Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2005/104 E. 2022/421 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2005/104 Esas – 2022/421
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2005/104 Esas
KARAR NO : 2022/421

BAŞKAN …
KATİP :…

DAVACI :….
DAVALI :…
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/03/2005
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …Süt Ürünleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi firmasına usulsüz kredi kullandırıldığını, kredilerin teminatının yetersiz olduğunu, banka zararının doğduğunu, istihbarat raporlarında ortaya konulan olumsuzluklara rağmen kredi tahsil edildiğini, kredi türlerinde dönüşümler yapılarak risk düzeyini artırıcı ve kredilendirilme ilkelerine aykırı işlemler yapıldığını, kredilere teminat olarak alınan gayrimenkullerin ekspertiz değerlerin düşük olmasına karşılık ipotek değerlerin yüksek tutulduğunu, böylece risk teminat belgesinin sağlanamadığını, diğer teminatların gecikmeli olarak alındığını, daha önce kullandırılan kredilerin vadesinin tahsil edilmemesine rağmen firmanın yeni krediler ile finansa edilmesi suretiyle Karşılıklar Kararnamesi ve 1683 Sayılı Genelge Hükümlerine aykırı hareket edilmesi nedeniyle 08/02/2005 tarihi itibariyle banka zararının 10.994.687,00 TL ye ulaştığını, kredi kullandırımın bankacılık genel mevzuatı , banka iç mevzuatı ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı bulunduğunu, davalıların cezai sorumlulukları yönünden haklarında verilen beraat kararı bulunmadığını, davalıların zarardan TTK 320-336-657 sayılı DMK’nın 12 ve Borçlar Kanunun 41. Maddesi gereğince sorumlu olduğunu belirtmiş ve toplam 2.079.044,86 TL alacağın 01/03/2000 tarihinden tahsil edildiği tarihe kadar bankaca aynı tür kredilere uygulanan değişen temerrüt faiz oranların tahakkuk sureti ile dava tarihinden önce yapılan tahsilatlarında tahsil edildikleri tarih itibariyle göz önüne alınarak hesaplanacak faizi ve yapılan masraflarında eklenmesi ile birlikte fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kararlara iştikakları oranında sorumlu tutulmalarına, hesap edilecek alacağın belirlenen oranlarda davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı Vecihi Koçer cevap dilekçesinde ve itiraza ilişkin itiraz dilekçesinde özetle; Açılan davanın zaman aşımına uğradığını, genel kurul kararı alınmasına ilişkin dava şartının gerçekleşmediğini, bankada işlemlerin yapıldığı dönemlerde memur statüsünde çalıştığından memurlar gibi yargılanması gerektiğini ve tarafına husumet yöneltilemeyeceğini ve esas yönünden bildirdiği sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Yenal Ansen ve arkadaşları vekili cevap dilekçesinde özetle; İlk itiraz dilekçesinde huzurdaki davanın zaman aşımına uğradığını, dava şartının gerçekleşmediğini, davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkillerinin davacı banka tarafından ibra edildiğini, davanın harca tabi olduğunu belirtmiş, esasa ilişkin sunduğu dilekçelerdeki gösterilen sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hüsnü Barbaros Olcay vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin banka görevinden 22/09/1997 tarihinden itibaren izinli olmak üzere 01/10/1997 tarihinden istifaen ayrıldığını, bu tarihten sonra hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, zaman aşımı definde bulunduklarını, dava dilekçesinin yasaya uygun ve açık olmadığını, kredilerin usulsüz kullandırılmadığını, ekspertiz raporlarına göre kredilerin teminatlı olduğunu, kredi teminatlarının yeterli olduğunu, banka zararının oluşmasında sorumluluk yükünün muhatabı somut ve kesin biçimde gösterilmediğini belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Muazzez Ela vekili cevap dilekçesinde özetle; Zaman aşımı süresinin dolduğunu, zarar konusunda talep ve dava hakkının hazineye ait olabileceği göz önünde tutularak hukuki yarar yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, geri dönmeyen kredi borçlarından dolayı memurların sorumlu göstermesinin hak ve nispet kurallarına uymadığını, dava konusu kredilerin yönetim kurulu kararını gerektiren merkez şube yetkililerini aşan krediler olduğunu, yönetim kurulunca alınmış kararın teminatlarının alınması , riski bulunan kredilerin takip sürecinin başlatılması hususları da krediyi kullandıran şubelerin yetki, görev ve sorumluluğunun içinde olduğunu, haksız fiilin koşullarının bulunmadığını ve dilekçesinde bildirdiği sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Usulsüz olduğu iddia edilen kredilerin müdürlük yaptığı Maltepe şubesinden değil Yenişehir şubesinden kullandırıldığını, görev yaptığı şubece kullandırılan kredilerde usulsüzlük olmadığını ve gerekli teminatların alındığını, firmaya kredinin yenişehir şubesine devinden sonra açılan ve usulsüz olduğu iddia edilen kredilerde maltepe şubesinin ve şahsının sorumluluğunun bulunmadığını belirtmiş ve dilekçede bildirdiği diğer sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava usulsüz kredi kullandırıldığı ve banka zararının oluştuğu gerekçesiyle zararın banka yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarından tahsili talebiyle açılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce zararın ve sorumluluğun tespiti için bilirkişi raporları alınmıştır.
Bilirkişi kurulunun 04/07/2007 tarihli raporunda, dava dışı şirketlere kullandırılan 14/03/1997 tarih ve 9 sayılı yönetim kurulu kararına istinaden kullandırılan SKA kredisinin kapatılması ve 20.000,00 TL lik teminat mektubunun iade edilmesi sebebiyle bu kredilerle ilgili davalıların sorumluluğunun mevcut olmadığı, 30/07/1998 tarihli yönetim kurulu kararı gereğince kullandırılan krediden … ‘ın sorumluluğunun bulunmadığı, 5.750.000,00 TL krediden dolayı davalılar … , yönetim kurulu üyeleri … ‘in sorumlu olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkememizce 28/11/2007 tarihli duruşmada rapora yönelik itirazlar, bilirkişiler … ‘ın şahsına yapılan itirazlar gözetilerek İstanbul ATM’ye talimat yazılarak rapor alınmasına karar verilmiş ve ara karar gereğince talimat bilirkişileri tarafından 18/02/2008 tarihli ön rapor ve 24/05/2011 tarihli kök rapor sunulmuştur.
Bilirkişiler raporlarında sonuç olarak tasfiye olunan alacaklar hesabına aktarılan banka alacağından davalıların müteselsilen sorumlu oldukları yönünde görüş bildirilmiştir.
Talimat mahkemesinden alınan 24/05/2011 tarihli raporu düzenleyen bilirkişiler … ‘ın da aralarında bulunduğu ve talimat mahkemesince aynı talimat numarası ile alınan 10/05/2011 tarihli 4 kişilik bilirkişi raporunda özetle, dosyanın bütün üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda daha önce bilirkişi raporu sunan bilirkişiler … ‘un açıklamış olduğu ve somut durum çekişme sebebiyle davacı yana karşı davalılardan hangilerinin sorumlu olacağına dair olan kanaate bilirkişilikleri tarafından katıldıklarını, davalı kişilerin sorumluluk sebebi olarak raporda zikredilen gerekçelerinde benimsendiğini bildirmişlerdir.
Daha önce aldırılan rapor arasında çelişkiler ve yetersizlikler gözetilerek 28/12/2011 tarih ve 21/03/2012 tarihli duruşma ara kararlarına istinaden yeni bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi kurulu tarafından 01/06/2012 tarihli rapor sunulmuştur.
Bilirkişi raporunda davalıların sorumlu görülen fiilleri ve nedenleri tespit edilerek davalıların sorumlu tutulduğu meblağlar , kusur dereceleri de raporda gösterilmiştir.
