Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/502 E. 2022/420 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2011/502 Esas – 2022/420
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2011/502 Esas
KARAR NO : 2022/420

BAŞKAN : …
ÜYE :….
ÜYE :….
KATİP :….

DAVACI :….

DAVALI :….
TEREKE İDARE MEMURU :….

DAVALILAR : …

DAVALILAR :…

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/04/2011
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersinde inşaat işiyle uğraşan … İnş. San. ve Tic. Ltd.Şti.’ne …ile yaptığı 16.03.1998 tarih ve N.3-795 sayılı sözleşme ile Türkmenistan da başta pamuk olmak üzere çeşitli tarım ürünleri yetiştirmeyi amaçlayan ve maliyeti 30.000.000.- USD olan projenin pamuk fabrikası için Mersin Şubesinden 07.07.1998 tarihinde 2.500.000.- DEM … kredisi talebinde bulunması üzerine söz konusu şubece Genel Müdürlükçe firma hakkında istihbarat yapılmasının istenilmesi üzerine İstihbarat ve Proje Değerlendirme Müdürlüğü elamanlarınca 10.09.1998 tarihinde düzenlenen Ekonomik Mali ve Teknik Değerlendirme raporunda çeşitli olumsuzlukların bildirilmesine rağmen Genel Müdürlükçe … Türk Cumhuriyetleri Kredi Fonundan 2.500.000-DEM tutarındaki tesis kredisi tahsisine ilişkin Fon Kredileri Müdürü Uğur Kınay imzalı 20.10.1998 tarihli önergenin …, …, …, … ve …’den oluşan yönetim kurulunun 22.10.1998/36-30 sayılı oturumunda kabul edilerek ekspertiz değeri toplamı 280.587,50 YTL olan gayrımenkulleri üzerine banka lehine 3.000.000 DEM tutarında ipotek tesis edilmesi ve şirket ortaklarının müşterek ve müteselsil kefaletinin alınması ve şirket sermayesinin en az 506.3 milyar TL artırılması kaydıyla 2.500.000 DEM kredi kullandırıldığını ancak kredinin zamanında tahsil edilemediğini ve söz konusu krediden kaynaklanan ve teminatsız olması nedeniyle tahsil kabiliyeti bulunmayan 1.253.280,49 YIL banka zararının “Tasfiye Olunacaklar Hesabı”na alındığı 30.04.2001 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar yapılan tahsilatlarda tahsil tarihi itibariyle BK’nun.84,.maddesi uyarınca borçtan düşülmesi kaydıyla aynı tür kredilere uygulanan değişken temerrüt faiz oranları uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı eski yönetim kurulu üyeleri …, …, …, … ve … vekilleri tarafından verilen muhtelif tarihli cevap dilekçelerinde özetle; davanın TTK.’nun 341. maddesinde yer alan usule uygun alarak genel kuruldan karar alınmadan açılması nedeniyle usulsüz olduğu, davacı iddialarının zamanaşımına uğradığı, davalılara husumet yöneltilemeyeceği, yapılan işlemin bankacılık teamüllerine uygun olduğu, müvekkillerinin kusurlarının veya ihmallerinin bulanmadığı ayrıca borçlu şirket hakkındaki icra takiplerinin devam ettiği dolayısıyla ortada gerçekleşmiş bir zararın da bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi savunulmuştur.
Davalı H. Uğur Kınay ise; Kendisinin dava dışı şirkete kredi kullandırılmasına ilişkin kararda imzasının bulunmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, Fon Kredileri Müdürü olarak görevini eksiksiz olarak yaptığını, kendisi ile ilgili olarak dava açma koşullarının gerek usul gerek esas yönünden yerine getirilmediğini, şirket ile ilgili istihbarat raporlarında kesin bir olumsuzluk bulunmadığını, davacı iddialarının zamanaşımına uğradığını ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, usulsüz kredi kullandırıldığı iddiasıyla banka yönetim kurulu üyeleri ve fon krediler kurulu müdürü olan davalılara karşı açılmış sorumluluk davasıdır.
Davacı tarafından dava dilekçesiyle dava dışı … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’ne 22/10/1998 tarihinde kullandırılan 2.500.000,00 DEM Trilatco Fon Kredisinin kullandırımının bankacılık genel mevzuatı, banka iç mevzuatı, bankacılık ilke ve tahammüllerine aykırı olduğu ve kredilerin teminatlarının yetersiz olduğu, bu nedenle davalıların zarardan sorumlu oldukları gerekçesiyle mahkememizin 2006/255 Esas sayılı dosyasında dava açılmıştır.
