, Ticari Krediler Uygulama Esaslarına ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına aykırı bir husus tespit edilmediği davalıların sorumluluklarını gerektirecek şartların oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 242.473,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davalı Yenal Ansen tarafından yapılan 75,00 TL, davalı Erşan Atalay tarafından yapılan 675‬,00 TL, davalı Mehmet Muzaffer Tek tarafından yapılan 75,00 TL yargılama gideri (bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde İADESİNE,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay Yolu olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır