Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2005/303 E. 2021/901 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2005/303 Esas – 2021/901
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2005/303 Esas
KARAR NO : 2021/901

BAŞKAN : ….
KATİP :….

DAVACI :….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/08/2005
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yaş meyve ve sebze paketlemesi ve oluklu mukavva kutu imalatı yapan … Tanm Ürünleri Gıda San. İhracat A.Ş. tarafından, …’e ait şirketlere kayyum atanmasından sonra 1998 yılında %99,8 oranındaki hissesinin … Holding A.Ş. tarafından satın alınmasını takiben Bankadan kredi talebinde bulunulduğunu, Çukurova Bölge İstihbarat ve Proje Değerlendirme Müdürlüğü tarafından yapılan Ticari Krediler Ekonomik ve Mali inceleme raporunda gerek … A.Ş. firması gerekse … Holding A.Ş. hakkında olumsuz rapor verilmesine karşın şubenin talebi, Ticari Krediler Müdürlüğü ve Yönetim Kurulunun onayı ile talep edilen kredilerin kullandırıldığını, Kredi kullandıranının bankacılık genel mevzuatı, banka iç mevzuatı ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğu, firmanın bankadan kullandığı kredilerde bankaca yapılan istihbarat raporlarının genel olarak olumsuz ifadeler yer aldığı, mali yapısının kredi verenler açısından risk arz ettiğinin ifade edildiğini, 5.000.000,00 USD’lık birinci dilim kredinin kullandırılması aşamasında 20.08.1998 tarihli Ticari Krediler Ekonomik ve Mali İnceleme Raporunda; … A.Ş.’nin %99,80 oranındaki hissesini büyük ortak sıfatıyla devralan … Holding A.Ş. ve … Ailesinin ortak olduğu bazı şirketlere ait TCMB Risk bilgileri detayına rastlanıldığı, 1997 yılında 739.725,00 USD ihracat gerçekleştiren firmanın 1998 yurtdışı satışlarında azalma meydana geldiği, firmanın diğer büyük yatıranlar ve yönetim boşluğu gibi nedenlerden dolayı Pazar payını kaybettiği, bunun sonucu olarak 1997 yılını 8.127.000.000,00 TL ve 1998 yılının ilk altı aylık dönemini 67.878.687.518,00 TL zararla kapattığı, 1996 yılında 495.606 milyon TL olan net satışların 1997 yılında 853.131 milyon TL’ye yükseldiği, bunun reel bir artış ifade etmediği, hususlarının belirtilmesine rağmen krediler kullandırıldığını, kredilerin teminatlarının yetersiz olduğunu, … A.Ş.’ne 14.09.1998 tarihli Makam Onayı ile tahsis edilen birinci dilim 5.000.000,00 USD’lık Döviz Kredisine karşılık şirket ortaklan … Holding A.Ş., M. Avni …, Azmi …, Alaattin … ve Fahri Görgülü’nün kefaletlerinin alındığını, Ayni teminat olarak…. nolu parsellerde kayıtlı hakkında İstanbul 1.Ticaret Mahkemesi nezdindeki tasarrufun iptali davası açılmış bulunan ekspertiz değeri 2.586.478.000.000,00 TL olan hizmet binası, soğuk hava deposu ve paketleme evi vasıflı üzerinde 1 .derecede…. lehine mevcut 120.0000.000.000,00 TL Tık ipotek bulunan gayrimenkul üzerinde takiben 5.000.000.000.000,00 TL’sı tutarında ekspertiz değerinin iki katından fazla miktarda 2.derece ipotek tesis edildiğini, … ili Çankaya İlçesinde 220.400.000.000.-TL ekspertiz değerli, 1.dereceden…. Kayseri Şubesi lehine 225.000.000.000.-TL ipotek bulunmakta olan sinema ve müştemilatı üzerine 2.dereceden 300.000.000.000.-TL. Tik ekspertiz değerinin iki katından fazla ipotek tesis edildiğini, Mülkıyeti Necmettin …’a ait … İli Yenimahalle İlçesinde mukim ekspertiz değerleri 37.611.000.000.-TL olan 7 adet dükkan, ekspertiz değeri 16.716.000.000.-TL olan 5 adet dükkan üzerine 100.000.000.000.-TL Ldereceden ekspertiz değerinin 6 katı kadar ipotek tesis edildiğini, 21 Milyar TL lik nakit blokajın çözülmesine karşı yerine ekspertiz değeri 23.400.000.000.-TL olan Sakarya İlinde mukim Fındık bahçesi üzerine Ldereceden 30.000.000.000.-TL … lehine ipotek tesis edildiğini, Kayseri İli Organize Sanayi Bölgesinde bulunan … Oluklu Mukavva Kutu Ambalaj San.Tic.A.Ş.’ne ait ekspertiz değeri 549.240.000.000.-TL taktir edilmiş gayrimenkul üzerine 1 .dereceden … lehine 45.000.000.000.-TL ipotek tesis edilmiş olduğu ancak aynı gayrimenkulde 2.dereceden 35.000.000.000.-TL Tik ipoteğin Toprakbank lehine, diğer taraftan gayrimenkul Özerinde …. -Vergi Dairelerî-Muhtelif Firmalar tarafından 56.536.876.083.-TL tutarlı haciz şerhlerinin bulunduğu, Banka lehine 100 ve 300 Milyar TL İpotek tesis edilen taşınmazların malikleri olan …. kredi sözleşmelerine kefalet imzası alınması gerekirken kefaletleri alınmadığını, firmaya kullandırılan Yönetim Kunılu’nun 18.03.1999 tarih 9 sayılı oturumunda tahsis karan alınan 2.500.000,00 USD Döviz, 1.500.000,00 USD Akreditif ve 250.000.000.000,00 TL Teminat Mektubu kredilerine karşılık ise; Şirket ortaklan M.Avni … ve Azmi …’ın kefaletleri alındığım ancak Akreditif kredisine ilişkin düzenlenen sözleşmelerden 01.06.1999 tarihli 1.204.516,00 USD’lık kredi sözleşmesinde tahsis talimatında belirtilen Alaattin …’ın kefalet imzasının bulunmadığım, diğer teminat unsuru olan istihbarat bülteni düzenlenmediğim, şahsi kefaletlerin ne Ölçüde güvence oluşturduğunun araştırılmadığını, Kefillerden olan kardeş firma … Oluklu Muk.Kutu San. Ve Tic. A.Ş.’nin fabrika binasının yandığını ve 622.165.000.000,00 TL tutarındaki sigorta hasar tazminatının bankanın da dahil olduğu muhtelif alacaklılardan kime ödeyeceğini bilemeyen sigorta şirketinin talebi üzerine tazminatın … Sulh Hukuk Hakimliği’nin karan uyarına mahalli olarak tayin edilen Vakıfbank Beyoğlu şubesine yatırıldığını, bu tutarın hangi alacaklıya ödeneceğinin ihtilaflı olduğunu, Söz konusu kredilere Ayni teminat olarak; Antalya îli Finike İlkesinde mukim 166.698.000.000.-TL ekspertiz değerli fabrika arsası ve binası üzerine 1. Dereceden (ekspertiz değerinin %500 fazlası ile) 1.000.000.000.000.-TL ipotek alındığını, Söz konusu gayrimenkulle ilgili olarak tapu kaydında İstanbul …. .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tasarrufun iptali davası açıldığına dair şerhin olduğunu, buna rağmen bankaca alınan ipoteğin söz konusu davanın hukuki vecibelerini kabul etmek kayıt ve şartıyla tesis edildiğinin anlaşıldığını, …. nolu parsellerde kayıtlı hizmet binası, soğuk hava deposu ve paketleme evi vasıflı ve İlk açılan 5 milyon USDTık kredi nedeniyle Bankaya 5 Trilyon TL’sına iptekli olan ve ayrıca 120 Milyar TL üzerinde diğer bankalara ipotekli bulunan ve bu kere ipotek alınırken 3.546.618.200.000,00 TL ekspertiz değerli olan taşınmaz üzerine ilave edilen 2,6 Trilyon TL’lık ve 4,2 Trilyon TL ipotek ile birlikte mezkur gayrimenkul üzerinde tesis edilen ipotek miktarının 11,8 Trilyon TL’sına ulaştığını, Banka zararı doğduğunu, kredinin açıldığı ve kullandırıldığı tarihte geri ödenmeyeceğinin belli olduğunu, davalıların görev yaptıkları süre içerisinde dava dışı … Tanm Ürünleri Gıda Sanayi ve İhracat A.Ş.’ne usulsüz kredi kullandırmak suretiyle bankanın zarara uğramasına sebebiyet verdiklerine, dava dışı firmaya kullandırılan kredilerden doğan ve tahsil kabiliyeti bulunmadığı tespit edilen 29/11/2000 tarihinden itibaren muhtelif tarihlerde toplam 7.594,902,33 YTL olarak Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabına aktarılan alacağın 29/11/2000 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar Bankaca aynı tür kredilere uygulanan değişen temerrüt faiz oranlarının tahakkuku suretiyle, dava tarihinden önce yapılan tahsilatların da tahsil edildikleri tarih itibariyle göz önüne alınarak hesaplanacak faiz alacağı ve yapılan masrafların da eklenmesi ile birlikte fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, kararlara iştirakleri oranında sorumlu tutulmalarına, hesap edilecek banka alacağının belirlenen oranlarda davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, dava sürecinde yapılacak tahsilatların BK 84.maddesi uyarınca öncelikle masraf ve temerrüt faizi alacağına mahsup edilmesine, davalılann mal kaçırma ihtimaline binaen menkul, gayrimenkul mallan ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı Ramazan … vekili Cevap Dilekçesinde özetle;