Mahkememizin söz konusu dosya üzerinde yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine dair 04/03/2009 tarih 2006/255 Esas 2009/97 Karar sayılı karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi tarafından 24/01/2011 tarih 2009/6915 Esas 2021/499 Karar sayılı kararla “… Uyuşmazlık konusu olayda bilirkişi raporuna Itibar edilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bu rapor karar vermeye yeterli bulunmadığı gibi, denetime de elverişli değildir. Davacı vekili, özellikle dava dışı kredi kullanan firmaya ilişkin mahalli şubenin düzenlediği ekonomik, mali ve teknik değerlendirme raporunda bir çok olumsuzluklara rağmen ve üstelik yeterli teminat da alınmadan davalıların kredi kullanımına onay verdiklerini, ayrıca kredinin onaylanması aşamasından sonra dava dışı kredi kullanıcısının başka bankalardan aldığı yüksek montanlı kredilerin devre faizlerini kapatacağı, hakkında takip başlatıldığı gibi dava dilekçesinde detaylı olarak açıklanan olumsuzlukların yine mahalli şube tarafından bildirilmesine rağmen kredinin ödemesinin yapıldığını ve gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle müvekkili bankanın zararının doğduğunu ileri sürmüştür. Ancak, gerek asıl gerekse ek raporda yeterli teminat alınmaması, sigorta yaptırılması ve kredinin tahsis aşamasından sonraki davacı iddiaları gerektiği gibi incelenmemiştir. Özellikle kredinin teminatı olarak üzerinde ipotek tesis edilen taşınmazların değerinin davalılarca nasıl değerlendirilmesi gerektiği, taşınmaz- ların bu haliyle yeterli teminat teşkil edip etmeyeceği hususu üzerinde durulmamıştır. Mahalli şubenin yaptırdığı ekspertiz sonucunda düzenlenen raporda taşınmazların değeri, üzerinde yapılacak tesis projesi esas alındığında farklı, proje dikkate alınmadan hali hazır durumuyla farklı olarak belirlenmiştir. Oysa, dava dışı kredi kullanan firmanın yaptırdığı ekspertiz incelemesi sonucu düzenlenen raporda ise, yakın tarihli olmasına rağmen taşınmazların değeri daha yüksek olarak tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda mahalli şubece yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu düzenlenen raporda değere ilişkin alternatifli incelemenin hangisine itibar edilmesi gerektiği, dava dışı kredi kullananın firmanın yaptırdığı ekspertiz raporuyla farklı oluşu, hangi değeriyle teminat kabul edilmesi gerektiği ve bu haliyle taşınmazların kredinin yeterli teminatı oluşturup oluşturmayacağı yönleri hiç değerlendirilmemiştir. Ayrıca, kredi sigortasıyla ilgili sonradan meydana gelen değişiklikle ilgili olarak yabancı şirketin yabancı dille yazılmış belgelerinin tercümesi yaptırılarak bu bakımdan da davalıların bir kusurunun olup olmadığı hususu üzerinde durulmamıştır. Öte yandan, kredi tahsisi sonrasındaki aşamalarda davalılara yönelik davacı iddiaları da raporda karşılanmış değildir.
Bu durum karşısında, kredinin sigorta ettirilmesine ilişkin dosyadaki yabancı dilde düzenlenmiş belgelerin tercümesi yaptırılıp, yukarıda açıklanan hususlar da dikkate alınarak, yeniden uzman bilirkişi kurulu oluşturulup, tarafların iddia ve savunmalarını birer birer karşılayan, dosya kapsamına uygun ve denetime açık rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. …” gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında bilirkişi kurulundan 13/01/2012 tarihli kök ve 20/09/2012 tarihli ek rapor alınmıştır.
Rapora itiraz edilmesi üzerine 25/11/2013 tarihli duruşmada bozma öncesi alınan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bozma sonrası alınan heyet raporu arasında değerlendirme farklılıklarının bulunması ve çelişkiler olması sebebiyle yeni oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişilerden 22/09/2014 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişiler kök raporda; davalı yönetim kurulu üyelerinin kredi için yeterli teminat almamak suretiyle davacı bankayı zarara uğrattıkları ve bu zararın doğumundan davalıların asli ve tam kusurlu oldukları tespitinde bulunulmuştur.