Daha sonra dava konusu olayla ilgili … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/283 esas sayılı dosyasında kamu davasının açıldığı tespit edilmekle ceza mahkemesinin sonucunun beklenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce 08/11/2017 tarihli duruşmada; ” Bu dava dosyası UYAP üzerinden gönderildiği takdir de duruşma günü beklenmeksizin mahkememizde aynı mahiyette açılan dava dosyalarında, dava dosyalarının içine giren bilirkişi raporlarına karşı davalıların yapmış oldukları itiraz ve beyanlar ile bu dava dosyamızda davalılarının ileri sürmüş oldukları itiraz ve beyanlarının aynı mahiyette olması nedeniyle ;
Daha önceki dava dosyalarımızın tevdi edilmiş olduğu bilirkişiler … ‘ya bu dava dosyasının da tevdi edilerek;
Gerek davacı tarafın gerekse davalıların dosyalarının içine giren ve tüm bilirkişi raporlarına yönelik yapmış oldukları itiraz ve beyanlar ile bu dava dosyamızın içerisinde bulunan bilirkişi raporu ile … 2. Ağır ceza mahkemesinin 2013/35 E. Sayılı dava dosyasındaki bilirkişi raporu ile 687 Sayılı KHK’nın da incelenerek tüm iddia ve savunmalar doğrultusunda rapor düzenlemelerinin istenilmesine ” karar verilmiş, bilirkişiler tarafından 12/07/2019 tarihli kök rapor sunulmuştur.
Düzenlenen rapora 2 bilirkişi tarafından bankacılık faaliyetleri ve kredi işlemlerine ilişkin olarak davalıların sorumluğuna yönelik tespit ve değerlendirmelere tatmin edici bulunmadığından muhalefet şerhi yazılmış, muhalif bilirkişilerden ayrıca 06/02/2020 tarihli ek rapor alınmıştır.
Alınan kök rapora iki bilirkişinin katılmaması ve 2 bilirkişinin muhalefet gerekçeleri dikkate alınarak her iki rapor hükme esas alınamayacağından yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu Aslıhan Seyhan , Mehmet Kılıç ve Beşir Fatih Doğan ‘dan alınan 30/11/2020 tarihli raporda mahkememiz görevlendirmesi kapsamında değerlendirme yapılarak raporda özet ve sonuç olarak; ” ..Davalıların itirazlarında Mali Analiz ve İstihbarat Raporunda “Aryma ile kredili çalışılamaz ve/veya kredi verilemez” ifadelerinin bulunmadığı, olumlu olduğu yönünde itirazları bulunmakla birlikte, bankacılıkta Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarının bu çeşit ifadeler içermediği firma ya da firmaların olumlu ve olumsuz tüm tespitlerinin sunulduğu, raporu inceleyen kişilerin yetkinlikleri ve bilgi birikimleri doğrultusunda olumlu ve olumsuz yönler birlikte değerlendirilerek, olumsuz tespitlerin kredi tahsis ve kullandırımı, kullandırım sonrası yaşanabilecek riskleri ne ölçüde etkileyeceği, firmanın memzuç kayıtları incelendiğinde ki tüm bankalar ile çok yüksek kredi limitleri ve riskleri ile çalışan firmalarda, firmanın bu ölçüde büyük bir finansman maliyetine katlanıp katlanamayacağı, anapara ve tahakkuk edecek faiz ödemelerinde sorunlar yaşayıp yaşamayacağının çok iyi analiz edilmesi, raporda yer verilen tüm hususlar değerlendirilerek tahsis edilecek krediler ile ilgili ileride herhangi bir sorun yaşanması durumunda gerekli teminatlandırmanın da bu doğrultuda yapılarak oluşacak zararın en aza indirilmesi gerektiği, ancak tahlil edilen Dava dışı firma için düzenlenen Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarının olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle raporumuzda değerlendirildiği, hem davacı banka, hem de davalılar tarafından uyuşmazlık konusu olan raporların tamamıyla olumsuz ve/veya tamamıyla olumlu olmadığı hususlarının ifade edildiği,