Dava konusu olan işleminin yapıldığı dönemde davacı bankanın Adana şubesinde müdür olarak görev aldığını, TK m.341’de sorumlular aleyhine sorumluluk davasının ön şartı olarak genel kurulun bu yönde bir kararının olması gerektiğinin belirtildiğini, bu sorumluluk davasının 1 ay İçinde açılması gerektiğinin ifade edildiğini, ancak bu şartların uyuşmazlığa konu olayda sağlanmadığı için dava şartı eksikliğinden dolayı davanın reddi gerektiğini, uyuşmazlığın ortaya çıktığı dönemde yürüklükte olan TK m.309’a göre davanın zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, Kredi borçlusu olan … Gıda tarafından kredilere karşılık verilen teminatların borcu karşılamaya yetecek miktarda olduğunu ve teminat miktarlarının belirlenmesinde hukuka uygun ve yerinde kıstasların kullanıldığını, zararın doğduğunun kesin olarak belirlenebilmesi için ipotekli taşınmazların satılmasını, kefalet verenlerin takip edilmesi neticesinde hala tazmin edilemeyen bir miktarın mevcut olması gerektiği için davacının İddia ettiği gibi kredilendirme işlemi sonucunda herhangi bir zararın oluşmadığım, dava dışı firmaya kullandırılan kredi sebebiyle müvekkile isnat edilecek herhangi bir kusurun bulunmadığım, davacı bankanın faiz taleplerinin hukuka aykın olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, Şube müdürü olarak Ramazan …’ın bu derece büyük meblağı bir krediyi onaylaması söz konusu olamayacağını, şube müdürü olarak sadece iletim vasıtası olduğu ve … Gıda’ya kullandırılan kredilerin hiçbir safhasında olumlu görüş bildirmemiş olduğu da göz önüne alındığında Ramazan …’ın sorumlu tutulamayacağı denilmek suretiyle cevap dilekçesi mahkememize sunulmuştur.
Davalı …. vekili Cevap Dilekçesinde özetle;
Söz konusu uyuşmazlığın zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, Davalının yönetim kurulu üyesi olmadığı için yönetim kurulu üyesi olmayan kendisine karşı dava açma yetkisi denetçilerde bulunmadığından, davanın esasına girilmeden davanın usul yönünden reddedilmesi gerektiğini, davalının Adana şube müdür yardımcısı olarak çalıştığı ve dava dışı firmaya kullandırılan kredinin her aşamasında Ticari Krediler Müdürlüğü ve yönetim kurulunu görevi gereği bilgilendirmiş ve aldığı talimatlar doğrultusunda hareket etmiş olduğu için kendisinin bankanın zararından sorumlu tutulmaması gerektiğini, davalının 11.08.1999 tarih ve 110 sayılı genel müdür yardımcılığına hitaben yapmış olduğu iç yazışmada, büyük ölçüde nakit sıkıntısı çeken firmanın kredilerinde yapılacak bir artışın banka için büyük risk oluşturacağının belirtmesi ve kötüye giden firmanın banka için zarara yol açacağını bildirmiş olmasının görevini gereği gibi yapmış olduğunun ispatı olduğunu, banka zararına şahsi kusurunun yol açmadığını belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı…. vekili Cevap Dilekçesi;
Davanın iş bölümü itirazı, husumet ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, gerek kredinin kullandırılması aşamalarında gerekse oluştuğu iddia edilen zarar bakımından müvekkilinin herhangi bir kastı kusuru ve ihmalinin söz konusu olmadığını, kredinin kullandırılmasıyla ilgili olarak müvekkilinin banka iç mevzuatı ile bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı herhangi bir hareketi bulunmadığını, davacı bankanın Adana şubesinde müdür yardımcısı olarak çalışan müvekkilinin gerek kredi talebinin şubeye iletilmesi ve gerekse bu aşamadan sonra yapmış olduğu işlemlerde banka iç mevzuatı ile ticari krediler uygulama talimatına uygun bir şekilde davrandığını, kredi talebinin yönetim kurulu tarafından onaylanmasını müteakiben yapılması gereken işlemlerde ise kendisine verilen talimatlara istinaden işlem yaptığını, yapılacak yada yapılması gereken her işlemden önce genel müdürlükten talimat ve görüş istediğini belirtmiş ve dilekçesinde bildirdiği sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı…. Cevap Dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin ticari krediler müdürü olup yönetim kurulu üyesi olmadığını, bu nedenle aktif husumetten dolayı davanın reddi gerektiğini ayrıca müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olmaması nedeniyle yazılı yargılama usulü uygulaması gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, ibra nedeniyle borcun sona erdiğini, davanın ticari dava olduğunu bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ticari krediler genel esaslar yönetmeliği uyarınca ticari krediler müdürlüğünün yönetim kurulu kararının kredi teklifinde bulunan şubeye ilettiğini, kredinin tahsisine ilişkin yönetim kurulu kararının şubeye karara uygun olarak kullandırım takdir yetki ve sorumluluğunun şubeye ait olmak üzere ve gerekli teminatların sağlanması koşuluyla ilettiğini, davalı müvekkilinin kredinin kullandırılması için talimat verme yetkisinin bulunmadığını belirtmiş ve dilekçesinde bildirdiği diğer sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Mustafa Maden vekili Cevap Dilekçesinde özetle;
İlk itiraz olarak görev, zaman aşımı, husumet ve dava şartı açısından açılan davanın reddi gerektiğini, esas yönünden dava konusu kredinin tahsisi ve kullandırılması işlemlerinin müvekkilinin iradesi dışında gerçekleştiğini, müvekkilinin görev süresince firmaya açılan kredi ve firmanın riskini artırıcı hiç bir işlem yapılmadığını, sehven yapılan muhasebe işleminin usulsüzlük olarak değerlendirilemeyeceğini, kredinin idari ve icrai yoldan tahsili için gerekli işlemlerin yapıldığını, teminat mektubu metninin değiştirilmesinin yeni kredi olmadığı gibi riski artırıcı bir işlem olmadığını, tasfiye protokolüne uymayan firma aleyhinde gerekli süreç başlatıldığını, dava konusu kredilerin müvekkilinin görevine başlamasından önce açılmış ve kullandırıldığını belirtmiş ve dilekçesinde bildirdiği diğer sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar… vekili Dilekçelerinde özetle;
İlk itiraz olarak dava şartının gerçekleşmediğini, davada ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilleri hakkında verilen bir ceza hükmünün mevcut olmadığını, savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiğini, müvekkillerinin davacı banka tarafından ibra edildiğini, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının ihtiyati tedbir talebinin hukuka aykırı olduğunu, huzurdaki davanın harca tabi olduğunu, firmaya tahsis edilen kredilere alınan teminatların yeterli olduğunu, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen rapor ile … A.Ş. ye verilen kredilerde bir usulsüzlük bulunmadığını belirtmiş ve esas yönünden de aşamalarda sunulan dilekçelerle davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

GEREKÇE:
Dava, davacı banka tarafından dava dışı şirkete kullandırılan kredi borçlarının tahsil edilememesi nedeni ile uğranılan banka zararının davalılar banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile çalışanlarından tahsili talebine ilişkindir.
… …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/197 esasında açılan bu davada mahkemece 14/07/2005 tarih, 2005/197 esas 2005/299 karar sayılı kararla iş bölümü itirazının kabulü ile dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve mahkememize tevzi edilen dava 2005/303 esasına kaydedilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmalarından uyuşmazlığın, davacı banka tarafından dava dışı … Tarım Ürünleri Gıda Sanayi ve İhracat Anonim Şirketine kullandırılan kredilerden dolayı kredi kullandırımına ilişkin bankacılık genel mevzuatı, davacı banka iç mevzuatı, bankacılık ilke ve teamüllerine aykırılık olup olmadığı, kredilerin teminatlarının yeterli olup olmadığı, davacı bankanın zararının bulunup bulunmadığı, davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadıkları, davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, ibra kararları nedeniyle davalıların sorumluluğunun sona erip ermediği konusundan kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davacı bankanın anonim şirket ve davalıların şirket yönetim kurulu üyeleri ve çalışan olması nedeniyle sorumluluğun dayanağının işlem tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun sorumluluğuna ilişkin ilgili hükümler olduğu anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun 336 maddesinde
“– İdare meclisi azaları şirket namına yapmış oldukları mukavele ve muamelelerden dolayı şahsan mesul olamazlar. Ancak aşağıda yazılı hallerde gerek şirkete gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler.