Ek raporda da; ilk rapordaki tespit ve değerlendirmelerinde değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 01/03/2017 tarihli duruşmada “… Mahkememizce dava dosyası üzerinde yapılan inceleme, dosyaya sunulan farklı 2 bilirkişi heyetinden alınan raporlar, mahkememizin bu raporlara karşı 20/01/2016 tarihli celsesinde yapmış olduğu değerlendirme, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2009/6915 E. 2011/499 K. Sayılı bozma kararında açıkça belirttiği;
-Kredi için yeterli teminatın alınıp, alınmadığı,
-Kredi için sigortanın yapılıp yapılmadığı,
-Kredi tahsisinden sonra davacı tarafın iddiaları dava dışı firma ile ilgili beyanları,
-İpotek kurulan taşınmazların değerlerinin davalılarca nasıl değerlendirilmesi gerektiği,
-Taşınmazların yeterli teminat teşkil edip etmedikleri,
-Taşınmazların değerleri ile ilgili olarak dava dışı firmanın yaptırdığı ekspertiz raporu ile davacı bankanın mahalli şubesinin yaptırdığı ekspertiz raporlarından hangisine itibar edilmesi gerektiği,
-Kredi sigortası ile ilgili sonradan meydana gelen değişiklik ile ilgili yabancı firmanın tercüme edilen belgeleri,
-Mahkememizin 20/01/2016 tarihli celsesinde bilirkişi raporlarına yönelik olarak yapmış olduğu değerlendirme,
-Vefat eden … ‘nun mirasçılarının durumlarının değerlendirileceği,
-Her iki bilirkişi kök ve ek raporuna yönelik olarak tüm davalıların itiraz ve beyanlarının tek tek değerlendirileceği ve cevaplandırılacağı,
Mahkememizin, Yargıtayın ve tarafların, denetimine açık olacak şekilde rapor düzenlenmesi için mahkememizce bankacılık konusunda , bankaların tahsis etmiş olduğu ticari krediler konusunda ve gayrimenkulün değerlendirilmesi konusunda uzman ve bankaların üst yönetiminde görev yapmış olanların tercih edileceği 3 adet bankacı bilirkişiye dosyanın tevdi edilerek;
Mahkememizin ve Yargıtay’ın belirlediği hususlarda rapor düzenlemelerinin istenilmesine, …” kararı verilmiştir.
Ara karar gereğince bilirkişi kurulu tarafından sunulan 28/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda “… 12/05/1999 tarihli kredi kullanım tarihlerinden sonra alınan 3 adet yönetim kurulu kararlarından dolayı davalı Uğur Kınay’ın dışındaki davalıların sorumluluğunun bulunmadığı, … 10.08.1998 tarihinde Emlak Bankası iştiraki olan … A.Ş. tarafından düzenlenen raporda arsa m2 fiyatının 20 milyon TL olarak belirlendiği, bu rapordan yaklaşık 4 yıl sonra 06.11.2002 tarihinde banka yetkililerince düzenlenen ekspertiz raporunda arsa m2 fiyatının 20 milyon TL olarak belirlendiği, davacı banka vekilince 1998 yılında belirlenen m2 fiyatının ancak 4 yıl sonra bu fiyata geldiği ileri sürülmüş ise de burada göz önüne alınması gereken hususun 1999 yılında ülkemizde yaşanan büyük deprem felaketi ve 2000 yılında yaşanan büyük ekonomik krizin özellikle gayrimenkul fiyatlarında büyük düşüşlere sebep olduğu, bu kriz ortamı sona erdikten sonra bile menkul ve gayrimenkullerin değerinin altında satışında bile alıcı bulmanın zor olduğunun dikkate alınması gerektiği, bu nedenle konusunda uzman kurumca düzenlenen 10.08.1998 tarihli 450 milyar TL lık ekspertiz raporunun dikkate alınması gerektiği, İpotekle birlikte kefalet imzasının alınması karşılığında dava dışı firmaya 12.05.1999 tarihinde kullandırılan 2.500.000 DM karşılığı 536.250 (YTL) lık krediye karşılık alınan teminatların yeterli ve davacı bankanın ilgili orta ve uzun vadeli krediler mevzuatına uygun olduğu, Davacı banka dava dilekçesinde banka zararının davalılardan kararlara iştirakleri oranında tahsilini talep ettiği, ancak, raporumuzun inceleme ve tespitler bölümünde açıklandığı şekilde, dava konusu olayda dava dışı Mersin şubesi yetkilileri ile davalı Fon Kredileri Müdürü Uğur Kınayın “450’şer müterafik kusurlu oldukları anlaşıldığından hesaplamada bu oran dikkate alınması …” belirtilerek bankanın zararı hesaplanmıştır.