Davacı bankanın 04/12/1996 tarih, 43 nolu Yönetim Kurulu Toplantısında; Yönetim kurulumuzca yapılan kredi tahsis işlemlerinde, bilanço ve diğer mali tablolar üzerinden hazırlanmış kriterlerin yetersiz kalması durumunda somut olayın niteliğine uygun olarak, banka menfaatlerinin gerektirdiği şekilde, işletmenin teknolojisi, ist ve ihracata dönük faaliyetleri ile İşletme sahipleri gelirlerinin de değerlendirmede dikkate alınması, banka içi mevcut düzenlemelerle belirlenen kriterlerin dışında değerlendirme yapılması gerekli olduğu istisnai hallerde, somut olaya özgü banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak, Yönetim Kurulumuzca istisnai kararlar alınabilmesi uygun görüldü..” denilmek suretiyle karar alındığı ve Yönetim Kurulu’na kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilmesi yönünde yetki verildiği, ihdam yaratma gücü nin işletme dışı yatırımları, mal varlıkları ve bunun gibi bankamız menfaatleri açısından Ticari Krediler Müdürlüğü Görev ve Yetki Yönetmeliği’nin dava konusu ile ilgili maddesine bakıldığında ; “ 4.5.Birimin kredi verme yetkisi sınırını aşan Türk Lirası ve yabancı para ticari kredi taleplerini değerlendirerek, belirlenmiş standartlara ve formatları uygun biçimde düzenleyip onay için Genel Müdürlüğe, Kredi Komitesine veya Yönetim Kuruluna sunmak, alınan kararların sonuçlarını ilgili şubelere bildirmek.. ” denilmek suretiyle görev ve yetki sınırının belirlendiği, Ticari Krediler Müdürlüğü’nün dava konusu somut olayda kredi talebini söz konusu madde kapsamında onay için sunduğu, İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatını dava konusu somut olayla ilgili maddelerine bakıldığında; Madde 17-Kredi Açılmasına Engel Durumlar “ Aşağıda belirtilen durumların varlığı halinde, firmalara ticari kredi açılamayacağı gibi, kredi açıldıktan sonra, bu durumlardan birinin ortaya çıkması halinde, riskleri tasfiye edilir ve Genel Müdürlükten onay alınmaksızın yeni kredi ilişkisine girilmez…. “denilmek suretiyle kredi açılmasına engel durumların tespitinin yapıldığı, dava dosyası muhteviyatında yer alan daha önceki bilirkişi raporlarında ““..2)..sayılı Karşılıklar Kararnamesi gereğince temerrüde düşen veya yapılan istihbarat sonucuna göre kredi değerliliğini yitirdiği saptananlara (durumu düzelenler hariç)” mmaddesinde atıfta bulunularak dava dışı firmanın kredi anapara ve faiz ödemelerinde gecikmeler yaşaması sebebiyle kredi değerliliğinin yitirildiği, söz konusu madde kapsamında kredi verilmesine engel durumlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği tespiti yapılmakla birlikte madde içeriği incelendiğinde “yapılan istihbarat sonucu kredi değerliliğini yitirdiği saptananlara” ifadesinin yer aldığı, dava dışı firma için düzenlenen istihbarat raporlarında kredi değerliliğinin yitirildiğine ilişkin bir tespite yer verilmediği, Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatı’nın dava konusu ile ilgili maddelerine raporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verildiği, dava dışı firmanın Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarında madde içeriğinde yer verilen kredilerin red nedenleri ile uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığı,