1. Hisse senetleri bedellerine mahsuben pay sahipleri tarafından vukubulan ödemelerin doğru olmaması;
2. Dağıtılan ve ödenen karpaylarının hakiki olmaması;
3. Kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması veya bunların intizamsız bir surettetutulması;
4. Umumi heyetten çıkan kararların sebepsiz olarak yerine getirilmemesi;
5. Gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden veya ihmal neticesi olarak yapılmaması.
Beş numaralı bentte yazılı vazifelerden birisi 319 uncu madde gereğince idare meclisi azalarından birine bırakılmışsa, mesuliyetin ancak ilgili azaya yükletilmesi lazımgelip o muameleden dolayı müteselsilen mesuliyet cari olmaz.” 340. Maddesinde “336 ve 337 nci maddelerin hükümleri gereğince idare meclisi azalarına yükletilen mesuliyet hakkında 309 uncu madde hükmü de tatbik olunur.”, 309.maddesinde ” Şirketin 305, 306, 307 ve 308 inci maddelerde yazılı fiillerle ızrar edilmesi halinde, bundan, dolayısiyle zarar gören pay sahipleri ve şirket alacaklılarının dava hakları vardır. Ancak, hükmolunacak tazminat şirkete verilir.
Şirketin iflası halinde pay sahiplerinin ve şirket alacaklılarının haiz oldukları haklar iflas idaresine ait olur. Bu hususta İcra ve İflas Kanununun 245 inci maddesi hükmü caridir.
Mesul olan kimselerin cümlesi aleyhinde şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilir.
Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur”, 341. Maddesinde “Umumi heyet; idare meclisi azaları aleyhine dava açılmasına karar verirse yahut dava açılmamasına karar verilip de esas sermayenin en az onda birini temsil eden pay sahipleri dava açılması reyinde bulunursa, şirket, bu karar veya talep tarihinden itibaren bir ay içinde dava açmaya mecburdur. Bu müddet geçirilmesiyle dava hakkı düşmez. Murakıpların ve alacaklıların vekilinin mesuliyeti hakkındaki hükümler mahfuzdur.
Şirket namına dava açmak, murakıplara aittir. Ancak azlığın reyiyle dava açılması halinde, azlık, murakıplar dışında bir vekil tayin edebilir. Dava açılması reyinde bulunan pay sahipleri hisse senetlerini şirketin zarar ve ziyanına karşı teminat olarak davanın sonuna kadar merhun kalmak üzere muteber bir bankaya yatırmaya mecburdurlar. Davanın reddi halinde pay sahipleri yalnız şirkete karşı tazminat ile mükelleftirler. 320. Maddesinde “…. ” 818 sayılı Borçlar Kanunun 328. maddesinde ” Şeriklerden her biri şirket işlerinde mutat vechile gösterdiği ikdam ve ihtimamı sarf etmeye mecburdur. Diğer şeriklere karşı kendi kusuriyle sebebiyet verdiği zararları, şirkete diğer işlerde temin ettiği menfaatlar ile mahsup ettirmeğe hakkı olmaksızın tazmin ile mükelleftir.
Şirket işlerini ücretle idare eden şerik tıpkı bir vekil gibi mesul olur ” hükmü yer almaktadır.
Dava konusu kredinin kullanımından dolayı sanıklar hakkında … …. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/38 esas sayılı dosyasında dava açılması üzerine mahkememizce 15/10/2008 tarihinde ceza dosyasının sonuçlanmasının beklenmesine karar verilmiştir.
Söz konusu ceza yargılaması ile ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığının 24/01/2008 tarih 2008/3701 esas sayılı iddianamesi ile sanıklar…. hakkında … … Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/38 esasında kamu davasının açıldığı, mahkemece 29/12/2009 tarih 2008/38 esas 2009/378 karar sayılı ilamla sanıkların beraatine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 10/12/2012 tarih 2010/3639 esas 2012/33682 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulduğu, mahkemece 29/01/2013 ta…. Turan Kalaycıoğlu hakkındaki kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, 2013/35 esasında yapılan yargılama sonucunda 23/03/2017 tarih 2013/35 esas 2017/44 karar sayılı kararla bir kısım sanıklar yönünden ölüm nedeniyle davanın düşürülmesine, diğer sanıklar yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesine karar verildiği … Ağır Ceza Mahkemesi karar içeriğinden anlaşılmıştır.
Ceza Mahkemesince karar verilmiş olması nedeniyle mahkememizce 27/12/2017 tarihli ara kararla bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ara karar gereğince bilirkişiler …. muhalif kaldıkları, muhalif şerhinde; hukuki değerlendirilmesi taraflarınca hazırlanan 26/02/2020 tarihli bilirkişi raporunun finansal değerlendirmeler içeren bankacılık işlemlerine ilişkin kısmı incelendiğinde yapılan açıklamaların bu özellikleri haiz olmadığının görüldüğünü, yapılacak eksik yahut yanlış değerlendirmelerin dosyanın münderecatı da göz önüne alındığında telafisi güç zararlara yol açması muhtemel olduğunu, bu nedenlerle düzenlenmiş olan raporu bankacılık işlemlere ilişkin kısımda yer alan tespitlerin denetime elverişli bulunmadığından katılmak mümkün olmadığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce 02/09/2020 tarihli duruşmada; ” 1-Alınan ek kök rapora 2 bilirkişinin katılmaması ve bu iki bilirkişinin muhalefet gerekçeleri dikkate alınarak her iki rapor hükme esas alınamayacağından yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına,
2-Bu kapsamda dosyanın bir bankacı ve iki nitelikli hesap bilirkişisine tevdi edilerek dava dosyasındaki tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller daha önce yaptıkları itirazlar ve davacı banka kayıtları incelenmek sureti ile davacı banka tarafından dava konusu yapılan kredilerin tahsis ve kullandırım aşamalarında davalıların işlem ve kararlarının tespiti ile kredilerin tahsis ve kullandırımında bankacılık kanunu ve bankacılık uygulamalarına aykırılık bulunup bulunmadığı, banka yönetim kurulu üyeleri ve diğer çalışanlarının tabi oldukları kanun hükümleri çerçevesinde sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davacı bankanın zararının bulunup bulunmadığı varsa dava tarihi itibari ile zarar miktarı ve davalıların bu zarardan sorumlulukları varsa sorumluluk miktarları konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine… ” karar verilmiştir.
Mahkememiz ara kararı gereğince bilirkişiler …. tarafından 07/03/2021 tarihli rapor sunulmuştur.
Bilirkişiler tarafından sunulan raporda dava dışı … Tarım Ürünleri Gıda Sanayi ve İhracat A.Ş. ye tahsis edilen ve kullandırılan kredilerle ilgili istihbarat raporları, kredi tebliğleri, tesis edilen teminatlar, yönetim kurulu kararları, banka iç yönetmelikleri, istihbarat – proje değerlendirme müdürlüğü krediler inceleme ve değerlendirme talimatı, ticari krediler genel esaslar yönetmeliği, ticari krediler uygulamalar talimatı, yönetim organları iç tüzüğüne göre değerlendirilerek sonuç olarak;
” 2.) Dava dışı firmaya tahsis edilen ve kullandırılan kredilere ve alınan teminatlara toplu olarak bakıldığında; S5 milyon USD döviz kredisinin TCMB USD kuru üzerinden TL değerine bakıldığında 1.381.450,00 TL (6 sıfır atılarak) olduğu, söz konusu krediye teminat olarak 5.430.000,00 TL bedelinde gayrimenkul ipoteği alındığı, teminat yeterliliğinin sağlandığı,
3.) Dava dışı firmaya ilave olarak 4.000.000,00 USD Döviz ve Akreditif Kredisi tahsis edildiği, 4 milyon USD ek kredinin TCMB USD kuru üzerinden TL değerine bakıldığında 1.691.600,00 TL (6 sıfır atılarak) olduğu, Teminat Mektubu Kredisi 250.000,00 TL’sı da eklendiğinde toplam 1.941.600,00 TL ek kredi limiti tahsis edildiği, söz konusu kredilere teminat olarak 7.800.000,00 TL (altı sıfır atılarak) bedelinde gayrimenkul ipoteği alındığı; teminat yeterliliğinin sağlandığı,
