Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/815 E. 2023/379 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/815 Esas – 2023/379
T.C.

14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/815 Esas
KARAR NO : 2023/379

HAKİM :…
KATİP : ….

DAVACI…
DAVALI …

DAVA : Tespit Davası
DAVA TARİHİ : 20/12/2022
KARAR TARİHİ : 19/06/2023
KARAR YAZMA TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tespit Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından inşa edilmekte olan … İzmir Projesi kapsamında, davalı ile 14/06/2021 tarihinde, “A1 ve A2 Blok Dış Cephe Kaplama” ve “B Blok Dış Cephe Kaplama” İşleri’nin yapılması için sözleşme imzalandığını, olayların akışının izahında da detayları ile anlatıldığı üzere, davalı … şirketinin sözleşmesinde taahhüt ettiği imalatlarda kullanacağı malzemeyi finansal sorunları nedeni ile temin edememesi üzerine, imalatta kullanılacak malzemelerin işlerin devamını sağlayabilmek için müvekkili şirket tarafından bedeli ödenmek suretiyle satın alındığını, dava dışı … isimli firmalardan bedeli müvekkili şirket tarafından ödenmek üzere satın alınan ve davalı … şirketine imalatlarda kullanılmak üzere teslim edilen bu malzemelerin, davalı şirketin teslim yapılan depolarında bulunduğunu, fesih ihtarnamesi ile bu malzemelerin müvekkili şirkete teslim edilmesi talep edilmişse de, henüz teslimin gerçekleşmediğini, bedeli müvekkili şirket tarafından ödenen ve müvekkili şirket malı olan ve henüz imalata dönüşmeyen dava dilekçesinde dökümü yapılan malzemelerin, şu an … A.Ş.’nin … adresindeki fabrikasında bulunduğunu, davalı … şirketinin sözleşmenin imzalandığı günden bugüne kadar yükümlülüklerini ihlal ettiğini, gelinen noktada, bedeli müvekkili şirket tarafından ödenmek suretiyle imalat yapılmak üzere gönderilen malzemelerin dahi iade edilmediğini, sözleşmenin feshi ile birlikte … A.Ş. tarafından işbu malzemelerin fabrikadan kaçırılmaya başlandığının tespit edildiğini, bedeli müvekkili şirket tarafından ödenmiş ve müvekkili şirkete ait iş bu malzemelerin kaçırılması halinde telafisi imkansız zararlar oluşacağını, kaldı ki söz konusu malzemelerin özel olarak üretilmiş olup bedeli ödense dahi yeniden temininin ciddi bir zaman alacağını, bu nedenle de malzemelerin müvekkili şirkete tesliminin hayati önem taşıdığını, yürütülen proje belirli sürelerde tamamlanması gereken bir proje olup, projenin geleceğinin davalının kötü niyetli ve keyfi davranışlarına göre şekillenmesinin kabul edilemeyeceğini, davalının uhdesinde bulunan, bedelleri tamamen müvekkili tarafından ödenmiş olan, sipariş üzerine ve projeye uygun olarak tedarik edilmiş özel üretim malzemenin dava sürecinde davalının uhdesinde bırakılmaması, müvekkili şirketin daha fazla mağduriyet yaşamaması adına müvekkili şirkete teslim edilmesi gerektiğini belirterek; dava dilekçesinde dökümü yapılan malzemelerin davalı şirket tarafından kaçırılmaya başlandığı tespit edildiğinden öncelikle HMK 389. Maddesi uyarınca teminatsız olarak, Mahkeme aksi kanaatte ise, gerekli görülen teminatın yatırılması sureti ile malzemelerin tedbiren müvekkili şirkete teslimini ve neticeten müvekkili şirkete ait olduğunun tespiti ile aynen iadesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin davacı şirket tarafından, 12/12/2022 tarihinde İzmir 36. Noterliği’nden keşide edilen 25637 yevmiye numaralı ihtarname ile feshedildiğini, fesih ihtarının keşide edildiği tarih olan 12/12/2022 tarihinde, 14/06/2021 tarihli sözleşme hükümleri uyarınca müvekkili şirket tarafından davacıya verilen teminat mektuplarının da nakde çevrilerek müvekkili şirketin zarara uğratıldığını, dava konusu edilen malzemelerin bir kısmının şantiye alanına sevk edildiğini ve montajının yapıldığını, bir kısmının ise şantiyeye sevk edildiğini ancak henüz montajının tamamlanmadığını, bir kısmının ise halen ham malzeme şeklinde şantiye alanına sevk edildiğini, malzemelerin sadece küçük bir kısmının müvekkili şirket nezdinde olduğunu, tüm bu hususların hakediş belgelerinden, sevk irsaliyelerinden ve diğer delillerden tespit edilebileceğini, davacı şirketin “Zeyilname 6”’nın Ek-2 Malzeme Listesinde yer alan malzemeleri müvekkili şirketin hakediş ve alacaklarından mahsup etmek suretiyle müvekkili nam ve hesabına alacağını beyan ve kabul ettiğini, bir başka deyişle davacı şirket tarafından müvekkili şirket nam ve hesabına alınan malzemelerin mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunu, bu sebeple davacı şirketin malzemelerin kendisine ait olduğunun tespiti ve malzemelerin kendisine iade edilmesi yönündeki talebinin haksız olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için dava konusu malzemelerin mülkiyetinin davacı şirkete ait olduğu düşünüldüğü takdirde ise, davacı tarafın sözleşmeyi haksız feshi ve müvekkili şirketin teminat mektuplarını haksız şekilde nakde çevirmesi, müvekkili şirketin alacaklarını ödememesi ve müvekkili şirketin hakedişlerinden barter kesintisi yapılmasına rağmen barter karşılığı taşınmazları müvekkiline teslim etmemesi sebebiyle müvekkili şirketin, alacakları tazmin edilene kadar dava konusu malzemeler üzerinde hapis hakkı bulunduğunu, halihazırda durum bu kadar ihtilaflıyken ve müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olduğu aşikarken davacının açmış olduğu işbu mesnetsiz davanın müvekkili şirketin uhdesinde bulunan gerek müvekkiline, gerekse müvekkilinin diğer müşterilerine ait ürünleri de dava konusu etme amacının tezahürü olduğunu, Yargıtay’ın, davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği yönündeki görüşünün istikrar kazandığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili 12/05/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini feragat beyanı uyarınca gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili 14/05/2023 tarihli dilekçesi ile feragati kabul ettiklerini yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi karşılığında verildiği iddia edilen inşaat malzemelerinin tespiti ve iadesi istemine ilişkin olup, davacı davasından karşı tarafın rıza ve muvafakati aranmaksızın her zaman feragat edebilir. Feragat beyanı yapıldığı andan itibaren hüküm doğurur. Davacı davasından feragat ettiğinden, HMK’nun 307 vd maddeleri gereğince davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Davacı vekili vekaletnamesindeki yetkisine istinaden davadan feragat ettiğinden, feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Alınması gerekli 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafından yatırılan 8.538,75 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 8.358,85 TL’nin karar kesinleştiğinde isteği halinde davacıya iadesine,
4-Taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333 ve Gider Avans Tarifesinin 5. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/06/2023

Katip …

Hakim …
¸