08/11/2017 tarihli “Davalı …ile davacı banka vekilinin bilirkişi raporuna yönelik itiraz ve beyanları dikkate alınarak;
Daha önceki dava dosyalarımızın tevdi edilmiş olduğu bilirkişiler Süleyman Yılmaz, Hamdi Akpınar, Sabri Serkan Kızılsu’ya bu dava dosyasının da tevdi edilerek;
Gerek davacı banka vekilinin tüm davalılara sorumluluğun yönetilmesine yönelik itiraz ve beyanları ile gerekse davalı …vekilinin bilirkişi raporuna yönelik yapmış oldukları itiraz ve beyanlar ile bu dava dosyamızın içerisinde bulunan bilirkişi raporu ile 687 Sayılı KHK’nın da incelenerek tüm iddia ve savunmalar doğrultusunda rapor düzenlemelerinin istenilmesine, …” duruşma ara kararı gereğince bilirkişi kurulundan 14/06/2019 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişiler raporlarında; 12/05/1999 tarihli kredi kullanım tarihlerinden sonra alınan 3 adet yönetim kurulu kararlarından dolayı davalı Uğur KINAY dışındaki davalıların sorumluluğunun bulunmadığı, banka yetkilileri dışında düzenlenen ve alanında uzman olan gayrimenkul ekspertiz ve değerlendirme A.Ş.’nin düzenlediği rapor ve 450.000.000.000 TL olarak tespit edilen değer olması gerektiği, ipotekle birlikte kefalet imzasının alınması karşılığında dava dışı firmaya 12/05/1999 tarihinde kullandırılan DEM 2.500.000 karşılığı 536.250,00 TL krediye karşılık alınan teminatların yeterli ve davacı bankanın ilgili orta ve uzun vadeli krediler mevzuatına uygun olduğu, davacı banka dava dilekçesinde banka zararının davalılardan kararla iştirakleri oranında tahsilini talep ettiği, ancak raporun inceleme ve tespitler bölümünde belirtildiği üzere dava konusu olayda dava dışı Mersin Şubesi yetkilileriyle davalı Uğur KINAY’ın sorumlu olacakları, toplam zararın 1.855.670,99 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Rapora davacı vekili ve davalı …tarafından itiraz edilmesi üzerine bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, sunulan 30/06/2020 tarihli ek raporda iki bilirkişi tarafından bankacının her iki raporda farklı görüş vermesi sebebiyle tenakuz ortaya çıktığı, dolayısıyla bankacının ikinci görüşünün ilk görüşüyle bu şekilde farklı olmasından dolayı kesin bir kanaate ulaşamadıkları belirtilmiştir.