4.) Davacı banka tarafından, kredi tahsisi yapılırken alınan teminatların yetersiz olduğu ve banka zararına sebebiyet verildiği beyan edilmiş olup, raporumuzda detaylı olarak yer verilen Yönetim Kurulu kararı ile tahsis edilen kredilerin teminatı olarak ekspertiz değerleri toplamı 3.973.816,00 TL olan gayrimenkuller üzerine toplam 13.230.000,00 TL (altı sıfır atılarak) tutarında gayrimenkul ipoteği tesis edildiği, teminatların değerlendirilmesi yapılırken dava dışı firmaya tahsis edilen kredilerin tahsis edildiği dönemdeki TL bedelleri üzerinden değerlendirme yapılmasının çok daha sağlıklı olacağı, kredilerin takip hesaplarına atıldığı ve/veya icra takip tarihindeki/dava tarihindeki ulaştığı değerler ile tahsis edilen ve kullandırıldığı dönemde alınan teminat değerlerinin ılaştırılmasının reel bir değerlendirme olmayacağı,
5.) Dava konusu somut olayda bilirkişi heyetimizce değerlendirme yapılırken, dava konusu kredilerin bankacılık etik ve ilkeleri doğrultusunda, Bankacılık Kanunu, Bankanın iç mevzuatına, Görev ve Yetki Yönetmeliğine, Ticari Krediler Uygulama Esaslarına ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına uygun olarak tahsis edilip edilmediği hususlarının incelendiği,
6.) Davacı bankanın 04/12/1996 tarih, 43 nolu Yönetim Kurulu Toplantısında; “… Yönetim kurulumuzca yapılan kredi tahsis işlemlerinde, bilanço ve diğer mali tablolar üzerinden hazırlanmış kriterlerin yetersiz kalması durumunda somut olayın niteliğine uygun olarak, banka menfaatlerinin gerektirdiği şekilde, işletmenin teknolojisi, istihdam yaratma gücü ve ihracata dönük faaliyetleri ile İşletme sahiplerinin işletme dışı yatırımları, mal varlıkları ve gelirlerinin de değerlendirmede dikkate alınması, bunun gibi bankamız menfaatleri açısından banka içi mevcut düzenlemelerle belirlenen kriterlerin dışında değerlendirme yapılması gerekli olduğu istisnai hallerde, somut olaya özgü banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak, Yönetim Kurulumuzca istisnai kararlar alınabilmesi uygun görüldü..” denilmek suretiyle karar alındığı ve Yönetim Kurulu’na kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilmesi yönünde yetki verildiği,
7.) Ticari Krediler Müdürlüğü Görev ve Yetki Yönetmeliği’nin dava konusu ile ilgili maddesine bakıldığında; “ 4.5. Birimin kredi verme yetkisi sınırını aşan Türk Lirası ve yabancı para ticari kredi taleplerini değerlendirerek, belirlenmiş standartlara ve formatları uygun biçimde düzenleyip onay için Genel Müdürlüğe, Kredi Komitesine veya Yönetim Kuruluna sunmak, alınan kararların sonuçlarını ilgili şubelere bildirmek..” denilmek suretiyle görev ve yetki sınırının belirlendiği, Ticari Krediler Müdürlüğü’nün dava konusu somut olayda kredi talebini söz konusu madde kapsamında onay için sunduğu,
8.) İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatını dava konusu somut olayla ilgili maddelerine bakıldığında; Raporumuzun “İnceleme” bölümünde detaylı olarak yer verildiği üzere; Davacı bankanın 04/12/1996 tarih, 43 nolu Yönetim Kurulu Toplantısında; “… Yönetim kurulumuzca yapılan kredi tahsis işlemlerinde, bilanço ve diğer mali tablolar üzerinden hazırlanmış kriterlerin yetersiz kalması durumunda somut olayın niteliğine uygun olarak, banka menfaatlerinin gerektirdiği şekilde, işletmenin teknolojisi, istihdam yaratma gücü ve ihracata dönük faaliyetleri ile İşletme sahiplerinin işletme dışı yatırımları, mal varlıkları ve gelirlerinin de değerlendirmede dikkate alınması, bunun gibi bankamız menfaatleri açısından banka içi mevcut düzenlemelerle belirlenen kriterlerin dışında değerlendirme yapılması gerekli olduğu istisnai hallerde, somut olaya özgü banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak, Yönetim Kurulumuzca istisnai kararlar alınabilmesi uygun görüldü.” denilmek suretiyle karar alındığı ve Yönetim Kurulu’na kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilmesi yönünde yetki verildiği, Yönetim Kurulu’nun kredi tahsisinde istisnai karar alabilme yönündeki yetkisini kullanabileceği,