Dava dışı …Süt Ürünleri A.Ş. firmasının 05/03/1999 tarihi itibariyle toplam risk tutarının 1.041.966.000.000,00 TL olduğu, davacı bankaca bu riskler karşılığında toplam 3.204.000.000.000,00 TL tutarında gayrimenkul ipoteği (ekspertiz tutarı olarak alınacak değerleme konusunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu hususunun arz edildiği), 258.918.750.000,00 TL ticari işletme rehni, müşteri çek ve senedi, ortak ve kardeş firma kefaleti alındığı hususlarının davacı bankanın dava dosyası muhteviyatına sunulan Teftiş Kurulu Raporlarından tespit edilmekle. birlikte raporumuzun Bilirkişi Heyetine Verilen Görev başlıklı bölümünde de detaylı olarak ifade edildiği üzere dava konusu uyuşmazlığın konusunu oluşturan ve davacı Banka tarafından verilen kredileri teminat altına almak amacıyla kurulan ipoteklere ilişkin bilgi ve belgelerin dava dosyası muhteviyatında bulunmadığı, dava dosyasına kazandırılması gerektiği,
Dava dosyası muhteviyatında yapılan incelemelerde, kredi tahsis edilirken alınması gereken teminatlar ve/veya teminat alınacak ise teminatların türü/nitelik ve micelikleri hususunda herhangi bir mevzuat, yönetmelik, tebliğ tespit edilemediği, ancak bu durumun verilen kredilerin teminatsız ve yeterli teminat alınmaksızın verileceği anlamına gelmeyeceği, İlgili kredilerin, Kredi Tahsis formunda yer alan koşullarla (işletme rehni gecikmeli olarak 05/03/1998 tarihinde tesis edildiği) kullandırıldığı, Bankanın Genel Müdürlüğünce verilen hesap özetinde 01/03/2000 itibariyle henüz tazmin edilmemiş teminat mektubu riskinin aynı şekilde dikkate alınarak, 13/11/2000 tarihi itibariyle alacak miktarının 1.988.331,64 TL olduğu, davacı bankaca toplam 356.928,43 TL tahsilat sağlandığı,
İşleyen faiz hariç, kredi olarak kullandırılan anaparanın “*625’inin bile tahsil edilememesi, kullandırılan bu kredilerin yeterli düzeyde ve kredinin muhtevasına uygun teminat araçları ile güvenceye alınmamasından kaynaklandığı; bu durumdan ise davalıların sorumlu tutulması gerektiği
Bilirkişi heyetimizce uzmanlık alanlarımız doğrultusunda yapılan teknik tespitlerimiz çerçevesinde, Sayın Mahkemenizce davalıların kusurlu olduğuna karar verilmesi durumunda takdir edilecek kusur oranına tekabül eden kısmının davacı tarafından davalılardan talep edilebileceği, Sonuç ve kanaatine varılmıştır… ” şeklinde görüş bildirilmiştir.
İtiraz üzerine alınan ek raporda itirazlar değerlendirilerek sonuç olarak; ” Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talfmatı’nın dava konusu ile ilgili maddelerine raporumuzun “İnceleme” başlıklı bölümünde detaylı olarak yer verildiği, dava dışı firmanım Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarında madde içeriğinde yer verilen kredilerin red nedenleri ile uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığı,
Dava dişi Stt Birliği Bolu Stt Ürünleri A.Ş. firmasının 05/03/1999 tarihi Htibariyle toplam risk tutarının 1.041,966,000,000,00 TI, olduğu. davacı bankaca bu riskler karşılığında toplam 3.204.000.000.000,00 TL tatarında gayrimenkual ipoteği (eksperliz tutan olarak alınacak değerleme konusunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu bususunun Bz edildiği) 258.918.780.000,00 TL ticari işletme rehni, müşteri çek ve senedi, artak ve kardeş firma kefaleti alındığı,
Bankanın Genel Müdürlüğünce veriler hesap özetinde 01/03/2000 itibariyle hentiz tazmin edilmemiş teminat mektubu riskinin aynı şekikle dikkate alınarak. 13/1 1/2000 tarihi itibariyle alacak miktarının 1.988.331,64 TI. olduğu, düvacı bankaca toplam 356.928.43 ‘TL tahsilat sağlandığı.