Alınan ek rapora 2 kişinin katılmaması ve bu 2 bilirkişinin muhalefet gerekçeleri dikkate alınarak her iki rapor hükme esas alınamayacağından yeniden bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup, yeni oluşturulan bilirkişi kurulundan 07/03/2022 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulu raporun sonuç kısmında özet olarak; “… dava dışı firmaya tahsis edilen ve kullandırılan 2.500.000 DEM tutarlı Trilatco Kredisine alınan teminat incelendiğinde 12/05/1999 tarihinde 2.500.000 DEM’lik kredinin 214.500,00 TL kur üzerinden 536.250,00 TL karşılığı riske girildiği, teminat olarak Erdemli İlçesi Lamas Köyünde 30 K IV c pafta, 103 ada 5 no.lu parsel, 104 ada 5 no.lu parsel ve 105 ada 1 no.lu parselde kain arsa vasfındaki gayrimenkul üzerine 3.000.000,00 DEM tutarında 1.derece ipotek tesis edildiği, teminat/risk oranının %120 olduğu, Davacı banka tarafından, kredi tahsisi yapılırken alınan teminatların yetersiz olduğu ve banka zararına sebebiyet verildiği beyan edilmiş olup, söz konusu kredinin teminatını oluşturan gayrimenkul için çok yakın tarihlerde düzenlenmiş (2 gün arayla) 3 ayrı ekspertiz raporu/3 ayrı ekspertiz değeri 3 ayrı birim/kurum tarafından düzenlendiği/takdir edildiği, bu konuda güvenilir bir ekspertiz yapılmadığı; ancak ekspertiz konusu uzmanlık alanımız dışında değerlendirildiğinden bu hususta takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Dava konusu Trilatco Kredisinin tahsis edildiği 22/10/1998 tarihinde DEM kurunun 171.020,00 TL olduğu dikkate alındığında 2.500.000,00 DEM’lık kredinin 171.020,00 TL kur üzerinden 427.550,00 TL’sı olarak tespit edildiği, kredi teminatı olan gayrimenkule yapılan ekspertiz değerlerinden 448.940,00 TL’sına itibar edilmesi durumunda ekspertiz/risk oranının %105, ekspertiz değerlerinden 280.587,50 TL’sına itibar edilmesi durumunda ekspertiz/risk oranının %66, ekspertiz değerlerinden 179.576,00 TL’sına itibar edilmesi durumunda ekspertiz/risk oranının %42 olduğu, Dava konusu somut olayda bilirkişi heyetimizce değerlendirme yapılırken, dava konusu kredilerin bankacılık etik ve ilkeleri doğrultusunda, Bankacılık Kanunu, Bankanın iç mevzuatına, Görev ve Yetki Yönetmeliğine, Ticari Krediler Uygulama Esaslarına ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına uygun olarak tahsis edilip edilmediği hususlarının incelendiği, davacı bankanın 04/12/1996 tarih 43 nolu yönetim kurulu toplantısında alınan kararla yönetim kuruluna kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alınabilmesi yönünde yetki verildiği, fon kredileri müdürlüğü görev ve yetki yönetmeliğinin dava konusu ile ilgili maddesine bakıldığında, görev ve yetki sınırının belirlendiği, fon krediler müdürlüğünün dava konusu somut olayda kredi talebini söz konusu madde kapsamında onay için yönetim kuruluna sunduğu, ancak 4.3 maddesi kapsamında dava konusu kredinin amacı dışında kullanılabileceği hususunu dikkate almadığı, madde gereği kredinin amaçlara uygun şekilde kullanımını takip ve kontrol sorumluluğunun bulunduğu, İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatını dava konusu somut olayla ilgili maddelerine bakıldığında; Madde 17-Kredi Açılmasına Engel Durumlar “.Aşağıda belirtilen durumların varlığı halinde, Jirmalara ticari kredi açılamayacağı gibi, kredi açıldıktan sonra, bu durumlardan birinin ortaya çıkması halinde, riskleri tasfiye edilir ve Genel Müdürlükten onay alınmaksızın yeni kredi ilişkisine girilmez…. “denilmek suretiyle kredi açılmasına engel durumların tespitinin yapıldığı, dava konusu somut olayda kredinin Yönetim Kurulu tarafından onaylanması esnasında kredi açılmasına engel durumlar maddesinde yer alan alt başlıklardaki koşulların bulunmadığı, tahsis aşamasından sonra yazılan çek ve protesto edilen senet hususunda davacı bankanın Mersin şubesince bildirimde bulunulduğu, kredi tahsisinin bu bildirimden sonra senet protestolarının kaldırılması ve karşılıksız çeklerin ödenmesi koşulu ile kredi kullandırımının onaylandığı, Trilatco Kredisi tahsisinde İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına aykırı bir husus tespit edilemediği, Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatı’nın dava konusu ile ilgili maddelerine raporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verildiği, Yönetim Kurulu’nun dava dışı firmanın Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarında madde içeriğinde yer verilen şirket sermayenin 506,3 Milyar TL artırılması koşuluyla Trilatco kredisini onayladığı, davalılar yönünden Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatı’na aykırı bir husus tespit edilemediği, Dava konusu somut olayda Trilatco Kredisi’nin davacı banka Mersin Şubesi’nin 06/05/1999 tarihinde Fon Kredileri Müdürlüğüne gönderdiği “.Firma sermayesinin 506,3 milyar TL tutarında artırıldığı, banka lehine 3.000.000,00 DEM 1. derecede ipotek tesis edildiği ve Güneş Sigorta A.Ş.’ne sigorta yaptırıldığı ve ayrıca şirket ortaklarının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalarının alındığı.. ” teyit yazısı üzerine kullandırıldığı, Bilirkişi heyetimizce uzmanlık “alanlarımız doğrultusunda yapılan teknik tespitlerimiz çerçevesinde, dava dışı … İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti. firmasına kullandirılan Trilatco kredisinin tahsisinde, bankacılık etik ve ilkeleri, Bankacılık Kanunu, Bankanın iç mevzuatı, Görev ve Yetki Yönetmeliği, İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına aykırı bir husus tespit edilmediği, Fon Kredileri Müdürlüğü Görev ve Yetki Yönetmeliği’nin 4.3. maddesi gereği dava konusu kredinin amacı dışında kullanılabileceği hususundaki bildirimlerin dikkate alınmadığı, madde gereği kredinin amaçlara uygun şekilde kullanımının takip ve kontrol sorumluluğunun davalı Uğur Kınay’da bulunduğu, davalıların sorumluluğu ve görev yaptıkları süre içerisinde dava dışı … İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti.’ne kredi kullandırmak suretiyle bankanın zarara uğramasına sebebiyet verip vermediklerine ilişkin nihai kararın Sayın Mahkemenize ait olduğu, …” şeklinde görüş bildirilmiştir.
İtiraz üzerine alınan 18/11/2021 tarihli ek raporda; kredi tahsis aşaması ile kullandırım aşaması arasında geçen süreçte fon kredisi kullandırılacak firmanın takip, kontrol ve bildirimine ilişkin görev ve sorumluluğu bulunmadığı tespiti ile davalı …ın fon kredileri müdürlüğü görev ve yetki yönetmeliğine aykırı bir husus tespit edilmediği bildirilmiştir.
Mahkememizce 02/02/2022 tarihli duruşmada; “Dosyanın rapor alınan bilirkişilere tevdi edilerek ve bilirkişi kuruluna gayri menkul değerleme uzmanı eklenmek suretiyle bilirkişi kurulundan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/01/2011 tarihli bozma ilamında bozma gerekçesi olarak gösterilen kredinin teminatlandırılması, sigorta yaptırılması ve kredinin tahsis aşamasından sonraki davacı iddialarının bozma ilamı doğrultusunda değerlendirilerek davacıların iddia edilen sebeplerden dolayı sorumluluklarının bulunup bulunmadığı hususunda ek rapor düzenlenmesinin istenmesine, …” karar verilmiş ve bilirkişi kurulundan 28/03/2022 tarihli ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler raporlarında özetle; “…Kredi tahsisi amacıyla 1998 yılında 2 gün ara ile hazırlanan ekspertiz raporları karşılaştırıldığında yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde dosyaya sunulu bilgi ve belgelere göre 12.08.1998 tarihli raporda belirlenen 280.587.500.000,00 TL taşınmaz değerinin dosyadaki bilgi ve belgeler açısından takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere daha gerçekçi olduğu kanaatine varıldığı, kredinin tahsis edildiği günün koşullarında düzenlenen 2 ayrı ekspertiz raporu için net bir değerleme ve tespit yapılmasının mümkün olmadığı, takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu değerlendirilmiştir.
Ayrıca teminata alınan taşınmaz için ; İki rapor arasındaki değer farkının … … ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayan … İNŞAAT firması tarafından güvence altına alındığına ilişkin düzenlenen taahhütnameye yer verilerek, teminata alınan taşınmaz için düzenlenen iki ayrı ekspertiz raporunda verilen iki ayrı değer tespiti arasındaki farkın, davacı bankanın zarara uğraması durumunda karşılanacağı hususunun taahhüt edildiği, görülmektedir.
Dava konusu somut olayda dava dışı firmaya tahsis edilen ve kullandırılan krediye teminat olarak alınan taşınmaza yapılan ekspertizler neticesinde; 448.940,00 TIL’sına itibar edilmesi durumunda ekspertiz/risk oranının %117, 280.587,50 TL’sına itibar edilmesi durumunda ekspertiz/risk oranının %72,8 olduğu, taşınmaz üzerine davacı banka lehine 3.000.000,00 DEM tutarında 1.derece ipotek tesis edildiği, teminat/risk oranının %120 olduğu, tespit edilmiştir.
07.03.2021 tarihli bilirkişi kurulu kök raporumuzda ve 18/11/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporumuzda detaylı olarak yer verildiği üzere;
Dava konusu somut olayda bilirkişi heyetimizce değerlendirme yapılırken, dava konusu kredilerin bankacılık etik ve ilkeleri doğrultusunda, Bankacılık Kanunu, Bankanın iç mevzuatına, Görev ve Yetki Yönetmeliğine, Ticari Krediler Uygulama Esaslarına ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına uygun olarak tahsis edilip edilmediği hususları incelenmiştir.
Davacı bankanın 04/12/1996 tarih, 43 nolu Yönetim Kurulu Toplantısında;
“…Yönetim kurulumuzca yapılan kredi tahsiş işlemlerinde, bilanço ve diğer mali tablolar üzerinden hazırlanmış kriterlerin yetersiz kalması durumunda somut olayın niteliğine uygun olarak, banka menfaatlerinin gerektirdiği şekilde, işletmenin teknolojisi, istihdam yaratma gücü ve ihracata dönük faaliyetleri ile İşletme sahiplerinin işletme dışı yatırımları, mal varlıkları ve gelirlerinin de değerlendirmede dikkate alınması, bunun gibi bankamız menfaatleri açısından banka içi mevcut düzenlemelerle belirlenen kriterlerin dışında değerlendirme yapılması gerekli olduğu istisnai hallerde, somut olaya özgü banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak, Yönetim Kurulumuzca istisnai kararlar alınabilmesi uygun görüldü..”
Denilmek suretiyle karar alındığı ve Yönetim Kurulu’na kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilmesi yönünde yetki verildiği, Yönetim Kurulu’nun kredi tahsisinde istisnai karar alabilme yönündeki yetkisini kullanabileceği,
İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatını dava konusu somut olayla ilgili maddelerine bakıldığında;
Madde 17-Kredi Açılmasına Engel Durumlar “..Aşağıda belirtilen durumların varlığı halinde, firmalara ticari kredi açılamayacağı gibi, kredi açıldıktan sonra, bu durumlardan birinin ortaya çıkması halinde, riskleri tasfiye edilir ve Genel Müdürlükten onay alınmaksızın yeni kredi ilişkisine girilmez….”
Denilmek suretiyle kredi açılmasına engel durumların tespitinin yapıldığı, dava konusu somut olayda kredinin Yönetim Kurulu tarafından onaylanması esnasında kredi açılmasına engel durumlar maddesinde yer alan alt başlıklardaki koşulların bulunmadığı, tahsis aşamasından sonra yazılan çek ve protesto edilen senet hususunda davacı bankanın Mersin şubesince bildirimde bulunulduğu, kredi tahsisinin bu bildirimden sonra senet protestolarının kaldırılması ve karşılıksız çeklerin ödenmesi koşulu ile kredi kullandırımının onaylandığı, Trilatco Kredisi tahsisinde İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatıma aykırı bir husus tespit edilemediği,
Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatı’nın dava konusu ile ilgili maddelerine raporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verildiği, Yönetim Kurulu’nun dava dışı firmanın Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarında madde içeriğinde yer verilen şirket sermayenin 506,3 Milyar TL artırılması koşuluyla Trilatco kredisini onayladığı, davalılar yönünden Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatı’na aykırı bir husus tespit edilemediği,
Bilirkişi heyetimizce uzmanlık alanlarımız doğrultusunda yapılan teknik tespitlerimiz neticesinde;
Dava dışı … İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti. firmasına kullandırılan Trilatco kredisinin tahsisinde, bankacılık etik ve ilkeleri, Bankacılık Kanunu, Bankanın iç mevzuatı, Görev ve Yetki Yönetmeliği, İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına aykırı bir husus tespit edilmemiştir.
Sayın Mahkemeye sunulan kök bilirkişi kurul raporumuzda da yer verildiği üzere ;
Mıga Sigortası (Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı) Dünya Bankası Grubunun üyesi olan Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansının (MIGA) temel amacı, üye ülke yatırımcılarının, diğer üye ülkelerdeki yatırımları sebebiyle uğrayabilecekleri ticari olmayan riskleri garanti altına almaktır. Bu amaç çerçevesinde MIGA Konvansiyonu’nda, ev sahibi devletteki “döviz transferi”, “kamulaştırma ve benzeri tedbirler”, “savaş ve toplumsal kargaşa durumları” ve “sözleşmenin ihlali” tisklerine karşı garanti sağlamaktadır.
Mıga Sigortası ticari olmayan riskleri garanti altına almakta olup garantisi kapsamında olan riskler sadece siyasi risklerdir.
Mıga sigortası yukarıda yer verildiği üzere dört siyasi riski teminat altına almaktadır. Dava konusu olayda krediye konu yatırım yapılmadığından Mıga sigortası yaptırılması halinde de bir teminat unsuru taşımayacağından, Yönetim Kurulu kredi tahsis şartında olmasına rağmen Mıga sigortasının yaptırılmamasından dolayı davacı bankanın herhangi bir kaybı /zararı olmadığı,” şeklinde görüş bildirmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan delillerden; davacı banka tarafından dava dışı şirkete kullandırılan kredinin tahsil edilememesi nedeniyle bankanın zarara uğradığı gerekçesiyle banka yönetim kurulu üyeleri ve fon kredileri müdürüne sorumluluk davasının açıldığı, son bilirkişi kurulunun kök ve ek raporlarına göre dava dışı … İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. Firmasına kullandırılan Trilatco kredisinin tahsisinde bankacılık etik ve ilkeleri, Bankacılık Kanunu, Bankanın İç Mevzuatı, Görev ve Yetki Yönetmeliği, İstihbarat – Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerledirme talimatına aykırı bir husus tespit edilmediği, kredi tahsis aşaması ile kullandırım aşaması sırasında geçen süreçte fon kredisi kullandırılacak firmanın takip, kontrol ve bildirimine ilişkin görev ve sorumluluğu bulunmadığından davalı …’ın fon kredileri müdürlüğü görev ve yetki yönetmeliğine aykırı bir hususun tespit edilmediği, …Sigortasının ticari olmayan riskleri garanti altına almakta olup, garantisi kapsamında olan risklerin sadece siyasi riskler olduğu, dava konusu olayda krediye konu yatırım yapılmadığından …Sigortası yaptırılması halinde de bir teminat unsuru taşımayacağından davacı bankanın …Sigortası yaptırmamasından herhangi bir zararının olmadığı, kredi için ipotek alınan taşınmazın değerinin gayrimenkul ekspertiz ve değerleme a.ş. Tarafından 448.940,00 TL, davacı banka Mersin Şubesi İstihbarat ve Proje Değerlendirme Müdürlüğü tarafından 280.587,50 TL olarak değerlemesinin yapıldığı, gayrimenkul değerleme uzmanının da katıldığı 28/03/2022 tarihli raporda her iki değerlemeye ilişkin ekspertiz raporunda taşınmaz için yeterince gerekçelendirilmediği, dosyaya sunulu bilgi ve belgelere göre 12/08/1998 tarihli raporda belirlenen 280.587,50 TL taşınmaz değerinin dosyadaki bilgi ve belgeleri açısından takdiri mahkemeye ait olmak üzere daha gerçekçi olduğu kanaatine varıldığı ve kredinin tahsis edildiği günün koşullarında düzenlenen iki ayrı ekspertiz raporu için net bir değerleme ve tespit yapılması mümkün olmadığı, takdiri mahkemeye ait olmak üzere görüş bildirildiği, bilirkişi tarafından taşınmazın değerine ilişkin 2 ayrı ekspertiz raporu için net bir değerlendirme ve tespitin yapılamadığı, sadece dosyadaki bilgi ve belgelere göre daha gerçekçi olduğu kanaatinin bildirildiği, 448.940,00 TL’lik ekspertiz değerinin alanında uzman gayrimenkul değerleme şirketi tarafından yapılmış olması ve bilirkişi tarafından ipotek alınan taşınmazın değerinin net olarak tespit edilememiş olması dikkate alındığında mahkememizce uzman değerlendirme şirketinin belirlediği 448.940,00 TL miktarın esas alınması gerektiği kanaatine varıldığı, buna göre kredi ekspertiz risk oranının %117 olduğu, sonuç olarak kredinin usulsüz kullandırıldığı ve yeterli teminat alınmadığı iddiasının davacı tarafça ispat edilemediği kanaatine varılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 76.664,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
4-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davalı … tarafından yapılan 8.800,00 TL, davalı …tarafından yapılan 1.800,00 TL yargılama giderlerinin (bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) davacıdan alınarak davalı … ve …’a VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2022

Başkan …
Katip….
e-imzalıdır