9.) Ticari Krediler Müdürlüğü Görev ve Yetki Yönetmeliği’nin dava konusu ile ilgili maddesine bakıldığında; “ 4.5. Birimin kredi verme yetkisi sınırını aşan Türk Lirası ve yabancı para ticari kredi taleplerini değerlendirerek, belirlenmiş standarilara ve formatları uygun biçimde düzenleyip onay için Genel Müdürlüğe, Kredi Komitesine veya Yönetim Kuruluna sunmak, alınan kararların sonuçlarını ilgili şubelere bildirmek ” denilmek suretiyle görev ve yetki sınırının belirlendiği, Ticari Krediler Müdürlüğü’nün dava konusu somut olayda kredi talebini söz konusu madde kapsamında onay için sunduğu,
10.) İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatını dava konusu somut olayla ilgili maddelerine bakıldığında; Madde 17-Kredi Açılmasına Engel Durumlar “ “Aşağıda belirtilen durumların varlığı halinde, firmalara ticari kredi açılamayacağı gibi, kredi açıldıktan sonra, bu durumlardan birinin ortaya çıkması halinde, riskleri tasfiye edilir ve Genel Müdürlükten onay alınmaksızın Yeni kredi ilişkisine girilmez… “denilmek suretiyle kredi açılmasına engel durumların tespitinin yapıldığı, Dava dışı firmaya ilişkin, Taporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verilen Mali Analiz ve İstih barat Raporlarında “Kredi Açılmasına Ehgel Durumlar”a ilişkin maddelerde yer alan durumların tespit edilmediği, Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatı’nın dava konusu ile ilgili maddelerine Taporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verildiği, kredilerin red hedenleri ile birebir uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığı,
11.) Bilirkişi heyetimizce uzmanlık alanlarımız doğrultusunda yapılan teknik tespitlerimiz çerçevesinde, dava dışı … Tarım Ürünleri Gıda Sanayi ve İhracat A.Ş. Firmasına kullandırılan kredilerin tahsisinde, bankacılık etik ve ilkeleri, Bankacılık Kanunu, Bankanın iç Mevzuatı, Görev ve Yetki Yönetmeliği, Ticari Krediler Uygulama Esasları ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına aykırı bir husus tespit edilmediği, davalıların görev yaptıkları süre içerisinde dava dışı … Tarım Ürünleri Gıda Sanayi ve İhracat A.Ş.’ne kredi kullandırmak Suretiyle bankanın zarara Uğramasına sebebiyet verip vermediklerine ilişkin nihai kararın Sayın Mahkemenize ait olduğu ” kanaati bildirilmiştir.
Her ne kadar davalılar tarafından zaman aşımı defi ileri sürülmüş ise de dava konusu olayla ilgili … … Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmış olması nedeniyle olaya TTK’nın 309 maddesindeki ceza zaman aşımının uygulanması gerektiği, dava tarihi itibariyle söz konusu zaman aşımının dolmadığı kanaatine varılmakla zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller, alınan bilirkişi kurulunun 07/03/2021 tarihli raporuna göre; dava dışı şirkete kullandırılan kredilerde teminat yeterliliğinin sağlandığı, yönetim kuruluna kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilme yönünde yönetim kurulu toplantısında yetki verildiği, krediler inceleme ve değerlendirme talimatının 17. Maddesinde belirtilen kredi açılmasına engel durumların dava konusu kredilerle ilgili sunulan mali analiz ve istihbarat raporlarında tespit edilmediği, ticari krediler genel esaslar yönetmeliği ve ticari krediler uygulama talimatının kredileri red nedenleriyle birebir uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığı, bu şekilde davacı banka tarafından dava dışı şirkete kullandırılan kredilerin, kredi tahsis ve kredi kullandırım aşamalarında davacı banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer çalışanların bankacılıkla ilgili düzenlemelere ve bankacılık tehammüllerine aykırı eylemlerinin bulunmadığı, varsa bankanın oluşan zararından davalıların sorumlu olmadıkları kanaatine varılmakla davacının sabit olmayan davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davalılara karşı açılan davanın reddine,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasıne YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş bulunduklarından AAÜT uyarınca belirlenen 164.574,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde İADESİNE,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2021
Başkan …
Katip …
e-imzalıdır