Dava dosyası muhteviyatında yapılan İncelemelerde, kredi tahsis edilirken alınması gereken teminatlar ve/veya teminat alınacak ise teminatların türü/nitelik ve nicelikleri hususunda herhangi bir mevzuat, yönetmelik, tebliğ tespit editemediği, ilgili kredilerin, Kredi Tahsis formunda yer alan koşullarla (işletme rehni gecikmeli olarak 05.03.1998 tarihinde tesis edildiği) kullandırıldığı, Teknik tespitlerimiz neticesinde;
Dava dışı … $üt Ürünleri A.Ş. firmasının kredi tahsis sörecinde, akabinde kullandırım ve tahsis koşullarındaki teminatlarım tesis edilmesinde teminat yeterliliğinde bankacılık etik ve ilkelerine. Bankacılık Kanununa, Bankanın iç mevzuatına, Görev ve Yeki Yönetmeliğine. Ticari Krediler Uygulama Esaslarına ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına aykırı bir husus tespit edilmediği, Sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Dava konusu olayla ilgili … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/383 esas sayılı dosyasında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece 28/05/2014 tarih 2012/383 esas 2014/210 karar sayılı kararla … hakkındaki davanın TCK 64/1 , CMK 223 diğer sanıklar hakkındaki davaların TCK 102/3 , 104/2 ve CMK 223/8 maddeleri gereğince düşmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından 14/12/2015 tarih 2014/26779 esas 2015/23336 karar sayılı kararla hükmün bozulmasına karar verildiği ve yargılamanın … 2 ACM’nin 2013/35 esasında devam ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 23/03/2017 tarih 2013/35 esas 2017/44 karar sayılı kararla zaman aşımı nedeniyle davaların düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller alınan son bilirkişi kurulu raporu dikkate alınarak bilirkişi ek raporunda davacı bankanın 04/12/1996 tarih ve 43 nolu yönetim kurulu toplantısında alınan kararla yönetim kuruluna kredi tahsisinde banka iç mevzuatında belirtilen hükümlerden farklı olarak istisnai karar alabilmesi yönünde yetki verildiği, Ticari Krediler Müdürlüğü Görev ve Yetki Yönetmeliğinin 4.5 maddesinde görev ve yetki sınırının belirlendiği Ticari Krediler Müdürlüğünün dava konusu somut olayda kredi talebinin söz konusu madde kapsamında onay için sunduğu, dava dışı firma için düzenlenen istihbarat raporlarında kredi değerliliğinin yitirildiğine ilişkin bir tespite yer verilmediği, dava dışı firmanın mali analiz ve istihbarat raporlarında madde içeriğinde yer verilen kredilerin red nedeniyle uyumlu herhangi bir tespitte bulunulmadığı, dava dışı şirketin 05/03/1999 tarihi itibariyle toplam risk tutarının 1.041.996.000.000,00 TL olduğu, davacı bankaca bu riskler karşılığında toplam 3.204.000.000.000,00 TL tutarında gayri menkul ipoteği, 258.918,75 TL ticari işletme rehni, müşteri çek ve senedi , ortak ve kardeş firma kefaleti alındığı, 13/11/2000 tarihi itibariyle alacak miktarının 1.988.331,64 TL olduğu, davacı bankaca toplam 356.928,43 TL tahsilat sağlandığı, kredi tahsis edilirken alınması gereken teminatlar ve/veya teminat alınacak ise teminatların türü/nitelik ve nicelikleri hususunda herhangi bir mevzuat, yönetmelik, tebliğ tespit edilemediği, ilgili kredilerin, kredi tahsis formunda yer alan koşullarla (işletme rehni gecikmeli olarak 05.03.1998 tarihinde tesis edildiği) kullandırıldığı, Dava dışı … $üt Ürünleri A.Ş.’ nin kredi tahsis sürecinde, akabinde kullandırım ve tahsis koşullarındaki teminatların tesis edilmesinde teminat yeterliliğinde bankacılık etik ve ilkelerine. Bankacılık Kanununa, Bankanın iç mevzuatına, Görev ve Yeki Yönetmeliğine. Ticari Krediler Uygulama Esaslarına ve İstihbarat-Proje Değerlendirme Müdürlüğü Krediler İnceleme ve Değerlendirme Talimatına aykırı bir husus tespit edilmediğinin bu şekilde davalıların dava dışı şirkete kullandırılan kredilerden dolayı oluşan zarardan sorumlu oldukları hususunun davacı tarafça ispat edilemediği kanaatine varılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasıne YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 101.247,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde İADESİNE,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2022

Başkan…
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır